Sorumluluk Duygusu…

Ben ilkokuldayken, zaman zaman öğretmenlerimiz çok gereksiz bir şey yapardı. Sınıfın önüne gelip, “çocuklar, arkadaşınızın kalemliği kaybolmuş. Şimdi tenefüse çıkacağız. Kim aldıysa, onu sessizce yerine koysun” derlerdi. Sanki kalemliği ben almışım gibi kıpkırmızı olduğumu çok iyi hatırlıyorum. İnsanda, belki de doğasından gelen, biraz da suçluluk duygusuyla karışık derin bir sorumluluk duygusu vardır. Yoksa çocuklarda mı demeliyim? İnsan büyüdükçe sorumluluk duygusu gelişeceğine köreliyor galiba.

Şırnak’ta öldürülen gençlerin battaniyelere sarılıp katırlara bağlanmış bedenlerine bakıyorum. Kahroluyorum, daha genç yaşta katledilmiş bu genç bedenlerin gazetedeki görüntüsüne baktıkça. Sanki onları ben vurmuşum gibi bir suçluluk duygusu var içimde. Bir an düşünüyorum. Hiç mi sorumluluğum yok acaba? Küçük de olsa benim de bir sorumluluğum yok mu? Bunun üzerine huzursuzca düşüncelere dalıyorum. Sonunda bir şeyler geliyor aklıma. Bir subay çocuğuyum. Babam da sonuç olarak bu devletin kurulmasında küçük bir rol oynamadı mı? Aslında ben de bunun ayrıcalıklarından yararlanmadım mı vakti zamanında? Babamın maaşı, bu yoksul insanların dedelerinden, ninelerinden çalınanlarla, gaspedilenlerle ödenmedi mi? Bizim orta halli yaşamımız o yoksul insanları o zor koşullara mahkûm etmedi mi? Kuşaklar boyu en tehlikeli koşullarda kaçakçılık yaparak yaşamaya mahkûm olmalarında benim kentli yaşamımın da küçük bir rolü yok mu?

Evet, bu yazıya bilerek en küçük sorumluluklardan ve kendimden başladım ki, hepimiz önce kendi sorumluluğumuz üzerinde düşünelim. Bu küçük sorumluluklardan daha büyük sorumluluklara, siyasi sorumluluklara daha çok uzun bir yol var. Ama en küçükten başlamak en iyisi, en dürüstçesi. Belki o zaman daha büyük sorumluluğu olanları da kendileri üzerinde biraz olsun düşünmeye sevk edebiliriz. Herkes kendisinden başlamalı.

Örneğin bir TV spikerini alalım. Ben bir TV spikeri olsam, her allahın günü “terörist” sözcüğünü telaffuz etmiş olmaktan dolayı biraz olsun utanırdım şimdi. Doğru, sen sadece eline tutuşturulan haberi okuyorsun. Evet ama neden sesini ortak ediyorsun bu kıyıma? Bir gazete muhabiri olsam da aynı şeyi düşünürdüm. Kalemimle ne kadar katkıda bulundum diye.

Eğer herkes kendi küçük sorumluluğunu düşünür, önce kendini hedef tahtasına koyarsa belki o zaman bu büyük suçu biraz olsun temizleyebilir, öldürülen kardeşlerimizin yakınlarının karşısına biraz olsun vicdan huzuruyla çıkabiliriz. Bunu yapmadığımız sürece vicdanlı bir toplum olduğumuzu söylememiz mümkün olmayacaktır; vicdanlı bir insan olduğumuzu da.

Saygı duruşlarını hiç sevmem. Bunu daha önce birkaç kez yazdım da. “Devrim şehitleri için bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyoruz” cümlesini duyduğum an kaçacak delik ararım. Bu tür ritüeller bana, bir dava için mücadele ederken ölenler karşısında bir ikiyüzlülük gibi gelir.

Ama şimdi, hiç kimseyi değil ama kendimi, bu genç bedenlerin önünde saygı duruşuna davet ediyorum.

En azından ölümleriyle bize vicdanımızı hatırlattıkları için bunu fazlasıyla hak ediyorlar.

 

Gün Zileli

30 Aralık 2011

www.gunzileli.com

gunzileli@hotmail.com

Hakkında Gün Zileli

Okunası

“Yetmez Ama…” Yetti!

Artıgerçek Ahmet Nesin’in, geçen hafta Artıgerçek’te çıkan, yazarlarımızda nadir rastlanan, ‘Yetmez ama evet’çiler tamam da …

24 Yorumlar

  1. gün abi, senin bu yazıyı koyduğun saatlerde, insanlarımız maalesef birbirlerine birbirinden fiyakalı mutluluk mesajları gönderip duruyorlar. orada katırların sırtına yüklenmiş insanlarla buradaki insanlar arasında artık hiçbir manevi bağ kalmamış sanki.

  2. Çok haklısın be Birant. Şırnak nire, İstanbul nire… Maddi bağ (!) var da manive bağ yok ne yazık ki…

  3. ölenlere v saygım sonsuz içim yanıyo en az sizin kadar çünkü ben bir anneym öğretmenim herşeyden önce de insanım kusura bakmayın ama babanızın maaşı konusunda zırvalamışsınız niiye o adam amak vermedi mi. çalışmadı mı olaki bir savaş olsaydı gitmeyecekmiydi. asker düşmanlığı size ne kazandırıyor anlamıyorum yazık diyorum sadece yazıklar olsun

  4. Peki, babam adına yazıklanmanızı da kabul edeyim ama şunu da bilin ki, babam Dersim’de bulunmuştu ve büyük vicdan azabı çekerdi. Kim bilir neler yaşadı, neler gördü oralarda. Asker düşmanlığına gelnce, hiç de tek tek asker ve subay bireylere düşman değilim ama devlet düşmanı olduğum kesin.

  5. anne ve öğretmen olunca böyle zırvalama hakkına sahip olunuyor demek..

  6. Olanlar hakkında okuduğum en temiz yazıydı. Dahası, söylenebileceklerin gideceği daha esas bir nokta yok.

  7. Ben de ayni sekilde suclu hissettim kendimi o fotograflara bakarken. Babam subay degildi, ailemizde de bir tek asker yok oysa ama yine de suclu hissettim kendimi. Cok sacma bir mantik yurutme ailenin meslegiyle bugun olanlar yuzunden kendini suclu hissetmen arasinda bag kurmaya calisman. Ben kendimi suclu hissettim cunku butun bu olanlar olurken sinif bilincine sahip, anti kapitalist bir insan olmamin sadece dusuncemde kaldigini, laf ebeligi disinda bir seye yaramadigimi dusundum sanirim. Seninki de budur, oyle gerilere gidip babani suclama, kendine bak.

  8. Güzel bir yazi. Tümden katiliyorum. Yalniz orada katliamdan gecirilenler KÜRT olduklari icin katledildiler. Kapitalizm icin insan ve insanlik yok. Yalnizca kar var. Bugün Kürtler kendi yurtlarinda soykirimina ugruyorlarsa , orada egemenlerin cikari var. Egemen medya nin tutumunu tekrarlamak istemiyorum.Malumunuzdur. Orada öldürülenler kürt olduklari icin öldürüldüler. Adini neden koymuyorsunuz? Yazinizi iki sefer okudum. Sanki egemen medya da ( yukarda belirttiginiz gibi) calmadigi halde kizaran yazarlar gibisiniz.

  9. Zileli devrimcilikten vazgeçerek aynı zamanda sorumluluktan da vazgeçti.
    Savaşmaktansa kıyıya çekilmenin,vazgeçmenin ideolojik kılıfını da Zileli kolayca buluvermişti.
    Zaman zaman timsahın gözyaşlarını döküyor.
    İki üç tane de dalkavuk !
    Hepsi o kadar.

  10. Sen git savaş BaranaS. Ayağına zincir vurmaz kimse. Çok sevdalısın ya git savaş. Savaş çığırtkanları böyle de ahlaksızdır. Git savaş arkadaşım. Senin gibi düşünen çok var. O yüzden karşında savaşacak birilerini de bulursun emin ol. Belli ki, savaşmak için nedenlerin de var. Hali hazırda savaş da savaşlar da var. Git savaş o zaman. Böyle ahlaksızdır bu savaş sevdalıları, hep başkaları savaşıp ölsün isterler…

  11. özgürlükçü

    baranas savaşacakta sıkıntısı kimle birlik olup kimle savaşacağının bilinip aslında devlet-iktidar-sistemin savaşçısı olduğu açığa çıkacağının sıkıntısını yaşıyor galiba devlet-iktidar-sistem hegemonyasının her daim karşısında mücadele eden o günün özgürlükçü devrimcileri olmuştur.her türden savaşa özellikle kirli savaşa ve şiddete karşı olmamız devlet-iktidar-sistem hegemonyasını özgürleştirme mücadelesine karşı olursak ne kendimizi ne de yaşadığımız hayatı özgürleştirebiliriz.kadim insanlığın özgürlük arayışı mücadelesi binlerce yıldır insanlığın arayışıdır biz kendimizde sorumluluk ararken her halde zilelinin bizden istediği kendi sorumluluğumuzu sorgulamayı böyle bir kriter en azından bu günkü ulaştığımız insanlığın evrensel etik özgürlükçü değerlerinde sorgulayabilmemizi kastettiğini anlayıp çok olumlu bulabiliriz makaleyi.

  12. “Devrimci olmayın”,
    “Çocuklarınızın devrimci olmasını engelle(yin)”
    “Devrim isteyen….insanlar, Türk toplumuyla pek bir ilgisi olmayan ve ağır psikolojik sorunları olan çeşitli azınlıklardan insanlardır”,
    “Bu sefil insanlardan” kurtuluş beklemeyin,
    “Devrimcilerin ne yapacaklarını …kestirmek imkansızdır”,
    “Bağımsızlık savaşı da gerçekçi değildir ve tehlikelidir”,
    “Türk devletini yıkacak intern bir kuvvet yoktur”
    “Türk ordusu bütün azınlıkların kökünü kazıyacak kuvvettedir”,
    “Evlerinizde silah bulundurmayın”,
    “Silahlı şahıslara yardım ve yataklık etmeyin”
    (Bk. Mehmet Yıldız, Dersim Nasıl Kurtulur)
    http://www.geocities.ws/dersimsite/bukampanya.html
    http://www.ateshirsizi.com/dersim-bildirgesi-ve-burjuva-liberalizminin-t11595.html?p=38906&langid=2

  13. “insanlığın evrensel etik özgürlükçü değerleri” ….

    İşte büyük sosyolog ve feylozof sözleri böyle olur.

    Böyle olur savaşın kıyısında,kendi odasında yapayalnız oturanların çırpınışı…

  14. İşte Hocaefendi'nin taziye mesajı:

    Türkiye’nin devletler muvazenesinde denge unsuru olmaya yürüdüğü ve ikbal yıldızının parlayacağına dair ümitlerin yeşerdiği bir süreçte 35 vatandaşımızın terörist zannıyla elim bir şekilde vefatını teessürle öğrendim. Yetkili makamların olayın ört bas edilmemesi için verdiği teminat ve hadisenin yargıya intikali teselli edicidir.

    Bütün güvenlik birimlerinin terörle mücadelede topyekûn mücadele ettiği ve şekâvete aman verilmediği bir dönemde bu ahengi baltalamak isteyen odaklar boş durmuyor; türlü provokasyonlarla yeni anayasa hazırlıklarını ve açılımları da sabote etmeye çalışıyorlar.

    Bugüne kadar nice elim hadisede sağduyusunu kaybetmemiş, birlik ve beraberliğini bozmak isteyenlerin heveslerini temkin ve dengesiyle kursaklarında bırakmış olan ülkemiz insanının, bu kritik süreci de Allah’ın inayetiyle vifak ve ittifakı koruyarak atlatacağına ümidimiz tamdır.

    Yeri geldiğinde askerimizle birlikte teröre karşı mücadele eden korucu vatandaşlarımızın mukim olduğu Ortasu Köyü’nün vatanperver halkının acısını istismardan geri durmayanların, vatan evladını birbirine kırdırtmak ve akan kanın üzerine kendi saltanatlarını kurmaya çalışmaktan vazgeçmeyeceği hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir.

    Hadisede elim bir şekilde vefat eden 35 vatandaşımıza, kardeşimize, evladımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet diler, kederli aileleriyle yakınlarına başsağlığı ve sabr-ı cemil niyaz ederim.

    M. Fethullah Gülen

  15. özgürlükçü

    milli duyguları zihnini zehirleyip insanlığını unutanların binlerce yıldır kendi gibi insanlığın biriktirdiği etiği ve evrensel özgürlükçü değerleri yadırgar.bir türlü özgürleştiremediği zihni ile başkalarınıda kendi gibi okuyup burjuvazinin ahırından sokağa hayatın bütün alanlarında kendini ve yaşadığı hayatı özgürleştirme mücadelesi veren milyonları kendi, milli,ulusalcı dükkan ve odacıklarında çırpınıp tarihin çöplüğüne gitmiş tükenmiş anlayışına benzetecek seviyede fesatlandığından ne yazdığını ve söylediğini bilemez.baranaS haklı insana en acı veren şeyin şimdiye kadar bildiklerinin tarihin çöplüğüne gitmesi olsa gerek.hatırladıkça o çöpe giden görüşlere sarılıp kendi özgürleşmesini bile nasıl engellediğini düşündükçe çok acı çekip üzülür ama aklına hayatın,doğanın diyalektiği bir türlü gelmez çöpe gidenin yüzleşmesini yapıp yeniyi yeni filizlenen yeni gerçeği içine sindiremeyip daha fazla eskiye sarılıp muhafazakarlığı tercih etmek kolayına gelip benim gibi özgürlükçülere ne diyeceğini bilemez.hele milli duyguları zirve yaptıkça sığınacak limanın kendini nerelere götüreceğini unutup geçmiş örnekleri gibi kızıl elmaya yelken açar yolun açık olsun demekten elimizden bir şey gelmez.yinede yeni yılın gerçekten yenilik barış ve özgürlük getirsin diyerek çırpınırsam belki baranasında gönlünü alabiliriz

  16. Bu yorum, hakaret ve sözlü şiddet nedeniyle kaldırılmıştır.

  17. özgürlükçü

    sayın zileli özgürlükçünün yorumunu sözlü şiddet diye kaldırman yorumdaki fettullah gülen taziyesinin aslında ne anlama geldiğini açık eden yorumun seni rahatsız etmesi bizi üzmüştür.eğer yorumda gülenin müridine yönelik sakıncalı cümle varsa …….. noktalayıp verebilirdin galiba gülen ve casusun siteyi kokutmasını daha fazla önemsediğini düşüneceğiz.kaldırdığın yorumda şiddet yoktur sansürle varacağın yerde sansürcülerin yanıdır.yeni yıl kutlamasınıda içeren yorumu sansürleyerek özgürlükçü anarşizmden ne anladığınıda anlamış olduk.site takipçisi arkadaşların kaldırılan yorumu merak ettiğini göreceksin……

  18. özgürlükçü

    sitemiz fettulahamı satıldı???????

  19. Yazık ki, sana ‘sözlü şiddet’ ve ‘hakaret’ eden insanlar var. Hem de senin DENETİMSİZ sitende… Hangi çılgın sana hakaret edecekmiş şaşarım desem, ne ‘tarafa’ düştüğümü çokça belli etmiş olsam da, bu arkadaşların sağlı sollu dindarlıkta buluştuklarını anlamış bulundum. Hiç biri diğerine akpartilisin-ulusalcısın-liberalsin ‘sövgüsünü’ yapmasın. AYNIsınız.

    Türkiye’de senin gibi bir zekânın varlığı bana ve benim gibi -bunlar gibi yorumları buraya sıralamasak da- arkadaşlara umut veriyor, moral veriyor Zileli… iyi ki varsın. Sana ihtiyacımız var sevgili yoldaş, yeni yılda sana sağlık, mutluluk ve barış diliyorum. Tüm insanlığa temennim olduğu üzre. Senni gibi adaletli adamlara ihtiyacımız çok. İyi ki varsın!

  20. Bu amerikan ajani tarikatcinin mesajini neden yayinladiniz anlamadim?Adamin butun derdi yeni anayasanin bir an once yapilmasi.Baksaniza taziye mektubunda bile ikinci paragrafi yeni anayasaya ayirmis.Heveslerini gerceklestirmelerine az kaldi.Bir an once anayasa degissinde o da Humeyni gibi omuzlarda en buyuk Imam bizim Imam nidalariyla ulkeye donsun, airforce1 araciligiyla..Ayrica merak ediyorum neden hicbir gazeteci sormaz bu adama, madem Turkiyeyi bu kadar seviyorsun neden hemen gitmiyorsun diye?

  21. Beyaz Diş kardeşim, burada bilgi için her şey yayımlanıyor. Yayımlanması desteklemek anlamına gelmiyor. Her şeyden bilgimiz olsa fena mı?

  22. Sayin Zileli, Bu “kutsal kisi”yi desteklemediginizi biliyorum ama bu ufurukcu zatin, bizlere ogretebilecegi birseyler olabilecegini pek sanmiyorum..Kendileri ayni tarafsizligi bizlere gostermiyorlar..Hicbir yorum yada sorumuz gazetelerinde yayimlanmiyor…Ayrica Iran’da Sol’un 79’da dustugu tuzaga dusmek istemiyorum belkide ondan ,biraz kati olmayi tercih ediyorum…

  23. Beyazdiş arkadaşım, bilmek her zaman yararlıdır. İran’dakiler mollaları bilmediklerinden tuzağa düştüler.

  24. Savaş… Yenileceğini bilsen, yenileceğin mutlak olsa dahi herkesin şüphesizce saygı duyacağı onurlu, etik ve duyarlı bir tavrı geliştirebilmektir.

    Düşman bellediğine, yanına onlarca masum sivili katarak büyük zararlar verebilirsin; ancak, böylesi bir savaş asla ”esasında onurlu bir barış” için yapılan amacı gerçekleştirmez uzun vadede.

    Tupac Amaru gerillalarının Peru’daki rehin alma eylemini araştırmanı tavsiye ederim. Rehineler arasında devlet başkanı yardımcısı da vardı ve İktidar hiçbir biçimde taviz vermeyerek, uzun bir süre sonra operasyon düzenleyip gerilları öldürdü.

    Buna karşın yalnızca bir rehine, muhtemel ki o da devlet güçlerinin ateşiyle öldü.

    Operasyon sonrasında oldukça ”sevinçli” olması beklenen rehineler aksine epey üzgün ve mutsuz görünüyorlardı.

    Ve devlet başkan yardımcısı tarihe geçecek bir basın açıklaması yaptı: ”Buradaki insanlar silahsız sivillere asla zarar vermeyecek kadar onurlu ve mert insanlardı. Öldürülmelerinden derin bir üzüntü duyuyorum! ”