Toplumsal Yapı

Fikret Başkaya / İlerleme, kalkınma ve büyüme adına yok edilen doğa, çürüyen toplum…

Kapitalizm, mülksüzleştirerek sermaye biriktirmektir. İnsana ve doğaya zarar vermeden, sosyal kötülükleri azdırmadan, ekolojik dengeleri aşındırmadan yol alması mümkün olmayan, absürt, lanetli bir sistem, bir üretim tarzıdır… Gerçek durum böyledir ama söylem başkadır… Maalesef, insanlar ekseri yıkılanı değil, yapılanı görme eğilimindedirler… Ve bu tavır olup bitenleri meşrulaştırıyor, egemenlerin işini kolaylaştırıyor… Kapitalizmin …

Devamını Oku

Fikret Başkaya / Kapitalizm – Devlet – Mafya…

“Kapitalizm yasal mafya, mafya da yasal olmayan kapitalizmdir”.                                                            Dario Bötancourt- Maria Garcia “Kapitalizm, egemen sınıf tarafından kanunileştirilmiş (yasalara bağlanmış) bir kanunsuzluktur”.                                                Al Capone (Amerikalı mafya lideri, milyoner) “Devlet için kurşun atan da şereflidir, kurşun yiyen de şereflidir”.                                                             Tansu Çiller (Eski başbakan) Mafya lideri Sedat Peker’in yaptığı peş …

Devamını Oku

Fikret Başkaya / Ne ile cebelleştiğini bilmek!

        “Radikal olmak, sorunları kökeninde ele almaktır”   Radikal eleştiri hiç bu kadar önemli olmadı, lâkin radikal eleştiri hiç bu kadar yerlerde de sürünmedi. Bu çelişkinin vakitlice aşılması gerekiyor. Türkiye’de komprador kapitalizm çöküş sürecine girmiş bulunuyor. Her seferinde çözdüğünden daha çok sorun yaratıyor. “Yeni değer”, “fazla değer” …

Devamını Oku

Siyasi Muhalefet Sağa… Toplumsal Muhalefet Sola…

Özellikle toplumsal bunalım dönemlerinde böyle olur. Siyasi güçler birbirinin ardından ve hatta birbirinin peşine takılarak sağa doğru kayarken temeldeki toplumsal muhalefet gittikçe sola, daha sola doğru kayar ve sonunda siyasi güçlerle toplumsal güçler karşı karşıya gelir. Bu aynı zamanda toplumun devrimin eşiğine geldiğinin de göstergesidir. Fransız Devrimi’nde de böyle olmuştur, …

Devamını Oku

Dersim versus Bayburt (Sosyolojik Açıdan Seçimler)

Bunu elbette uzun vadede akademisyenler daha net istatistiklere ve verilere dayanarak yapacaklardır. Benim burada yapacağım, ilk elde göze çarpan verilerden yola çıkan biraz kabaca bir tahlil olacak. Sınıfsal verilere göre bir tahlil yapmamız şu manzara karşısında biraz zor görünüyor. Dediğim gibi, akademisyenler ve bazı Marksist analizciler zaman içinde bu açıdan …

Devamını Oku

ogürsel / I MERKEZÎ İKTİDAR PARADİGMASI (1)

“İnsanlar… Bitkileri de ehlileştirmeyi öğrenmenin ardından kendi buluşlarının kurbanı oldular. Sabanı sürmeye, ekini istiflemeye, kumaş dokumaya ve yiyeceklerini kaplarda pişirmeye, dolayısıyla, ayrı zanaatlarda uzmanlaşmaya başlar başlamaz, dünyanın tüm nimetlerini tekeline almaya kararlı küçük bir azınlık için çalışmak zorunda buldular kendilerini… Toprağı işleyenler asiller, ve savaşçı çeteleri tarafından sindirildiler, hayatlarının bağışlanması …

Devamını Oku

Fikret Başkaya/Üretmek, tüketmek, yok etmek!

    Neoliberal küreselleşme çağında tüm toplumlar daha çok üretime ve daha çok tüketime kilitlenmiş durumda. Üretim artarsa, ekonomi büyürse işlerin yoluna gireceği söyleniyor. Lâkin her üretim artışının sonunda beklenen sonuç ortaya çıkmıyor, işler daha da sarpa sarıyor. Kapitalist ürettiğine değil, üreteceğine bakar. Gözü ürettiğini görmez. Onu önündekine değil de …

Devamını Oku

Fikret Başkaya/Kişi başına düşmeyen milli gelir

“Sadece kendi tahrif ettiğim istatistiklere inanırım” Winston Churchill Eğer resmi verilere itibar edilir ve milli gelir denilen eşit bölüşülürse, Türkiye’de kişi başına yılda 10 744 dolar düşerdi. Bu her Türkiyeliye günde 29 dolar düşecek demektir. O zaman üç çocuk, iki yetişkinden oluşan beş kişilik bir ailenin günlük geliri de 145 …

Devamını Oku

Vigilante?!!?

Vigilante nedir? Aynı sözcük, birçok batı dilinde küçük değişikliklerle kullanılır.  Vigilance, uyanıklık anlamına gelir. Vigilante ise kısaca, uyanık yerel vatandaş veya vatandaşlar topluluğu demektir. Bu tür hareketler özellikle ABD’de XIX. Yüzyılda ve XX. Yüzyılın ilk yarısında oldukça etkili olmuştur. Çünkü ABD’deki sistem, merkezi devletin yerine, yerel vatandaş inisiyatiflerine (aynı zamanda …

Devamını Oku

Fikret Başkaya/Neden zenginlerin yoksullara ihtiyacı vardır?

    Fikret Başkaya “ Yoksullara yiyecek verdiğimde bana ermiş diyorlar. Yoksullar neden yoksul diye sorduğumda da, komünist olduğumu  söylüyorlar”.                               Dom Helder Camara Her 6 saniyede 1, her dakikada 10, her saatte 600, her gün 14 400  ve her yıl 5 milyon çocuk açlıktan ölüyor. Neden? Dünya nüfusunun %2’si …

Devamını Oku

İbrahim Özkurt/İnsanlık Yönetilmeye Razı Olduğu Müddetçe Özgürleşemez

  Yalansız Sitesinden alınmıştır.   “Büyük insanlık” Eşitsizliklerin hüküm sürdüğü zamanlardan bu yana durmaksızın isyan etmiş, bazen büyük devrimler bile gerçekleştirmiş olmasına karşın, henüz ÖZGÜR BİR YAŞAM inşa edememiştir.   Ben bu yazımla inşa edemeyişin nedenlerini tartışmaya açmak istiyorum. Zira nedenlerini açığa çıkarmadan isyan ve devrimler başarıya ulaşsa dahi, bir …

Devamını Oku

Başka Bir Yol…

  Bu yoldan her seferinde Ankara’ya gidiliyorsa siz İstanbul’a gidiliyormuş gibi yapamazsınız. Yapsanız da kimse inanmaz. İnansa bile, otobüs Ankara terminalinde durduğu zaman foyanız meydana çıkar. XIX. ve XX. Yüzyıl, büyük ayaklanmalar ve devrimler çağıydı. Ayaklanma ve devrimlerin hepsi genelde aynı sonucu verdi: Yeni diktatörlükler ve yeni diktatörler; eskimiş devlet …

Devamını Oku

Toplum Kürtaja Yatırılırken…

Toplum Kürtaja Yatırılırken…   Başbakanın açıkladığı son kürtaj kararıyla birlikte AKP iktidarının ikinci döneminin başladığını söyleyebiliriz. Birinci dönem, AKP’nin muhtemel iktidar rakiplerini “yargı” yoluyla tasfiye ettiği on yıllık dönemdi. Açılan sahte Ergenekon, Balyoz, Andıç, OdaTV, Devrimci Karargâh, BÇG davalarının, KCK tutuklamalarının, Anayasa referandumunun anlamı budur. Böylece AKP, geçtiğimiz bu on …

Devamını Oku

İki Tür Kapitalist Mülkiyet (1)

Sanıldığının tersine, kapitalizmin tek mülkiyet biçimi özel mülkiyet değildir; devlet mülkiyeti de bir kapitalist mülkiyet biçimidir. Engels, devleti “kolektif kapitalist” olarak nitelendirmiştir ki, bu, çağları aşan çok önemli bir nitelemedir ve bize bugün de yol göstermektedir. Evet, devlet hem siyasi, hem de ekonomik anlamda kolektif kapitalizmi temsil eder; tek tek …

Devamını Oku

İki Tür Nasyonal Sosyalizm…

XX. yüzyılın başlarında Sovyetler Birliği devletinin iddiası sosyalizmi kurmaktı. Bu devlet, 1920’li yıllarda bütün devletler gibi nasyonalist bir yol tutup 1930’lu yıllarda, Stalin’in yönetimi altında nasyonal sosyalist bir devlete dönüştü. Nasyonal sosyalist bir devletti, çünkü dünya devrimine kapılarını kapatmış ve özellikle “tek ülkede sosyalizm” teorisiyle nasyonalizmi baş köşeye koymuştu. Artık …

Devamını Oku

Korkunç Bir Baskı Biçimi…

On yıl kadar önce, Demir Küçükaydın’ın, Avrupa’da çıkan Koxuz dergisinde, şu anda elimde olmayan bir makalesini okumuştum. Makalede mealen, insanı en çok köleleştiren örgütlenme biçiminin küçük grup örgütlenmesi olduğunu söylüyordu. Kendi yaşadığım deneylerden biliyorum, küçük gruplar içindeki çok yakın, fazlasıyla yüz yüze ilişkilerin insanı istemediği şeyleri nasıl onaylamak zorunda bıraktığını. …

Devamını Oku

İşçi Sınıfı Entelektüel Bir Sınıf Olabilir mi?

Tarihte ezilen sınıfların kendilerini ezen düzene karşı ayaklandığını, hatta sistemi yıktığını görüyoruz ama sınıf olarak sömürülmelerini ortadan kaldıran bir düzen kurabildiklerini göremiyoruz. Köleler serf olmuş, serfler de işçi. İşçi sınıfı adına kurulan “sosyalist” düzenlerde de işçi sınıfı sömürülen sınıf olmaktan kurtulamamış. Sadece özel mülkiyet sahibi patronların ücretli kölesi olmaktan çıkmış, …

Devamını Oku

En Büyük Tüketici Güç: Üretici Güçler Teorisi!

Devrimi bırakan, üretici güçler teorisine sarılır. Bazıları ise, devrim diye başından beri bu teoriye sarılmıştır. Üretici güçler teorisini başımıza bela eden Marx ve Engels’tir. Marx ve Engels’in teorisinde toplumsal gelişmeyle devrim tam birbirinin üzerine oturmaz, biraz ayrı ayrı yerlerde durur. Kapitalist ekonominin tahliline gömülen Marx ve toplumların gelişme trendlerine yoğunlaşan …

Devamını Oku

Politik Diktatörlük! Ekonomik Diktatörlük!

Churchill’in ünlü bir sözü vardır. “İngiltere’de sabaha doğru kapınızı yalnızca sütçü çalar” der. Dünyada Hitlerci, Mussolinici ve Stalinci diktatörlüklerin hüküm sürdüğü bir dönemde söylendiği için daha da anlamlıdır bu söz. Gestapo olsun, Avro olsun, NKVD ve GPU olsun, kitlesel tutuklamaları yürütürken, ev baskınlarını genellikle sabaha doğru yaparlardı. Türkiye’de yaşayanlar da …

Devamını Oku

Siyasi Alan Üzerine

Siyasi alan konusu, 150 yıldır komünistlerle anarşistler arasında önemli bir tartışma konusu olagelmiştir. 19. yüzyılda, kapitalizmin toplumsal oluşumuna, ulus devletlerin ve ulusal sınırların belirlenmesine paralel olarak, burjuvazinin en önemli onay kurumu siyasi alan da yeni yeni oluşmaktaydı. Bu alan, 19. Yüzyılın ortalarında bile oldukça dardı. Emekçi sınıflar, alanın önemli ölçüde …

Devamını Oku