Rejimler

Doğan Özgüden / Sarı basın kartı mı, sarı “basın”ın kartı mı?

Sarı basın kartı mı, sarı “basın”ın kartı mı? Sarı basın kartı zaten yıllardır özgür basına özgü bir belge olmaktan çıkmıştı. Kart verme yetkisini Tayyip’in sarayı gasbettikten sonra adını da değiştirmek gerekir Doğan Özgüden (Artıgerçek, 14 Temmuz 2018) Tüm dünyada medyanın teknik ve içerik açısından olduğu gibi okurların haber ve yorum …

Devamını Oku

Mustafa Yılmaz / Felsefeciler Vapuru

Oberbürgermeister Haken vapuru. 16 Mayıs 2018 Mustafa Kemal Yılmaz Şarap Dumanları sitesinden alınmıştır. Rusya’nın nasıl Rusya olduğunu anlamak için anahtar niteliğindeki olaylardan biri de tarihe Felsefeciler Vapuru olarak geçen sürgün vakası. Bolşevik yönetimle fikir ayrılığına düşmüş iki yüzün üstüne felsefeci, doktor, ekonomist, yazar, gazeteci ve tarım uzmanının 1922 sonbaharında Lenin’in …

Devamını Oku

Fikret Başkaya / Seçim kararı, “Çöküşün” İtirafıdır…

                                                                                                                                                                            “Despotu harekete geçiren cesaret değil korkudur”   Şu an itibariyle Türkiye’deki rejim, adı konmamış bir dinci despotizmdir… Son seçim hamlesiyle dinci despotizm kurumsallaştırılmak, kalıcılaştırılmak isteniyor. Artık Türkiye yönetilebilir olmaktan çıkmış bulunuyor… Yönetemiyorlar ve yönetemeyecekler… O halde neden ve nasıl bir ‘çöküş tablosu’ ortaya çıktı? Neden araç patinaj yapıyor …

Devamını Oku

Doğan Özgüden / Bir vapur geçer Varna önünden…

(Artıgerçek, 29 Mart 2018)Nazım Hikmet’in sürgün şiirleri içerisinde en duygusal olanlarındandır Bulgaristan’ın Varna sahil kentinde yazdıkları…  1957 yılının Mayıs ayı sonlarında Münevver’in doğduğu ıhlamur kokan Sofya üzerinden Varna’ya gelmiştir… Bir vapur geçer Varna önünden,  uy Karadeniz`in gümüş telleri,  bir vapur geçer Boğaz`a doğru. Nazım usulcacık okşar vapuru,  yanar elleri… Sonra geride bıraktığı oğlunu düşünür: “Karşı yaka memleket, sesleniyorum …

Devamını Oku

Fikret Başkaya / Muhalefet aklını başına almazsa….

    Müslüman Kardeşlerin Türkiye versiyonu olanPolitik İslamcı AKP, her ne surette olursa olsun, iktidarı bırakmak istemiyor. İki nedenle: Birincisi, geride kalan 15-16 yılda sömürünün, yağma ve talanın tadına öylesine vardılar ki, ballı böreği bırakmak istemiyorlar; ikincisi, iktidardan düştükleri anda mutlaka yargılanacaklarını, hesap vereceklerini biliyorlar… Lâkin, oy tabanı eriyor ve …

Devamını Oku

Fikret Başkaya / Profesyonel Politikacı

  Latin dillerindeki ‘politikanın’ bizdeki karşılığı siyaset, seyislik, at idare eden, idam, memleket idaresi gibi anlamlar içeriyor. Meydan-ı siyaset de, idam cezasının infaz edildiği yer. Burjuva toplumunda siyaset profesyonel politikacıların işidir, bir meslektir… Kapitalizm öncesi dönemlerde bugünkü gibi bir siyasetçiler taifesi mevcut değildi. Aslında siyasi partiler aracılığıyla mesleklerini icra eden …

Devamını Oku

 Merdan Yanardağ… Murat Belge… Liberalizm…Ulusalcılık… vs…  

  Şubat ayında Murat Belge üzerine bir tartışma oldu. Tartışma önce, Murat Belge’nin, İletişim Yayınları’ndan çıkan Şairaneden Şiirsele adlı kitabını “yüzeysel” bulan, Kırmızı Kedi Yayınları’nın yeni yöneticisi Enis Batur’un, ardından da aynı kanıyı paylaşan Orhan Koçak’ın yazılarıyla gündeme geldi. Elbette bunlar, makul eleştiri yazılarıydı. Fakat bu eleştirilerin hemen ardından, Murat …

Devamını Oku

Sahte itirafları Neden Kabul Ettiler?  

  Arthur Koestler’in kült romanı Gün Ortasında Karanlık’ı (çev: Pınar Kür, İletişim, 5. Baskı, 2014) yeniden okudum. Bu roman, 1930’ların muhalif komünistlerinin, Stalin rejimi altında düzenlenen gösteri mahkemelerinde nasıl olup da itiraflarda bulunduklarına ilişkin bir tez-romandır aynı zamanda. Bu konuda 80 yıldır çeşitli tezler ileri sürülmektedir. Mahkemede bizzat bulunan Batılı …

Devamını Oku

Fikret Başkaya / Şeriat soslu neo-faşist tırmanışı durdurmak!

  Bir AKP militanı, “yeni bir devlet kuruyoruz, kurucusu da Tayyip Erdoğan” dedi. “Olur mu öyle şey!” türü tepkiler ortalığa saçıldı. Oysa, AKP militanı gerçekte yapılanı, yapılmakta olanı dile getirmişti. Zira, yeni bir devlet inşası, başta türlü söylersek, devleti dönüştürme süreci çoktan başlamıştı ve hızla yol almaya devam ediyor.Türkiye’deki rejim …

Devamını Oku

Ahmet İnsel/Bu şiddet rejimi sürekli el yükseltmek zorunda

t24’ten alınmıştır “Bir motorun ambale olması gibi, şiddet, kibir ve korku karmaşasında iktidarlar da ambale olurlar”   11 Temmuz 2017   Cumhuriyet yazarı Prof. Ahmet İnsel, “Bugün Türkiye’de hukuk devleti değil, hatta kanun devleti bile değil, kendinden menkul bir keyfi baskı ve şiddet devletinin hâkim olduğu aşikâr. Dalga dalga yayılan bu …

Devamını Oku

Bingöl Erdumlu: “Yavaş yavaş pişen bir şey var”

Express dergisinin Haziran 2017 tarihli 153. sayısından alınmıştır   HAYIR ADALAR MECLİSİ ÜYESİ BİNGÖL ERDUMLU   Yavaş yavaş pişen bir şey var   1969’da Maden-İş üyesi. 1970’te, 15-16 Haziran eylemcilerinden. THKP-C’nin kurucularından. 1971’de Yapı İşçileri Sendikası başkanı. 1976’da DİSK’in Örgütlenme Dairesi’nde. 1977 1 Mayıs’ında Taksim’de. ‘80’lerin ortasında Hollanda’da, ‘90’ların başında …

Devamını Oku

Fikret Başkaya / Yönetemiyorlar, Yönetemeyecekler

Duvar’dan alınmıştır. “İnsan, iyiyle kötüyü birbirine karıştırdığında, Tanrılar ruhunu öylesine feci bir felakete sürüklerler ki, artık felaketin farkına varmak için çok az zamanı kalmıştır.” (Sophocles, Antigone) Kapitalist toplumda mülk sahibi sınıfların (sermaye sahiplerinin) beş yönetim biçimi vardır: Klasik parlamenter demokrasi, sosyal demokrasi, asker-polis diktatörlüğü, Bonapartizm ve faşizm. 1980 sonrasında neoliberal …

Devamını Oku

Fikret Başkaya / Burjuva devlet bir vampire dönüşürken…

Burjuva devlet bir vampire dönüşürken… Fikret Başkaya Yıllar önce bir politikacı: “Hocam, özelleştirmeye niye karşı çıkıyorsunuz. Ne güzel işte,zarar eden bu kurumlar, bu işletmeler satılacak, o parayla yenileri kurulacak” demişti. Aslında özelleştirme lehine ileri sürülen gerekçelerin hiçbir inandırıcılığı olmadığını, asıl amacın sermaye sınıfına değer (varlık) aktarmak olduğunu, hiçbir kapitalistin zarar …

Devamını Oku

Fakir Elma’nın röportajı- Gün Zileli: “Referanduma katılın ve #HAYIR deyin; kasabın bıçağına teslim olmayın”

Gün Zileli, Anayasa değişikliğinin geçmesi halinde, bütün faşist rejimlerin özelliği olan tek kişi diktatörlüğünü göreceğimizi belirterek, referandum oylamasında ‘Hayır’ oyunun hayati öneme sahip olduğunu vurguladı. 2017-02-21 14:45:06 Sedat Yiğit / Fakirelma Haber Siyasetçi, yazar ve çevirmen Gün Zileli ile, kamuoyunda ‘Türk usulü başkanlık’ olarak da bilinen, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle ilgili …

Devamını Oku

Fikret Başkaya / “Şark cephesinde yeni bir şey yok!”*

1960 yılında Mülkiye’de (SBF) birinci sınıf öğrencisiydim. Adnan Menderes’in Demokrat Partisi 1950’den beri üç dönemdir iktidardaydı. Muhalefete ve basına yönelik baskı ve şiddet almış başını giriyordu. O kadar ki, muhalif gazeteler yasaklanmadığı günlerde bazı sayfaları beyaz çıkardı ve gazeteyi koynumuzda saklardık… Devlet Radyosu iktidarın borazanıydı… Rejim tam bir parti-devlet halini …

Devamını Oku

Devlet (Cinayet) Planlama Teşkilatı! #HAYIR

Devlet (Cinayet) Planlama Teşkilatı! #HAYIR Hrant Dink cinayetinin üzerinden on yıl geçti. Bu cinayetin bir devlet cinayeti olduğu belliydi ama on yıl sonra bu iyice açığa çıkmış bulunuyor. Devletlerin “Devlet Planlama Teşkilatı” gibi daima zulada tuttukları, tamamen illegal bir de “Devlet (Cinayet) Planlama Teşkilatı” vardır ve bu teşkilat esasen gizli …

Devamını Oku

Can Sıkıntısı…

Sizin de canınız sıkılıyor mu? Benim çok sıkılıyor. Televizyonu açmaya korkuyorum, karşıma yine birilerinin günübirlik konuşmaları çıkacak, daha da kötüsü meclisteki anayasa oylamalarına rastgeleceğim diye. Can sıkıntısının da ötesinde artık midem bulanıyor. Televizyonu hiç açmamak daha iyi. Zaten “tartışma” programları da “körler sağırlar birbirini ağırlar” programlarına dönüşmüş durumda. İnsan artık …

Devamını Oku

İyimser Bir Yeni Yıl Yazısı…

Bir ülkede diktatörlük olup olmadığını ya da ne ölçüde diktatörlük olduğunu anlamak için belirli ölçütler vardır. Bu ölçütler, sanıldığının ve empoze edildiğinin tersine, asla sandık olamaz. Çünkü diktatörlüklerin hepsinde sandık vardır. Elbette diktatörlüğün dozuna göre anlamını iyice kaybetmiş, “sanduka”dan farksız bir sandıktır bu. Aslında sandık da bir diktatörlük ölçüsüdür. Bir …

Devamını Oku

Fikret Başkaya / Anayasa “tartışmalarının” mana ve mahiyeti üzerine kısa not.

Toplumda “iyi” bir anayasa yapılırsa, işlerin yoluna gireceği beklentisi vardır. Eğer anayasayı “kim neden yapıyor” sorusu sorulsaydı, öyle bir beklentiye yer olmazdı. Burjuva toplumunda anayasalar daima mülk sahibi sınıflar (burjuvazi) ve onların devleti tarafından yapılır ve aslında bu ikisi bir ve aynı şeydir. Zira, mülk sahibi sınıflardan ayrı bir devlet …

Devamını Oku

Fidel Castro…

      Fidel Castro, 90 yaşında bu dünyadan ayrıldı. Hayatının neredeyse 60 yılını iktidarda geçirmesiyle belki de bir rekor sahibi olan Fidel Castro, iktidara, Küba halkının emperyalizme ve diktatörlüğe karşı direnişine önderlik ettiği bir silahlı mücadelenin sonucu gelmişti: 1959 Küba Devrimi.   Fidel Castro, kendisi hakkında birbirine son derece …

Devamını Oku