Ali Başpınar’dan kalan… (Erkan Kayılı)

Çok kısa süre önce Ali Başpınar’ı yitirdik. Hepimizin bildiği gibi inançlı bir militan olarak Ali Başpınar 70’li yıllarda politik mücadelede üzerine düşen görevi büyük bir cefakarlık ve alçakgönüllülükle yerine getirmişti. Tahliye sonrası yaşadığı demeyi toptan bir muhasebeye tabi tutmak ve geleceğe bazı bilgiler taşımak amacıyla girişimlerde bulunmuştu. Ne yazık ki bu talebi çeşitli gerekçelerle gerçekleşmedi. Ömrünün yon yıllarında yaşadıklarını yazmak, yanılsamalar yüklü anlatımlardan ve efsanelerden kendi tarihini kurtararak tarihe bir belge bırakmak amacındaydı. Hastalığının ilerlemesi buna da engel oldu.

Ölümünden önce ve sonra farklı kanallardan Ali Başpınar’ın kendi tarihine dair gözlem, değerlendirme ve muhasebesini görüntülü bir şekilde kaydettiği söylentisi yayılıyor. Bugün bu yayılma hız kazanmış durumda. Ali Başpınar’ın söyledikleri varsayılan şeyler kulaktan kulağa yayılıyor. Sis perdesi altında ve gizemli bir halde varolduğu söylenen görüntülü bantların içeriğine ilişkin çeşitli söylentiler bizzat bu saydamsızlıktan kaynaklanarak belki de Başpınar’ın kastını aşan biçimlere bürünüyor. Aktaranın yorumu ve anlama potansiyeliyle malul biçimde dolaşıma sunuluyor. Oysa Ali Başpınar’ın eğer bıraktıysa bu görüntülü anlatımı tarihe bir belge niteliğinde ele alınmak ve her türlü siyasi mülahazadan uzak, farklı politik çıkarların kullanımına kapalı sadece tarihçilerin değerlendirmesine bırakılmak zorunda. Yaratacağı sonuçlardan vs. hareketle Başpınar’ın önceden düşünmüş olduğu atlanılarak ve onun adına her türlü davranış kabul edilemez. Yapılması gereken Ali Başpınar’ın bu muhasebe çabasının bir tarihsel belge olarak süratle ortaya çıkarılması ve her isteyenin bunları izleyip kendi sonuçlarına ulaşmasına izin verilmesidir. Hem Ali Başpınar’ın böylece isteği yerine getirilmiş olur hem de belki Ali’nin başka bir isteği olan geçmiş mücadelenin muhasebesine teker teker başlamamız için bir vesile teşkil eder. Ali Başpınar’ın varsa bu görüntülü kayıtları hiçbir değişiklik yapılmadan derhal elinde bulunduranlar tarafından bu mücadelenin bütün militanlarının bilgisine sunulmak zorundadır. Aksi her davranış politik kaygıları öne almak, kayıtları bir siyasi güç olarak ele almak, Ali Başpınar’ın belki de hiç istemediği farklı politik çıkarlara hizmet etmek olacaktır. Buna da kimsenin hakkı yoktur. Bugün söylentilerin ulaştığı boyut başka yol bırakmamıştır. Kayıtlar derhal oldukları biçimde yayınlanmalıdır. Böylece abartılı değerlendirmelerden ve taşıdığı anlam ve önemi tarihsel boyutundan koparmaktan kaçınmış bir militanın kendi muhasebesini mücadele arkadaşlarına ulaştırmış oluruz.

Erkan Kayılı

Hakkında Gün Zileli

Okunası

Fikret Başkaya / Eleştirel düşüncenin vazgeçilmezliği…

“Hiç düşmanın yok mu? Bu nasıl mümkün oldu? Her halde ya gerçeği hiç söylemedin ya …

Tek yorum.

  1. Evet, bence de hiçbir şey gizlenmemeli. Ali Başpınar bunu bıraktığına göre demek insanlar bilsin istemiş.