Ayça Söylemez / Kim bu ÖSO?
Cumhurbaşkanı’nın “Her türlü desteği verdik” dediği, ‘Özgür Suriye Ordusu’ (ÖSO) denilen İslamcı silahlı militanlar kim?
Türkiye’nin yan yana Suriye savaşına girdiği, TSK ile omuz omuza savaşan, kendilerine mücahit diyen müttefiklerinin nihai hedefi ne?
Hadi hükümet, devlet, siyasi iktidardan herhangi bir yetkili savaşta kiminle müttefik olduklarını doğru düzgün açıklamıyor, bu mücahidin kendi internet sitelerine, YouTube’a ekledikleri, Allah/İslam adına savaşa (cihada) çağıran görüntülerini bulup izleyemeyeceğimizi mi düşünüyorlar?
Bildiğimiz kadarıyla isimleri şöyle: Suriye Türkmen Ordusu, Nureddin Zengi Hareketi, Dağ Şahinleri Tugayı, Şam Cephesi, Şam Birlikleri, Sultan Murat Tugayı (Tümen olmuşlar), Sukur El Ceber, Şam Cephesi. (Not: Arapça orijinal isimleri veya İngilizce çevirilerinde farklılıklar olabiliyor, Arapça bilenlerin referansı, Türkçe’ye böyle çevrilmiş isimlerden daha doğrudur.)
AKP’nin desteklediği Ahraru’ş Şam’ın yanı sıra Nusra Cephesi, Aksa Askerleri, Sünnet Ordusu, Feylek el Şam ve Hak Tugayı gibi nispeten büyük gruplar, ‘Fetih Ordusu’ adı altında, İdlib’e saldırı düzenlemek amacıyla birleştiklerini açıklamıştı. ÖSO’dan Usame Ebu Zaid de bileşenleri arasında, El Kaide’den ayrıldığını açıklayan Nusra Cephesi’nin de olduğu Fetih Ordusu ile İdlib savaşında birlikte hareket ettiklerini doğrulamıştı.
TSK de şimdi Suriye’de, El Kaide’nin eski müttefiki Fetih Ordusu’nda savaşan Feylek el Şam ile birlikte hareket ediyor. İdlib’i ele geçirdiklerini “İdlib kentinin minarelerinden tekbirler yükseliyor” diye duyuran Feylek el Şam ile…
İlişkiler karmaşık ama sonuç net. Suriye’deki İslamcı örgütlerin geçişliliği, TSK’yi El Kaide’ye kısa yoldan bağlıyor.
Cerablus operasyonuna katılan İslamcı örgütlerden Nureddin Zengi Tugayı’nın adını ise daha bir ay önce, Halep’te Filistinli 13 yaşındaki çocuğun başını kestiklerinde sık sık duyduk. Övünerek videosunu yayınladıkları vahşet dünyadan – Batılı müttefiklerinden – çok tepki çekince önce “Esad’ın askeriydi” diyerek çocuğa ait olduğunu iddia ettikleri bir kimlik yayınladılar. Tepki “Asker olsa ne olacak, küçücük çocuk” şeklinde devam edince bu kez çocuğun 18 yaşında olduğunu iddia ettiler (ki görüntülerdeki çocuğun 12-13 yaşlarında olduğu net görülüyor). Sonra da kafa kesme görüntülerini saklamaya, bu ‘propagandanın’ düşmanlarının işi olduğunu söylemeye başladılar. Sanki görüntüleri kendileri ‘gururla’ yayınlamamışlar gibi. (TSK’nin müttefikleri sözlerinin arkasında durmuyor)
Yani TSK, çocukların başını kesen örgüt(ler) ile ittifak yapıyor.
Bu örgütlerin birçoğunun AKP ile bağları da eskiden beri açık. TIR’la taşınan silah ve mühimmattan açıkça bahsetmeseler de Türkiye ile ilgili her önemli olaya müdahiller.
Örneğin 1 Kasım seçimlerinin ertesi günü, Cerablus’ta TSK ile yan yana savaşan Sultan Murat Tümeni, Şam Cephesi gibi bazı birliklerin de içinde olduğu 12 cihat yanlısı grup, AKP’yi tebrik açıklaması yayınladı. Açıklamada, “Ortadoğu’da yaşanan hassas gelişmeler nedeniyle AKP’nin Türkiye’deki seçimi kazanmasının önemi olduğunu” ifade ettiler, “Tüm ülkeleri Suriye direnişine yardımcı olmaya çağırıyoruz” dediler. Açıklamada, AKP, Ortadoğu’daki gelişmelere kendi lehlerine müdahil mi oluyor, Suriye savaşına dolaylı yoldan katılıyor mu, gibi soruları cevapsız bırakmışlar.
İslam Ordusu, Şam Kolordusu ve Birinci Alay da ayrı olarak yayımladıkları seçim mesajlarında, Türkiye’nin ‘bölgede istikrarın sağlamasına yönelik örnek tutumunun’ devamını dileyerek, AKP’nin tek başına iktidar oluşunu tebrik etti.
Aynı şekilde, Ahraru’ş Şam başta olmak üzere birçok İslamcı örgüt, IŞİD’in Atatürk Havalimanı ve İstiklal Caddesi’nde düzenlediği bombalı saldırıları kınadı.
Bu bilgiler gizli değil, çoğu ve daha fazlası haber de oldu. Ve muhtemelen buzdağının görünen kısmı. Buna rağmen gördüklerimiz, Türkiye’nin nasıl bir savaş içine çekildiğini, bizi gelecekte neyin beklediğini ortaya seriyor.