Darbeler Konusunda Bazı Ayrım Noktaları…

 

 

 

Şu anda en sağdan en sola kadar içi kof bir “demokrasi cephesi” kurulmuş durumda. Bu cephenin içinde kimler yok ki: AKP-CHP-MHP-HDP-VP-Yetmez ama evetçi liberal solcular-“bırakın birbirlerini yesinler”ci Sert Solcular- yumuşak Kemalistler-ortalama ulusalcılar-Beyaz Türkler- Tekbir getiren Siyah İslamcılar-Yandaşı, karşıdaşı, Sözcü’sü, Gözcü’sü, Korkusuz’u, Korkulu’su, her türden medya organı-bir zamanlar Cemaatin gadrine uğrayıp şimdi intikam fırsatı yakaladığını düşünen gazeteciler, asker kafası kesip başında kurt işareti yapanı- eli palalı çember sakallısı, televizyonlarda ahkâm kesen askeri uzmanları vb vb… Hepsi “demokrasiyi koruma” gibi ortak bir paydada birleşmişler. Ne kadar sevindirici! Ama ortada korunacak bir demokrasi yok, o başka.

 

Şu anda bu gülünç ve pek yakında darma dağınık olacak cepheyi seyretmekten başka yapacak pek bir şey yok gibi görünüyor. Daha doğrusu, galiba yapılacak en iyi şey, şu darbe denen olayı, tarihten örneklerle ciddi bir şekilde analiz etmeye çalışmak. Elbette böyle bir yazının boyutlarını aşan bir şeydir bu ama kısaca bazı saptamalar yapmakta fayda var.

 

Tarihimize bakacak olursak esas olarak birbirinden oldukça farklı, hatta zıt iki darbe türü saptayabiliriz:

 

Birincisi, halihazır iktidarı devirerek özgürlüğün ve dolayısıyla solun önünü açan darbelerdir ki, bunun en belirgin örneği, 27 Mayıs askeri darbesidir. Bir de dünyadan bir örnek vermek gerekirse, 1974 Portekiz “Karanfil devrimi” adı verilen askeri darbeyi belirtmek gerekir. (Vikipedi: Karanfil Devrimi, (PortekizceRevolução dos CravosPortekiz‘de 25 Nisan 1974 günü şiddet kullanılmadan gerçekleştirilen askerî darbedir. Portekiz’in otoriter bir diktatörlükten demokrasiye geçişini sağlayacak iki yıllık bir değişim döneminin başlangıcı olmuştur.) Bu tür darbeler, genellikle var olan askeri hiyerarşinin, yani emir-komuta zincirinin kırılmasıyla ya da alt üst olmasıyla gerçekleşir.

 

İkincisi, halihazır iktidarı devirerek değil, kenara çekilmeye davet ederek özgürlüğe ve halkın özgürlükten yana kesimlerine saldıran Devlet Darbeleridir ki, bunun da en belirgin örneği 12 Eylül Devlet Darbesidir. Bu tür darbeler, genellikle var olan askeri hiyerarşiye, yani emir-komuta zincirine dayanılarak gerçekleşir.

 

Bu iki ana kategorinin dışında, genellikle akim kaldıkları için, hangi yönde seyredecekleri bilenemeyen darbe girişimleri de vardır. Örneğin, Talat Aydemir’in 22 Şubat ve 21 Mayıs darbe girişimleriyle, 9 Mart 1971’deki önlenen darbe planı bunun örneklerini oluşturur. Gerçekleştiklerinde, 27 Mayıs gibi özgürlüğün yolunu mu açacaklarını, yoksa kısa süre içinde bir devlet darbesinin izlediği özgürlük düşmanı bir seyir mi izleyeceklerini bilmemiz mümkün değildir. Talat Aydemir’in darbe girişimlerinin yapıldığı siyasi ortam bir hayli bulanıktır. Örneğin, darbecilerin devirmeye çalıştığı iktidar, bugünkü gibi bir diktatörlük değildi. Bu da onların, özgürlükçü bir yönelim yerine, daha çok bir iktidara ulaşma yönelimi içinde olduklarını gösteriyor. 9 Mart da tartışmalıdır. Gerçi 9 Mart, arkasına 68 rüzgârını ve halkın özgürlükçü özlemlerini almıştı ama keza o zaman da Amerikan yanlısı AP iktidarının bugünkü gibi bir diktatörlük olduğunu söylemek zordur. Bu darbe, 12 Mart muhtırasıyla engellenmiş, bundan sonra ordu hiyerarşisi, bir devlet darbesinin izleyeceği özgürlük düşmanı yönelimiyle üç yıl boyunca sola ve özgürlük isteyen halka kök söktürmüştür.

 

27 Mayıs askeri darbesiyle 12 Eylül Devlet Darbesi, yukarıda da belirttiğim gibi, her ikisi de ordu tarafından gerçekleştirildiği halde, gerek hiyerarşik yapılarıyla, gerekse hedefleri itibariyle birbirinin taban tabana zıddıdır.  Dediğim gibi, birincisi özgürlüğün yolunu açar ve ülkede özgürlük rüzgârlarının esmesi olanaklarını yaratırken, diğeri daha baştan var olduğu kadarıyla özgürlüklerin katline girişmiştir. Keza, her ikisi de Atatürkçü söylemleri kullanmalarına rağmen, 27 Mayıs, gerçekten de dinciliğe karşı laikliği canlandırırken, 12 Eylül, sırtını Sünni islama yaslamış, kuran kurslarını restore etmiş, hep söylendiği gibi, toplumsal harekete karşı İslamı dalgakıran olarak kullanmış ve bugünkü İslamcılığın taşlarını o zamandan döşemiştir.

 

Bu temel farklılıkları ve zıtlıkları göz önüne almadan darbelerin niteliği hakkında karar verilemez. Hele genel bir “demokrasi” söylemi, insanları aydınlatmak yerine, yoğun bir ışık altında gözlerini göremez hale getirmeye hizmet eder.

 

 

Gün Zileli

18 Temmuz 2016

www.gunzileli.com

gunzileli@hotmail.com

 

 

 

Hakkında Gün Zileli

Okunası

MHP Takozu! (ve Artı-Gerçek’teki yazılarımın Sona Erişine İlişkin Kısa bir Açıklama)

Bu yazı, her zamanki gibi cumartesi gecesi Artıgerçek’te yayınlanmak üzere yazılmıştı. Dün, (yani 10 Mayıs, …

100 Yorumlar

  1. Tam karanfil devrimi/Darbesi örnegi verecektim Zileli benden önce davrandi ( 15 haziran aynidir demiyorum, ama her darbe aynidir a karsit ornek olarak)

    Uzülerek yazmak zorundayim yine Zileliye tamamen katilmak durumunda kaldim.

    Solda yüzeysellik, klisecilik , kavramlarin icinin bosaltilarak kullanilmasi üzerine bir yazi (belkide bir kitap)yazilsa yeridir.

  2. essegin binmis bir Adam, elinde uzunca bir sapaya iple baglanmis havuc, essek habire havuca kavusmak ümidi ile yürüyor. Adam essegi istedigi yere dogru sürmek icin sopayi ve havucu o yöne dogru ceviriyor..

    essegin sirtindaki Adam: Erdogan
    Havuc: feto dusmanligi demokrasi savunmaciligi.
    Essegin kimleri sembolize ettigini Zileli yukarida anmis.
    Yön zaten belli. Anlamamak icin ne olmak gerek?
    Essek olmak gerek….

  3. İlker Başbuğ, Çetin Doğan, Semih Çetin, Ahmet Yavuz gibi Ergenekon-Balyoz’dan hüküm giyen, ordu içindeki Fethullahçıları da bu darbecileri de ulusalcıları da çok iyi tanıyan ve Fetö’nün temizlenmesini isteyen bütün eski komutanlar neden bu darbe Fethullah’ın işidir diyor sizce? Hepsi mi Tayyipçi oldu bunların? Böyle bir şey mümkün mü? Onlar Fethullahçı darbe diyor, siz “bu akp’nin propagandası” diyorsunuz. Tamamen afaki konuşuyorsunuz bence. Çünkü bu darbenin Fethullah’ın işi olduğunu kabul etseniz, son üç yılda yazdıklarınızın hepsi çöpe gidecek.

  4. gece zifiri karanlıkta yürümeye alışmışızdır ya.. hani o sırada şimşek çakar; karanlığa alışmış bizleri rahatsız eder ya.. neyi koruycaz karanlıktan başka.. karanlığa; karanlık bakarak koşar adım marş.. marş..
    ..ha o kadar karamsar olmamakta fayda var.. pazarda dolaşırken bile sıradan vatandaşın bile içinde gerçeği gören çok insan var. bu iş cemaatla sınırlı olmadığını biliyorlar.. diğer konu da meydanlardaki toplananlar.. basın abarta abarta, şişire şişire veriyor ya, onlarda zaten meydanların kenarında yaşam alanı oluşturanlar.. palılı beslemelerde yeni bişey değil.. herkez yerinde duruyo bence..

  5. Bakın dikkat edin, Türkiye solunda bu darbe girişiminin fethullahçı işi olmadığını söyleyen bir tek Gün Zileli var. Geri kalan herkes ama herkes söz birliği etmişçesine darbe girişimini fethullahçılara iteliyor.

    Şöyle ki, cemaatin orduda 5 bin subayı varmış, tasfiye edileceklerini anlayınca erkenden darbe yapmak zorunda kalmışlar, bu yüzden başarısız olmuşlar. Hatta geçen ay twitter’da Emre Uslu temmuzda Türkiye’ye döneceğini yazmış, demek ki darbe tarihini biliyordu.

    Bir keresinde de Altemur Kılıç’la annesi, Fethullah Gülen Türkiye’deyken kaldığı yere ziyarete gitmişler. Amerika’dan gelen iki adam onlara evi gezdirirken görmüşler. Bir odada hava kuvvetleri panosu varmış, öbür odada deniz kuvvetleri panosu. (kaynak: Erol Mütercimler).

  6. dogru diyorsunuz sayin zileli ve katiliyorum,nasil bu darbe girismi gülen olmadi gibi bu gülünc olan “demokrasi birligi”yakinda eskiden oldu gibi daginip gitecek.
    üzüldüm kendini sol,sosyalist diyenler icin bu kadar kör ve korkak bir durus onlarinda bu “demokrasi bayramanindan” uyaninda zaman bizlere neler söylecege olacaktir.
    h.cemal gibi olamadiniz evet yetmezciydi simdi dogru yazilar ve tespitler ediyor bugünun yazisi gösteriyor bu “demokrasisi bayrami” nereye gitece.umarim sol yelpaze cabuk uyaniyor yoksa bu “allahin lütfü olan” darbe onlarda bir noktaya kondurucaktir.

  7. yok canım o kadar değil. Onların tek hedefi fetullah. Bu yüzden, fetullah-akp çatışmasından sonra kendilerini akp’nin yanında buldular. Elbette bundan böyle akp’ye karşı her hareketi fetullahçı göreceklerdir.

  8. 5. Yorumcu ArkadasABC Merdan Yanardag cevreside sanki biraz uyanir gibi ama akintiya kapilmis ölü balik gibiler.

    Ulusalci kesimde Perincke , Soner Yalcin Y Kucuk, yöntem analiz tespitte öyle bir tahribat yaptilarki bu kesim, önünü göremiyecek ölcüde sartlanmis gürüh haline dönmüs durumda. bazen gercekligi somut verileri degistirecek manuple edecek kadar aptallasmis, ve aptallastiricilasmislar. Feto ya karsi Akp nin yaninda olmayi , AKP adina algi operasyonlari yapmaya vardirdilar.

    Bir eski General Tekon (VP) de bu darbede Feto nun yaninda yazilan bildiriye gercekten inanan arkadaslarda var diyebilmis.

    Dinclilerin analiz ve propagandasinin yontemsel bicimsel duzeyi ile Bu kesimlerin yontemi arasinda ki fark sadece icerikte, duzeysizlik ve manipulasyon algi olusturma anlayisinda aynilar.

  9. 5. yorumcu arkadas, tipki dincilerin yontemi bu, onlar sunu surda gormusler bunlar bunu burada gormusler. bu ulusalci kesim , yalcin kucuk ve soner yalcinin anti semitizmi ile dunyayi algilamaya calisiyordu bir ara, budur hali pur mealleri, uzayda ezan okunmus ayrica

    Ulusalci kesim gonullu manipulatif propagandada kraldan cok kralciya donustu

  10. Perincek ,Soner Yalcin, ve Yalcin kucugun AKP karsiti Ulusalci muhalefete verdigi zarar göz önüne alindiginda, bunlarin ajan olduklari spekulasyonu yapma hakkini kendimde görüyorum. Argümanlari icin gercegi tersyüz etmekten cekinmezler.

  11. Insan bir kere inanmak isterse, kendini kandirmak isterse;

    Halkına silah çeken CIA hizmet erleri darbe ile yönetime el koymayı başarabilselerdi. Yönetici olarak kilit yere atayacakları 400 kişilik kadroda bizim tanıdığımız azılı fethullahcılar yok. Asıl A grubu isimler gizlenmiş ve TSK içinde görevlerinin başındadır. Onları o göreve atayan ve o görevlerde her tehlikede onlara hamilik yapan Hulusi Akar ne işler planlıyor?…

    Yarbay Mustafa Dönmez..

  12. Yalnızca Yalçın Küçük’ü ayırmak lazım. Yalçın Küçük, D, Perinçek’le tartışmasında, “kim devirirse devirsin, desteklerim” demişti.

  13. Bütün deliller aksini gösterirken herkesin mantigi söyle calisiyor

    önkabul (kanitsiz) darbeyi feto cular yapti.

    peki darbeci generallerin feto cu olduguna dair kanit?

    kanit: ön kabul, darbeyi feto cular yaptigi icin genraller feto cudur.

    kafa budur.

  14. Anti Tezler
    1 Darbe girisimi Feto cu bir girisim degildir.
    2 Darbe girisimi Erdoganin kurgusu degildir
    3 Darbe girisimi ABD bati originli de degildir
    4 Darbe girisimi Anti Bati Anti ABD degildir.

    Tez: Darbe girisimi, Politik cizgi olarak 27 Mayisin biraz daha saginda, 27 mayisin bugünkü kosullarda denenmis ve yenilmis halidir. vesselam.

  15. 10. yoruma ek. Yarbay in kendi icindeki celiskisi. Bizim tanidigimiz azili feto cular yok. diger cumle gizlenmis A azili fetocular takimi.Kendisinin tanidigi A takimi Fetocular ama gizlenmisler sir gibi bilinmiyorlar. of ki of kim yarbay yapmis bunu:)

  16. Haydi birde ben zar atayim. Hulusi Akar ya görevinden alinacak ya tutuklanacak.

  17. Oda Tv nin basligi:
    `Beştepe’ye yapılan saldırının görüntüleri ortaya çıktı`

    Bu ne yaman dönüstür ay balam. KacAK saray , birden Bestepe oluverdi:) Baskanlik Külliyesi dedikleri günleride görürüz insa Allah:)

  18. sanırım…
    Askeri darbeye kalkışanlar, yöntemleri ve amaçlarındaki belirsizlik ile iktidarı öncelemiş görüntü verdiler.
    “Fethullahçı” olabilirler ama Fethullahçı zihniyeti ve “üst aklı” yanlarına alsalardı bu denli budalaca bir darbe yapılmazdı…
    Kitlelerin iktidarı belirleme şansı olmadığında (belli kitle-belli iktidar donmuşluğunda) saray içi darbeler ortaya çıkar ve iktidar savaşı, iktidar içindir; bu darbe bu olguya benziyor.
    *
    Atatürkçü “Ulusalcılar” her zaman darbeciydi… Böyle de devam edecek. İktidar için başka şansları yok.. Kimileri aralarına karışmış olabilir ama Kürt meselesinde “tenkil’den” başka bir şey bilmeyen bu adamlardan her koşulda artık kimseye yarar gelmez.. Bu kafa ile onlar asgari Laik-Seküler-demokrat bir ülkeden söz etseler de, bu söylem tümüyle anlamsız-yalandır.
    *
    Anlaşılan ABD de bekliyor! S. Soylu acaba ABD’yi şahsen mi suçladı? Söyletildi mi?
    Olan, biten; dinmeyen savaş ve gerginlik.. RTE’nin hırsının aralıksız çarpan dalgaları… An gelir… Yeter! Bıktık! …
    O an, ekonomik yoksullaşmayla gelecek… Bu tip Diktatörler sırtlarını ya halka, ya da güçlü emperyallere dayayarak ayakta kalır.. Ve halkın sevgisi kaypaktır…
    Ve içeride yürütülecek terör ile bu “sevgi” ayakta tutulmaya çalışılacak.. Artık tüm amaçları bu olsa gerek…
    Ama .. ekonomi!

  19. ekonomik boykot nereden çıktı ?

    Sosyal Medya’da ve Sözlüklerde bu konuyu konuşmaktayız. Türkiye Cumhuriyeti’nde tüketimin dinamosu büyük ölçüde seküler kitle. Türkiye Cumhuriyeti’nin son durumundan rahatsız olan kitle de aynı kitle. Dolayısıyla bu duruma dair birşeyler yapabiliriz. Ne yapabiliriz? Bir fikrin var mı?

    17 Temmuz 2016 Güncellemeleri

    İnsanlar paralarını istediği yerde harcayabilir ve/veya harcamamayı tercih edebilir. Bu konuda yasal veya ahlaken bir dayatma söz konusu olamaz. Tüketim alışkanlıklarını yönlendirme ancak tavsiye ile kabul edilir. Bu girişim, kendilerine “bu milletin a.koyacağız” diyen kişi ve benzerlerine para kazandırmak istemeyen topluluğun birbirine yapacakları tavsiyeleri içerir. İş bu internet sitesi, gelecek fikir ve bilgilere göre kısa süre sonra oluşmuş ve yayına geçmiş olacaktır. Bu internet sitesi büyük ölçüde örgütlenme için kullanılacaktır çünkü Ekonomik Boykot negatif anlam içeriyor. Katılım yelpazesinin geniş olması için her sektöre ayrı bir isim ve sloganlar bulunabilir.
    İnşaa aşamasında ihtiyaç duyulan gönüllü ekip Proje Yöneticileri, Grafikerler, Webmasterlar, Mobil Yazılımcılar, Sosyal Medya Uzmanları, Makale Yazarları, Hukukçular, Ekonomist ve Psikolog arkadaşlar olacak. Daha sonra veritabanını büyütmek için hepimiz el vereceğiz. Lütfen kendinizi yalnız hissetmeyin, şu anda, sadece böyle bir fikrin konuşuluyor olması dahi bir günde 10.000 ‘den fazla insanı heyecanlandırdı (bu bilgiyi Google Analytics veriyor) İş bu arkadaşlar info@ekonomikboykot.com adresine yazılabilir.

    Geliştirme aşamasında ortak tartışma platformumuz Skype grubu mu olsun? Google grubu mu? Yoksa başka bir alternatif mi? Lütfen bu konuda da fikrinizi paylaşınız. (info@ekonomikboykot.com)

    Şu ana dek olgunlaşan fikirler aşağıdaki gibi.
    – Yandaş firma ve ürün rehberi oluşturulacak. Belirlenen her ürünün karşılığı olarak yandaş olmayan firmaların ürünleri belirlenecek. “Bu milletin a.koyacağız” diyenlere ve benzerlerine para akışımız engellenecek. – Z.Y. Lütfen yandaş marka ve ürün bilgilerini ve/veya bunların karşısında konumlanan, yandaş olmayan rakiplerini paylaşınız. (info@ekonomikboykot.com)

    – Organik ürün rehberi oluşturulacak. Hem ekonomik, hem sağlıklı beslenmemizi sağlayacak olan bu rehber, çiftçiyi de güçlendirecek. Lütfen organik ürün (zeytinyağı, baklagil, zeytin vs.) satıcısı çiftçilerin iletişim bilgilerini paylaşınız. (info@ekonomikboykot.com)

    – Dünyanın en pahalı benzinini kullanmakta olduğumuz için (yarısından çoğu vergi) ulaşım alternatifleri çeşitlendirilmeli. Şehir içi toplu taşıma, bisiklet vs. gibi zayıf seçenekler olsa da şehirler arası Blablacar gibi seçenekler var. Lütfen tavsiye edebileceğiniz ulaşım alternatiflerini paylaşınız. (info@ekonomikboykot.com)

    – Alternatif tekstil ürünleri rehberi oluşturulmalı. Bakınız haklarını alamayan işçiler Kooperatif kurup Kazova Tekstil’i aldılar ve patronsuz kazak üretiyorlar. http://ozgurkazova.org/tr/ Lütfen buna benzer tekstil ürünleri alternatiflerini paylaşınız. (info@ekonomikboykot.com)

    – Evde alkollü içki üretimi çoğumuza zahmetli ve çekilmez gelir ancak artık öyle değil. http://www.butikbira.com adresine bir göz atın. Bizzat denedim ve artık evde kendi alkolümü üretiyorum. Bir şişe biraya 7 – 8, eğer bir mekanda içiyorsam 15 – 20 TL vereceğime tanesi 2 TL ‘ye geliyor. Bu çok ciddi bir tasarruf. Üstelik daha sağlıklı, daha lezzetli. Birayı çok tüketen biri olarak evde yapmaya başladıktan sonra ayda 400 – 500 TL aralığında bir tasarruf sağladım. Her vatandaşın yıllık 300 litreye kadar yasal üretim hakkı var.

    – Bugün Winston Light 10 TL oldu. Sigarayı mümkünse sağlığınız için bırakın. Bunun için Zyban ve Champix denenebilir. Bu iki güçlü ilaç ile psikolojik zorluk çekmeden sigaradan kurtulan ciddi bir istatistik var. Bırakamıyorsanız kullanmakta olduğunuz sigaraya en yakın açık tütünü bulmalıyız. – Y.Ş. Bunun için, bilgi sahibi olanlar lütfen kaliteli tütün satıcılarının bilgilerini paylaşsın. (info@ekonomikboykot.com)

    – Boykot listesini olduğu gibi vermektense büyük bir kalabalığı tek bir sektörden uzaklaştırmak ve bu şekilde adım adım ilerlemek daha başarılı olacaktır çünkü insanlar bunları aklında tutamayabilir ancak her ay için tek bir sektör belirlenirse 12’den vurulur. – Y.E.

    – Mobil uygulama şart. Bunun için yurtdışında host edilen bir server kullanılacak. Y.E’nin tesbiti doğru, tüm boykot listesini aklımızda tutamayız ancak bir uygulama bu konuda yardımcı olabilir. Alışveriş sepetinizdeki ürünlerin ismini yazdığınızda, eğer yandaş bir firmanın ürünü ise ekranın bir kısmında söz konusu yandaşın sözleri ve ismi, altında da söz konusu ürüne alternatif / yandaş olmayan ürünler listesi çıkabilir. Böylece hiçbir şeyi aklınızda tutmak zorunda kalmazsınız. Ayrıca mekan rehberi de yapılabilir. Mado’nun içinde uygulamayı açtığınızda, zamanında siz zor durumdayken size kapısını açmayan bir mekanda olduğunuzu ve en yakın alternatifi söyleyebilir. – A.G.

    – Proje olgunlaştığında tanıtımı iyi yapılmalı. Sözcü vb. gazetelerde ilan basılıp, esas kemik kitle haberdar edilmeli. – D.Ö.

    – Bankalar konusunda insanlar bilinçlendirilmeli (bunu da siteye ve mobil uygulamaya ekleyebiliriz) Şu anda güvenilebilecek tek banka İş Bankası’dır. – D.Ö.

    – Mobil uygulama Lokal’e kadar inmeli, bu konuda Şikayet Var gibi siteler ile işbirliği yapılabilir, veritabanları paylaşılabilir. – D.Ö.

    – Boykota katılım kitlesi sınırlandırılmamalı / seküler vs. diye etiketlenmemeli. Yelpaze geniş tutulmalı, bu konuda profesyonel tasarımcılardan ve matbaa gücü olanlardan destek alınmalı. – D.Ö.

    – Harekete akılda kalıcı ve güzel bir isim bulmalı. Nasıl ki onların “paralel” – “kalkışma” gibi sloganları bir tarafı kızdırıp kendi tabanlarında müthiş karşılık buluyorsa bu hareketin adı da öyle doğal ve karşı tarafın sinirini bozucu bir ad olmalı. Örneğin “Kendi paramı istediğim gibi harcarım” vs. – D.Ö.

    – Paranın kesinlikle kullanılmadığı bir takas ağı oluşturulabilir. Hatta isteyenler için aynı ağ üzerinden, karşılığını bulamamış ürünler verilmek üzere üniversite öğrencilerine eşya yardımı da yapılabilir. Daha fazla kenetlenir ve güçleniriz. – S.B.K

    – Bilgisayar oyun ve programlarında insanı en çok bağlayan unsur başarıdır (achivement unlocked) düşünülen mobil uygulamada bu tarz bir puanlama sistemi kullanılabilir. İnsanlar uygulamayı kullandıkca istatistik tutar. Ne kadar tasarruf yaptığını, AVM’lerden ne kadar uzak kaldığını ve oksijen aldığını, ürün sorgulama sayısına göre kanser riskinden ne kadar uzaklaştığını vs. gibi istatistikler tutulabilir. – T.B.

    – İnternet sitesinde ve mobil uygulamada kesinlikle başarılı olan boykot hamleleri paylaşılmalı. Örneği rusların Türkiyeyi boykot edip turizmi çökertmesi kendileri için büyük gurur ve motivasyon kaynağı. Bizler de aynı şekilde örgütlenebilir, başarılar elde edebilir, bu başarıları paylaşarak motivasyonu arttırabiliriz. – T.B.

    – İnsanların boykotu ciddiye alması, ekonomi ve siyaset üzerindeki etkilerini görebilmesi için infografik görseller ile istatistikler gösterilebilir. Bunun için ekonomist ve grafiker arkadaşlar yardımcı olabilir. Vergi sistemini ayakta tutan lüks tüketimdir ve lüks tüketim hiç bir zaman acil ihtiyaç değildir. – K.B. (Bu konuda fikir paylaşmak ve/veya destek olmak için info@ekonomikboykot.com)

    – Ev ve araba alımı 1 – 2 sene durdurulmalı, en azından yavaşlatılmalı. Durdurabilmek için insanların ev veya araba almak yerine parasını değerlendirebileceği ama aynı zamanda boykot’a da destek olabileceği aynı zamanda parasını da değerlendirebileceği alternatifler tavsiye edilmeli. – A.Y. (İş bu alternatifler hakkında ekonomist arkadaşların fikirlerini beklemekteyiz info@ekonomikboykot.com)

    – Sadece internet ve uygulama ile değil, sevimli broşürler basılıp dağıtılabilir. Tepki çekmeden her eve girebilmek için de Ekonomik Boykot gibi negatif kelimeler kullanılmaz. Örneğin kanserden korunma ve organik beslenme rehberi oluştuğunda her eve girebilecek slogan ve görseller ile insanların, memleketin dört bir yanından sipariş ev yapımı zeytinyağı vs. sipariş edebileceği broşür hazırlanır ve dağıtılır. Aynı şekilde kanserden korunma broşürü vs. gibi şeyler de hazırlanıp dağıtılabilir. – M.S. (Bu konuda hakkında fikir ve destek için lütfen info@ekonomikboykot.com)

    – Her bir sektörün başında o sektörün proje yöneticisi olmalı. Örneğin gida@ekonomikboykot.comtekstil@ekonomikboykot.com vs. Bu arkadaşlar, kendilerine gelen bilgileri veritabanına girebilirler. Aynı şekilde bu arkadaşların alternatifleri de olur, biri müsait değilse diğeri girişlere devam eder. Sistem bu şekilde tıkır tıkır işler. Aynı zamanda gidişatı gösteren sayaçlar, göstergeler de olmalı. Uygulamayı ve siteyi sadık ziyaretçi olarak kaç kişi düzenli kullanıyor? Ne kadar güçlendik? Ekonomide etkimiz ne duruma geldi? Böyle giderse ne kadar zamanda durdurulamaz hale geleceğiz? gibi. Aynı zamanda bu uygulama, internet sitesi ve tüketim rehberleri Vegan’ları da kapsamalı, onlar için de mekan ve tüketim rehberleri olmalı, onların hayatını da kolaylaştırmalı, bu şekilde kitle yelpazesi genişlemeli. – Ü.Y.

    – İnsanlar yeşil sermayeyi ayakta tutan en büyük güç olduğunun farkında değil, boykota inançları yok. Bunun için başlangıçta artçı eylem tarihleri belirlenebilir. İnsanların inançlarının artması için 3 gün / 5 gün tüketimi durdurma eylemleri yapılır ve sonuçları paylaşılır. Görecekleri sonuca kendileri de inanamayacaklar. – M.P.

    – 81 ilde temsilci olmalı. Örgütlü bir halkı hiç kimse deviremez. Çok fazla talep olursa insanlar ilçeleri ve hatta mahalleleri bölüşür ancak il temsilcisi için bir kişiyi seçer. Daha sonra belirlenen haberleşme platformundan iletişim kurulur. Bu şekilde her il / ilçe’de organik üretim yapan çiftçilerimize ulaşmamız mümkün olur. Ayrıca bu proje için milliyetçi / solcu gibi ayrımlar yapılmamalı. Temel mantalite özgürlük olmalı. Proje içinde yer alanlar ortak hedefler etrafında toplanmalı. – B.E (Bunu yapmamız gerekli, bu yüzden her il için birer temsilciye ihtiyacımız var, her il için lütfen iletişime geçin info@ekonomikboykot.com)

    – Hukuki sorunları aşmak için veri girişleri kullanıcı tabanlı otonom olmalı ve belli bir oy seviyesine gelmeli. Elbette bir editör kontrolünden de geçebilir. Proje sahibi olarak ceza alabilir ve içerde yatılabilir çünkü birilerinin cebi zarar görmüş olacak. Bu yüzden “yandaş” ve “bu ürünü satın alma” demek yerine marka sahibinin kamuya mal olmuş açıklamaları kullanılarak tüketici uyarılabilir Örn: “bu milletin a.koyacağız” Aynı şekilde demokratik olarak firmalara da söz ve savunma hakkı vermek gerekebilir, bu şekilde adil olacaktır (yarın uygulamayı kaç milyon insanın kullanacağı belli değil) tercih tamamen tüketicinin iradesine kalacaktır. – S.H. (Bu konuda fikir verebilecek hukukçu arkadaşlar lütfen info@ekonomikboykot.com)

    Bunu başarabiliriz, bunu başaracağız. Çok da zor olmayacak. İnancını kaybetme.

    http://www.ekonomikboykot.com/

  20. “Fırat’ın Batısında “dirençli, cesur, ilkeli ve ahlaklı” güçler vardır. Örneğin AKP zulmüne boyun eğmeyen Akademisyenler, Özgür Gündem’le dayanışmada bulunan gazeteciler, şimdi Fırat’ın Batısına seslenebilirler. Milyonlarca laik Türk insanını, Kürt insanıyla birleşmeye çağırabilirler; “ne CHP’nin seçim zaferinden, ne ordunun darbe zaferinden umut var; umut Fırat’ın Batısıyla Doğusunun birliğinde” diyerek sağlam bir “ahlak ve vicdan köprüsü” kurabilirler.

    Özellikle Türkmen ve Kürt Alevi aydınları; Alevi toplumunun kendine has, muazzam tarihi misyonunu bilince çıkartabilirler; birbirine düşman edilmek istenen Türk ve Kürt halkları arasında “kardeşlik köprüsünü” kurmak, Aleviliğin en büyük tarihsel misyonudur. Tarih Aleviliğin önüne bu büyük misyonu şu son darbe bozgunundan sonra bir kere daha kuvvetle koymuştur.

    Saray-Kışla rejimi darbeyi bozguna uğratarak, demokratik cephenin önündeki en büyük engeli de yıkmış bulunuyor: CHP’nin seçim zaferinden medet yok; ordunun darbe zaferinden medet yok; medet halkların birliğinde, kardeşliğindedir.

    Darbe teşebbüsü, asıl “halkların birliği” bakımından “lütuf” olmuştur… ”

    http://ozgurgundem1.com/yazi/136012/chp-secimle-darbeyle-yapamaz-turk-ise-kurtle-her-seyi-yapar

  21. devlet denen yapının iğrençliğinden başka bişey değil. bu gün yaşananlar kimileri için bulunmaz fırsat. savaş ganimeti yağmacıları gibi.. herkez faydalanmaya çalışıyo..
    gün zileli nin üniversal yazılarını keyfle okumaya değer buluyorum.

  22. CNN Türk’e, NTV’ye, Habertürk’e sık sık çıkan, güvenlik uzmanı (1967 doğumlu, 2004’te binbaşı rütbesiyle kendi isteğiyle emekli olmuş) Mete Yarar’ın açıklamaları hakkında ne diyorsunuz Gün bey?

    TSK’yi, ‘köklü bir kurumu’ koruma refleksi ile tespitler yapan tipik ‘asker kafalı’ biri mi?

    Erdoğan’a ve hükümete pek yanaşmıyor gözükse de, ara ara ‘darbe teşebbüsünün engellenmiş olmasına sevinmek demokrasiyi korumanın bir şartıdır, bu sevinç, hükümete destek anlamına gelmiyor, eğer başka bir parti iktidarda olsaydı ve ona askeri darbe teşebbüsünde bulunulsaydı yine aynı şeyleri söylerdim’ benzeri cümleler de kuruyor.

    Yarar’ın, TSK’deki Gülen yapılanması ile ilgili söyledikleri yabana atılacak şeyler değil gibi gözüküyor. Yarar’ın en büyük referansı da, TSK’deki Gülencilerin İlker Başbuğ’a kurduğu ‘kumpasın’, 15 Temmuz darbe teşebbüsü ile %100 kanıtlanmış olması. Sizce bu tespiti yapmakta haklı değil mi Yarar?

  23. Darbe Girişiminin Ötesi Ve Kürdler

    Darbe girişiminin önemli ölçüde engellenmesi birçok soruyu da beraberinde getiriyor. Yaşanan çatışmalar ve savaş uçakları ile helikopterlerin kullanıldığı hesaplaşmada birçok insan yaşamını yitirdi. Genel tabloya bakılırsa yapılan resmi açıklamadan çok daha fazla insanın öldüğüdür. TC’nin bütün kurumlarının üst düzeyinde tutuklamaların başlaması ve halkın sokakları bırakmamasının istenmesi bu işin mutlak şekilde kontrol altına alınmadığını ve yeni olayların her an baş gösterebileceğini gösteriyor.

    Darbe girişiminin boyutları dikkate alındığında bunun Fethullahçılarla sınırlı bir kalkışma olmadığı, çok daha güçlü bir organizasyon olduğu görülür. Ama bu büyük organizasyona rağmen Erdoğan ve Hükümet ısrarla Fethullah’ı işaret etmektedir. Dahası düne kadar Fethullah ile birlikte anılan Kemalist çevrelere yönelik herhangi bir suçlama yapılmıyor. Dikkat çekici nokta, düne kadar açıkça darbe çığırtkanlığı yapanların “demokrasi havarisi kesilmeleri” ve darbecileri lanetlemeleridir. Dikkat çekici bir başka nokta ise, Kemalist ittifakın en önemli aktörlerinden olan HDP’nin “tek hedef Erdoğan’ı indirmek” politikasıyla çelişen bir tutum takınarak darbecilere karşı bir görüntü vermesidir.

    Bazı değerlendirmelerde darbe girişiminin bir “senaryo” olduğu söylense de, böyle riskli bir senaryoyu hayata geçirmeye çalışmak pek akılcı görünmüyor. Çünkü toplumsal olaylarda kitle psikolojisi anlık değişkenlik gösterebiliyor ve sanıldığının aksine her zaman kontrol edilmeyebiliyor. Bir başka değerlendirme ise ’ Hükümet darbeden haberdardı ve gerekli önlemleri aldığı için bir nevi erken doğum yaptırarak darbeyi engelledi’ yönündedir. Bu değerlendirme yaşananlar olaylar dikkate alındığında daha inandırıcı geliyor. Ancak darbe girişimine karşı tavır alanların ve tepki gösterenlerin anlayışına bakılırsa akla başka başka sorular da geliyor. Düne kadar darbe dahil Erdoğan’ı devirmek için her yolu mubah gören envai çeşit Kemalist ve ulusalcı çevrelerin ve Ordunun üst düzey komutanlarının darbe karşıtlığı her şeyin siyah-beyaz olmadığını gösteriyor.

    Hükümetin Gülen ile birlikte Amerika’yı suçlaması; Amerika’nın net ifadelerle Hükümetin yanında olduğunu söyleyememesi ve Rusya’dan AKP/Erdoğan’a gelen açık destek düşündürücüdür. Yakın zamanda TC’nin Rusya ile ilişkileri normalleştirmesi ve İran/Mısır/Suriye ile yeni bir süreci başlatma kararı da dikkate alındığında, ‘TC Amerika ile ipleri koparıp Rusya/İran cephesinde mi yer alacak’ sorusunu getiriyor. Erdoğan düşmanlarının darbeye karşı Erdoğan ile birlikte tutum alması ve bu kesimin “AVRASYACI” olması bu soruyu sormanın gerekliliğini gösteriyor. Kemalistlerin/HDP’nin ve Şİİ cephesini savunan kesimlerin darbe karşıtlığı normal bir şey değildir! Böyle bir olasılık, çaresiz kalan Erdoğan’ın Kemalistlerle anlaştığı, Gülen’i tek suçlu ilan ederek eski darbecilerle birlikte devleti yeni bir eksene oturtacağı ve Rusya güvencesinde Amerika’dan uzaklaşacağını beraberinde getirir…

    Darbe ve Kürdler

    PKK eliyle Kuzey Kürdistan’da ulusal dinamikler yok edildiği için, sistem içi kavgada kendi ulusal seçeneğini ortaya koyacak bir Kürd kurumu ne yazık ki yoktur. Kürd politik çevreleri ya AKP/din kardeşliğinin yedeği ya da Kemalizm/halkların kardeşliğinin yedeği durumundalar…

    Kürdlerin ilkesel olarak darbeye karşı çıkması anlaşılırdır ve evrensel demokrasi anlayışını benimsemiş olmanın da gereğidir. Ancak, Kürdlerin darbe karşıtlığı adı altında Türk bayraklarını Kürdistan’da sallaması ve Kürd kimliğini yok sayarak “din kardeşliğini” ön plana çıkarması açıkça devlet hizmetçiliğidir. Dahası sistem içi kavgada Kürdlerin olmayan savaşında Kürdleri riske etmesidir. Düne kadar HDP’nin sol ve “halkların kardeşliği” adı altında yaptığının alternatifi ulusal duruş olmalıydı; ama HÜDAPAR başta olmak üzere bazı politik çevreler hiçbir ulusal vurguya/simgeye/talebe gerek duymadan direkt AKP’nin yanında yer aldılar. Bu durum, HDP’nin soldan vurduğu ulusal dinamiklerin bu defa da HÜDAPAR öncülüğünde dinden vurulmaya çalışıldığının kanıtıdır. En önemli risk ise, sistem içi kavganın “Laik-Dindar’ görüntüsüyle Kürdistan’a taşınması ve Kürdlerin birbirine kırdırılmasıdır.

    Güney Yönetiminin bir devlet sıfatıyla darbeye karşı sivil Hükümeti destekleyen açıklamalar yapması hem diplomasinin gereğidir hem de doğru olandır. Ancak Kuzey’de yaşayan ve direkt olayların muhatabı olacak şekilde darbe karşıtlığına soyunanların Güney’in tutumunu örnek almaları tarihi bir hatanın içinde olduklarını gösteriyor. Ne yazık ki “Berzanici” geçinen politik çevreler Kuzey gerçeğinin farklı olduğunu hiç dikkate almadan Güney’in bir şubesi gibi davranıyorlar ve Güney ne derse aynısını söylemekle yetiniyorlar. Bu nedenle de HÜDAPAR gibi açıkça yapmasalar da ve “Kürdistani söylemlere” daha fazla sarılsalar da bu kesim AKP’nin yedeğinden kurtulamamıştır henüz. Bu kesimin en büyük yanılgısı, Güney’in fiili bir devlet olduğu, kendilerinin ise sıradan bir örgüt(çük) olduğu gerçeğidir. Güney’in devlet(ler)le ilişkisi, Kuzey’deki kurumların ilişkisinden farklıdır, farklı olmalıdır…

    Olası gelişmelere karşı hazırlıklı olunmalı!

    Şayet TC eksen kayması yaşıyorsa ve yeni müttefikleri RUSYA/İRAN olursa, dengeler değişecek ve taşlar yeniden yerleştirilmeye başlanacak. Her şeyden önce böyle bir gelişme PKK’yi direkt devletin/AKP’nin emrine sokacak ve HÜDAPAR ile de aynı saflarda yer almasını sağlayacak. En önemlisi de, İRAN-TC ittifakının hedefi, yeni bir CEZAYİR anlaşmasıyla Güney’de bağımsızlığı engellemek olacaktır. GORAN/YNK ve İslami KOMEL’in İran ile olan yakınlığı da hesaba katıldığında PDK/Berzanî’nin bağımsızlığa gitmek bir yana var olan kazanımları da kaybetmesi zor olmaz. Güney’in, Berzanî/PDK’nin tek avantajı ise, söz konusu senaryo gerçek olur ve TC Rusya/İran cephesinde yer aldığında Amerika’nın tek müttefiki Güney kalır. Bu durumda Amerika’nın Güney’i koruması ve bağımsızlığa açık destek vermesi de güçlü bir olasılıktır. Kuşkusuz ki bu değerlendirmeyi doğrulayacak bazı veriler olsa da, henüz bir varsayımdır sadece…

    Sonuç Olarak;

    Ortadoğu’da dengeler ve ittifaklar sürekli değişiyor. Türkiye’de yaşanan olaylar da bu değişimlerin Kürdleri ne kadar ilgilendirdiğini ve olası tüm gelişmelere karşı hazır olmanın hayati önemde olduğunu gösteriyor. Genelde Kürdlerin, özelde de ulusalcı Kürdlerin ve Güney Yönetiminin gelişmeleri birçok açıdan değerlendirmesi gerekiyor. Olası tüm değişimlere, değişimlere bağlı her gelişmeye uygun farklı farklı planlara sahip olmak için sadece Kemalizm ve AKP cephesinden değil, Kürdler cephesinden olaylar değerlendirilmeli ve büyük güçlerin değişen pozisyonları doğru okunmalıdır.

    Türkiye’de yaşanan son olayları sadece siyah-beyaz (AKP-Kemalizm karşıtlığı) olarak görmemeli, derin ve kirli işgal devletlerinin kirli oyunları karşısında uyanık olunmalı ve ulusal haklara odaklanmalıdır Kürdler…

    Haber/Yorum

    17.07.2016

    (Nasname)
    http://www.nasname.com/a/darbe-girisiminin-otesi-ve-kurdler

  24. 1908 darbesi de Abdülhamit’in baskıcı yönetimine son vererek meşruti rejimi kurduğu ve özgürlüklerin önünü açtığı için birinci kategoride görülebilir herhalde?

    Abdülhamit gibi bir diğer otoriter padişah olan Abdülaziz’i deviren 1876 darbesi de bunlardan sayılabilir galiba?

    1909’daki 31 Mart olayına da “bu iki ana kategorinin dışında, genellikle akim kaldıkları için, hangi yönde seyredecekleri bilenemeyen darbe girişimleri”ndendir diyebiliriz.

  25. Saray yalanları
    Beyaz Saray’la Kaçak Saray’ın kayıtları birbirini tutmadı, görüşmenin içeriği sır…

    Cumhuriyet gazetesi 20 Subat 2016

    …………..
    Külliye’nin yanına düşen bombanın en net görüntüleri

    Cumhuriyet Gazetesi 18 Temmuz 2016

    Kacak saraydan külliyeye dön baba dönelim:)

  26. Akin öztürk ifadesinden:

    ……………
    Bir odada Hulusi Akar, Tümgeneral Kubilay Selçuk ve Tuğgeneral Mehmet Dişli ile birlikte çay içiyordu. Bana ‘Bunlar bu işi yaptılar, bunlarla konuş ikna et’ dedi. Bu sırada İstanbul’da tankların üzerine insanlar çıkmıştı. Selçuk ve Dişli’ye darbenin başarılı olamayacağını,halkın tepki gösterdiğini anlatıp ikna etmeye çalıştım. Kendileri itiraz ettikçe bağırıp, çağırdım
    ……………..

    Mhmet Disli Akar ile birlikte helikopterden inenlerden. Akar da bir süre alagargada kalmis sanki anlasamamislar. Akra i kesinlikle harciyacaktir AKP

  27. Alman Der Spiegel Dergisi muhabirlerinden Veit Medick ve Roland Nelles, ABD’de yasayan Gülen Pennsylvania eyaletindeki konutunda Gülen’in gerçekleştirdiği basın toplantısına katıldı. Medick ve Nelles, Gülen’in evinde askeri bir helikopter maketi olduğu detayını da izlenimlerinde paylaştı.
    ………..
    Ve Oda Tv Feto Darbe baglantisini kesfetti, iste Ulusalci kafasi;

  28. Kürd ulusalcılığı!

  29. Genellikle askeri uzmanların yorumlarına güvenmem. Başbuğ’a kumpas kurulduğu bir gerçektir. Şimdi de Başbuğ, hükümetin yanında yer alıp onlara ordu mensuplarına karşı kumpas kuruyor. Bu da bir başka gerçektir.

  30. Erdoğan yenilgiye mahkumdur.

    Çünkü, gerçekçi değil.

    Çünkü, akılcı değil.

    Sadece gözü kara bir mücadeleci. Oysa bu yetmez.

    Duygusal davrandığı için sürekli kandırılıyor/ sürekli aldatılıyor.

    Hala…

    Fethullah Gülen konusunda rasyonel değerlendirmeler yapıyor mu, kuşkuluyum.

    Soner Yalcin

    Ulusalcilarin deyimiyle, Erdogana diyorki Soner Yalcin bizi dinle bizi kullan .. Su an itibariyla buyuk celiskileri yoktur. Biat etmislerdir bu biadi Erdogan bizim cizgimize geldi diye kendilerine ve taraftarlarina yutturmaya calisacaklar.

  31. “Ulusalcilar mide bulandiriyor.”

    Bakalim niyeymis? [verilen linkten alinti asagidadir]

    Enine Boyuna programına Nedim Şener’in CHP’nin darbe girişimi karşısındaki tavrını eleştirerek ‘CHP neden sokakta yok?’ deyince canlı yayında gergin anlar yaşandı.

    Nedim Şener’e Habertürk televizyon kanalında katıldığı programda Ergenekon davası avukatı Celal Ülgen çok ağır söz söylendi. Ülgen Şener’in yüzüne, ‘Tetikçilik yapıyorsun’dedi.

    Nedim Şener, CHP’lilerin de darbeye karşı sokaklara çıkması gerektiğini belirterek ‘Bu bir bildiri yayınlayarak geçiştirilecek bir konu değil. Kılıçdaroğlu CHP seçmenini sokaklara çıkmaya çağırmalı’dedi.

    Butun gece boyunca, baska bir cok kisi gibi ben de butun kanallari izledim; en cok da –en tutarli yayini yaptiklarini dusundugum icin– NTV’yi (ve isgale ugradigini duyunca da CNNTurk’u) izledim.

    Bu kanallara Abdullah Gul’e kadar herkes baglanip diyecegini dedi de, CHP’den bir kisi bile cikip bir sey demedi.

    Sonra da, bugun birisi (Nedim Sener) cikip “CHPliler neredeydi?” diye sorunca, aniden ya ‘tetikci’ sayilir oldu ya da ‘mide bulandirici’.

    Yani, bildigimiz sekliyle, solun umertasi yine.

    Halbuki, soru son derece mesrudur ve kimin sordugu da hic onemli degil.

    CHPliler neredeydi?

    Dahasi, anti-darbecilik sozkonusu olunca mangalda kul birakmayan ‘sol’, neredeydi?

    Televizynlara baglanmak istediler de red mi edildiler?

    Ettilerse kim etti?

    HalkTV’de de mi cikip bir seyler soyleyemediler?

    Yoksa, darbecilerin ‘Nato’ya Cento’ya bagliyiz’ turunden o arkhaik deklarasyonunu biteviye yayinlamaktan vakit mi kalmadi?

  32. Ben de tam tersini düşünüyorum. CHP’liler ve diğer sol neden akp’li güruha karşı sokaklarda değildi diye sormak çok daha doğru. Eğer bir eleştiri yapılacaksa böyle yapılmalı. Bir zamanlar Cemaatin komplosuna karşı doğru bir şekilde desteklediğimiz Nedim Şener’in gözü “cemaat düşmanlığından” başka bir şey görmediğinden ne yazık ki, aynı aydınlıkçılar gibi akp diktatörlüğüne iltihak etmiştir.

  33. Necip
    Birçok yorumunu beğenen, katılmasam bile takdir eden biri olarak son yorumun ve bu olaydan sonra yazdıkların bende hayal kırıklığı yarattı.
    Nasname bile senin kadar sol karşıtı olmasına rağmen daha doğru bakmış olaya. Örneğin şunları yazmış;

    “Kürdlerin ilkesel olarak darbeye karşı çıkması anlaşılırdır ve evrensel demokrasi anlayışını benimsemiş olmanın da gereğidir. Ancak, Kürdlerin darbe karşıtlığı adı altında Türk bayraklarını Kürdistan’da sallaması ve Kürd kimliğini yok sayarak “din kardeşliğini” ön plana çıkarması açıkça devlet hizmetçiliğidir.”

    “Güney Yönetiminin bir devlet sıfatıyla darbeye karşı sivil Hükümeti destekleyen açıklamalar yapması hem diplomasinin gereğidir hem de doğru olandır. Ancak Kuzey’de yaşayan ve direkt olayların muhatabı olacak şekilde darbe karşıtlığına soyunanların Güney’in tutumunu örnek almaları tarihi bir hatanın içinde olduklarını gösteriyor. Ne yazık ki “Berzanici” geçinen politik çevreler Kuzey gerçeğinin farklı olduğunu hiç dikkate almadan Güney’in bir şubesi gibi davranıyorlar ve Güney ne derse aynısını söylemekle yetiniyorlar. Bu nedenle de HÜDAPAR gibi açıkça yapmasalar da ve “Kürdistani söylemlere” daha fazla sarılsalar da bu kesim AKP’nin yedeğinden kurtulamamıştır henüz. Bu kesimin en büyük yanılgısı, Güney’in fiili bir devlet olduğu, kendilerinin ise sıradan bir örgüt(çük) olduğu gerçeğidir. Güney’in devlet(ler)le ilişkisi, Kuzey’deki kurumların ilişkisinden farklıdır, farklı olmalıdır…”

    “Olası tüm değişimlere, değişimlere bağlı her gelişmeye uygun farklı farklı planlara sahip olmak için sadece Kemalizm ve AKP cephesinden değil, Kürdler cephesinden olaylar değerlendirilmeli ve büyük güçlerin değişen pozisyonları doğru okunmalıdır.

    Türkiye’de yaşanan son olayları sadece siyah-beyaz (AKP-Kemalizm karşıtlığı) olarak görmemeli, derin ve kirli işgal devletlerinin kirli oyunları karşısında uyanık olunmalı ve ulusal haklara odaklanmalıdır Kürdler…”

  34. Pax Roman: Roma barisi . Roma hakimiyetini Kabul edenlere hakimiyetin kabulu cercevesinde gösterilen tahammüldür. yoksa Romanin baskalariyla barisi degil. Bir kesin hakimiyeti anlatir. Paxa Ottoman, Pax Amerikan.
    Su anda AKP muhaliflerinin AKP ile iliskileri böyle bir iliskiye benzetilebilinir.

    Pax Erdogan i Kabul etmek.

  35. Darbenin nedeninin Türkiye’nin ABD ekseninden kopup Rusya cephesine yanaşmak istemesi olduğunu savunan görüşü destekleyen bir haber;

    Rus uçağını vuran pilotlar tutuklandı

    Suriye sınırında 24 Kasım 2015’te Rus Su-24 uçağını düşüren Türk jetinin pilotlar tutuklandı.

    AFP’nin haberine göre gazetecilere açıklama yapan bir Türk yetkili, “Rusya’ya ait Su-24 savaş uçağını Kasım 2015’te düşüren operasyonun parçası olan iki pilot gözaltında” dedi. Pilotların tutuklandığı öğrenildi.

    Rus uçağının hava sınırı ihlali yaptığı iddiasıyla düşürülmesinin ardından Ankara ve Moskova arasında kriz yaşanmıştı.

    Yapılanı, ‘arkadan bıçaklama’ olarak nitelendiren Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye’ye yönelik birçok yaptırım kararı almıştı. Putin, geçen ay Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özür dilemesinin ardından bu yaptırımları kaldırdı.

    http://www.hurriyet.com.tr/rus-ucagini-vuran-pilotlara-gozalti-40154010

  36. Yukardaki yorumun devamı..
    27 Mayıs’ta da öyle olduğu söyleniyordu. Menderes hükümeti SSCB’ye yakınlaştığı için yani.

  37. Bu haber tam tersine göstermiyor mu? Hükümet Rus eksenine yanaşmak için pilotları tutuklayıvermiş. Dolayısıyla darbenin Rus eksine yaklaşmak diye bir amacı olmadığı çok açık.

  38. Zilelinin 28 yorumcuya verdigi yanitin altina imza atarim.

    Ve ölü baliklar ve akinti. ….

  39. Aynısını diyorum.
    İyi ifade edemedim galiba. Yani darbenin arkasında Rusya’ya yanaşılmasını istemeyen ABD ve onun desteklediği askerler var demek istemiştim.

  40. pardon ben yanlış anlamışım. Yani, AKP Rius eksine yaklaştığı için darbe yapıldı diyorsunuz. Buna pek itiraz etmem ama bu tür olaylar her zaman dış politikayla yüzde yüz üst üste oturmayabilir.

  41. Anladım ve düzelttim. Fakat bu sefer de darbecilerin Amerikancı olduğu gibi doğrudan bir sonuca gitmeyelim. Şu konjönktürde ABD’nin bir darbeye hayırhah bakabileceğini tahmin etmek güç değil.

  42. Rus cephesine yanaşma olayıyla ilgili şu haber de ilginç;

    Rus pilotun öldürülmesi soruşturması, darbeci askerlere yönelik genişletildi

    TÜRK hava sahasını ihlal ettiği için düşürülen Rus savaş uçağının pilotunu öldürdüğü iddiasıyla Alpaslan Çelik hakkında yeniden başlatılan soruşturma, darbe girişiminde sonra yeni bir boyut kazandı. Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya, bazı gazetelerde çıkan haberler ile Rus yetkililerin açıklamaları sonrasında soruşturmasını, darbe girişimine katılan askerleri de dahil edip genişletti.

    Halen tutuklu bulunan Alparslan Çelik’in, Rus pilot Sergei Aleksandrovich Rumyantsev’in öldürülmesi olayıyla ilgili yaklaşık 1.5 ay yürütülen soruşturma sonrasında takipsizlik kararı verildi. Rus savaş uçağının bölgeyi bombalamasından sonra yaşanan olayla ilgili Alpaslan Çelik hakkında savcılığın, ‘ağır tahrik altında adam öldürme suçundan’ işlem yaptığı ortaya çıktı.

    Takipsizlik kararının verilmesinin ardından yeni iddia ve delilleri tespit eden Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Berkant Karakaya, Alpaslan Çelik hakkında verdiği takipsizlik kararını kaldırdı. Halen İzmir 27’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde ’Harp silahı bulundurmak’ suçundan 9 yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuksuz yargılanan Alpaslan Çelik, başka suçtan hükümlü olduğu için cezaevinde bulunuyor.

    DARBECİLERE DE SORUŞTURMA

    Rus pilot soruşturmasını yürüten Savcı Berkant Karakaya, bazı gazetelerde Rus uçağının düşürülmesini, darbeye karışan askerlerin Türkiye’yi zor durumda bırakmak için yaptığına yönelik iddialar yer alınca, soruşturmasını genişletti. Savcı Berkant Karakaya’nın soruşturmayı genişletmesinin bir gerekçesini de, Rus uzmanların da benzer açıklamaları oluşturdu.

    Bu gelişmeleri göz önünde bulunduran Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya, araştırmasını genişletip Rus uçağın düşürüldüğü gün görev yapanların isim listesini Genelkurmay Başkanlığı’ndan talep edeceğini, bunların gözaltına alınanlar arasında bulunması durumunda, bu kişiler hakkında da dava açacağını ifade etti.

    http://www.hurriyet.com.tr/rus-pilotun-oldurulmesi-sorusturmasi-darbeci-askerlere-yonelik-genisletildi-40153830

  43. Peki yukarda paylaştığım son haberde savcının “Rus uçağının düşürülmesini, darbeye karışan askerlerin Türkiye’yi zor durumda bırakmak için yaptığına yönelik” iddiasına ne dersiniz?
    Herhalde böyle birşey olamaz. O zaman gerçekten Rusya’yla kriz yaşanıyordu. Darbeye önceden hazırlansa da hazırlıkların geçmişi o kadar eski olamaz. Zaten başarısızlıkları biraz da bundan kaynaklanıyor galiba. Yani olayların seyri bu kadar hızlı değişince bu kadar kısa sürede iyi hazırlanamadıkları için.
    Dolayısıyla savcılığın bu iddiaları ve pilotları tutuklamasının nedeni Rusya’yla arayı düzeltme çabalarının bir parçası diye görmek lazım.

  44. “Ben de tam tersini düşünüyorum.”

    Tersi de, neyin tersi?

    Darbeye karsi cikmanin tersi nedir?

    Desteklemek degilse bile, en azindan islerini kolaylastirmak degil midir?

    Ben boyle bir durusun, ahlakiligi filani bosverin, siyaseten bile cok fazlasiyla acemilik olduguna katilmaz misiniz?

    Bogaz Koprusunde insanlar taranmis; tarayanlar da belli.. Fakat, CHP bunu bile sesli bir sekilde kinayamis..

    Insanin aklina seytan bin turlu soru getiriyor: Acaba tarayanlar CHPli, tarananlar AKPli idi de ondan mi? Eger bu ise, ikinci soru da su: Nasil emin olabildiler?

    “akp diktatörlüğüne iltihak etmiştir.”

    Ben bu ‘diktatör’ ve ‘diktatörlük’ kelimelerini her duydugumda, bunun icini dolduracak argumanlar ariyorum; ama, okuduklarimdan pek de dise dokunur bir sey cikmadi, cikmiyor.

    Nasil bir diktator/luktur ki bu, halka siginmasaydi yer ile yeksan olacakti?

    Halka siginan kac tane diktator akliniza geliyor; kac ornegi var?

    Demem o ki, tabii ki, istediginiz sifatlari secmekte –herkes gibi– ozgursunuz, ama ikna edici olmasini da istiyorsaniz, realite ile kontrast olusturmamasina dikat etmekte fayda olabilir.

    Gerci, bu bir tur parola ve isareti de olabilir; tipki Cemaatcilerin ‘Firavun’, ‘Tiran’ filan deyisleri gibi. Oyleyse, bilemem tabii.

    Neyse. CHP konusuna donersem:

    Daha simdiden “AKP ve RTE bundan guclenerek cikacak” turunden sizlanmalar duyulmaga baslandi..

    Iyi de, ‘tarlada izi olmayanin, hasatta yuzu olmaz’ lafini da mi hic duymamislar?

    Hem en kritik anlarda meydanlari RTE’ye ve AKP’ye birak, hem de sonra ‘meydan onlara kaldi; gucleniyorlar’ de..

    Boyle siyaset mi yapilir? Basarili olmak ihtimali var midir bunun?

  45. “Nasname bile senin kadar sol karşıtı olmasına rağmen daha doğru bakmış olaya.”

    Dogru bakmak ne demektir?

    Siyaset oyunu (ki, bence aynen odur: ‘oyun’; eskiler ‘sahne-i siyaset’ derdiler; iyi bir benzetmedir), dogru oynanmak zorundadir.

    Evet, bence zorundadir –bu kelimeyi secerek kullaniyorum.

    Ote yandan, benim oldugum yer ‘sol karsitligi’ degil. Tersine, yillarin birikmis hayal kirikliklarinin sonucudur.

    Soyle dusunun: Bir evladiniz var ve basarili olmasini istiyorsunuz –her ebeveyn gibi.

    Ama, olmuyor bir turlu. Ya haylazlik ediyor ya da tembellik ve bir baltaya bir turlu bir sap olamiyor..

    Ne yapacaksiniz.. evire cevire dovecek misiniz? Tabii ki hayir.

    Geriye ne kaliyor?

    Sirf evladinizdir ve siz onu seviyorsunuz diye her yanlisini (ve hep yaptigi yanlislari) methederek mi gececek geri kalan omrunuz?

    [Nasname’nin yazdiklarina yonelik bir sey yazmadim; cunku benim odagimdaki konu o degil; yani, konuyu dagitmak istemedim. Isterseniz onu ayri konusuruz.]

  46. “Suriye sınırında 24 Kasım 2015’te Rus Su-24 uçağını düşüren Türk jetinin pilotlar tutuklandı.”

    Siyaset oyunu budur; boyle oynanir.

    Sunu demek istiyorum: Tipki kertenkelenin yaptigi gibi, bazan govdeyi kurtarmak icin kuyrugu birakip gitmek gerekir.

    Bunu da, olabildigince usturuplu yapmak lazim. Yani, cok da asikar olmamasi, baska sekillerde de tevil edilebilmesine imkan tanimak gerekir.

    Simdi.. bu pilotlarin gercekten Cemaatci olup olmadiklarini bilmiyoruz tabii ki.

    Ama, son olaylarda, Hv Kv Kom’da cok sayida Cemaatcinin olduguna halk kani oldu. Pilotlar icin de bunu dusunmemeleri icin cok da sebep yok artik.

    Yani, keferenin ‘plausable deniability’ dedigi seyin butun altyapisi/sartlari olusmus.. Bu durumda, tutuklamasalardi beceriksizlik etmis olurlardi.

  47. Yalçın Küçük effect! Gün Zileli de sonunda “orducu anarşist” oldu 😀

  48. Orducuların iktidarcı olduğu yerde öyle oluyor, ne yapalım 🙂

  49. Tanrim bu klisecilik, bu gercekleri egip bukmek, abarti yada yok sayma beni bir gun cildirtacak. özel olarak rus ucagini düsüren iki pilot sadece bu olya yüzünden tutukladiklarina nereden vardiniz? Akp Tayyip böbürlene böbürlene bu eylemi üstlenmedimi? Varsayalim öyle olsun . Bu ancak ve ancak Rusya ile ilskilerin normallesmesi, önceki sürece geri dönüs anlamina gelir . Tayyip ve Akp nin ABD Rusya arasinda bir eksen degisikligi ile Rus yaya yakinlasmasi anlamina degil.Bu mantikla Rusya ile iliskiler normal iken AKP Tayyip in ABD müttefiki degil Rus müttefiki oldugunu saymak gerekmezmi idi. Iki uc Balyoz magduru Subayin onemsiz gorevlere iade edilmesin den AKP nin Tayyibin dogruya geldigini anlatmaya calismak düskünlügün(perinceklesmenin) dibidir dibi.Uluslarasi iliskiler emperyalist celiski ve iliskileri bu Kadar Kaba Saba algilamak, ancak Perincek gillere yarasir. Turkiye nin Rusya ile iliskilerinin duzelmesi neden abd yi kizdirsinki, belkide ABD yi rahatsiz edecek Kadar kötü idi. Darbeciler Akp feto nun (hatta Perincegin) ortak paydasidir ABD muttefikligi. Perincek tipi kaba bir güya anti emperyalizm soguk savas turkiyesini bagimsiz sayiyor ve rus emperyalizmine karsi savunuyordu. yeni sömürgecilik iliskilerini kavriyamiyor yada bilerek görmek istemiyor du. soguk savas döneminde bile ABD ve SSCB arasinda ticari iliskiler vardir mesela. vs vs. yazilan kliseleri okuyunca korkuya umutsuzluga kapiliyorum.

  50. Hava ve Deniz kuvvetlerinin Fetocularin en zor orgutlenebildigi yerler oldugunu dusunuyorum. Hersey ortaya ciktiginda darbeciler arasinda tek bir feto cu cikmazsa hic sasirmayacagim.

  51. iskenderun demir celik ne Zaman kuruldu kim kurdu denetleyen Firma vs vs offf bunaldim yaaaa. Menderes SSCB ye yakinlastigi icin darbelendi ABD Darbecilere tavir almadi. Sehir efsanesi.
    Menderesi devirenlerde tipki Menderes gibi ABD ci olduklarindan ABD ses etmedi budur.

    Klisecilik Skolastik boyutlarinda

  52. `Ama, son olaylarda, Hv Kv Kom’da cok sayida Cemaatcinin olduguna halk kani oldu. Pilotlar icin de bunu dusunmemeleri icin cok da sebep yok artik.`

    Halk Tanrinin varoldugunada kani. Ama ben hala Ateistim.

  53. AKPye darbe yapmak vs Nazilere darbe yapmak

    Bu darbeye karşı olan yorumcular aradaki farkları açıklayabilir mi?

  54. Dinciler darbeyi bahane edip gezici kesimi ezip geçecekler korkusu hakim toplumsal muhalefette. Siz ne diyorsunuz Gün Abi?

  55. CHP’li Muharrem İnce -ki kendisinden hiç hazzetmediğimi eklemeliyim- bundan birkaç yıl önce şöyle demiş;

    “- Askerin siyasallaşması kötüdür, ama daha kötüsü sivil iradenin askerleşmesidir. Sivilin askerleşmesi, askerin siyasallaşmasından daha kötüdür. Hitler, Mussolini, Stalin de sivildi. Bunları unutmamalıyız.”

  56. Bunu çok olası görmüyorum. Bütün güçleriyle “Fetullahçı” dediklerine yükleneceklerdir şu sıra. Sonrasına ilişkin bir şey söylemek şimdilik mümkün değil.

  57. 42nolu yoruma,

    Ergenekon ve Balyoz’da gorece jandarma ve deniz kuvvetlerine odaklanildi. Buralarda o yillar icinde ozellikle akademi okullarina yerleserek kendi adamlarini daha cok yerlestirdiler, var olanlari kurmay yaptilar, yurtdisi gorevlendirmeleri ile irtibati ve deneyimi yuksek bir hale getirdiler. Jandarmadan ve denizden darbeye katilim yuksek.

    Bence Gun abi de basta olmak uzere yaptiginiz bir yanlis var. Cemaat kompozisyonun icinde az diyorsunuz. Bence gorece yuksek ve cogunlukta. Fakat tek degil tabii ki onemli oranda laikler, Kemalistler ve kariyeristler var.

    Ikincisi, cemaat butun yumurtalari tek sepete koymamistir, oyle saniyorum. Onlarin disinda kalan ve bu ise istahli bir kesim son anda kendini disariya birakmis olabilir. Zaten ikinci darbe gelecekse bunlardan gelecek. Buyuk ihtimalle bunlari daha adam akilli koordine eden distan bir guc olacak. Bati, “darbe yapmaz artik” denilen ordunun o istahini gordu. Hele ki G.K Akar hakkinda supheler var, bir sonrakinde o yer alabilir. 1962’de Fethi Gurcan bir darbede basarisiz oluyor, 63’te yine darbede kendisi. Asker korktu, bir daha yapmaya cekinir diyenler de yaniliyor.

  58. AKP’li yazar Ömer Turan: “Bu darbe girişimi AVD-İngiltere ortak yapımı derin Nato darbesidir. Paralelci hainler sadece maşa ve piyondur.”

    AKP’li yazar Ömer Turan darbe girişiminin MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar tarafından tasarlandığını iddia etti. Darbe planının birinci evresinin geçildiğini ve önümüzdeki 3 günün kritik olduğunu öne süren Ömer Turan, “Bu darbe girişimi AVD-İngiltere ortak yapımı derin Nato darbesidir. Paralelci hainler sadece maşa ve piyondur. Bu derin NATO darbesinin içerde üç önemli ayağı vardır; Genel Kurmay, MİT müsteşarlığı ve eski hükümetin bazı unsurları.”dedi….
    Sonra Davutoğlu’nu da itham ediyor..

    Bu adamlar dikiş tutmaz!
    Salt iktidar yürütme gücü ile ayaktalar.. Bu yüzden sokak gücünü de yanlarına çekmek istiyorlar. Çıplak zorbalık dışında iktidarlarını savunacak bir şey kalmıyor giderek…

  59. 46 nolu yoruma. Zilelinin aksine tamda bunun oldugunu dusunuyorum. Zileli kendi tespitleri ile celisti, tr de ve orduda feto cularin gucu abartiliyor. su ana Kadar tutuklananlarin hepsinin feto cu olmadiginida biliyorlar, begenmedigine feto cu der. diger yandan buyuk bir kesim ulusalci muhalefet iltihak etti onlara Pax Erdogan kirintilar bile verebilir. Ulusalcilar Erdogan Rejiminde ic muhalefettirler artik.

  60. Ulusalci kesimde Quasimodo sendromu. AKP bize su verdi , bize su verdi.

  61. Merdan Yanardag demiski, Cemaat in A takimi darbeye katilmadi ama darbe yinede cemaat darbesi. Suphelerim cogaliyor. Biri bana gercekten Cemaat darbe iliskisini mantikla aciklayabilirmi. Bir önkabulden baska birsey yok ortada.

  62. Son dakika haberi Orgeneral Galip Mendi geçirdiği rahatsızlıktan dolayı görevden alındı

    Iddia ediyorum Akar da görevden alinacak yerine 1. ordu Komutani.

  63. Muhalif (özellikle Ulusalci )kesimin asil derdi meger cemaatmis AKP cemaati temizlerse AKP ile sorunlari celiskileri halledilebilecek duzeydeymis . Hakim söylem bu. Yani bir AKP diktasi suyu buyu yokmus aslinda. cemmat bitince hersey güllük gülistanlik olmasada ona yakin bir sey. Iste bu yüzden diyorum. Tiksiniyorum.Ne cok kullanilabiliritesi olan var bu ülkede.

    Bir örnek:Bir Taayip dostu, gercek dost elestirir kabilinden bir dost:
    http://odatv.com/sayin-cumhurbaskani-kendinize-gelin-sirasi-degil-1907161200.html

  64. “DARBE GİRİŞİMİ TSK İTİBARSIZLAŞSIN İSTİYORDU, HEDEFİNE ULAŞTI’
    Darbe girişiminin darbe hâline gelmese de hedeflerine ulaştığını dile getiren Ertürk, şunları söyledi:
    “Çünkü darbe girişiminin arkasında emperyalizm vardı. Yani emperyalizm bir darbe olsun, Tayyip Erdoğan yıkılsın istemiyor. Bir darbe girişimi olsun, TSK itibarsızlaşsın, devre dışı kalsın, Suriye’ye, Irak’a, Rusya’ya karşı projelere ve Türkiye’nin bölünme projelerine engel olabilecek imkân kabiliyetini kaybetsin istiyor. Onun için darbe başarılı olmamıştır ama darbe girişimi hedeflerine ulaşmıştır diyorum.
    Eğer emperyalizm Tayyip Erdoğan’ı yıkarak bir başarılı darbe isteseydi niçin Cemaatçi yapıyı desteklesin ki? TSK’nın komutanlarını manipüle ederdi, emir komuta zinciri içinde yapılırdı ve yüzde yüz başarılı olurdu. Amaç Tayyip Erdoğan’ı yıkmak, Türkiye’de darbe yaptırmak değil. Amaç, başarılı olmasının mümkün olmadığı bir girişimi yaptırarak TSK’ya esas darbeyi vurmak, itibarsızlaştırmak ve devre dışı bırakmaktı, bu hedeflerine ulaştılar.” (Sputnik)
    **
    Kürt isyanı ve Suriye meselesinde felç edilmiş bir TSK…
    bu Batı’nın arzusu olabilir… Bu da, bu ülkenin namuslu insanlarını da üzmez elbette! Bu salak darbe girişimi de bu arzuyu karşılar!
    Bu darbe..
    RTE’yi “tarih yapacak” asıl darbe öncesi onun rezil olması (kitlesini kaybetmesi) için bu darbe bir altyapı oluşturabilir..
    Bugün bu söz saçma görünebilir ama bu “gaz” gidecek. Bu “sokakta kalın” tuhaflığı da bu nedenle mi?
    Adam korku ya da hırs ile devletinin altını üstüne getiriyor ve “altta” olup, üste gelecekler çapsız, salak, karaktersiz yalakalar… Bir aşiret halkını mı yönettiklerini sanıyorlar…
    Bir hafta sonra.. bir ay sonra… yandaşları düşünecek.. başarılı darbe olsaydı… Halleri nice olurdu? …İşleri zor! ABD’ye kafa tutuyorlar! Korku içinde yaşarken.. çözülenler çok olacak… ABD, RTE’yi öldürtmeye çalışmış-mış.. bu kopuş!

    *
    bir iki yıl sonra… en sıradan sorunlar çözülemez halde…
    “püf” desen yıkılacak hale gelecekler.. GZ’nin 2017 baharı.. olabilir!
    *
    İngiliz emperyalizmi 70.000 adamla Hindistan’ı 150 yıl yönetti.. RTE gibi hırsı aklından büyük olanı mı halledemeyecek…
    RTE de kuşkusuz çok ama çok kurnaz… ama… artık bunu da anladılar…
    *
    O darbe sırasında RTE’nin, “gazi mustafa kemal” lafını da kimse anmıyor…
    ***
    Bilinen filmler…
    yamulmuş, yerde yatan, salya sümük ağlar… abi” diyerek kendine acındırır; “kahraman” son darbeyi indiremez, son kurşunu sıkamaz… Ve… onu bağışlayarak sırtını dönen “kahramanı” da arkadan vurur…
    Bu o adam!
    ***
    Keyfini çıkartmalı; postu deldirmeyen, sevdiklerini yitirmeyen için heyecanlı, tarihsel zamanlar… Patlamış mısır yanında iyi gider!

  65. egemen haydutların uyguladığı “standart prosedür”!

    Önce itibarsızlaştır!
    Reza Sarraf, sahte darbe, Panama, bakalım Wikileaks de ne var?

    En büyük mafya ABD ile BOP’laşanın kaderi ne olabilir ki?
    *
    Ağ örülüyor; çember kapanıyor.. Sokaklarda kalın! Hep orada kalacaklar !

  66. “Halk Tanrinin varoldugunada kani. Ama ben hala Ateistim.”

    Bu ise ‘Tanri’ ne der; bilemem; 🙂 ama, malum, siyaset halka yonelik yapilir.

    Dolayisi ile, halk neye inan(diril-abil-)iyorsa, siyaseten atilacak dogru adim da o yonde olmak zorunda. Aksi halde complek patlar. Kiyamet kopar. Basimiza tas yagar. Vb vs.

  67. Robert Fisk gibi analistler ordunun yapısı eskisi gibi kalacak sanıyorlar. Halbuki bütün askeri mantık ve doktrinler baştan sona değişecek. Hükümetin orduya ayıracak yıllık yirmi milyar dolar bütçesi var. Bu parayla silah sistemlerini ve kontrol mekanizmalarını baştan aşağı değiştirebilirler. Bu doktrin değişikliğinden sonra darbe yapmaya kalkan tek bir uçak veya helikopter bile daha hareket eder etmez tek bir tuşla çalışamaz hale getirilebilir.

    Hem polis sayısının ve ekipmanlarının güçlendirilmesi, hem kemalistlerin önemli bir kesiminin AKP müttefiği olması, hem Kürt hareketinin toplumsal muhalefette bölen etkisi yaratması, hem de IŞİD terör kartı nedeniyle ikinci Gezi ihtimali de oldukça düşük.

  68. Tarihten bir örnek de ben vereyim: Bir de “20 Temmuz Darbesi” vardır, Hitler’i ortadan kaldırıp Nazi’leri devirmeyi amaçlayan. Darbecilerin içlerinde faşistler, hatta eli Hitler’den bile daha kanlı soykırımcılar da vardı (Örneğin Arthur Nebe), bütün Almanlar’ın Naziler gibi olmadığını göstermek isteyen, geleneğe bağlı Prusya subayları da. Darbe başarısızlıkla sonuçlandı. 7 bin kişi gözaltına alındı. 4.980’i idam edildi.
    Bkz. https://en.wikipedia.org/wiki/20_July_plot

  69. Necip siyaset iktidar icin yapilir. halkim neylerse iyi eyler ne yaparsa dogru yapar derseniz , yorum bile yapmam.

  70. Iste darbe cemaat ilgisi böyle kanitlaniyor. cok az siyasal kisi kurum disinda belki yillar sonra büyük bir suca ortak olundugunu anlar Ulusalcilar (tekrar : Perincekgillerin retorigini takip edenin burnu insanlik sucundan cikmaz)

    http://haber.sol.org.tr/toplum/evet-cemaat-uyesiyim-dedigi-belirtilen-yarbayin-iskence-gormus-fotografi-paylasildi-162774

  71. özgürlükçü

    Başarı siyaset teori ve pratiğinin temel kurallarından 1.si
    Halkın iradesini temel almaktır.
    Halkta kabül görmeyen destek bulamayan hiçbir darbe ve benzeri girişim temelli başarı sağlayamaz.
    Son girişim ufak tefek hataları yapmayıp başarsaydı bile halktan destek bulamadığı için ömrü çok kısa sürebilirdi
    Darbe bahanesi ile mevcut iktidar bütün kurumlarda tasfiye başlatıp tipik parti devleti faşizmine geçmesi darbeye katılmayan bütün subayları bile işkence ile darp edip aşağılaması bundan sonra orduda kim görev yaparsa yapsın potansiel darbeci olmaya mahkümdur.
    İlk defa ordu ile polis arasına kan hatta intikam seviyesinde kan girmiştir.
    Bu gün MGK ile önemli açıklama dediği şey Erdoğanın başkanlık rejiminin startı olacağı ve devleti yeniden yapılandırma adıyla parti devleti faşizminin kurum ve kuralları kurumlaştırılacağı belli olmuştur.
    Bu iklimde akp dışındaki bütün halkın nefretini kazanan Erdoğan bundan sonra kendi konumunu sürdürme tedbirleri için yedeklediği MHP-CHP-BBP partilerin yöneticileri sayesinde başkanlık anayasasını meclisten geçirse bile bu çakma muhalefetin seçmeni dahil toplumsal muhalefetin muazzam bir direnci ile başkanlık koltuğuna ulaşması engellenecek seviyede tepkisel muhalefetle karşılaşacağını düşünüyorum.
    Amaçlarına ulaşamayan muktedir son kozunu oynayacak ülkede iç savaş çıkarmak için düğmeye basacaktır.
    Asıl toplumsal ve politik dinamikleri bekleyen tehlike bu dur???????

  72. `Başarı siyaset teori ve pratiğinin temel kurallarından 1.si
    Halkın iradesini temel almaktır`

    AKP, MHP (haydi buna CHP yi de ekliyelim)nin oylarina bakilirsa, Devrimcilerin ,solcularin, ötekilerin, Dükkanlarini kapatmasi gerekir Tr de. Halkin hali hazir iradi Politik tercihi göz önüne alindiginda. Siradan düz bir solcunun bile etmiyecegi bombos beylik bir laf.Bir referandumda Halkin iradesi Darbecilerin yada Ocalanin idamina onay verse Ozgurlukcunun ne diyecegini pek merak ederdim.

    (en azindan genel gecer bir halkin iradesi lafi yerine, varolan bilinc ve halk iradesi carpitilmistir, halkin gercek iradesinin aciga cikarilmasi icin bir bilinclendirme faaliyeti gerekliligi unutulmasaydi, yoksa halkin varolan IRADESI ile uyusmak, her türden Devrimciligin dogmadan ölümü demektir)

  73. …………………..
    tasfiyeyi mantıksal sonuçlarına kadar yürütmek için uygun siyasal güç yok. Mantıksal sonuç derken, akla herkesin vatandaşlıktan çıkartılıp bizzat Erdoğan’ın yapacağı mülakat yoluyla geri kabulü falan gelebilir; onu kast etmiyorum. Şakanın zamanı değil; kastım şu: Bu yaygınlık ve şiddetteki bir operasyon için Perinçek ittifakı yetmez! Zaten bu ekip anti-Amerikan afra tafrasını boş verin, hayli zamandır bir ajanlık müessesesidir; güven olmaz.

    Hükümetin uygulamak zorunda olduğu basınç sürecektir ve bu durumda AKP cephesinde her önemli figür, düşmana dönüşmese bile ayrı bir özne oluverir. Bunlar ayrıştıkça birleşip (!) ittifak haline gelirlerse, bu durum bir önceki mülakat şakasından daha eğlenceli olur!

    Sonuç: Erdoğan kontrolü ele almak için bastırmak zorundadır. Bastırdıkça parçalanmaya ve kontrolü yitirmeye mahkûmdur.

    Peki, bu ikili durum pratikte sürdürülemez mi?

    Başka zaman başka yer başka koşullarda, bir ana politik yönelim, tersi yönde akıntılarla beslenerek ilginç bir diyalektik oluşturabilir pekâlâ. Zaten öyle olmasa, her demokrasi bir diktatörlük olmaz, her savaş politikası içinde uzlaşmalar barındırmazdı… Hayır, siyaset topyekûn karakter taşımıyor. Lakin bugün Tayyip’den diyalektik hiç çıkmaz! Darbeyi bastıran taraf güçlenmedi, daha da zayıfladı çünkü.

    Parçalanmanın dozajı diye başlamıştık. Bunun benzersiz olduğunu tekrar etmeliyim. Ancak herkes bilmelidir ki, birinci perdesi şu vahşet ve şiddetle yaşanan bir sürecin, ikinci perdesinde dalga geri çekilmeyecektir. Tersine… Türkiye’de siyaset şiddetlenmek zorundadır.

    Solda buna hazırlanmak yerine Tayyip diyalektiğine umut bağlayanları dün akılsız sayabilirdik. Bugün haindirler! Demokrasi birliğine koşup Meclis’te veya sonrasında sivil toplum mecralarında imza yetiştiren partiler veya bireyler, ya Erdoğancı olmuşlar, yani onun kadar gerici, karanlık yanlısı hale gelmişlerdir ve soldan kovulmalıdırlar.
    ………………..
    Aydemir Gülerden cimbizladim.Katilmadigim tepitleri olmakla beraber degerli buluyorum, özellikle , tanimlanan bir kesimin soldan kovulmasi gerektigi tespitine katiliyorum…

  74. Bu “halkın iradesi” (ne demekse) o kadar yaygın ki şu sıra. Hatta bir bir kanalda “halkın iradesine kurşun sıkıyorlardı” diye bir cümle bile duydum 🙂

  75. Insanlik degerlerini (ütopia mi)varolan halkin iradesinden (Zilelinin dedigi gibi ici bos buluyorum bu deyimi) bagimsiz olarak ele almayi tercih ederim.Varsin birileri Jakoben desin.

  76. Erdoganin ben darbeyi kayinbiraderimden ogrendim demesi ne anlama geliyor. Su anlama geliyor: kimseye mihnet etmem kendi ailem ve akrabalarimdan baska herkes tasfiyeye ugrayabilir. Bu en cok darbeci arkadaslarina ihanet eden askerleri ve ittifak hevesindeki ulusalcilari kaygilandirmali.

    Zileli ye animsatma, HDK demisti onu Meclisi bombalamak halkin iradesini bombalamak demektir diye. o meclis ve o Halkin iradesinden Kürtler aleyhine o kadar karar cikmis iken.

  77. Sanırım bir yanlış anlama oldu. Ben “Fetullahçı” dediklerine derken, dikkat ederseniz tırnak içine aldım. Yani “Fetullahçı” diyerek önlerine gelene yükleneceklerdir demek istedim. Fakat şu nokta önemli. Tayyip Erdoğan kliğinin şu sıra Gezicilerle uğraşacak durumu yok. Yani Geziciler olarak kendimizi fasülye gibi nimetten saymayalım. ayrıca Gezici denilenlerin çoğu bugün “Fetullahçı” avına zımni bir destek verdikleri çok açık. Adam, kendine zımni destek verenlere neden saldırsın ki. Önce bürokrasi ve ordu içinde istikrarı sağlamaya, kendini güçlendirmeye bakacaktır. Eğer buna başarabilirse ki ben başarabileceğini pek düşünmüyorum, o zaman sıra elbette Gezicilere de gelecektir. Ama şu an değil. Yani Gezici kesimin Fetullahçı avına destek vermesi de yanlıştır, eyvah bize de saldıracak diye paniğe kapılması da yanlıştır. Atlar nallanırken kurbağalar ayaklarını uzatmamalıdır 🙂

  78. Kısacası yapılması gereken, “Fetullahçılar” adı altında yürütülen cadı avına karşı durmak, kendi kendine gelin güvey olup paniğe kapılmadan diktatörlüğe karşı bugün ne yazık ki dağılan muhalefeti yeniden doğru bir yönelime sokup mücadeleyi sürdürmektir.

  79. Cok eglenceli Sözcü olayi yalaklanma ve yaranmaya vardirdi:)

    http://www.sozcu.com.tr/2016/gundem/erdogan-o-gece-ilk-sozcuye-konusmustu-1323192/

  80. Aydemir’den ilk kez bu kadar aklı başında bir yorum okuyorum. En azından solun geneline bulaşmış olan Fetullahçı cadı avına karşı çıkması önemli. Saldırdıkça parçalanacağı ve aslında zayıfladığı tespitleri de doğru. Fakat şu “soldan kovma” söylemlerine hiç katılmıyorum. Bir yerde “kovma” lafğ-ı duydu mu oradan kaçarım. Bunlar, bilinen Stalinist alışkanlıklar. Hata yapanların – hele şu karmaşık durumda – kovmaya falan kalktığınız zaman yanınızda çok az insanı bulursunuz. Olaylar sonucu bugün bir baygınlık geçirmekte olan solu sabırla hayata döndürmeye çalışmaktan başka çaremiz yoktur. Bayılan insan dövülmez, ayıltılmak için su falan verilir.

  81. Bunun Jakobenlikle ilgisi yok bence. Halkın iradesi boş lafları burjuvazinin kendi için yarattığı bir sis perdesinden ve ideolojik rıza mekanizmasının işletilmesinden başka bir şey değildir.

  82. O bina mı “halkın iradesi”ymiş. Halktan unsurlar oraya ancak parti merkezlerinden aldıkları izin kartlarıyla birkaç saatliğine girebilir oysa.

  83. Zaten güvenilir adamlar değildir bunlar. Devlete tapanın nesine güveneceksin.

  84. Aydemir adina hasa konusmak istemem. Ama soldan kim kimi nasil kovabilirki zaten. Stalin baglami ile uyusmuyor. Ama bu kadar düskünlesmeye bir tepki verilmeli . Yoksa kimi nasil düsünmeye ,dogru davranmaya ,ZORLAMADAN, cagirabilirizki? Onlarla (duzelinceye Kadar)beraber davranmama hakkimiz en azindan olmali. Yoksa bu hastalik virus gibi. Yanlisin (hatta sucun) icinde olanla iliskiyi normal bir bicimde surdurmek , onu belirli bir anlamda mesrulastirmaktir. Aydinlik in ihbarciligi onu tecrit etmisti önemli oranda iyi bir örnek olmasada. Yoksa iktidar yada benzeri bir seymi varki bi yerlerden birileri atilabilecek. Su denebilir. Arkadas bu kafayla giderseniz sizinle is yapmayiz. Budur.

  85. Keske bunu HDP ve diger sol ile birlikte kotarsalardi yetmez ama evet.

    http://www.abcgazetesi.com/chpden-taksimde-demokrasi-mitingi-karari-22447h.htm

  86. Bu bayılma durumu kısa sürecektir bence. kısacası, sabırla ve şefkatle yaklaşmaktan yanayım. Elbette fikirlerde net bir tavırla.

  87. HDK: Meclise saldiri halkin iradesine saldiridir.
    ………………….

    Meclis’te ‘Sayın Öcalan’ gerginliği: Sırrı Süreyya Önder polisler eşliğinde çıkarıldı

    DARBE girişimi nedeniyle destek amaçlı TBMM’ye gelen STK’lar HDP’li Sırrı Süreyya Önder’in konuşması sırasında ‘Sayın Öcalan’ ifadesine tepki göstererek, kürsüye yürümek istedi. TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ı, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve sivil toplum kuruluşları 15 Temmuz günü yaşanan askeri darbe girişimi nedeniyle ziyaret etti. Tören salonundaki kabulde konuşan HDP’li Sırrı Süreyya Önder, kürsüde konuşurken “Sayın Öcalan” deyince tansiyon yükseldi. Önder’in bu ifadesine ziyaretçi olarak Meclis’e gelen STK temsilcileri tepki gösterdi. Kürsüye doğru yürümek isteyen STK temsilcilerine polisler engel oldu. Kürsüdeki mikrofonun kesilmesinin ardından Önder, polisler eşliğinde tören salonundan çıkarıldı.

  88. evrensel gazetesinde bugün aydin cubukcu ropörtaji vardi
    dogru tespitler ve gelecege dair sonuclar cikariyor galiba sol
    yavas yavas uyaniyor umarim arkasi gelir ve devam eder.

  89. Solun meşhur demagogları başlamışlar yine en solcu biziz demagojisine.

    Solculuk adına en büyük başarısı kendi örgütünde 30 yıl boyunca bir veya iki numaralı yöneticilik koltuğunu kimselere kaptırmamak olan adam şimdi solculara karne dağıtmaya sıra gelince köy ağası kesiliyor:
    Seni soldan kovirem vallah…

    30 yıldır yönettiği örgütün tek bir kalıcı kazanımı bile olmamış işçi sınıfı arasında. Emekçi halk nezdinde partisi yok hükmünde. Militan solda en sevilmeyen, en kibirli, en antipatik, en eylem kaçkını hep bunlar olagelmiş. Ama solu dizayn etmeye sıra gelince bu arkadaşları tutabilene aşk olsun.

    Yani şu dediklerinde haklı olsa kaç yazar? Çen çen çen. Sürekli laf. Hep bir kibir. Hep bir üstten bakış, küçümseme. Ben hep haklıyım narsistliği.

    Asıl böyle örgüt yöneticileri yüzünden kitleler soldan uzaklaşıyorlar.

  90. OHAL ilan edildi.herkesi biçti sıra sizin politik tanıma denk düşmeyen baygın solu biçmeye geldi.topçu Kışlasıni inşaa edip onları da oraya gömecek.
    Fiilen başkan oldu RTE.Sayın Zileli hangi darbe daha kaliteli onu analiz eder.80 cuntasindan sonra anayasayi halk oyladı.1945 Naziler halk oylaması ile başa geldi.
    Darbeyle gelen öyle de gider.sosyal devletle sosyalist devleti birbirine karştiran düzen içi sol içinde durum vahim.anarşist teori artık uyuyanlari dilerim darbelerin niteliğinin öz olarak aynı olduğunu anlayarak uyandırır.zor günler herkesi bekliyor.

  91. özgürlükçü

    Halkın iradesi ni anlamamamız normal hele hele en devrimci öncü isek gerekte yok!!!halk için devrim için insanlık için en iyisini bildiğimize göre halk iradesi de ne oluyormuş diyebiliriz.
    Aklımıza 15 i akşamı darbe girişimini duyunca bu halkı şu veya bu şekilde temsil eden toplumsal ve politik dinamiklerden bu girişimi destekleyeni duydukmu????
    Tam tersine bu dinamiklerin tamamı darbe girişimine karşı çıktı
    Halk iradesi işte bu oluyor
    Halk iradesiyle halkın ağır bedeller ödeyerek kazandığı özgürlükçü demokratik temel insan hakları halkın iradesine sorulacak haklar değildir
    Bknız vatandaşlık tartışmaları Demirtaşın öz eleştirisi
    Yok halka sorsak idam isterle halk iradesi demokratiklik kavramları sulandırılamaz
    halk erdoğanı seçti o zaman bu irade temel alınamaz gibi tutumlar sübjektif ve görecedir
    halk ne zaman erdoğanı seçti ???
    bu gün gene seçermi????
    Erdoğan seçilirken bunları yapacağını tek parti faşizmi yapacağım dedide seçildimi????
    Bu yapacaklarını bilse o irade o şekilde olurmu??
    Aynı irade haziranda akp yi iktidardan düşürmedimi?????
    Toplumsal muhalefet yeniden akp iktidar oldun diye yanlışlar yapmadımı??????
    Yukardaki hezeyanlar yenilmişlik duygusunun başaramayacağına inananların halkın iradesi ve demokratik süreçlerle iktidarın değiştirilemeyeceğine inanıp halk iradesi ve kendi alternatif başarı siyaseti programına güvenmeyip kendinden ve halktan başka güçlerden medet uman anlayıştır.
    Bu anlayış şu anda darbe olsaydı darbecilerin yapacağı OHAL ı darbeyi engelleyen devlet-iktidar tek adam faşizminin uygulamasını yapanlardan çok farklı bir anlayış değildir??
    BU da ne demek yukardaki kendini özgürlükçü devrimci sananların çok karşıymışlar gibi göründüğü akp Erdoğan ve reel edilgen siyaset anlayışından farkları yoktur aynen bu anlayış olamaz ama iktidar olsa aynen Erdoğan gibi kendi gibi olmayanlara yapacağı aynıdır.
    Haa bunları neden yazıyorum ben siyasetçiyim siyasetin özellikle yaşadığım yerel genel pratikte başarı siyeseti teori ve pratiğini bildiğimi sanıyorum galiba o hezeyanları yapan arkadaşlar siyasetin s sinden haberi yok???
    gerkmiyorda bilmek nasıl olsa zileli tarzı komplo en devrimci öncü analizleri okumak yeterli olunca geldiğiniz yeri halinizi yaşadığınız politik iklimdeki yerinizi cümrünüzü görünce anlıyorsunuz inkar etmiyor bindelerde bile yoksunuz?????
    ama yinede burda en devrimci öncülük işin kolayı
    Demir Küçük aydının iç savaş analizine giderek kontrolü kaybeden Erdoğan analizine daha da oteriter faşizme düzenin diğer çakma muhalefetininde yol vermesiyle iktidarın kendini tüketme sürecini hızlandıracağı analizine katılıyorum.
    Bütün bunlarda küçümsenen halkın iradesi ve onayı ile olacağını anlamamak çocukluk hastalığı olabilir.

  92. “halkim neylerse iyi eyler ne yaparsa dogru yapar derseniz, yorum bile yapmam.”

    ‘Yorum yapmazsaniz uzulur muyum?’ sorusunun uzerinde dusundum epeyi.. Karar veremedim 😉

    Lutfen, beni, gozlerimi dinlendirmeme yardimci olmak anlamina gelen, bu tur, etkin(siz)liklerle endiselere sevketmeyiniz.

    Kimin ‘halk’ sayilacagi tanimsiz olmakla beraber, ‘halk neylerse iyi eyler’ onermesi bir postulattir (aksiyomdur).

    Buna yonelik itirazlar asagidaki basit algoritma uzerinden halledilir:

    1) Halk neylerse iyi eyler.
    2) Diger butun durumlar icin madde 1 gecerldir.

  93. Bu sloganı darbe girişimini desteklemek için biraz değiştirip “evet ama yetmez” şeklinde kullanabilir miyiz? (fark yok gibi gelse de “yetmez ama evet” denince teslimiyetçi bir ifade anlaşılıyor sanki AKP’nin desteklenmesi gibi)

  94. Rusya Ulusal Güvenlik Akademisi Başkan Yardımcısı Talat Enveroviç Çetin, Rus savaş uçağını Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı askeri güçlerin düşürdüğünü söyleyerek, “Paralel suç örgütünün gizli ajan yayını ve propaganda aracı Fuat Avni daha önce Rus uçağının düşürüleceğini haber vermişti. Acaba bu facianın yaşanacağını nereden biliyordu?” diye sordu.
    …. “Erdoğan uçağı düşürerek niye Rusya ile ilişkileri bozsun ki? Hatırlarsanız uçağın düşürüldüğü ilk saatlerde Ankara’da sessizlik oldu. Pilotlar ise uçağın Türkiye hava sahasında düşürüldüğünü iddia ediyordu. Oysa Rus uzmanların dediği gibi bu yalan olabilir. Çetenin amacı, ikili ilişkileri bozmak. Suçu da Erdoğan’ın üzerine atmak. Tabii ki Erdoğan o günlerde pilotların verdiği rapora inandı. Asıl gerçeği 8 ay sonra öğreniyoruz. Rusya da bu haberlerden dolayı şokta. Ama çok şükür Rus-Türk barışını sağladık ve ilişkiler düzelmeye başladı.” (Sputnik..)
    ***
    “Gel yavrum emminin gıllı gollarına!”