Kapitalizmin yeniden yapılanması döneminde Orta Doğu’nun emperyalistlerin çıkarlarına uygun hale getirilme girişimleri, halkların direnişine rağmen devam ediyor. İnsanlık dışı her türden aracı kullanıyorlar. Son olarak Suriye’de çıkartılan iç savaşın lehlerine sonlanabilmesi için ülkenin kundaklanmasına yönelik girişimler ayyuka çıktı.
Kundaklama için son gerekçe, Suriye’de geçtiğimiz günlerde kimyasal silahla gerçekleştirildiği yönünde ön bulguların olduğu katliam. Birleşmiş Milletler(BM) heyeti Suriye’deyken yaşanan katliam heyet tarafından incelenip, raporu hazırlanmadan Türkiye ve ABD’li yetkililer sorumlunun Esad olduğunu açıkladı. Anadolu Ajansı elinde kesin kanıtlar olduğunu ifade ederek bunları dünya ile paylaştı.
Yaşananları dikkate aldığımızda ilk bakışta, emperyalistlerin ve tetikçilerinin, Irak işgalinde yürüttüklerine çok benzer bir senaryoyu yeniden oynadıkları görünüyor. İşgal öncesi J. W. Bush’un varlığından yüzde yüz emin olduğu kitle imha silahlarını hâlâ gören de bulun da yok. Bununla birlikte, Suriye’deki kesin sonucu BM heyeti raporunu açıkladıktan sonra öğrenebileceğiz. Öyle ki katliamın ardından ambulanslarla Türkiye’ye getirilen yaralı muhaliflerde yanık tespit edildiği ancak kimyasal silah izine rastlanmadığı da açıklandı.
İnsanlık onuru, Suriye’de yaşanan katliamın sorumlularının ortaya çıkartılıp uluslararası hukuk kapsamında yargılanmalarının sağlanmasını talep etmeyi gerektirir. Ancak, aynı insanlık onuru, her ne sebeple olursa olsun, Suriye’ye saldırıya karşı olmayı da gerektiriyor. Eğer çifte standart uygulanırsa binlerce insan ölecek, sakat kalacak, acı, korku yaşayacak, evsiz barksız kalacak. Hiçbiri Suriye’de çıkartılan iç savaşın da sonuçlarının da çözümü olmayacak, olamayacak.
Savaşa karar verip, saldırıyı kamuoyu önünde makul hale getirmeye çalışanlar, başkalarının yaşamı üzerinden oynayan kumarbazlardır. Bugün, kumarbazların oyununu dağıtmak Suriye’ye her türlü saldırıya karşı olmaktan geçiyor.