Tet ve Hamas!

Son Hamas saldırısıyla Vietnam’da 1968 yılının Ocak ayında Vietkong gerillalarının Güney Vietnam’ın çok sayıda şehir ve kasabasına yaptığı büyük “Tet saldırısı” arasında benzerlik kuranlar var. Dahası, bu arkadaşlar, “Tet saldırısı”nın 1968 hareketinin başlatıcısı ya da tetikleyicisi olduğu iddiasını da ileri sürüyorlar. Buradan giderek, günümüzdeki Hamas saldırısının dünya çapında, 68 gibi bir anti-emperyalist yükselişe yol açabileceği beklentisi içinde oldukları geliyor akla.

Önce “Tet saldırısı”nın 68 hareketini tetiklediği iddiasını ele alalım.

Bu iddiayı ileri sürenler, sanırım tarihlerden hareket ediyorlar. Tet, Ocak 68’de olmuş, 68 hareketi ise Mayıs 68’de Paris’te başlamıştır. Ne var ki, böyle düşünen arkadaşlar, birazdan değineceğim gibi, Tet saldırısının etkisini abartmanın ötesinde, 68’i Mayıs 68’le başlatmakla büyük hata ediyorlar.

68 hareketi 68’de başlamamıştır. Mayıs 68 sadece bu hareketin zirve noktasını temsil eder. 68 hareketi, örneğin Türkiye’de 1960’dan hemen sonra başlayan, 1964-66 yıllarında büyük bir anti-emperyalist dalgaya dönüşerek ilerleyen bir harekettir. Bu hareket, Mayıs 68 Paris öğrenci ayaklanmasından da etkilenerek 1968 Haziran işgalleriyle zirvesine ulaşmış ve bu zirvenin arkasından 1970-71 yıllarında sönüşe doğru gitmiştir. Avrupa ve Amerika’da da süreç aşağı yukarı böyledir. Almanya’da Baider Maynhof’un, Türkiye’de THKP-C’nin silahlı eylemleri 68 hareketinin bitişinin ilanıdır.

Vietnam savaşının gerek Türkiye 68’ine gerekse Avrupa ve Amerika 68’ine gerçekten büyük etkisi olmuştur, ancak bu etki Tet saldırılarıyla özdeşleştirilemez. Tet saldırıları, bu etkinin içinde sadece bir unsurdur. O zaman Amerika’ya karşı mücadele veren gençleri yüreklendirmek gibi bir etkisi olmuştur ama bu saldırı değildir gençliğin ABD’ye karşı öfkesini alevlendiren. Eğer böyle bir etkiden söz edilecekse 1968 yılının Mart ayındaki, ABD’nin My Lai katliamı gençlerin anti-emperyalist mücadelesine daha büyük bir itki sağlamıştır. O günleri çok iyi hatırlıyorum. Tet saldırısını desteklemiş ve gururlanmıştık ama hepsi bu kadar. Yoksa gençliği ABD’ye karşı ayağa kaldıran Tet saldırısı değildir. Tarih geriye dönük yazıldığında böyle saptamalar yapılabilir ama bunun gerçek durumla alakası yoktur.

Gelelim Hamas’ın saldırısı ile Tet saldırısı arasındaki “benzerliğe”. Bence bu iki saldırı arasında benzerlik değil benzemezlikler söz konusudur. Bir kere, Vietkong gerillaları hiçbir zaman sivil hedeflere, Hamas’ın yaptığı gibi Rock festivali vb. için toplanan insanlara saldırmamışlardır. Onlar daima kukla Güney Vietnam ordu birliklerini ve Amerikan birliklerini hedef almışlardır. Kısacası, o kadar geniş çaplı Tet saldırılarında bile sadece askeri üsler hedef alınmış, sivil insanların öldürüldüğüne ilişkin hiçbir olay duyulmamıştır. ABD ya da Güney Vietnam makamları bile böyle bir iddiada bulunmamıştır. Sivilleri hedef alan, sadece, bugün İsrail’in yaptığı gibi Güney Vietnam ordu birlikleri ve Amerikan birlikleri olmuştur. Nitekim My lai katliamı da böyle bir fütursuzca saldırının sonucudur.  

Bunun ötesinde, Vietkong’un saldırısı ile Hamas’ın saldırısı arasında benzerlik kurmak dünyadaki etkileri bakımından da yanlıştır. Vietkong gerillalarının saldırısı, yukarda da belirttiğim gibi, dünya çapında yükselmekte olan anti-emperyalist dalgaya katkı sağlarken, Hamas’ın saldırısı, bir yandan İsrail’in Filistin halkına karşı insafsızca giriştiği soykırımı körüklemiş, dahası bugün açıkça gördüğümüz gibi, dünya çapında anti-emperyalist değil, anti-semitist reaksiyoner dalganın yükselmesini getirmiştir. Öyle ki, İsrail saldırılarına karşı İsrail’in içinde ve Avrupa’da ayağa kalkan, içinde Yahudilerin de yer aldığı gösteriler bile bu anti-semitist dalga tarafından örtbas edilmektedir.

Solcularımızın bile bu dalganın kuyruğuna takıldığını, Hamas’ı kutladıklarını, Hamas’la Vietkong gerillaları arasında benzerlik kurduklarını, ABD’ye, İsrail’e, Netanyahu’ya haklı olarak karşı çıkarken meydanlardaki dinci reaksiyona ağızlarını açıp tek kelime etmediklerini görmek, her şey bir yana, onların dünyanın gördüğü en seküler hareketlerden biri olan 68 ruhundan koptuklarını düşündürmektedir, ne yazık ki!

Gün Zileli

20 Ekim 2023

www.gunzileli.net

gunzileli@hotmail.com

Hakkında Gün Zileli

Okunası

12 Eylül ve Sol

Artıgerçek İki hafta önceki “12 Mart ve Sol” yazımı şu cümleyle bitirmiştim: “Sol bütün bunlardan …

3 Yorumlar

  1. Sevgiil Gün, gerçekten çok ayıp ediyorsun. Tet analojisini yapan bendim ve bu konuda seninle twitterde tartışmamızdan çok önce yazı da yazmıştım. Belli ki yazımı okumamışsın, hiç olmazsa ondan sonra yine “bakalım Demir bu konuda birşey yazmış mı?” deyip, bir bloğuma bile bakmamışsın. Belli ki kendinden çok eminsin. Sonra da bilmediğim görüşlerim hakkında kendi kafandan saçma çıkarsamalar yapıp, onları bana atfedip, onları eleştiriyorsun. Aptalca bir görüşü kürşı tarafa atfedip onu eleştirmek çocukça bir hiledir.

    Biraz daha az kendini beğenmiş olmanı dilerim.

    Yazımın linki aşağıda. Eleştireceksen kaynak göstererek ve alıntılar yaparak, olgulara ilişkin itirazlarınla ve çıkarsamalardaki mantık hatalarıyla eleştir. Başlığı: 11 Eylül mü, TET mi?

    https://demirden-kapilar.blogspot.com/2023/10/11-eylul-mu-tet-mi.html

  2. Selam Demir,

    Yazımı yazmadan önce bu yazını zaten okumuştum ve yazımda da bu fikirleri eleştirmiştim, senin adını vermeden. Kısacası, eleştirilerim bakidir.

    “Kendini beğenmiş”in kim olduğuna ise okur karar versin.

  3. “… onların dünyanın gördüğü en SEKÜLER hareketlerden biri olan 68 ruhundan koptuklarını düşündürmektedir, ne yazık ki!”

    Türkiyeyi Batılaştıran iki SEKÜLARİZM kurtuluş ve ilericilik peygamberleri Atatürk ve Karl Marks hala devrimcilerin kalbinde yaşıyor!

    Diğer uyaranları bir tarafa bırakır da sadece baş belası din Marksizm’de sürekli diğerlerini utandıran kimsenin (“Enfant terrible”) uyanmayanlara uyarısı: ” her türlü (seküler) yeryüzü ideolojisi üstü örtülü bir (kurtuluş) teolojidir”.

    Biri uyanmış: “Bolşevik-Sovyetler Birliği Marksizm’i kötü, orta-sınıf anarşist Marksizm’i iyi!”

    Diğeri (medenilerin en derin varlıklarında yatan “bakire” saplantısı içinde): “Rus Lenin/Çin Konfüçyüs kötü, bakire ve mükemmel orta-sınıflı Marks iyi!”

    İlericilerin ikilemi (dilemma): İlericilik geride kalanlar içindir.
    Üstelik sağ ve solun taptığı bir dalkavuk fizikçi bu enayi ilericileri çoktan uyardı: “Aman çok hızlı gitmeyin, duman olursunuz vallahi!

    Kurtuluş dinlerinin peşine düşenlerin ikilemi (dilemma): Kurtuluş dolantıcılığını, gelmiş geçmiş en güçlü (yeryüzü = seküler) Allah Kapital’e tapan Batı çoktan başardı.

    Rusya ve Çin ve şimdi Hindistan da, hatta artık tüm dünya Kapital peşinde koşan örgüt- çeteler (yani Kapital pez*venkleri devletler ) arasındaki mücadele oldu.

    “Ah o güzel günler” TEL-inde uzun havalar çeken Marksist’i taşlama: İLERLEMEYE engel olan yerli ve eski kafalı çiftçileri kırımdan geçiren (İsrail propagandası çağrıştırır, değil mi?) Vietnam çoktan dahil!

    Üstelik bu Marksist tarih de bilmiyor sanki. Vietnam’ın sömürgecilik karşıtı hareketi Sovyetler ve Çin’in Batı’ya karşı dünyayı paylaşma mücadelesinde çok daha sert oldukları zamanlar.

    Başıma gelen bir anekdot: Batı’yı şimdi kayıtsız şartsız kendine köle etmiş ve tarihte (eğer tarih devam ederse) sadece gaddarlığı ile anılacak Amerika’nın zulmünü BM”de pez*venklere dert yanmak için gelen Kızılderililere sordum:
    – Ne oldu?
    – Sovyetler çökeli BM Amerika’nın bir kölesi, dinleyip unutuyorlar!

    Bunu bile bırak, hiç değilse Kore savaşını hatırlar insan! Ve şimdi iki maskara Kuzey ve (Türkiye’nin daima olmak istediği ama olamadığı) asıl Küçük Amerika (pornografik seks ve titreyiş teknolojisi elektronik) Güney Kore’den ders alır.

    Sadede geleyim.” Tet ve Hamas” bana hemen şahane bir küçük beyinliler özlü sözünü hatırlattı: Kasap et derdinde, koyun can derdinde.

    Şu kesin: Süregelen acı çekmeleri her b*k üzerine üşüşen gazeteciler yetmez gibi, , jeopolitik-sosyolojik-psikolojik-tarihsel-siyasi-ekonomik-marksist-anarşist ve binlerce diğer büyük beyinli-speak diliyle analiz edecek, anlamını açıklayacak, anlatacak, filmlere dökecek sayısız eserler mantar gibi bitecek.

    Bazen “sağ=sol” dırdırı etmektense ağlamak daha iyi!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir