Vigilante?!!?

imagesimages (1)images (2)images (3)

Vigilante nedir? Aynı sözcük, birçok batı dilinde küçük değişikliklerle kullanılır.  Vigilance, uyanıklık anlamına gelir. Vigilante ise kısaca, uyanık yerel vatandaş veya vatandaşlar topluluğu demektir. Bu tür hareketler özellikle ABD’de XIX. Yüzyılda ve XX. Yüzyılın ilk yarısında oldukça etkili olmuştur. Çünkü ABD’deki sistem, merkezi devletin yerine, yerel vatandaş inisiyatiflerine (aynı zamanda yerel linçlere) daha fazla izin verir.

Ne var ki, yerel vatandaş inisiyatifi denen şey, toplumun içinde bulunduğu kültürel yapıdan ve toplumsal yönelişlerden bağımsız ele alınamaz. Bu tür inisiyatifler pekâla faşizme ya da faşizan bir yerel zorbalığa da yol açabilir. Nitekim, ABD’deki deneyler daha çok bu yöndedir.

ABD kasabalarında örgütlenen Vigilanteler, her şeyden önce reaksiyoner ve antikomünist yerel örgütlenmeler olarak ortaya çıkmış ve gizli polis tarafından da teşvik edilmiştir. Bunların en aşırıları, Klu Klux Klan gibi ırkçı örgütlenmeleri ortaya çıkarmış, siyahlara karşı girişilen kundaklama, siyah avı, siyah “suçluları” yakma gibi eylemlere öncülük etmiştir.

Emma Goldman, ABD şehir ve kasabalarında, Vigilante gruplarının anarşistlere ve IWW üyelerine yaptıkları saldırıları anlatır (Bkz: Hayatımı Yaşarken, Metis-Kaos). IWW (Industrial Workers Of the World), bugün de varlığını sürdüren, ABD kökenli olmakla birlikte dünya çapında radikal bir sendikadır. Bu sendikanın genç militanlarına Wobbly denirdi. Wobblyler her yerde Vigilantelerin saldırısına uğrar ama bu saldırılara karşı kendilerini ve işçi mücadelesini militan bir şekilde savunurlardı.

 

Kısacası, Vigilanteler, polisin denetimindeki yerel sivil zorba gruplarıydı ve aşırı reaksiyonerdi. Rusya’da Çarlık zamanındaki Kara Yüzler de bir anlamda Vigilantelere benzetilebilir. Onlar da aşırı ırkçı ve Yahudi düşmanıydı ve Yahudiler başta olmak üzere azınlıklara karşı pogromlar düzenlemekle ünlüydüler.

 

Vigilanteler, yerel alanlarda yalnızca antikomünist terörle kısıtlı kalmaz, aynı zamanda yerel polisin görevlerini de üstlenirler. Örneğin, fuhuşa, uyuşturucu ticaretine, kumara karşı kendi kendilerini görevlendirir ve “cezalandırma” adını verdikleri eylemler yoluyla çevrede yerel bir otorite olmaya çalışırlar. Bir anlamda mafyatik bir faaliyettir bu. Yerel mafya grupları da kendilerine rakip çeteleri aynı “ahlaki” gerekçelerle bastırırlar. Vigilantelerin, kimi durumlarda rakip mafya gruplarının vurucu gücü rolünü oynadığı da görülmüştür. Başlangıçta halisane duygularla bile başlansa, bu tür kirli işleri bastırma görüntüsüyle işe girişen Vigilante gruplarının, kısa süre sonra, mücadele ettiklerini söyledikleri işlerin yerel tekelcisi olarak ortaya çıktıkları az görülmüş olaylardan değildir.

Türkiye’nin çeşitli yerlerinde de Vigilanteleri hatırlatan bir takım faaliyetler göze çarpabilmektedir.

Gün Zileli

16 Ocak 2014

www.gunzileli.com

gunzileli@hotmail.com

Hakkında Gün Zileli

Okunası

Halil Berktay / Bahçeli fenomeni: Kendine canavar

Serbestiyet‘ten alınmıştır. [11-12 Mart 2023]. Şaka gibi. Kara mizah. Çifte standartlılığın doruğu. Uzaya çıkmış hali. …

39 Yorumlar

  1. özgürlükçü

    ne alaka bakmayana sorup gündemmi yaptın?????KANTON duydunmu zileli bir biriyle işit ilişki içinde olmak içine kapanmak şövenleştirir diyen bookchin toplumsal ekolojik kömünalizmde der

  2. “Vigilante ise kısaca, uyanık yerel vatandaş veya vatandaşlar topluluğu demektir… Kısacası, Vigilanteler, polisin denetimindeki yerel sivil zorba gruplarıydı… aynı zamanda yerel polisin görevlerini de üstlenirler… ABD kasabalarında örgütlenen Vigilanteler… polis tarafından da teşvik edilmiştir.”
    Bu özete göre…
    Demek ki neymiş, Vigilante;
    “Merkez” Faşizm’in terör ve cinayetlerini görünmez kıldığı, topluma derinlemesine nüfuz ederek egemenlik kurduğu, hem de bu “en mülkiyetçi ” en acımasız kıyım-sindirme politikalarını en az maliyet, en yüksek meşruiyetle sağlayabildiği yöntemin adıymış…
    Kısaca “En Uyanık Faşizmmiş…”
    Bu “uyanıklık” ancak Satlinizmle karşılaştırılabilir; ama onu bile özleten “şeytani bir akıl ve acımasızlık” olarak… F. Gülen ve ekibi de bu “literatüre” özgün katkılar verme yolunda epeyce mesafe kat ediyor; koşullar gerektirdiğinde gereken transformasyon için uygun yapılar izlenimi veriyor desek haksızlık olur mu?

  3. Yorumunuzu küfür nedeniyle yayınlayamıyoruz.

  4. sinifin her yaramaz cocugu akilli degildir, ama sinifin yaramaz ve akilli cocuklari vardir ki hersey onlardan cikar, bide sinifin uslu cocuklari vardir, 68 in sag kalan teorisyenlerinin hepsi ya bunlardir, yada sinifin yaramaz ve akilli cocuklarina uymaya özeenen geri zekali okuzlerr olan uslulardir, bunlarin tumu yelpazenin degisik yerinde ,gibi ama hep ayni uslu yerde mirildanirlar….firtina sevmez onlar cay bahcesi severler…

  5. halki devrimden sogutmak diye bi kanun cikarsak ta yargilasakta yargilasak…

  6. http://www.sosyalistforum.net/politik-gundem/66218-cephelilerin-yozlasmaya-karsi-eylemleri.html

    Şu başlığı bir incelemenizi öneririm. Bu arkadasların eylemleri de Vigilanteye örnek verilebilir mi? Bir de başlıkta karmaşayı görmenizi isterim, açıkcası değerlendirmenizi çok merak ediyorum

  7. hakaret içerdiğinden yayınlanamadı.

  8. anarsizm her turden devrimciligin vicdanidir, anarsizm deyince aklina isyan gelen bi insan olarak, hayatinda en isyanci gunlerde isyan etmemeiyi iliklerini isletmis, ve isyan haric heryerde, ve hatta isyanin kazanimlarinda bile bulunan bir adamin, bir adamin anarsist gecinmesi beni olduruyor. dostlar beni siz gercek hancerlerinizle oldurunuz,,, ozgurlukcu seni göreve cagiriyorummm:)))

  9. Yorumunuz hakaret içermektedir.

  10. Hezeyan halindeki, düzeysiz ve belaltı bu ve bundan sonraki yorumlar açıklamasız yayınlanmayacaktır.

  11. Halk cephesi üyelerinin kendi semtlerinde ahlak zabitliğina varacak şekilde otorite kurmalarını, “vigilante” olarak değerlendirmek mümkün müdür?

  12. özgürlükçü

    özgürlükçü 19/12/2013 te yerel gezi dayanışma formunun çağrısı ile yolsuzluğun isyanına yakkabı kutulu isyanda hırsızlar dışarda gezi tutsakları içerde sloganıyla isyan gecesinde konuşma yapıp gençlerle şehrin içinde yürüyüşe katıldı 25 gün sonra evime yaya cezası tarafiği tehlikeye düşürecek fiilden 77.tl lik para cezası geldi demekki sürekli fişlenip izleniyormuşuz eğer adresini öğrenebilirsem tayibin billaline ödemek isterim nede olsa hırsızlığa isyan cezasıydı garibime giden KCK dan kendini ihbar dilekçesi verip t.m de ifade veren birine yaya para cezası ile cezalandırmak zoruma gitti asıl zoruma giden hemen kendi yerelimizde HDK-HDP bileşenleri olarak gezi isyanından yolsuzluk isyanına her isyanın içinde olmamıza rağmen halen kendini devrimci tanımlayıp bizi iktidar yada akp yandaşı gibi eleştirenlerin olması üzücüdür eğer öyle bir algı oluşturduksa kuşkusuz bizim eksiğimizdir ama bizzat pratiklerimiz tam tersi olup her türden isyana politik anarşist olarak HDP ile katılıp bedelinide çekmemize rağmen böyle algılanmak enteresan bu sitede suriyeyi tartışırken PYD ve kürt özgürlük hareketini devlet-esat yanlısı görenler nasıl yanıldıysa bu gün bunu yapanların yanılacağına eminim bunu yapanların rojovadaki anarşizme en yakın kanton 3 resmi dilli otonom özgür ve özerk pratikleride görmemeye çalışması normaldir???gündeme bak hizaya gel?????

  13. Bu yazinin, son zamanlarda DHKP-C’nin ahlak bekcisi kesilmesine ve ilkokulda kullanilan fislerden (“ahlaksiz kadin utandi”) ote gidemeyen ifade tarzi uzerine yazildigini umuyorum.

  14. Mesele esır dusmekte degıl teslım olmamakta! FENERBAHCE YKILMAZ!!!!

  15. akademisyenlerden az devrimci cikar en anarsist gecineni bile statukocudur,en anti statuko edebiyatina dalarken bile kafasi statukocudur,,,en anti statiko edebiyati yapani HDP ye baglanir,en kenardaki azinlik ezileninin talebini bir torbaya doldurur, gider bir NEO MOnarkin sirtina asar,,, ve bu iste bir bokluk kesinlikle vardir, isin basi MIT , böyle bi tezgah var iken hersey kirletilir iken, hoca ile ayasofyadaki melekleri saymak,,, akademisyenlerden az cikar ama oz cikar, ara sira cikar , onlardan az cikar ama öz cikar , zileli o degil, artik onumuzdeki maclara bakacagiz…..

  16. leninistlerin yeni proletarya devletine karsi anarsistce karsi cikmak ok,??? ama varolan devleti yikmak konusunda???siddet kotu biseyyy, ah yaaaa, az oteye git zileli mahirin karsisinda perinvckek ne kadar mao cu ise sen o kadar anarsistsin, bi takim seylerini yen al hocani git hdp ye

  17. Ayhan Kırdar

    gayet güzel bir yazı ve ben bu yazının parti cephe’nin eylemleri üzerine YAZILMADIĞINI umuyorum.

  18. sinifta hicbir seye itiraz etmeyen o ortolama cocuk varya , hani senin agzin burnun yarilirklen,, hobyyy lerini gelistiren….gezi ye hakim olan o ortalama cocuklarin torunlari sen gezi barikatlarinda direnirken , seni mahkum ettiler, senden nefret ederler igrenirler, orta ve kucuk burjuvazieye karsi savasi erken … gezi dedigin sey , onlara destek veren emekci mahallerini anmadi bile berkin onlar icin sembollestirip kullanamadakliri bisey…. gezi ????http://www.youtube.com/watch?v=AcKjLpQwv2s baslatmak gerekkk– iyide zileli sen anarsistsin ulan bu kadar ama onlar plebyen objektiviseyis ayapiyosunde dilin bi kere plebyenlere deysin … (çıkarıldı. ADMİN) bi anarsist gecinende sormuyor , hoca sende bu plabyen asagilamasi nedir diye, yusuf cemal yazi yazzzz????’ entelll solcular sizi….haydi is yerlerine gidelim:))) lay lay looom.

  19. gecekondulardan gelip birilerinin girtlagini kesmekle yetinmeyecegiz, birilerini soyu ile sopu ile tükürükle bogacagiz……http://www.youtube.com/watch?v=Q3U0hMANPFQ

  20. Bir vigilante adayının hezeyanları 🙂

  21. gırtlak keseceğiz, hede hödö, diye höyküren kişi sizler ancak ayak sesleriyle eğlenirsiniz. İstanbulun birkaç semtinin dışında örgütlülüğünüz yok, işçi sınıfıyla tek bir bağınız yok, teorik bir katkınız yok, siyasal bir katkınızda yok. İstanbulun birkaç semtinde yaptığınız popülist eylemlerle, tek tip kıyafetlerle, uygun adımda yürümekle gecekondulardan çıkabileceğinizi mi sanıyorsunuz. Siz ancak bunlarla gaza gelen, tek siyasal analiz yapmaktan aciz, önüne verileni koyun gibi kabul eden müritlerinizi kandırırsınız. Türkiyede devrim yapamayacağına emin olduğum tek örgüt varsa, o da Cephedir. Siz bu kafayla hala varlığınızı sürdürdüğünüze dua edin.

  22. Bu 18 Anonim sirket patronu mu, kendi tukkani olan esnaf mi acep? Calisanlarin orgutlenmesinden neden tiksinir bir solcu, eger kendi cikarlarina ters degilse? Akademisyen mi acep? Cunku onlar da nasolsa biz yapamayacagiz, liderliginde olamayacagiz diye isyeri orgutlenmelerine kaale bile almiyorlar. Beyazyakali “orgutlenme”lerinde bolca varlar. Kucuk bir isletmeye siginip kalmis, kendini kapitalizmden guya izole etmis vicdanli solcu mu acep? Sen su an yapamayacaksin belki, ama bu destek vermemen anlamina gelmez ki.

    Burada ikili bir durum var. Bu insanlar yalnizca “halkin” verili koy ahlak kurallarinin eriyip gitmesine verdigi tepkiyi kullanmiyorlar. Ayni zamanda gercekten o tepkiyi de veriyorlar. Yani kati olan hersey buharlasirken, o buharlasmaya verilen en muhafazakar tepkiler vucud buluyor.

    Ve tabi ki, eger “halk”in kapitalizmin sonuclarina verdigi tum tepkileri rafine etmeden kullanirsak, mesela BNPnin, mesela Le Pen devamcilarinin, bu gocmenler isimizi aliyorlar tepkisini de rafine etmeden kullanan “sol” gruplar cikacaktir. Aslinda Turk Solu denen fasistler bunu kullanmaya girismislerdi. Tutmadi allahtan. Ama anlatilan sakin bizim hikayemiz olmasin sonradan. Onun icin hiiic plebyen tepkiler diyerek ustunu ortmeyin. Vigilante vigilante’dir. Ve sonuclari hic de masum degildir.

  23. Bu hareketler birer “Vigilante”ciktir! Onay beklenilen yerler göz önüne alındığında “egemen ahlakça” kullanılmaya açık olacağı da bellidir… Örneğin;
    Kızlı-erkekli evde sohbet edenler mahallenin ahlakına uygun mudur?
    Homoseksüel bir çiftin aynı evde yaşamasına cephe ne diyecek? Herkes “nefeslerini tutmuş” bu ve buna benzer ahlaki konularda cephelilerin icazetini mi bekleyecek?
    Dinlerin yaptığı asıl kötülükler konusunda sessiz kalıp, dinlerin iki yüzlü ahlakına sahip çıkanlar mı alkışlanacak; örneğin bir adam evinde üç imam nikahlısı kadın ile birlikte yaşıyor; “cephe” buna ne diyecek… Kim daha masum; fahişeler mi; adamlar mı; kadınlar mı? O fahişe’ye fahişelik dışında bir seçim yapma şansı verebiliyor musunuz? Çalıştığı iş yerinde Patronu onu ucuza kullanırsa daha mı iyi? Eski kocalar tarafından hep bedavaya getirilmek mi? Eğitimi ne, imkanları ne? Zaten kanadı, kolu kırık; bu rezil işe kadar düşmüş; daha nereye düşsün?…
    Sonra ne zahmet? Tam da bu yaptıkları “devlet’in” asli görevleri içinde… “Rüşvetçi” polis görevini yapmıyor da; bu size mi düşüyor; oldu olacak üniforma da veriversinler…

  24. CHP’yi paramparça edeceğiz’ ya da ‘Taş yok mu taş’ – İnönü Alpat
    21 Ocak 2014

    Yolsuzlukla mustarip olanların ateşine nasıl benzin dökülmediyse, müstakbel başkan aynı hassasiyetle bir kova suyu başımızdan aşağı boca etti

    Sonunda biri çıktı da, duygularımıza tercüman oldu.

    2014 yerel seçimleri CHP için bir son olabilir. Sırrı Süreyya söyledi çünkü. CHP’yi “paramparça edeceğiz” dedi.

    Halkların Demokratik Partisi’nin Ankara’da düzenlediği aday tanıtım toplantısında, HDP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sırrı Süreyya Önder, teatral edayla ve hiddetle CHP’ye seslendi: “Paramparça edeceğiz sizi, paramparça.”

    Yüreğimize su serpildi, içimiz soğudu, karnımızın şişi indi. Yolsuzlukla mustarip olanların ateşine nasıl benzin dökülmediyse, müstakbel başkan aynı hassasiyetle bir kova suyu başımızdan aşağı boca etti. Yatıştık, sakinledik. Geleceğe dahi bir umutlu bakar hale geldik, 30 Mart seçimlerinin tadından yenmeyecek sonuçlar doğuracağına daha bir inanmaya başladık.

    Bir cesur yüreğe, bir uslanmaz isyancıya, bir ‘doğruya doğru’ adama ihtiyacımız vardı. Sonunda o da oldu. Düştü önümüze ve bizlerin cüret edip de nişan alamadığımız hedefi açık hale getiriverdi.

    Şimdi onlar düşünsün. Panik olma sırası CHP’de. 30 Mart gecesi, “saat 20.45’te”, CHP’nin İstanbul’da kurduğu dukalık nihayete erecek. CHP’nin yirmi yıllık hâkimiyeti bitecek.

    Yerine kimin geçeceğinin bir önemi yok. Önemli olan yirmi yıldır hileyle, hurdayla, baskı ve şiddetle, yağmayla, talanla, patatesle, kömürle ellerinde tuttukları iktidarın yıkılması. Kimin geleceğinden ziyade kimin gideceği hiç bu kadar önem arz etmemişti, şimdiye kadar yaşadığımız seçimlerde.

    Sanmayın ki el değiştiren sadece belediye başkanlığı olacak.

    Neoliberal politikaların kentsel ayağı çökecek; bu, neoliberalizmin ülkedeki çöküşünün başlangıcı sayılacak. Kentleri neoliberalizmin av alanı haline getiren uygulamalar duracak. Kimse artık belediyeleri ticarethane gibi görmeyecek, kimse kentlileri müşteri yerine koymayacak. Kimsenin haddine olmayacak kentsel değerleri ulusal, uluslararası sermaye gruplarına peşkeş çekmek.

    Üçüncü Boğaz Köprüsünün ayakları için açılan devasa temellere gömeceğiz CHP’yi. Yüce Kent Divanına çıkartacak, Boğaz Köprüsü için kesilen ağaçların yaprakları kadar çok soru soracağız. Yok edilen su havzalarındaki her damlanın hesabını isteyeceğiz. Kaçacak yer bulamayacaklar, kentsel dönüşüm adıyla meşrulaştırılan yağmanın yığıntıları onları saklamaya kâfi gelmeyecek.

    En çok da, Taksim Gezi Parkı’ndaki ağaçlar ve o ağaçlar için canlarını ortaya koyan kentliler sevinecek bu sona. Bir daha hiç kimse cüret edemeyecek, kentlilerin ortak kullanım alanlarına alışveriş merkezi yapmaya. Paramparça edeceğiz çünkü onları.

    Sadece kentle mi sınırlı kalacak yırtıp atacağımız manzume. Bir de bunun merkezi hükümet ayağı olmayacak mı?

    Olacak elbette. Paramparça edeceğiz CHP’yi.

    Bakın görün o zaman, KCK operasyonları adı altında binlerce Kürt’ü hapse atmaya kimse yeltenebilecek mi?

    Görün, Roboski bir daha yaşanacak mı?

    Bakalım, Hrant Dink bir daha katledilecek mi? Korunacak mı katiller bir daha? Tetikçiyle hatıra fotoğrafı çektirmeye niyetlenen çıkacak mı?

    Bırakalım bu karanlık cinayetin gerçek faillerinin sırra kadem basmasını, 2014 Dink anmasında, görevli polislere Dink’i vuran faşistinki gibi, beyaz bere dağıtılabilecek mi?

    Daha önce paramparça edebilseydik belki de şimdi aramızda olacaktı Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez.

    Aramızda olacaklar Paris’te katledilen üç Kürt kadınıyla sınırlı kalmayacaktı. Gezi direnişinde kaybettiğimiz arkadaşlarımız; Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Medeni Yıldırım yaşayacaktı. On yılı aştı CHP iktidara geleli, kimleri kaybettik bu zaman zarfında, canımız nasıl yandı, isimlerini unuttuk pek çoğunun.

    CHP parçalansın hele. Türkiye’yi Suriye’deki iç savaşa dahil etmek kimin haddine olacak. Bir daha Reyhanlı katliamı yaşanmayacak, sınırlar El Kaidecilere açılmayacak. Türkiye, bölgedeki emperyal politikaların uygulayıcısı olarak görülmeyecek. Bağımsızlıkçı bir dış politikamız olacak ve komşularla dostane ilişki kurulacak. Yeter ki CHP paramparça olsun.

    On yılı aşkın zamandır merkezi yönetimde, yirmi yıldır da neredeyse yerel yönetimlerin tamamında iktidar olan CHP zihniyetinin yol açtığı ekonomik-sosyal-siyasal-kültürel yıkımdan söz etmek bile zül geliyor açıkçası. Hele yolsuzluklara hiç değinmeyelim. CHP’den başka ne beklenebilir; lime lime dökülüyor iktidarları; ne ahlak kaldı ne yargı bağımsızlığı.

    Ama bitti artık; paramparça edeceğiz CHP’yi.

    Bitirirken; bu yazı CHP savunusu değildir; satırların yazarı CHP’li olmamıştır hiç, olası bir CHP iktidarının başka türlü cereyan etmeme ihtimali de tabii ki vardır. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olan Sırrı Süreyya, yirmi yıldır İstanbul’u yöneten ve yaşanan bütün kötülüklerin birinci dereceden müsebbibi olan AKP’yi değil de, “CHP’yi paramparça edeceğiz” diyorsa, üç lafından 2,75’i CHP üzerine oluyorsa ortada ya bu yazıdakine benzer ironik bir yaklaşım vardır ya da hakikaten niyet sorgulamak dışında bizlere bir başka şans kalmamaktadır.

    İlki doğruysa; söz ustası karşısında ceketimizi ilikler, saygıda kusur etmeyiz. Ancak ikincisi doğruysa, Sırrı Süreyya’nın Nemrut Dağı’nın hikâyesini anlattığı kısa filmdeki sözüyle yazıyı sonlandırırız. “Taş yok mu taş.”

    BAŞBAKAN’I GEZİ’DE BEN KURTARDIM’
    “Başbakan seçimlerde beni idam etmekten bahsediyordu ancak ben Gezi olaylarında kendisini kurtardım. Sağduyulu davranmasaydık Başbakan’ı götüreceklerdi. 17 Aralık darbesine de karşı duracağız. Tüm darbelere karşı durduk”

    ‘FİDAN’I VERMEMEKLE DOĞRU YAPTI’
    “Nisan’a kadar opsiyon tanıdım. Ancak hükümet biran evvel bir Barış Yasası yapmalı. Yoksa biri çıkar Hakan Fidan’ı da Başbakan’ı da zora sokar. Hakan Fidan’ı vermemekle Başbakan doğru yaptı. Şimdi herkesi kurtaracak bir yasa çıkarmalı”

    ‘BESE HOZAT’IN SÖZLERİNİN ARKASINDAYIM’
    “(Bese Hozat’ın Ermeni, Rum ve yahudi lobilerine ilişkin değerlendirmeleri) Ermenilerin buna tepki göstermesine gerek yok. Beni en iyi anlayan Bese olmuştur. O sözlerin ben de arkasındayım. Hrant Dink öldüğünde ben “Son Ermeni öldü” demiştim. Halen o sözü savunuyorum”

    BDP-HDP İMRALI HEYETİNDEN YALANLAMA
    Programın ardından bugün bir açıklama yapan BDP-HDP İmralı heyeti, heyetin İmralı görüşmeleri sonrası rutin olarak kamuoyuna yaptığı açıklama ve değerlendirmeler dışındaki haber ve yorumlara itibar edilmemesi istendi.(yalanlanma yok.. itibar etmeyin diyorlar, siz bizim size söylediklerimiz kadarina inanin)

  25. İ. Alpat önemli sonuçları olabilecek bir konuya değinmiş; yerinde saptamalar yaparak…
    ülkemizin “akıllı” sandığımız bir adamı değil mi SSÖ… Hangi küçük hesapların, hangi kısa devre akıl oyunlarının içinde yüzüyorlar… CHP’nin savunacak yerini bulamasam da… Tayyip dururken CHP’ye vurmak “yiğitlik” mi? Sarıgül denilen geleceğin “mussolini’sinin” önünü kesmek de iyi fikir ama… Eğer BDP-HDP Türkiye partisi olacaksa, “tiksinti” yaratan, elinden sopası alındığında iyice gülünçleşecek bu “tip’in” arkasından giderek gerçekleşir mi bu?
    BDP oportunist bir siyaset peşinde… Bilmediğimiz bir anlaşma olmalı!….. İmralı’da gerçekleşmiş; gözetmen ve denetmen de ABD elbette… Gerisi bir orta oyunu… İki halkın birbirine saygısını geliştirmeyen siyasetler iki halkı da birbirinden uzaklaştırır; istenilen bu değildir ama sanki yapılan bu!

  26. Ben bu pazarlik hikayelerinin komplo teorisi oldugunu dusunuyorum. Cunku bu pazarlik hikayeleri olmasa bile zaten durum bunu gerektirirdi. Sirri yalnizca CHPden oy calacagini dusunmuyor. Ayni zamanda Istanbul’da AKPye oy verecek Kurt kitleleri de hedef aliyor.

    Bu kitleler CHPden nefret ediyorlar. Kimse kirli savas DYPsinin kucuk ortagini unutmadi. Kimse Baykal doneminin ulusalciligini, katillerin koruyucusu hikayelerini unutmadi. Kimse bolunuyoruz paranoyasini kasiyarak yapilan politikayi unutmadi. O kitleler neden CHPye oy versin? Peki de o kitleleri, yani AKP nefretinin henuz CHP nefretine baskin cikmadigi insanlari, hafizalari olulerle, adam kacirmalarla, faili mechullerle dolu o insanlari, AKP karsiti politik soylevlerle nasil ikna etsin?

    Turkiye solundaki bir problem de kendileri icin “asikar” olani herkes icin asikar sanmak. Bunun nedeni ise o insanlarla baglarinin zayifligi. Sirri’larin problemi olsa olsa Turkiye partisi olma dusuncesinin anlamsizligi olabilir. O isi yapacak kisiler onlar degil. Istedigimiz kadar “biz” de destekleyelim. Calismaz. Goruyoruz zaten. O iki ayrismis katman kimlik politikalariyla ve hatta postmodern kent politikalariyla dahi birlestirmek imkansiz. Yasamlarini nasil kazandiklarina gore tavir almaya zorlamak disinda cikar yol yok bence.

  27. küfürsüz yazınız.

  28. inonu alpat a ithafen HDP yi paramparca etmek icin Necayef vari bi sekilde MHP ye oy veresim , hisim akrabama tavsiye edesim var…var, sirri süreyya yi seviyorum:))) umarim gercek sevdikleri onu, benim onu sevdigim gibi sevmeye kalkmazlar:)))

  29. Küfürsüz yazınız.

  30. yusuf cemal olaya isci sinifinin kendinde oldugu bilinc hali ve cikari ile baktigini söylemeyi unutmus, seviyorum ortodox marksistleri:) felsefede, kendinde olan oz kabul etmezler, ama kendisi icin bayagi bi kendinede olan isci sinifi bilinci yaratmaya ömür vakfederler, e bu da bi din, biz inanclara saygi duyuyoruz:)))

  31. ozetle sunu demis yusuf cemal, biz bilmiyomuyuz sirri nin neden boyle dedigini, ama olsun, en öz davamiz sinif celiskisi eksenindeki kavga gundem olasiya kadar , ehveni serdir, bunu demis bunu demeye yakin bisey demis, karsitinin chp yi desteklemek olacagindan korkmus, inonu alpatin argumaninin altinda ezilmis, tipik turk solcusu: biz bilmiyozmiu apo nun surecinin ne oldugunu,amaaaa…. bizki en iscici komunistleriz, ama pratigimiz???”yusuf cemal inan APO senin kafani bilixyo:))) vr artik takmiyo, o ise sirriyi verdi:)))

  32. orta cagda savasmamaya yemin eden savascilar kendilerini din e verir ve manastira kapanirlardi, isci sinifi bir manastir degildir YUSUF CEMAL….

  33. sanki bir türk solu vardi, ve o soldu, ve hepimiz türk schovenizmenden kurtulmak icin APO yu bekliyorduk, ve simdi bize okullarda ogretilen ermeni dusmanligini yutmamizi istiyorlar paralel sol , ve anli sanli sol aydinlar ohaaa diyemiyor…. yaziyoruz bunlari…..utanin utanin…..

  34. özgürlükçü

    o.gürsel iki halkı birbirinden uzaklaştırıp saygısını geliştirmeyen tutum için gerekçesi chp olduğuna göre türk halkı demek chp demekmiş yuh artık??birinci yanlış kendini türk diye tarif edenlerin çoğunluğunun oyunuda akp nin aldığını unutuyor?ikinci sorun kadim devlet partisi chp devleti elinden alınmasına rağmen akp de aslında kadim devlet partisi devlet ideolojisi kemalizmin yeni versiyonu neo-kemalizmi temsil edip chp nin yıllarca solcuyum sol sosyal demokratım ayağıyla solun özgürleşip kendi olmasının önündeki en büyük engeli olduğunu galiba gürsel unutuyor.aklına neden sol bir alternatif yaratılamadığının nedenlerininden birininde gürsel gibi sistem partisi chp kuyruğunda uzaklaşıp kopuş ile alternatifin başlangıcı olan kendisi olmayla olabileceğini unutuyor.benim tanıdığım 80 öncesinin devrimci gençliğinin büyük bir kısmının chp içinde arayıştan kopamayıp alternatifin yaratılmasını engellediğini hatırlayınca solda özgürlükçü toplumsal devrimci alternatifin öncelikle kemalizden kopuş chp ile ideolojik net farklılığın programatik ve pratikleriyle mücadelenin eseri asıl alternatif yaratılacaktır.bunu önüne iş olarak koyamayan HDP nin başarması mümkün değldir ne yani sizin zaten kazanmanız mümkün değil sarıgüllü solu angellemeyin propagandasını yok edebilmenin çaresini sırrının yerine sen olsan ne yaparsın sırrıyı eleştireceğimize bu seviyedeki egemen hegemonik siyasette alternatif yaratmanın yolunun nasıl olacağına kafa yorun lütfen?sırrı ve HDP bu eleştiriyi yaparken akp ye muhalefet yapmadığını nasıl söylersiniz HDP liler yerellerde hırsız var açıklamaları yürüyüşlerini yapan biziz 2.para cezası geldi yürüyüş yapınca trafiği tehlikeye düşürecek harekette bulunmaktan bütün bunların çoğu biz HDP ye neden gelir iktidarın zaten muhalefeti olmamız aslında asıl ana muhalefet olmamız chp yi eleştirmemize engel değildir.i.alpat efendi kendi akp dururken hdp nin chp yi eleştirmesini eleştirmeyi biliyorda kendisi sistem partilerinin kuyruğuna toplumsal muhalefeti takma çabası cepheleşme ulusalcı millici solu eleştirmek dururken tam seçimde kendimiz olalım özgürleşip alternatif yaratalım tam zamanı diyen HDP yi eleştirmeyi tercih etmesi aynı kapıya çıkmıyormu???amacınız ne kime hizmet ediyorsunuz ???devam edin gizlemeyin açıktan chp-mhp-tkp-ip yi sistemin partilerini savunabilirsiniz hayırlı olsun devam edin dönüpte en devrimci öncü biziz demeyin???kendinsi bile olamayıp yani ne iseniz tkp-ödp-cepheci,millici ulusalcı o olun bari sadece kendiniz olun chp nin kuyruğunda olup insanları yanıltıp olmayan umudu chp ye pompalamayın biraz kendiniz olun bizden olmanıza gerek yok HDP li olmayabilirsiniz beklentimizde yok hiç olmasa sadece kendiniz olun???

  35. Beğenelim ya da beğenmeyelim; Kürt Hareketi, başlangıç “idealleri-amaçları” her ne ise, bugün -son yıllarda- Milliyetçi bir politikanın temel süreçlerine-stratejisine hizmet eden bir “taktikler” dizisi uygulamaktadır. Bu yolda ABD, AB, AKP vs. işbirlikleri “eşyanın tabiatına uygundur”!
    Milliyetçilik önünde sonunda bir “iktidar” hareketidir; bilinen insani-felsefi-ahlaki olmazsa olmaz ilkeleri yoktur; toprağın ve sermayenin mülkiyeti gündeme gelmediği sürece “en özgürlükçü”, “en demokrat”, “ezilen kitleler” v.s politikalar konusunda “sosyalistleri” bile mahcup edebilen ipiri cümleler kurmaya hakları olduğunu sanırlar!
    Binlerce yıldır ezilmiş bir halkın Milliyetçi mücadelesi de bir yanıyla saygıya değerdir; buna ilkesel değil, tarihsel olarak saygı duyulabilir… Ama sınıfsız, sömürüsüz bir dünya tahayyülü ile yola çıkmış sosyalistlerin bu harekete karşı ilkesel eleştirileri, ezen veya ezilen her hangi bir milliyetçiliğin yanında saf tutmak istememesi bir aşağılama sebebi olabilir mi?
    “Biz binlerce yıldır ezildik… Katledildik… İnsan vicdanı taşıyan sosyalistler bizden yana olmalılar!” Değilseniz Faşistsiniz! Anlaşılmayan şey Kürdistan’da Sosyalist, eşitlikçi bir toplumdan söz edilmediği halde, toprak reformu, kamu mülkiyeti olacağı iddia edilmiyorsa neden bir Sosyalist, Milliyetçi Kürt hareketine açık çek versin ki? Ayrı Devlet mi tamam; özerklik mi; nasıl isterseniz; ana dilde eğitim… Elbette… Hayır! Sorgusuz, sualsiz tüm emperyal ve AKP pazarlıklarına da evet diyeceksiniz; “en sosyalist parti” bizde; buraya da gireceksin… Yoksa Faşistsin!
    Gerçek Faşizm, insanların vicdanlarını rahat bırakmayan, vicdanları tehdit ederek yönetmeye kalkışanlardır ki, zaman daralıyor… 10 yıla kalmaz herkesin foyası ortaya çıkacak…

  36. Okudugunu anlama konusunda toplum ortalamasinin da altindasin anonim. “Biz Sirri’nin bunlari neden anlattigini biliyoruz. Ama gundem sinif mucadelesi olana kadar idare edelim.” degil. Sirri bunu AKPye oy vermis Kurtlerin kendisine oy vermesi icin anlatiyor. Ve bu tip politikalara karsi bizim uretmemiz gereken politika, sinif ayrimlarini gundem yapmayi tercih eden politika. Ve hatta bu politikanin da sinirlarini gormek ve politik olmadigi dusunulen alanlari politiklestirmek.

    Ozgurlukcuye zamaninda yaptigim elestiri sana da gidiyormus demek: Sanki cephede catisiyormus gibi kavga retorigi kullanmayin. Bizim yaptiklarimizin arka plandaki nedeni calisan sinif politikasi. Ve o politika demokrasi zirvaliginda da, AKP nasil gidecek hikayelerinde de ortaya cikiveriyor. Burada israr etmek gerek. Yoksa mesela DSIPin yaptiklarini dusunsel olarak reddetmek imkansiz olurdu. Dolayisiyla Anonim 26-32nin DSIPten ya da IPden farki onlarin yaptiklarini “yanlis analiz” temelinde reddetmesidir. Dusuncedeki “ilkeler” konusunda pek derdi yok. Ayni yolun yolcusu onlar. AKP sonrasi ve hatta AKP iktidardayken bile olabilecek bir burjuva hukuk restorasyonunun destekcileri, saksakcilari, gizli “istemem yan cebime koy”culari.

    Al senin pozisyonunu anlatan bir alinti. 1905den kalma:

    “Rusya’da devrimci halk diye bir şey yoktur”, üç aylık ziyafet cümbüşü boyunca, politik sahnenin baş aktörü olduğuna kendini kandırmayı başaran Rus liberalizmi, dönek bir sosyalistin ağzından bunları söylüyordu. Telgraf tellerinin, Rus devriminin başladığını duyuran büyük haberi dünyanın dört bir yanına taşımasından önce, bu beyanatın Rusya’ya erişmesine vakit kalmadı.

    Biz bunu beklemiştik; ondan asla şüphe etmedik. Uzun yıllar boyunca, bizim için bu, her çeşit politik renkten ciğeri beş para etmez adamlarca alaya alınan “doktrin”imizin tek mantıksal sonucu olmuştu. Onlar proletaryanın devrimci rolüne inanmadılar; bunun yerine zemtsi dilekçelerinin gücüne, Witte ’ye, Svyatopolk-Mirski’e, dinamit lokumlarına inandılar. İnanmadıkları bir tek politik önyargı bile yoktu. Bizim proletaryaya olan inancımız ise önyargı saydıkları tek şeydi.”

    Sen takil kafana gore. Yakinda politik olarak karsi karsiya kalacagimiz gercek anlar gelecek. O zaman kiminki onyargi gormus olacagiz. Kiminki siginma, kiminki bugunku kavgada pozisyon elde edebilmek icin oportunizm, kim burjuva hukuk restorasyonuna sak sak alkis tutacak, rahatlayacak, kim bu adimlari kullanip ilerlemeye calisacak. Gorecegiz. Sizi gidi hali mulk sahipleri sizi…

    Oz meselesi aklimda bu arada anonim. Radikal demokrat Laclau’cu seni. Keske kendine guvenip su meseleyi bir acsan. Yoksa seni taniyor muyum?

  37. özgürlükçü

    çok ayıp şu seviyeye bak benden senden ne pazarladığını bile bilmiyor hazret???cümrünü bilse bindelerle ölçülmeyeni ufak atacak ama ne gezer????hepsi yalan benden değilsen faşist değilsin ne isen kendine ne diyorsan o sun o ol yeter????sistemin hizmetkarı değilim deyip sistem partilerine sol devrimci diye kendini tanımlayanları pazarlama????chp liysen chp li ol saygı duyalım kendin ol kürt başlayıp kürtle bitirenler kendi yerelimizde HDP nin il ve ilçe başkanları hemen hepsi türk gürcü muhacir manav Boşnak,laz arap hemen bütün kimlikler var büyükşehir adayımız aday olduğu il doğumlu muhacir ben ana dili olan moğti lazım baydı ya kürt düşmanlığına gerek yok bunu yaptığınız sürece bizde inkar,imha,red ve asimile edilen kürt yoldaşlarımızı savunuruz savunduğumuz sürede siz bizede milliyetçi demeye devam edersiniz ayıp insaf yahu???kürt özgürlük hareketini bir çok konuda eleştirelimde bu konuda çok ayıp milliyetçi bir anlayış rojowa da 3 özerk kanton la yerel meclislerle arap,kürt,türkmen,çeçen,süryani,ezidi bütün halkların inançların doğrudan katılımıyal yönetim yaparmı???hiçmi içinde fatsa deneyinden zabatist deneye kanada deneyine nüveler taşımıyor olabişlirmi??biraz insaf yahu bu sitede yorum yapabilen bir kişiye yakışan bu yerel seçimde ne olabilir???gezi gezi eee 2.gezi para cezası bütün HDP lilere izmitte geldi nerdeyse bütünü bize geldi???hala böyle bir dinamiğe sokakta her daim toplumsal muhalefetle olana değilde başkaları vasıtasıyla sisteme yaranacaksak o da size yeter?? çok ayıp işler yapmayalım yarın utanacağımız işler yapmayalım lütfen

  38. Özgürlükçü hala konuşmaya devam ediyor.cevap ver özgürlükçü.başkasını ayıplayacağına ermeni düşmanlığına başlamış bese hozatın arkasındamısın.onada de ayıp işler yapmayalım diye.hesap ver özgürlükçü!!!yoksa hdpende sende ırkçılık zannı altındasınız.ırkçı anarşist olmaz.hesap ver!!!

  39. Memlekette ne çok fanatik var.. Küfürbazlığı devrimcilik sanıyorlar.
    En başa dönelim, bu soysuz vigilante adayları, herkese kendi dar zaviyelerinden bakan ahlak bekçileri, devrimci panosu ardına saklanmış müstakbel faşistlerdir. Ve bütün mafyatik çeteler gibi beyinleri …larındadır. Kahramanca pozlar vermekten pek hoşlanırlar ama gerçek anlamda ne yürekli ne de mücadelecidirler. Boyalarını azıcık kazıyın, dünyanın en korkak yaratıklarını görürsünüz… İyiliksever görünümlü maskeli balo soytarıları.. Sahte hagia sofuları, ucuz sofistler. Dogmatik skolastikler..
    Sanıyorum onlarla da mücadele etmek gerekecektir.
    Meseleye dikkat çeken Zileli’ye bin selam, yanındayım..
    Not: Her zaman değil.