Stalinizm

Haluk Gerger’in Son Kitabı…

Haluk Gerger’in Son kitabı… Haluk Gerger, Anti-Marksist Devrimcilik-Marksizm Öncesi İsyancı Gelenek ve Günümüze Yansımaları, Yordam, 2022 Haluk Gerger, 1980’lerden beri izlediğim bir yazar. Bütün yazdıklarını okumasam da fikirlerinden ve izlediği yoldan haberim var. 1980’lerde eski TKP’ye yakın bir yazar olarak biliniyordu. 1990’larda Kürt hareketine dost bir tutum izledi. 2000’li yılların …

Devamını Oku

Nicholaus Wachsmann, Margarete Buber Neumann’a İlişkin Çarpıtmaları Yanıtlıyor

Margarete Buber-Numan’ın İki Diktatörlük Altında (Çev: Gün Zileli, İmge, 2012) kitabının Nicholaus Wachsmann tarafından yazılmış “Giriş” yazısını, Sendika.Org’da çıkan Ahmet Kaplan tarafından yazılmış “İki Diktatörlük Altında”: Bir Soğuk Savaş propaganda klasiği” başlıklı yazıdaki (ilgilenenler yazıyı şu bağlantıdan okuyabilirler: https://sendika.org/2013/03/iki-diktatorluk-altinda-bir-soguk-savas-propaganda-klasigi-ahmet-kaplan-94895/) iftira niteliğindeki çarpıtmalara (ki, yazar bizzat Wachsmann’ı ve Gulagların bir diğer …

Devamını Oku

Kimine Saygı, Kimine…

Artıgerçek 1963 yılında çiçeği burnunda genç bir komünisttim. 1980’lerde, 102 yaşında ölen annemin amcası Ahmet Rıfat Kemerdere, o zamanlar sanırım benim şimdiki yaşlarımda (75) eski bir emniyetçiydi. Benim, Stalin’i savunan, henüz 20’lerine varmamış genç bir komünist olduğumu öğrenince, 1940’larda, Ankara Emniyet Müdürü’yken yaşadığı bir olayı anlatmıştı. Ankara’daki fabrikalardan birinden, “Komünist” …

Devamını Oku

“Renkli Devrim” mi, Baskıya Karşı Başkaldırı mı?

Sol ve artık solun kendine “ideolojik rehber” kabul ettiği Putin, 2000’lerin başından beri icat ettikleri “renkli devrim” kavramını, Ukrayna’nın işgaliyle birlikte daha da hararetli bir şekilde tekrarlamaya başladılar. Ne var ki, onların “renkli devrim” adını taktıkları olgu, aslında 20. Yüzyılın ortalarından beri, baskı altındaki halkların diktatörlüklere başkaldırısından başka bir şey …

Devamını Oku

“Moskova Gözyaşlarına İnanmıyor!”

Bu akşam gelen haberlere göre, Kiev’in dünyayla irtibatı büyük ölçüde kesilmiş, internet bağlantıları da kopan savaş muhabirleri bölgeyi hızla terk ediyor. Bu, Ukrayna’nın, bütün dünyanın gözü önünde, kurban edilmek üzere sunağa yatırıldığının net işareti. Yüreğimiz ve gözyaşlarımız direnenlerle. Bu yazıda, Ukrayna’yı cellada hep birlikte teslim edenlerin kısa bir listesini vermek …

Devamını Oku

Tarihin İroni ve Paradoksları

Artıgerçek Tarih, ters sonuçlara yol açan ironi ve paradokslarla doludur. Yaşananlara yakından baktığımızda neredeyse adım başı rastlarız bunlara. 1960-70 döneminde sol harekete ilişkin verdiğim haftalık seminerlerimin ilkini sunarken de rastladım böyle bir tarihi paradoks ve ironiye. Hem de birbirine taban tabana zıt sonuçlarıyla iki defa. Türkiye solunu uzun yıllar baskı …

Devamını Oku

Latife Fegan’ın Anıları: Yaşanan Geçip Gider, Hatırat Kalır…

Artıgerçek Latife Fegan’ın aşağı yukarı bir buçuk yıl önce yazdığı kitabı (“Yazmasaydım Olmazdı!”, Belge, Ekim 2020) yeni elime geçti ve iki günde okudum. Fegan’ın, 1940’lardan günümüze uzanan, neredeyse 80, yoğun olarak da, devrimci uyanış dönemi olan 1960’lardan günümüze kadarki 60 yılı kapsayan ve çeşitli örgütsel ve fraksiyonel mücadele ve karmaşıklıklarla …

Devamını Oku

Monolitik Parti Modeli…

Artıgerçek Demir Özlü’nün üç romanı üzerine (Bir Küçük Burjuvanın Gençlik Yılları, Derinlik, 1979; Bir Uzun Sonbahar, Koza, 1976; Bir Yaz Mevsimi Romansı, Ada, 1990; bu üç roman topluca YKY tarafından 2013 ve 2019 yıllarında iki kez basıldı) bir edebiyat sosyolojisi çalışması yapıyorum. Üç romanın ortak temalarından biri de Selim’in (Demir …

Devamını Oku

Hitler-Stalin Paktı’nın Edebiyattaki Yansımaları

23 Eylül 2021, K24 23 Ağustos 1939 günü, bütün dünyanın şaşkın bakışları altında Hitler-Stalin Paktı imzalandı ve böylece, Sovyetler Birliği’nin boyun eğmesiyle, Avrupa entelijensiyasının gözündeki “faşizme karşı en güçlü kale” imajı büyük bir gürültüyle çöktü. Aslında Sovyetler Birliği’nin faşizme karşı mücadelenin güçlü kalesi olarak görülmesi sadece bir ilüzyondu. Batı entelijensiyası …

Devamını Oku

Xezal-Nizamettin Karaağar / 1917 Ekim’den Önce ve Sonra: Gün Zileli ve Dostoyevski’nin Bolşevizm Eleştirisi

(Bu yazı, kısmen kısıltılmış olarak Birikim dergisinin Ekim 2020 tarihli 378. sayısında yayınlanmıştır.) Hem Nietzche hem de Benjamin “Büyük Tarihsel” olay ve anlatılara karşı benzer bir eleştirel tutum takınırlar. Bu tutum “sabit bir noktadan tutunup belli bir ‘ilerleme’ mantığıyla, anlatıyı ‘şimdiye getirme’” biçiminde toparlanabilir. Tarihin ilahileştirdiği ve zihinlerin bu ilahiliğin …

Devamını Oku

Can Arıcı / Sovyetler Birliği’nin Otopsisi

Gazete Duvar’dan alınmıştır. Gün Zileli, Sovyetler Birliği’nde Devlet Terörü ve Gulaglar, Kaos, 2021 Gün Zileli’nin Sovyetler Birliği’nin 1918-1953 dönemini ele alan yeni kitabı adeta Sovyetler Birliği’nin ölüm nedenleri üzerine bir otopsi raporu niteliğinde. Daha önceki kitabı, 1917-1918 Rusya’da Devrimden Tek Parti Diktatörlüğüne (Bilim ve Sanat, 2019) ve çevirdiği, 1917 devrim …

Devamını Oku

Ceren C. Gündoğan / Sovyetler Birliği’nde Devlet Terörü ve Gulaglar Kitabının İçeriği

Ceren C. Gündoğan Gün Zileli’nin Kaos’tan yeni çıkan Sovyetler Birliği’nde Devlet Terörü ve Gulaglar kitabı, aynı yazarın 1917-1918 Rusya’da Devrimden Tek Parti Diktatörlüğüne (Bilim ve Sanat, 2019), Sukhanov’un 1917 Rus Devrimi (çev: Gün Zileli, Edebi Şeyler, 2020) ve Volin’in Bilinmeyen Devrim (Çev: Erdem Akbulut, Ayrıntı, 2017) kitaplarıyla birlikte, 1917 Devrimi …

Devamını Oku

İster İstemez Akla Geliyor!

1934 yılının ortalarından itibaren Leningrad NKVD’sinde (o zamanki Sovyetler Birliği’nin gizli istihbarat örgütü) tuhaf hareketlenmeler olmaya başlamıştı. Aslında doğrudan Kremlin’in emriyle, fakat resmî olarak NKVD Başkanı Yagoda’nın imzasıyla Zaporozhets adlı bir NKVD’linin ve adamlarının, Leningrad örgütünün şefi Sergey Kirov’un ve Leningrad NKVD’sinin isteği hilafına Leningrad NKVD’sine atanması bu hareketlenmelerin başında …

Devamını Oku

Kronştadt Ayaklanmasının 100. Yılında…

“Yaşasın Dünya Devrimi!”, “Yaşasın Komünist Enternasyonal” haykırışlarıyla kurşunlara hedef olup düşüyorlardı. Yüzlerce mahpus Petrograd’a getirildi ve birkaç aydan sonra kendilerini budalaca, canice parti parti kurşuna dizen Çeka’ya teslim edildi. Bu yenilmiş insanlar ruh ve beden olarak devrime bağlılardı, Rus halkının acısını ve arzusunu dile getirmişlerdi, Yeni Ekonomi Politikası onları haklı …

Devamını Oku

Sukhanov Üzerine…

N. N. Sukhanov’un kitabı, İngilizce baskısından çevrilerek, aşağı yukarı yüz yıl sonra Türkçede, Edebi Şeyler Yayınları tarafından basıldı. 1917’nin ve Ekim’in efsanelerden uzak bir anlatımı olan bu büyük kitabın, Ekim güzellemelerinin ortalığı sardığı tam da şu günlerde basılmış olması daha da anlamlıdır. Hayatıyla birlikte tarihin karanlıklarına gömülmüş bir yazarı daha …

Devamını Oku

Devrim, Lenin ve Stalinistler…Bilgehan Uçak

“1917-1918 Rusya’da Devrimden Tek Parti Diktatörlüğüne” kitabı üzerine bir değerlendirme yazısı Bilgehan UçakEylül 06 2020 11:15 Gmt+3 Flaubert, Madam Bovary’de -Sâmih Tiryakioğlu’nun çevirisi- şöyle diyordu: “Putlara dokunma, yaldızı elinde kalır sonra.” Onu o kadar değerli ve yüce gösteren yaldız eline bulaştığında dokunduğun şey de gökten yeryüzüne iniyor ve artık ulaşılabilir …

Devamını Oku

Gün Zileli’nin “Rusya’da Devrimden Tek Parti Diktatörlüğüne” Kitabı Üzerine – Ramazan Güngör

“1917-1918 Rusya’da Devrimden Tek Parti Diktatörlüğüne” kitabı üzerine bir değerlendirme yazısı Devrimleri niçin terör ve baskıcı süreçlerin takip ettiği haklı ve yerinde bir sorudur. Fransız Devrimi, Rus Devrimi, Çin Devrimi… Üstelik de hemen hepsinde, özgürlüğün en başta gelen taleplerden biri olmasına rağmen. Bunun yanıtlarından biri de devrimlerin, sürekli kitlelerden çalınıp …

Devamını Oku

Re-Doktrine Edilmiş Pür Bir Leninizm Nereye Varacak!

Başarısız bir öğrenciydim. Sıkıcı öğretmenlerin, yıllardır anlatmaktan kendilerinin de gına getirdiği derslerini dinlemekten hiç hoşlanmazdım. Hele sıra Tarih dersindeki “Karlofça muahidesi”nin maddelerine gelince karnıma bir ağrı girer, öğretmenden dışarı çıkmak için izin istemek zorunda kalırdım. “Çift dikiş” giderek, ileri yaşlarımda Ankara Atatürk Lisesi’nde ikinci sınıfa kadar geldiğimde aniden bir değişiklik …

Devamını Oku

İsaac Deutscher/DAS KAPİTAL’i KEŞFETMEK

Genç bir Polonyalı entellektüelin 1920’lerde, ya da 1930’1arda Das Kapital’i etüd ettiği koşullar, Batı’nın birçok ülkesinden farklıydı. Bizim için kapitalizmin çöküşüne ilişkin Marksist öngörü, sadece günlük yaşantımızın gerçekleri konusundaki bilinmezlikleri ötelerden açığa çıkaran bir bakış değildi. Eski toplumsal düzen gözlerimizin önünde çöküyordu. Bu, varlığımızın nedeni olan ezici olguydu. Ben kendi …

Devamını Oku

Neo-Nasyonal-Sosyalizm!

Eski tür nasyonal-sosyalizm artık son derece marjinal bir akımdır. Bu akım yükselen ırkçı yeni sağın kıyılarında boy vermeye çalışsa da özellikle Nazizmi bilfiil yaşamış Avrupa toplumlarında marjinallikten kurtulamamaktadır. Ülkemizde ise, bildiğimiz gibi, kendine doğrudan “nasyonal sosyalist” demese de zaman zaman “milliyetçi-toplumcu” adını kullanan aşırı sağcı bir akım eskiden beri vardır: …

Devamını Oku