Sovyetler Birliği

‘68’in İki Merkezi: Paris ve Prag

Artıgerçek Lejant Yayınları, bu ay, ilk kez 2000 yılında basılmış Yarılma (1954-1972)’nin gözden geçirilmiş 8. Baskısını yapacak. Kitabı yeniden yayınlanmak üzere gözden geçirirken can alıcı kimi yerlerinin üzerinde yeniden düşünüp bazı düzeltme ve ekler yaptım. Dolayısıyla, kaçınılmaz olarak ‘68 konusunda bazı ek notlarım ve dipnotlarım oldu. Bu notlardan en önemlisi, …

Devamını Oku

Faik Akçay / Kitap Yorum: Sovyetler Birliği’nde Devlet Terörü ve Gulaglar, Gün Zileli

Daktilo 1984’ten alınmıştır “Sovyetler Birliği’nde Devlet Terörü ve Gulaglar”1 adlı yapıt, Gün Zileli’nin titiz bir araştırması. Yapıt, SSCB’de sosyalizm adı altında yapılan uygulamaların gerçek yaşama nasıl yansıdığını, özellikle bu uygulamalara karşı çıkan yazar, çizer, düşünür ve politikacılara neler yaşatıldığını gözler önüne seriyor. Gulaglar2, SSCB’de “Toplama Kampları”na verilen isim. Bu kamplar, SSCB’de İşçi …

Devamını Oku

Walter Benjamin’in Moskova Günlüğü

Walter Benjamin, Moskova Günlüğü, Çev: Cemal Ener, Metis 2014 (1. Basım: 2001) Walter Benjamin’in, 6 Aralık 1926 ile 1 Şubat 1927’yi kapsayan yaklaşık iki aylık günlükleri o günkü Sovyetler Birliği’nin özellikle entelektüel hayatına güçlü bir ışık tutuyor. Günlükler, abartısız, “edebiyat yapma” kaygısı taşımayan, o sırada âşık olduğu Asja Lacis’e olan …

Devamını Oku

Sosyalizm ve Tek Parti İktidarı…

Artıgerçek Marx ve Engels’in “sosyalist devrim” pratikleri olmadığı, dolayısıyla, doğal olarak böyle bir toplumun yapısı üzerine birtakım saptamalarda bulunmaya teşebbüs etmedikleri bilinir. Bu yüzdendir ki, “sosyalist toplum”un siyasal yapısı üzerine, genel bazı saptamaların ötesinde çok fazla söz etmemişlerdir. Lenin de, 1917 Ekim’ine kadar, hatta ondan sonra bile, “sosyalizmin tek parti …

Devamını Oku

Ersen Olgaç / ”YÜZYILIN GECE YARISI”

Geçen yüzyılın ilk çeyreğinde insanlık ilk kez sınıfsız ve özgür bir dünyaözlemini gerçeğe dönüştürmenin eşiğine yaklaşmıştı. Ekim devriminin yarattığıcoşku dünyanın siyahlarını, beyazlarını ve sarılarını tek bir hedef için, baskısız,sömürüsüz bir gelecek için, dünya devrimi için Üçüncü Enternasyonal’isancağı altında toplamaya başladı. Ancak beş kıtada milyonlarca emekçiyikucaklayan bu devrimci atılım, Üçüncü Enternasyonal’in …

Devamını Oku

“Ulusların Kaderlerinin Karartılması” Hakkı!

Artıgerçek Dünyanın son 120 yılı “Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı” söylemi ile başlayıp “Ulusların Kaderlerinin karartılması” fiiliyatıyla devam etti, bugüne kadar. Aslında “ulusların kaderlerinin karartılması” Napolyon’un Rusya’ya kadar uzanan fetih savaşlarıyla başlamıştı ama 20. ve 21. yüzyıllar, “ulusların kaderlerini karartılması”nın daha hazin örnekleriyle belirlendi. HALKLARA KARŞI DÂHİLİ HARP Nevzat Onaran, Devletin …

Devamını Oku

Meyerhold Nasıl İnfaz Edildi?!

Artıgerçek Can Yayınları, Tuncay Birkan’ın sunuş yazısında belirttiğine göre, eski ve unutulmuş metinleri yeniden gündeme getiren “İzler” adlı bir dizi başlatmış bulunuyor. Bu dizinin ilk kitabı, Muhsin Ertuğrul’un Moskova Notları (Osmanlıca’dan çevrimyazımı: Melih Dalbudak, Can, 2023) yayınlandı. Moskova Notları özel bir seçim ve önemli bir katkı. Bu yazıda, Sovyet rejiminin, …

Devamını Oku

Fetih… İşgal… Kurtuluş…!!!

Artıgerçek Savaşlar genellikle devletlerin egemenlik taleplerinden ya da iddialarından çıkar. Bir devlet, bir ülkenin topraklarına göz koyar ve sonunda savaş çıkarıp o ülkeyi kısmen ya da tamamen işgal eder. İşgalci devlet, bu eylemine meşrulaştırıcı adlar koyar. Daha kadim zamanlarda bu tür işgallere “fetih” adı verilirdi. Örneğin “İstanbul’un fethi” gibi… Daha …

Devamını Oku

Troçkizmden Ulusalcılığa…

Artıgerçek Yıllardır izlediğim, kimi zaman yararlandığım, kimi zaman eleştiriler yaptığım [ örneğin bu yılın Mart ayında yazdığım “Kronstadt Tartışması” başlıklı yazı: (https://www.gunzileli.net/2023/03/21/kronstadt-tartismasi/)] Sungur Savran’ın yeni kitabı Bir İhtilal Olarak Milli Mücadele (Yordam, 2023), içerdiği konular ve yeni sayılabilecek yönelişleri itibariyle üzerinde dikkatle durmayı hak ediyor. Çalışma, epeyce tekrar içermesine rağmen, …

Devamını Oku

Ulusalcılık Defnedilirken…

Artıgerçek Ulusalcılık ideolojisi aşağı yukarı yüz yaşlarında ömrünü tamamlamış bulunuyor. Kadim imparatorlukların 1789-1919 arasında çöküp dağılması, ölen imparatorlukların bağrında ulus-devletlerin ve milliyetçiliğin doğması sonucunu vermişti. Buna paralel olarak, eski sömürgeci sistemin 20. Yüzyıl boyunca çözülüşüyle ortaya yeni ulus-devletler çıktı. Bu gelişmeler, ulusalcı ideolojinin barutunu oluşturdu. BAKÛ KONGRESİ’NDE VE KOMİNTERN II. …

Devamını Oku

Cumhuriyet Döneminde Kadın İdamları

Artıgerçek Geçen Haftaki yazımda, Tarık Işık’ın Darağacında 15 Kadın-1931/1971 (Sözcü, 2022) kitabından hareketle “1930’lu yıllarda yoğunlaşan 15 kadın idamı”na değinmiş, o zamanki Adliye Vekili Mahmut Esat Bozkurt’un 1926 yılında kabul edilen Medeni Kanun’dan 15 gün sonra Meclis’ten geçen, idam cezasını da içeren yeni Ceza Kanunu’nun Meclis’teki görüşmeleri sırasında sarf ettiği …

Devamını Oku

Sınıf ve Özgürlük…

Artıgerçek Bir arkadaş, twiterde, geçen haftaki “Devlet-Özgürlük İlişkisi” yazımın altına şu notu düşmüş: “Hangi devlet, kimin özgürlüğü ya da hangi özgürlük, kimin devleti. 17 bolşevik devriminden sonra işçi sınıfının devleti kime özgürlük tanımalıydı, burjuvaziye ve feodal beylere mi? demek istediniz.” Soru sormadan düşünmek olmaz. Bu bakımdan, katılmasam da, bana yönelik …

Devamını Oku

Söylemler ve Gerçekler!

Artıgerçek Fransa’da polis kurşunuyla öldürülen 17 yaşındaki Nael’in anısına… Hayat paradoksal ve ironik bir tarladır. Bu tarlada bol demagoji ve yalan yetişir. Neredeyse bütün ürünler hormonlu söylemlerle sulanmıştır. Gerçek, toprağın derinliklerine gömülürken hormonlu söylemlerle beslenmiş yalan bitkileri gerçeğin temsilcisiymiş gibi gökyüzüne yükselir. Bazıları toprağa öylesine kök salar ki, sökmeniz mümkün …

Devamını Oku

Rusya-Türkiye/Putin-Erdoğan

Artıgerçek Birbirine komşu olan Rusya ile Türkiye’nin siyasal ve sosyal tarihleri, XX. yüzyılın başından beri, neredeyse eşzamanlı olarak şaşırtıcı bir paralellik göstermektedir. Belki her iki ülkede hüküm süren bugünkü otoriter tek adam rejimlerinin benzerliği buradan da gelmektedir. İKİ KADİM İMPARATORLUK XX. yüzyılın başında bu iki ülke de kadim birer imparatorluktu …

Devamını Oku

Sovyet Devrimi Sonrasına İlişkin Filmlerdeki Çarpık Batılı Bakış …

Artıgerçek Sinemada büyük teknik ve sanatsal gelişme gösteren Batı sineması, aynı başarıyı, Sovyetler Birliği tarihini ele aldığı filmlerde gösteremiyor. Teknikten ya da görüntü yönetmenliğinden veya tarihi atmosferin yeniden yaratılmasından söz etmiyorum. Hayır, buralarda çok başarılılar. Başarılı olamadıkları nokta, bu tarihi ele alırken, komünizme ya da Sovyet tarihine ilişkin tipik klasik …

Devamını Oku

Müslüm Üzülmez / Bazı Şeyler Maalesef Unutulmuyor

Diyarbakır Tigris gazetesinden alınmıştır. 1962 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Amerikalı yazar John Steinbeck’in Gazap Üzümleri, Bitmeyen Kavga ve daha birçok kitabını okumuştum ama Rusya Günlüğü(1) adında bir kitabının olduğunu bilmiyordum. Oğlum Utku yılbaşında yanıma geldiği zaman, okumam için getirdiği kitaplar arasında görünce haberim oldu. John Steinbeck ve fotoğrafçı Robert Capa …

Devamını Oku

“Burjuva Özgürlükleri”mi?

Artıgerçek “Bütün ülkede siyasi hayatın boğulmasıyla birlikte, Sovyetlerdeki yaşamın da giderek sönükleşmesi kaçınılmaz. Genel seçimler, engelsiz basın ve toplantı özgürlükleri, özgür fikir mücadelesi olmadığında, tüm kamu kurumlarındaki yaşam sona erer, bürokrasinin tek başına etkin unsuru meydana getirdiği sahte bir yaşama dönüşür… Kamusal yaşam yavaş yavaş uykuya dalar…” (Rosa Luxemburg, Rus …

Devamını Oku

HOLODOMOR !

Artıgerçek Her Kasım ayının son cumartesi günü Holodomor kurbanlarını anma günüdür. Bu yıl da, 26 Kasım’a rastladı. Ukrayna dilinde Holodomor “açlıktan öldürmek” anlamına gelir. 1932-33 yıllarında, o zamanki Sovyet hükümetinin zorla kolektifleştirme ve ürünlere tohumuna varıncaya kadar el koyma politikası sonucunda üretimin durmasıyla Ukrayna’nın Kuban bölgesinde, tahminlere göre, 1 milyon …

Devamını Oku

Büyük İllüzyon!

Artıgerçek 12 Mart 1965 tarihinde Kozlu’da, grev yapan maden işçilerine jandarma tarafından açılan ateş sonucunda iki işçi öldürülmüştü: Satılmış Tepe, Mehmet Çavdar. Bu olayı protesto eden Fikir Kulüpleri, Ankara-Cemal Gürsel Meydanı’nda bir yürüyüş düzenlemiş, yürüyüşe, hâlâ lise sıralarında sürünmekte olan 19 yaşında çiçeği burnunda bir sosyalist genç olarak ben de …

Devamını Oku

Mülkiyet ve Hırsızlık!

Artıgerçek Bundan birkaç ay önce Troçkizan bir Marksist-Leninist grubun seminerini izlemiştik. Konuşmacı, 19. Yüzyılın ilk yarısında yaşamış anarşist filozof Pierre-Joseph Proudhon’un (1809-1865) eleştirisi temelinde, bugünkü ekolojist otonom grupları veya yerel kooperatif hareketleri hedef aldı, Gezi mücadelesini bile Proudhon’un “partinin öncülüğü”nü reddeden görüşlerine bağladı. Bu arada, Proudhon’un, Marx’ın da eleştirisine hedef …

Devamını Oku