Bölgesel Hegemonyacılık

Fetih… İşgal… Kurtuluş…!!!

Artıgerçek Savaşlar genellikle devletlerin egemenlik taleplerinden ya da iddialarından çıkar. Bir devlet, bir ülkenin topraklarına göz koyar ve sonunda savaş çıkarıp o ülkeyi kısmen ya da tamamen işgal eder. İşgalci devlet, bu eylemine meşrulaştırıcı adlar koyar. Daha kadim zamanlarda bu tür işgallere “fetih” adı verilirdi. Örneğin “İstanbul’un fethi” gibi… Daha …

Devamını Oku

Söylemler ve Gerçekler!

Artıgerçek Fransa’da polis kurşunuyla öldürülen 17 yaşındaki Nael’in anısına… Hayat paradoksal ve ironik bir tarladır. Bu tarlada bol demagoji ve yalan yetişir. Neredeyse bütün ürünler hormonlu söylemlerle sulanmıştır. Gerçek, toprağın derinliklerine gömülürken hormonlu söylemlerle beslenmiş yalan bitkileri gerçeğin temsilcisiymiş gibi gökyüzüne yükselir. Bazıları toprağa öylesine kök salar ki, sökmeniz mümkün …

Devamını Oku

Yunanistan Meselesi… Tuhaf…

Yakın zamanlara kadar Tuhaf adlı bir dergi çıkardı. Herhalde ülkedeki tuhaflıklara dikkat çekmek için bu adı benimsediklerini düşünmüştüm o zaman. Şimdi çıkıyor mu bilmiyorum ama çıksaydı herhalde bugün yaşamakta olduğumuz tuhaflıklar sayesinde epey malzemeye sahip olurdu. Örneğin, AKP iktidarının dış politikası, tuhaf kelimesini fazlasıyla hak etmektedir. Bu yazıda, iktidarın Ukrayna …

Devamını Oku

Ansızın Geldikleri Gibi Aniden Gidebilirler…

Artıgerçek İnsanın başına gelebilecek en büyük felaket milliyetçiliktir. Hangi topluluk adına, hangi türden olursa olsun… Daha çocukluğumdan milliyetçilik denilen illetle karşılaşmış, maruz kalmış, hatta o çocuk aklımla mahallede (8-10 yaşlarımda) Rum çocuklarına karşı milliyetçi aşağılamalara ve böbürlenmelere önayak bile olmuştum. Arnavutköy’le Bebek arasında yer alan bizim mahallenin yukarısındaki, ta Bizans’tan …

Devamını Oku

Detant !

Artıgerçek Detant (Yumuşama), ‘60’lar ve ‘70’ler Maocularının tepesini attıran bir kavramdır. O zamanki Sovyetler Birliği yöneticileri tarafından ortaya atılmıştı. Bu kavram karşısında “tepesi atan” eski bir Maocu olarak, 50-60 yıl sonra, bu kavramı ortaya atan Sovyet yöneticilerinin haklı olduğunu söylemek durumundayım. Neden haklılardı? Ya da Çin yöneticileri ve o zamanın …

Devamını Oku

Dönemin Trendleri (2): Bölgesel Hegemonya Savaşlarının Faili Otoriter Rejimler

Artıgerçek Sovyetler Birliği’nin 1990’da çökmesiyle birlikte dünya, çift kutupluluktan çok kutupluluğa evrildi. Bunun nedeni, ABD’nin de güç kaybettiği koşullarda, çift kutupluluğun geriliminden ve zorunluluklarından kurtulan, kendilerinin yeterince güçlü olduğunu düşünen kimi devletlerin çevrelerine doğru daha rahat yayılma olanağı bulmaları, yani bölgesel hegemonyacılığa girişmeleriydi. Bu devletler, Sovyetler Birliği mirasını devralan Rusya …

Devamını Oku

Dönemin Trendleri (1): Uzatılmış Bölgesel Hegemonya Savaşları

Artıgerçek Birinci Dünya Savaşı (1914), o zaman konan adıyla bir emperyalist dünya paylaşım savaşı’ydı. İki emperyalist blok dünyanın yeniden paylaşımı için birbirine girmişti. Bu savaşta, doğal olarak, devrimciler, anarşistler, sosyalistlerin radikal kesimi (daha sonra komünist adını aldılar) bu savaşta herhangi bir emperyalist blokun yanında yer almayı reddetti. Yenilgiciliği ve emekçilerin, …

Devamını Oku

Vasal Devletler!

Artıgerçek Tarihe ve bugüne baktığımızda, Amerika Birleşik Devletleri’nin ve dönem dönem biçim değiştirse de Rus devletinin temel özelliklerinin dünyada ve kendi arka bahçelerinde vasallık olduğunu görürüz. II. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD, “arka bahçesi” Latin Amerika ile yürüttüğü vasallık ilişkisiyle yetinmemiş ve dünya çapında yayılmıştır. Uzak Asya halklarına karşı savaşmak ve …

Devamını Oku

Kâbil !!!

Artıgerçek Taliban güçleri, 15 Ağustos 2021, Pazar günü, Mao’nun “kırlardan şehirlerin kuşatılması” stratejisine uygun olarak, Afganistan’ın başkenti Kâbil’e girdi. Bu yılın Mart ayında kaybettiğim, ağabeyim Can Zileli Kâbil’de, 1942 yılının Kasım’ında doğmuştu. Nüfus kâğıdında da yazardı bu. Babam, süvari subayı Necati Zileli, Afganistan Şahı Emanullah Han’la Atatürk arasındaki bir “askerî …

Devamını Oku

Bölgesel Yayılmacılıkta Bir Adım Daha…

2015 yılında AKP iktidarı savaşı körüklerken esasen tek bir amacı vardı: yenilenen seçimlerle yeniden meclis çoğunluğunu kazanmak. O zaman muhalefet haklı olarak bu savaşa “Sarayın savaşı” demişti. Ne var ki, 4 yıldan bu yana çok şey değiştiğini görmek gerekir. “Fıratın doğusu” edebiyatıyla ve “Türkiye’nin sınır güvenliği” bahanesiyle başlatılan ve bugün …

Devamını Oku