Kanıt Göster! Yirmi yıla yakın zaman önce Komün (Yaba, 2007) romanımla ilgili olarak Zürih’te bir toplantıya davet edilmiştim. Salon esasen TKP-ML taraftarlarıyla doluydu ve sağ taraftaki bir sırada bu örgütün “Politbüro”sundan arkadaşlar bulunuyordu. Konuşmanın sonuna doğru salondan bir arkadaş kalkıp, “Stalin konusunda” ne düşündüğümü sordu. Söyleyeceklerimin ardından olacakları tahmin etmek …
Devamını OkuMihail Gorbaçov
Artıgerçek Mihail Gorbaçov, Sovyetler Birliği’nin son başkanıydı. Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra 32 yıl daha yaşayıp 91 yaşında öldü. Demek 1985 yılında parti genel sekreterliğine gelip Glasnost ve Perestroyka siyasetlerini başlattığında henüz 54 yaşında, kendisinden önceki “bir ayağı çukurda” Sovyet liderleriyle karşılaştırıldığında oldukça genç bir lidermiş. “Akıl yaşta değil, baştadır” denir. …
Devamını OkuHalim Spatar kitabındaki Deniz Spatar Önsözü Üzerine
Ömer Faruk Ciravoğlu, birkaç gün önce bu sitede yayınlanan “Halim Spatar Kitabı Üzerine” adlı yazısında, kendisinin ve benim, Halil Berktay’ın yazısının “İdeolojik yazılar konmasın” gerekçesiyle kitaba alınmaması üzerine kitabın son aşamasında çekildiğimizi belirtmişti. İletişim Yayınları’nın bastığı kitap bugün elime geçti. Deniz Spatar’ın Önsöz yazısında; “Oral Çalışlar babamın (kimileri birbirini tekrarlayan) …
Devamını OkuHalil Berktay / Dmitri Şostakoviç ve Halim Spatar
Halim Spatar kitabından çıkırılan Halil Berktay’ın yazısını merak eden arkadaşlar oldu. Burada yayınlıyorum. Aynı yazı, Serbestiyet’te Halil Berktay’ın kendi köşesinde de yayınlanmıştır. GZ Karşılaştırmak değil, derdim. Öyle olsa, orantısız kaçar kuşkusuz. Biri zamanında çok meşhurdu ve hâlâ da 20. yüzyılın en büyük bestecileri arasında sayılıyor. Diğeri ise, tabii bizlerin sevgili …
Devamını OkuÖmer Faruk Ciravoğlu / Halim Spatar kitabı üzerine
M. Halim Spatar, Uzun Yolculuğum – Bir Yanımız Hep Çocuk Kaldı, İletişim, 2022 Bu kitapla ilgili sanırım birkaç cümle yazma hakkım vardır. 20 Mayıs 2020 de son şeklini verdiğimiz, artık kitaba girecek fotoğrafları seçtiğimiz günlerde Gün Zileli ile kitaptan çekildik. Gerekçemiz, sürece katılan arkadaşların Halil Berktay’ın yazısını koymama tavrıydı. Oysa …
Devamını OkuAydınlık Hareketi Bütün Kanatlarıyla Diktatörlüğün Hizmetinde!
1970’ten beri genel olarak “Aydınlık Hareketi” diye nitelenen ve ilk adı Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi (TİİKP); sonra gittikçe kırpılıp kısalarak Türkiye İşçi Köylü Partisi (TİKP); İşçi Parti (İP) adlarını kullanmasının ardından “İşçi”yi de atıp Vatan Partisi (VP) adını alan hareketin 45 yıllık değişmez ve değiştirilemez lideri Doğu Perinçek’in son …
Devamını OkuSerbestiyet? ! :)
En azından haberdarsınızdır, Serbestiyet adlı bir site var. Bunu “liberal”in Türkçesi olarak mı okuyup anlayalım? Bilemiyorum. Bana pek öyle gelmiyor. Sanırım Akpartiyet diye okumak daha yerinde olacak. Liberallik, eğer kelimenin orijinal anlamı olarak anlayacaksak ve liberalizmin tarihi açısından bakıp bu akımı iyi ve kötü yanlarıyla değerlendireceksek, bu sanal cürufla pek …
Devamını Oku1 Mayıs… 1 Mayıs…
En kötüsünden başlayalım. Halil Berktay, hükümet yanlısı Sabah gazetesine, 1 Mayıs 1977 ile ilgili, daha önce uzun uzadıya tartışılmış tezlerini tekrarlayan bir röportaj vermiş. Üstelik Taksim Meydanı’ndaki fotoğraflar eşliğinde. Fotoğraflardan biri de, 1 Mayıs 1977’de çok sayıda insanın ezilerek öldüğü Kazancı Yokuşu’nun başında çekilmiş. O …
Devamını OkuPerinçek, Mao ve İttifaklar Sorunu Üzerine
Oral Çalışlar, Radikal’deki bugünkü yazısında http://www.radikal.com.tr/yazarlar/oral_calislar/kufredenlere_bir_cift_sozum_var-1187305 “kendisine küfredenlere” tarizde bulunmuş. Yazıda görüleceği gibi, bu yazının sonunda geçen “yalaka” deyişini de küfür olarak algıladığı anlaşılıyor. Oysa yalaka sözcüğü bir küfür değil, bir durumun tanımlanmasıdır. TDK sözlüğünde yalaka sözcüğünün karşılığı olarak dalkavuk sözcüğü verilmektedir. Dalkavuk sözcüğü ise şöyle tanımlanmaktadır: “Kendisine çıkar ve …
Devamını OkuYeni-Kadro’cu Aydınlık Kadroları Şimdi Nerede?
1930’larda çıkan Kadro dergisinin etrafında toplanmış olanlara “Kadro hareketi” dendi. Bu hareketin hedefinin, 1917 devrimiyle yükselen anti-emperyalist dalgayı, yeni Kemalist devlete eklemlemek olduğu söylenebilir. Bizzat Kemalist iktidar tarafından dağıtılan Kadro hareketinin önde gelenlerinin önemli kısmı Kemalist devlete iltihak ettiler ve onun memurlarına dönüştüler. 1960’ların sonlarında (1968) çıkmaya başlayan Aydınlık dergisini …
Devamını OkuAğaçlar ve Ormanlar!
İsme bakıp yanılmayasınız diye baştan söyleyeyim. Bu, ekoloji üzerine bir yazı olmayacak. AKP ve Gökçek’in son ODTÜ orman katliamını da konu almayacak. “Ağaçları görüp ormanı görmemek” genel bir bakış zaafını anlatan yerleşmiş bir kalıptır. Anarşistlerin zaafı bunun tersidir. Anarşistler, ormanı görüp ağaçlara dikkat etmezler. Bu, anarşistler açısından bir …
Devamını OkuDireniş Notları (9) Halil Berktay’ın Beynindeki Tümör
Halil Berktay, Kureyel adlı sitede “Maksimalist Boy Ölçüşmecilik, Barışa ve Demokratik Kazanımlara Zarar Veriyor” başlıklı bir yazı yazmış. Bu yazı, Berktay’ın beynindeki sol düşmanlığı tümörünün daha da vahim boyutlara sıçradığını ve bireylerden oluşan toplulukların verdiği ve vereceği her türlü mücadeleye düşmanlık şeklinde bir yayılma gösterdiğini ortaya koyuyor. Bu …
Devamını OkuAli Rıza Taşkale/Halil Berktay: Önleyici kayıtsızlık
12 Mart 2013 Sendika.org’dan alınmıştır. Devrimin başarısı içkindir ve insanlar arasında kurduğu yeni bağlardan oluşur – bu bağlar devrimin kaynaştırdığı malzemeden daha uzun ömürlü olmasa ve yerini çok geçmeden bölünmelere ve ihanete bıraksa bile.” (Deleuze ve Guattari, 1994: 177) Zaman Gazetesi’nde çıkan Halil Berktay söyleşisini okumuşsunuzdur. Bünyamin Köseli imzalı röportajı gazete,“Solculuk …
Devamını OkuYayımlanmamış Kısa Bir Röportaj
Aşağıdaki başlıksız röportaj, Fırat Haber Ajansı tarafından email yoluyla yapılmış, ancak bilmediğim bir nedenle yayımlanmamıştır. Röportajı yapan arkadaşa mail yoluyla defalarca yazdığım halde bana geri dönmemiştir. Bu durumda röportajı burada yayımlama hakkına sahip olduğum açıktır. *** -Halil Berktay, tek başına yeni bir sol teorisi, marksizm çözümlemesi oluşturmaya çabalıyor. Sol …
Devamını OkuTaraf Gazetesi Sözlerimi Çarpıtmıştır…
Dünkü “1 Mayıs 1977…” yazımı sitede yayımladıktan hemen sonra iki gazete muhabiri benimle mail aracılığıyla bağ kurdu. Medyada yer alan biri değilim. Ayrıca medyaya konuşmayı da reddederim. Star gazetesinin muhabirine mail aracılığıyla, “hangi gazete?” diye sordum. Star muhabiri olduğunu öğrenince, “sorularınızı göreyim” diye bir mail daha attım. Bana geri …
Devamını Oku1 Mayıs 1977…
Taksim’deki 1 Mayıs’tan eve yeni dönmüştük ki, Yayın Kolektifi’nden bir arkadaşım arayıp “Haber Türk’te Halil Berktay’ın söylediklerini izledin mi?” diye sordu. İzleme olanağım olmamıştı doğal olarak. Hemen ekledi: “Halil Berktay, 1 Mayıs 1977’de devletin provokasyonu olmadığını, solun kendi kendine provokasyon yaptığını söyledi. Öyle ki, programın diğer katılımcısı Ömer Laçiner’in …
Devamını Oku“Unutulan Onuncu Madde”ye Zeyl…
11 Kasım 2011 Tarihli “Unutulan Onuncu Madde” başlıklı yazımda Halil Berktay’a şöyle sormuştum: “Ya siz Halil Berktay? Lütfen lafı uzatmadan söyleyin. KCK tutuklamalarına karşı mısınız, değil misiniz?” Cevabı yaklaşık bir hafta sonra almış bulunuyorum. Tabii Berktay, medyadaki daha önemli rakiplerine cevap vermiştir mutlaka ama bu cevapta ben de kendi sorumun …
Devamını OkuUnutulan Onuncu Madde…
Daha beş gün önce, 5 Kasım 2011 tarihli, “İktidar Bloku’nda Çatlaklar…” yazımda, İktidar Bloku’nun bileşenlerinden Taraf gazetesi içindeki çatlakları ve tarafları tahlil ederken Halil Berktay’ın ortada bir tutum içinde olduğunu belirtmiş ve şöyle demiştim: “Bir de ortada tutum alanlar var. Bunların en tipik temsilcisi Halil Berktay. Bir yandan amca kızı …
Devamını OkuHalil Berktay Yaşıyor mu Hâlâ?!
Beni belki biraz saf bulacaksınız ama yakın zamana kadar, Ahmet Şık ve Nedim Şener’in peşindeki iz sürücüler, yazılı kâğıt takipçileri sürüsünün sadece halihazır iktidarın emrindeki polis ve savcılardan ibaret olduğunu sanıyordum. Meğer bu gazeteci avlama sürünün içinde epeyce polis köpeği de varmış. Kölelik dönemini anlatan bir ilüstrasyon asılı dururdu başucumda, …
Devamını OkuHalil Berktay Yazısına Zeyil (Gün Zileli, 26.01.10)
Tribünlerden korkarım. Lehte tezahürat yapan tribünlerden özellikle korkarım. Küçüklüğümde, bir gladyatör dövüşünün temsili resmini görmüştüm ve o çocuk yüreğim kanamıştı. Gladyatörlerden biri öbürünü yenmiş, ayağını yenilen gladyatörün boğazına dayamış ve başını tribünlere çevirmişti. Tribünlerin kararını bekliyordu. Tribünlerdekiler baş parmaklarını yukarı kaldırırsa kendisi gibi köle olan arkadaşını öldürmeyecekti. Eğer tribünlerdekiler baş parmaklarını …
Devamını Oku