Sovyetler Birliği

Mülkiyet ve Hırsızlık!

Artıgerçek Bundan birkaç ay önce Troçkizan bir Marksist-Leninist grubun seminerini izlemiştik. Konuşmacı, 19. Yüzyılın ilk yarısında yaşamış anarşist filozof Pierre-Joseph Proudhon’un (1809-1865) eleştirisi temelinde, bugünkü ekolojist otonom grupları veya yerel kooperatif hareketleri hedef aldı, Gezi mücadelesini bile Proudhon’un “partinin öncülüğü”nü reddeden görüşlerine bağladı. Bu arada, Proudhon’un, Marx’ın da eleştirisine hedef …

Devamını Oku

Mülksüzlerin Mülksüzleştirilmesi?!..

Artıgerçek Biz ’68 gençliği, işçileri olduğu kadar köylüleri de çok severdik. Bir devrim romantizmimiz vardı ve bu romantizmde işçiler kadar köylüler de büyük yer tutuyordu. Gençlerin köylere gidip sol propaganda yapmaya başlamaları, bu gençler henüz Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi ya da sempatizanıyken, ta 1965’e, hatta daha öncesine uzanır. Rusya’da …

Devamını Oku

İşçi Sınıfı Derken?!

Artıgerçek Tarihte, gerçek öncü müfrezesinin başını çektiği işçi sınıfıyla, bu sınıf adına hareket ettiğini ileri süren siyasi grupların ya da örgütlerin veya partilerin (“işçi sınıfı partileri”nin) toplumsal mücadele alanında buluştukları örnekler sayılıdır. Bu sayılı örneklerde de, hemen belirteyim ki, kurmaca değil, ama gerçek işçi sınıfı, sonuçta hiç de kârlı çıkmamıştır. …

Devamını Oku

Tek Çare: İşçi Yönetimi…

Artıgerçek Rusya’daki 1917 Devrimi’nin en anlamlı adımlarından biri İşçi Yönetimi’ydi. 1917 Şubat Devrimi’nin, kitlelerin ayakta olduğu o günlerinde, işçiler fabrika ve madenlerde işçi yönetimini fiilen başlatmışlardı. Bazı işyeri sahipleri işyerlerini bırakıp kaçmışlardı, bazıları ise işçilerin yarattığı fiili duruma teslim olmuş ve onlarla uzlaşmanın yollarını aramaya başlamışlardı. Bu durumda işçi yönetimi …

Devamını Oku

Atatürk, Lenin, Humeyni…

Artıgerçek Diyanet İşleri, Atatürk tarafından 3 Mart 1924’te kuruldu. Amaç, Diyanet aracılığıyla din adamları sınıfını yeni kurulmuş seküler cumhuriyet devletinin denetimine almak, onları maaşlı devlet memuru haline getirerek devletten bağımsız bir güç olmalarını engellemekti. Atatürk, kurumsal ve dinsel özerkliğe olanak sağlayan Batı’nın tersine, devlete rakip bir güce asla izin vermeyen …

Devamını Oku

Devrim Kara / Devletler ve Sürgünler

“Devletler ve onların bir avuç memuru kolayca yalan söylerler. Milyonlarca dili ve gözü olan halklar ise yapıları gereği isteseler de yalan söyleyemezler.” Devlet Halkı Dersim’de hayvan vagonlarına dolduranlar ne kadar katil ise Kırım’da ve Ahıska’da  dolduranlar da o kadar katildir. Sadece din ya da ulus sermaye devletleri değil sol iktidarlar …

Devamını Oku

Homofobi, LGBT+’e Saldırıda!

Artıgerçek‘te ilk versiyonu yayınlanmıştır. Birbirlerinden nefret edenler nefret söyleminde birleşti! Otuz yaşlarında gösteren genç bir adam. Omuzlarına, 6-7 yaşlarındaki oğlunu oturtmuş. Uzatılan mikrofona konuşuyor. Kendinden çok emin. “Bu homoseksüel kişiler eğitilmeli, eğer eğitilemezlerse idam edilirler” diyor. “Eğitilmek” (sanırım buna “ilaç tedavisi” de dahildir), olmadı idam! Bu fikri bir kişi ileri …

Devamını Oku

Stalin, Mao, Polpot: Benzerlikler ve Farklılıklar…

Artıgerçek Türkiye’nin, sosyal konulara kafa yoran kesimlerinde birbiriyle bağlantılı iki önemli hata göze çarpar: Birincisi, toptancılık; ikincisi, toptancılığın sonucu olarak farklılıkları göz ardı etmek ve farklı güçleri ya da kişileri kısa yoldan aynı sepete doldurmaktır. Bu, olayları basitleştirip kısa yoldan sonuçlara varmayı, yani kolaycılığın rahatlığını sağlar ama aslında doğada da, …

Devamını Oku

Mihail Gorbaçov

Artıgerçek Mihail Gorbaçov, Sovyetler Birliği’nin son başkanıydı. Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra 32 yıl daha yaşayıp 91 yaşında öldü. Demek 1985 yılında parti genel sekreterliğine gelip Glasnost ve Perestroyka siyasetlerini başlattığında henüz 54 yaşında, kendisinden önceki “bir ayağı çukurda” Sovyet liderleriyle karşılaştırıldığında oldukça genç bir lidermiş. “Akıl yaşta değil, baştadır” denir. …

Devamını Oku

Tek Parti İktidarı!

Artıgerçek Tarihte tek parti iktidarı dönemini açan, faşizm değil, sosyalizm olmuştur. Başlangıçta böyle bir iktidar biçimi öngörülmemişti. Marx ve Engels belli belirsiz “proletarya diktatörlüğü”nden söz etmişlerdi ama onlarda “tek parti iktidarı” fikri yoktu. Lenin tarafından oluşturulan bu fikir, 1917 Ekim’inde Bolşeviklerin iktidarı ele geçirmelerinden sonra Sovyetler Birliği’nde uygulamaya konmuş, 70 …

Devamını Oku

Detant !

Artıgerçek Detant (Yumuşama), ‘60’lar ve ‘70’ler Maocularının tepesini attıran bir kavramdır. O zamanki Sovyetler Birliği yöneticileri tarafından ortaya atılmıştı. Bu kavram karşısında “tepesi atan” eski bir Maocu olarak, 50-60 yıl sonra, bu kavramı ortaya atan Sovyet yöneticilerinin haklı olduğunu söylemek durumundayım. Neden haklılardı? Ya da Çin yöneticileri ve o zamanın …

Devamını Oku

İdam!

Artıgerçek (Boldla yazılmış cümle, bir okurun hatırlatmasıyla yazıya eklenmiştir). Haber kanalları, 1 Şubat 2021’de darbeyle iktidara el koyan Burma (Mynmar) askeri cuntasının 4 muhalifi idam ettiğini duyurdu. Türkiye uzak ve yakın tarihinden de çok iyi bildiğimiz, hatta kimi zaman yakından tanık olduğumuz (örneğin, sevgili arkadaşlarımız Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve …

Devamını Oku

Değer var, Özgürlük Yok! Özgürlük var, Değer yok!

Artıgerçek Kapitalizm, piyasa ilişkilerinin uzun yıllar içinde aşağıdan topluma egemen olmasına dayanır. Kapitalist ilişkiler toplumu sardıktan sonra devlet ve diğer üst yapı kurumları sisteme sadece olağanüstü durumlarda düzenleyici olarak müdahil olurlar. “Normal” zamanlarda ise “görevleri”, kapitalizmin işleyen çarklarına göz kulak olmaktır. Bu olağan işleyiş dışında, kültür alanı, piyasa ilişkilerinin kendiliğinden …

Devamını Oku

Sanat ve İktidar!

Artıgerçek Sanat, özellikle 19. yüzyıldan itibaren iktidarlarla ve egemen sistemlerle çatışma içinde olmuştur. İktidar ya da egemen düzenler, sanatı şu ya da bu şekilde denetimleri altına almaya, dahası kendilerinin hizmetine sokmaya çalışmışlardır. Doğası gereği özgürlükçü olan sanat ise, bu denetim ve baskıyla şu ya da bu şekilde çatışmıştır. 19. yüzyılın …

Devamını Oku

Nicholaus Wachsmann, Margarete Buber Neumann’a İlişkin Çarpıtmaları Yanıtlıyor

Margarete Buber-Numan’ın İki Diktatörlük Altında (Çev: Gün Zileli, İmge, 2012) kitabının Nicholaus Wachsmann tarafından yazılmış “Giriş” yazısını, Sendika.Org’da çıkan Ahmet Kaplan tarafından yazılmış “İki Diktatörlük Altında”: Bir Soğuk Savaş propaganda klasiği” başlıklı yazıdaki (ilgilenenler yazıyı şu bağlantıdan okuyabilirler: https://sendika.org/2013/03/iki-diktatorluk-altinda-bir-soguk-savas-propaganda-klasigi-ahmet-kaplan-94895/) iftira niteliğindeki çarpıtmalara (ki, yazar bizzat Wachsmann’ı ve Gulagların bir diğer …

Devamını Oku

“Renkli Devrim” mi, Baskıya Karşı Başkaldırı mı?

Sol ve artık solun kendine “ideolojik rehber” kabul ettiği Putin, 2000’lerin başından beri icat ettikleri “renkli devrim” kavramını, Ukrayna’nın işgaliyle birlikte daha da hararetli bir şekilde tekrarlamaya başladılar. Ne var ki, onların “renkli devrim” adını taktıkları olgu, aslında 20. Yüzyılın ortalarından beri, baskı altındaki halkların diktatörlüklere başkaldırısından başka bir şey …

Devamını Oku

Vasal Devletler!

Artıgerçek Tarihe ve bugüne baktığımızda, Amerika Birleşik Devletleri’nin ve dönem dönem biçim değiştirse de Rus devletinin temel özelliklerinin dünyada ve kendi arka bahçelerinde vasallık olduğunu görürüz. II. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD, “arka bahçesi” Latin Amerika ile yürüttüğü vasallık ilişkisiyle yetinmemiş ve dünya çapında yayılmıştır. Uzak Asya halklarına karşı savaşmak ve …

Devamını Oku

Latife Fegan’ın Anıları: Yaşanan Geçip Gider, Hatırat Kalır…

Artıgerçek Latife Fegan’ın aşağı yukarı bir buçuk yıl önce yazdığı kitabı (“Yazmasaydım Olmazdı!”, Belge, Ekim 2020) yeni elime geçti ve iki günde okudum. Fegan’ın, 1940’lardan günümüze uzanan, neredeyse 80, yoğun olarak da, devrimci uyanış dönemi olan 1960’lardan günümüze kadarki 60 yılı kapsayan ve çeşitli örgütsel ve fraksiyonel mücadele ve karmaşıklıklarla …

Devamını Oku

Hitler-Stalin Paktı’nın Edebiyattaki Yansımaları

23 Eylül 2021, K24 23 Ağustos 1939 günü, bütün dünyanın şaşkın bakışları altında Hitler-Stalin Paktı imzalandı ve böylece, Sovyetler Birliği’nin boyun eğmesiyle, Avrupa entelijensiyasının gözündeki “faşizme karşı en güçlü kale” imajı büyük bir gürültüyle çöktü. Aslında Sovyetler Birliği’nin faşizme karşı mücadelenin güçlü kalesi olarak görülmesi sadece bir ilüzyondu. Batı entelijensiyası …

Devamını Oku

Xezal-Nizamettin Karaağar / 1917 Ekim’den Önce ve Sonra: Gün Zileli ve Dostoyevski’nin Bolşevizm Eleştirisi

(Bu yazı, kısmen kısıltılmış olarak Birikim dergisinin Ekim 2020 tarihli 378. sayısında yayınlanmıştır.) Hem Nietzche hem de Benjamin “Büyük Tarihsel” olay ve anlatılara karşı benzer bir eleştirel tutum takınırlar. Bu tutum “sabit bir noktadan tutunup belli bir ‘ilerleme’ mantığıyla, anlatıyı ‘şimdiye getirme’” biçiminde toparlanabilir. Tarihin ilahileştirdiği ve zihinlerin bu ilahiliğin …

Devamını Oku