AYYUK – No.10, 22 Aralık 2007

——————

AYYUK

——————

No.10, 22 Aralık 2007

(Yanlışların Ayyuka Çıktığını hissettikçe çıkar)

Ayyukdan@hotmail.com

Bize Dokunmayın!

Biz Halimizden Memnunuz!

Ayyuk adlı sanal bir yayın kalkmış bizi tartışmaya davet ediyor. Ne o, geçmişte sosyalizmin sorunlarının tartışıldığı gibi şimdi de anarşizmin sorunları tartışılmalıymış. Anarşizm de sosyalizm gibi krizdeymiş. Örneğin örgütlenme alanında büyük zaafları varmış falan filan…

Bazılarının niyeti huzursuzluk yaratmak, bu açıkça belli. Oysa bizim keyfimiz yerinde. Durumumuzdan hiçbir şikayetimiz yok. Anarşist takılıyor, kendi küçük çevrelerimizde mutlu bir şekilde yaşayıp gidiyoruz.

Ne o efendim! Devrim diye bir sorunu olanların huzur içinde olmamaları gerekirmiş de. Devrim çok büyük bir davaymış da, bunun için siyasetler üretmek gerekirmiş de. Oysa ne gerek var siyasete. Sol gruplar bunu bol bol yapıyorlar. Kritik anlarda onlardan birinin siyasetini benimser, biz de benzeri şeyleri söyleriz, olur biter.

Hem biz değil miyiz her 1 Mayıs’ta ne yapıp ne edip kara bayraklarımızı meydanlarda dalgalandıran. Bu yıllık görevimizi de yerine getirdikten sonra bizden istedikleri nedir anlamıyoruz. Kendi küçük çevrelerimizde, gönüllülük esasına dayanan bir çalışmayla, yani hiçbir sorumluluk almadan, karınca kararınca yuvarlanıp gidiyoruz. Gönüllülükle sorumsuzluğu karıştırmayalım mı? Bu çalışma tarzımızla mekânlarımızın kirasını bile ödeyemez miyiz? Son anda bir bağış kampanyası açsak da mı? O zaman kapatırız gider. Nasıl olsa günün birinde gayrete gelip bir tanesini daha açarız. Kendimizi zorlamaya ne gerek var? Sorumlu gruplar falan oluşturmaya ne gerek var?

Dedik ya hepimiz küçük prensliklerimizde durumumuzdan memnunuz. Küçük prenslikler de artık birbirine ilişmiyor. Sınır boylarında tam bir barış ortamı var. Benim küçük prensliğime dokunmayın başka bir şey istemem. Kimimiz haber prensliğinin başında otururuz, kimimiz küçük bir yayın prensliğinin, kimimiz de mekân prensliğinin. Kızıl kara prensliklerin başında oturup ne dediği, ne yazdığı belli olmayan, kapısından nasıl girileceği bile izah edilmeyen website prensliklerimiz de var. Kimse kimseye hesap vermez, kimse kimseye bir şey sormaz. Kimse sorumlu değildir. Kimse yönetici değildir. Tam anarşizme uygun bir durum. Görünmeyen yöneticiler mi ne olacak? İşte huzur kaçırıcı bir soru daha. Demedik mi rahatımızı kaçırmayın diye.

Üstelik, tüm günahlarımızı da AGF tekkesinin sırtına yıktık. Tüm kötülükler oradan geliyor. Bizde yok bir kötülük. Bizde yok bir zaaf. Zaaf olması için pratikte bir şeylerin yapılması mı lazım? Üzerine ölü toprağı serpilenlerin zaafları bile anlaşılmaz mı? AGF tekkesinde, ne kadar tekke olursa olsun en azından hayat belirtisi mi var? Fesupanallah, iyice zıvanadan çıkmış bu Ayyuk.

Biz devrim istiyoruz. Evet ama bunun için rahatımızı bozmamıza gerek yok. Günün birinde oluverir devrim nasıl olsa. İradi çabalar gereksizdir. Kitlelerin örgütlenmesi mi? Bu bizi ilgilendirmez, kitleleri ilgilendirir. Bizim bu konuda bir çabamız olamaz. Biz sadece kendi küçük çevremizi oluşturur, bekleriz. Neyi mi? Hiiiiçççç!

Devrim, büyük bir mücadele, büyük bir örgütlenme sorunudur mu dediniz? İşçilerin, köylülerin öz örgütlenmesi sorunudur mu dediniz? İyi ya, işçi ve köylüler örgütlensinler o zaman. Bizim bu konuda bir şey yapacak durumumuz yok. Devrim siyasetler üretmeyi mi gerektirir dediniz? Solcular bugüne kadar siyaset üretti de ne oldu? Nasıl farklı yani? Siz farklı olarak ne öneriyorsunuz ki? Anarşistler aralarında tartışmalı ve kitlelere önerecekleri siyasetler üretmeliler ha? Peki bu klasik önderlik anlayışı olmuyor mu? Olmuyor demek. Kitlelerden ayrı bir örgütlenme önermiyorsunuz demek. Öncü bir örgüt olmayacak demek. Ama yine de kitlelerin siyasete ihtiyacı var demek. Siyasetle iktidar mutlaka aynı anlama gelmiyor demek. İşçilerin, emekçilerin özörgütlenmesine anarşistlerin yardımcı olması gerek demek. Emekçilerin binlerce küçük sorunu için binlerce kampanya örgütlemek, bu kampanyalar arasında yatay bağlantılar kurmak gerekiyor demek. Farkında olmadan bizi de siyasetin içine çekiyorsunuz yavaş yavaş, bakıyoruz da. Yo yo, lütfen ilişmeyin bize, biz halimizden memnunuz. Konformist miyiz? O da nereden çıktı şimdi?

AYYUK’un konformist anarşistlere yönelik acı ve sarsıcı eleştirileri bundan sonraki sayılarda da devam edecektir.

Hakkında Gün Zileli

Okunası

AYYUK – No.9, 5 Aralık 2007

—————— AYYUK —————— No.9, 5 Aralık 2007 (Yanlışların Ayyuka Çıktığını hissettikçe çıkar) Anarşizmin Sorunları Tartışması: …