Rejimler

Son Kale !

Artıgerçek Günlük siyasete ilişkin ilgimi son seçimden itibaren neredeyse tümüyle kaybettim. Televizyondaki ilgili programları görür görmez kanal değiştiriyorum. Hatta diyebilirim ki bu, “ilgiyi yitirmekten” çok, iyice balçıklaşan, bataklığa dönüşen siyasal alana tepki. KÜÇÜK SİYASET MİDE BULANDIRIR! Belediye başkan adaylarını, partilerin bu adaylar çerçevesinde oynadıkları küçük oyunları gördükçe midem bulanıyor. 1960’lı …

Devamını Oku

Totaliter Rejime Bir Kala…

Artıgerçek Siyasi iktidar, farklı toplumsal kurumlar tarafından denetlenmediği zaman toplumun üzerinde korkunç bir baskı ve zorbalık aracına dönüşür: Tek partili totaliter diktatörlük. DENETİM DIŞI, KEYFİ İKTİDAR “Liberal demokrasiler”in mucidi batı burjuvazisi, mutlak siyasi iktidarın kendi üzerinde de baskı kuracağını bilerek ve hesaplayarak, siyasi yürütme iktidarını denetleyecek ve kısıtlayacak denetim odakları …

Devamını Oku

Fikret Başkaya / Siz dine karışırsanız, din de size karışır…

Bütçe görüşmelerinde Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, “sizin tarikat-cemaat dediğinize biz STK diyoruz” demesiyle, laiklik tartışma gündemine gelir gibi oldu… Diyanet İşleri Başkanlığı  3 Mart 1924’de Şeriyye ve Evkaf Vekaletinin yerini aldı. 1924 Anayasası’nın 2. maddesinde: “Türkiye Devletinin dini, dîni İslamdır” deniyordu. 1928 yılında yapılan değişiklikle ‘Devletin Dini İslamdır maddesi …

Devamını Oku

Cumhuriyet Döneminde Kadın İdamları

Artıgerçek Geçen Haftaki yazımda, Tarık Işık’ın Darağacında 15 Kadın-1931/1971 (Sözcü, 2022) kitabından hareketle “1930’lu yıllarda yoğunlaşan 15 kadın idamı”na değinmiş, o zamanki Adliye Vekili Mahmut Esat Bozkurt’un 1926 yılında kabul edilen Medeni Kanun’dan 15 gün sonra Meclis’ten geçen, idam cezasını da içeren yeni Ceza Kanunu’nun Meclis’teki görüşmeleri sırasında sarf ettiği …

Devamını Oku

Darağacında 15 Kadın: “Ah Dünya!”

Artıgerçek Bu yılın başından beri, bugün artık tamamen anakronik olarak görülebilecek bir konuyla ilgili kitap yazım çalışması içindeyim. Kitabın adı bile şimdiden belli: Komintern’in Kapıları. KAPILAR… KAPILAR… 1921 yılında, Petersburg’da başlayıp Moskova’da devam eden Komintern’in II. Kongresi’nde (Moskova Kapısı) kabul edilen 21 Koşul’un ele alınıp tahlil edilmesiyle başlayan kitap, Almanya …

Devamını Oku

XX. ve XXI. Yüzyıllarda Üç Reaksiyon Dönemi

Artıgerçek Geçmişte ve günümüzde bütün reaksiyoner ve baskıcı rejimlere kolayca faşizm deyip geçmek oldukça yaygın bir düşünce tarzıdır. Oysa, özellikle XX. Yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkan faşizm, beş çeyrek yüzyıldır gördüğümüz bütün aşırı sağcı reaksiyoner akımların ve rejimlerin içinde sadece en ünlüsüdür. Dolayısıyla, faşizme benzer ve benzemez yanlarıyla, bütün aşırı …

Devamını Oku

Rusya-Türkiye/Putin-Erdoğan

Artıgerçek Birbirine komşu olan Rusya ile Türkiye’nin siyasal ve sosyal tarihleri, XX. yüzyılın başından beri, neredeyse eşzamanlı olarak şaşırtıcı bir paralellik göstermektedir. Belki her iki ülkede hüküm süren bugünkü otoriter tek adam rejimlerinin benzerliği buradan da gelmektedir. İKİ KADİM İMPARATORLUK XX. yüzyılın başında bu iki ülke de kadim birer imparatorluktu …

Devamını Oku

Fikret Başkaya / Varlığını “terörle mücadele” retoriğine borçlu bir rejim!

Bağnaz resmî tarih ve resmî ideoloji rejimin niteliğinin tartışılmasını, bilince çıkarılmasını ve anlaşılmasını engelliyor… Ana okulundan Üniversiteye gençlerin bilinci resmî tarih ve resmî ideoloji yalanlarıyla iğdişleştiriliyor… Bu durum köklü bir entellektül zaaf ortaya çıkarıyor… Bilinci köreltilmiş insanlar her söylenene inanır hale geliyor. Osmanlı İmparatorluğunda devlet kutsaldı… Laik, demokratik, sosyal hukuk …

Devamını Oku

Ademi Merkeziyet Hayat Kurtarır…

Artıgerçek Belki de genç kuşaklar bu kelimeyi bilmezler ya da tam anlamıyla bilmezler. “Merkezkaç” desek daha iyi anlayabilirler ama bu sefer de gerçek anlam biraz sapmış olur. “Merkez”den “kaçmak” gibi anlaşılabilir. Oysa ademi merkeziyetçilik, hayatın gerçek gücünün, canlı dokusunun, ölü ve kabuksu merkezlerde değil, hayatiyet dolu yerelde olduğuna işaret eder. …

Devamını Oku

İran-Türkiye “Fay Hattı”

Artıgerçek Sarsıntılı toplumsal gelişme ve değişimlerle yeryüzündeki sarsıntılı değişimler arasında bir benzerlik olduğu düşünülebilir. İkisi de derinlerde biriken enerjinin ürünüdür; İkisi de değişimi ön sarsıntılarla haber verir aslında; bununla birlikte büyük depremin ya da toplumsal altüst oluşun zamanını kimse öngöremez; ikisinde de büyük sarsıntıdan önce yüzeye çıkan belirtiler görülür, örneğin …

Devamını Oku

Fikret Başkaya / Katar’da futbol şovu veya insanlığın sefil halleri…

Kapitalizmin her ileri aşaması, daha çok metalaşma, nesneleşme, şeyleşme, daha çok paralılaşma, daha çok soysuzlaşma, etik (ahlâkî) yozlaşma demektir… Kapitalizm sınırsız büyüme-genişleme dinamiğine ve eğilimine sahiptir. Oysa, etik sınır demektir… Potansiyel olarak yapılabilir olandan sakınmaktır. Velhasıl kapitalizm etik (ahlâkî) değerlere külliyen yabancılaşmış bir sistemdir… Sadece insan emeğini (çalışmasını) metalaştırmıyor, insan …

Devamını Oku

Atatürk, Lenin, Humeyni…

Artıgerçek Diyanet İşleri, Atatürk tarafından 3 Mart 1924’te kuruldu. Amaç, Diyanet aracılığıyla din adamları sınıfını yeni kurulmuş seküler cumhuriyet devletinin denetimine almak, onları maaşlı devlet memuru haline getirerek devletten bağımsız bir güç olmalarını engellemekti. Atatürk, kurumsal ve dinsel özerkliğe olanak sağlayan Batı’nın tersine, devlete rakip bir güce asla izin vermeyen …

Devamını Oku

Stalin, Mao, Polpot: Benzerlikler ve Farklılıklar…

Artıgerçek Türkiye’nin, sosyal konulara kafa yoran kesimlerinde birbiriyle bağlantılı iki önemli hata göze çarpar: Birincisi, toptancılık; ikincisi, toptancılığın sonucu olarak farklılıkları göz ardı etmek ve farklı güçleri ya da kişileri kısa yoldan aynı sepete doldurmaktır. Bu, olayları basitleştirip kısa yoldan sonuçlara varmayı, yani kolaycılığın rahatlığını sağlar ama aslında doğada da, …

Devamını Oku

Değer var, Özgürlük Yok! Özgürlük var, Değer yok!

Artıgerçek Kapitalizm, piyasa ilişkilerinin uzun yıllar içinde aşağıdan topluma egemen olmasına dayanır. Kapitalist ilişkiler toplumu sardıktan sonra devlet ve diğer üst yapı kurumları sisteme sadece olağanüstü durumlarda düzenleyici olarak müdahil olurlar. “Normal” zamanlarda ise “görevleri”, kapitalizmin işleyen çarklarına göz kulak olmaktır. Bu olağan işleyiş dışında, kültür alanı, piyasa ilişkilerinin kendiliğinden …

Devamını Oku

Dev Aynası…

Artıgerçek Devlet, muhalif toplumsal güçlere, özellikle sola dev aynası tutma eğilimindedir. Öyle ki, sola karşı bir teyakkuz durumu yaratmak için dev aynasından medet uman devletin, bazen dev aynasındaki solun görüntüsüne kendisinin de inanıp ürktüğü olur. Türkiye Cumhuriyeti, yeni kurulduğu 1920’lerde, Türkiye soluna dev aynası tuttu ve bu görüntüye kendisi de …

Devamını Oku

Sanat ve İktidar!

Artıgerçek Sanat, özellikle 19. yüzyıldan itibaren iktidarlarla ve egemen sistemlerle çatışma içinde olmuştur. İktidar ya da egemen düzenler, sanatı şu ya da bu şekilde denetimleri altına almaya, dahası kendilerinin hizmetine sokmaya çalışmışlardır. Doğası gereği özgürlükçü olan sanat ise, bu denetim ve baskıyla şu ya da bu şekilde çatışmıştır. 19. yüzyılın …

Devamını Oku

Dönemin Trendleri (2): Bölgesel Hegemonya Savaşlarının Faili Otoriter Rejimler

Artıgerçek Sovyetler Birliği’nin 1990’da çökmesiyle birlikte dünya, çift kutupluluktan çok kutupluluğa evrildi. Bunun nedeni, ABD’nin de güç kaybettiği koşullarda, çift kutupluluğun geriliminden ve zorunluluklarından kurtulan, kendilerinin yeterince güçlü olduğunu düşünen kimi devletlerin çevrelerine doğru daha rahat yayılma olanağı bulmaları, yani bölgesel hegemonyacılığa girişmeleriydi. Bu devletler, Sovyetler Birliği mirasını devralan Rusya …

Devamını Oku

Dönemin Trendleri (1): Uzatılmış Bölgesel Hegemonya Savaşları

Artıgerçek Birinci Dünya Savaşı (1914), o zaman konan adıyla bir emperyalist dünya paylaşım savaşı’ydı. İki emperyalist blok dünyanın yeniden paylaşımı için birbirine girmişti. Bu savaşta, doğal olarak, devrimciler, anarşistler, sosyalistlerin radikal kesimi (daha sonra komünist adını aldılar) bu savaşta herhangi bir emperyalist blokun yanında yer almayı reddetti. Yenilgiciliği ve emekçilerin, …

Devamını Oku

Siyasi İktidar ve İdeolojik Hegemonya

Artıgerçek Siyasi iktidar ile ideolojik hegemonya her zaman üst üste oturmaz, hatta çoğunlukla oturmaz. Totaliter rejimler bunu bildiklerinden ya da hissettiklerinden ideolojik hegemonyayı siyasi aygıtların zoru yoluyla sağlamaya çalışırlar. Elbette “zorla güzellik” ne kadar olursa! Bu tür ülkelerde, ideolojik hegemonyanın taşıyıcısı entelijansiya zor karşısında boyun eğmiş gibi görünür ama siyasi …

Devamını Oku

Yeni Sınıf !

Artıgerçek Huzurevi’nde kalmakta olan eski bir arkadaşımı ziyaret etmek üzere otobüsten indiğimde çevrenin tamamen yabancı olduğunu fark ettim. Yanlış bir yerde indiğimi anlamıştım ama bulunduğum yerin neresi olduğunu anlayamamıştım. Rüyalarımın baş konusu olan “kaybolma”nın yeni bir versiyonu ile karşı karşıyaydım. Tabii ki rüyalarımdaki kadar telaşlanmadım. Sora sora Bağdat bulunurmuş… Ne …

Devamını Oku