“Bizim oturduğumuz apartman Yarbaşı denilen mevkinin en son apartmanıydı. Bizden sonra, genellikle 1980’lerde yapılmış tek tük gecekondular geliyordu. Bizim taraftaki gecekondularda ağırlıklı olarak Tokat ve Sivaslı Aleviler yaşıyordu. Köpeklere karşı önyargılı birkaçını saymazsak hepsiyle aramız iyiydi. İlk tanıştığımız, oturduğunuzda size “yeni başlayanlar için” Alevi inancının esaslarını bir çırpıda anlatıveren Esma Teyze’ydi. Kınalıada’ya geleli neredeyse elli yıla yaklaşıyordu. Kocasını kaybetmişti. Oğulları ve gelinleriyle birlikte yaşıyordu. Çok ilgi çekici bir insandı. Ne zaman evinin önünden geçsek, “gelin bir kahve için yahu” diyerek evine çağırırdı. Uzun süre uğramamışsak da, “bir gelmediniz ki” derdi. Onu ilk tanıdığımızda yanında bir koyunla dolaşıyordu. Koyunla ikisinin öyle bir halleri vardı ki, iki arkadaş birlikte gezmeye çıkmış sanırdınız. Koyunun adını sorduk, “Aydın” dedi Esma Teyze. Artık “neden Aydın” diye sormadık. Belli ki aydın bir koyundu…” (Kentlerde, s. 410-411)
Okunası
Fikret Başkaya / Mezarlıkları ne zaman imara açacaksınız?
“Modernlik, insanların geçim araçlarına sistematik olarak yabancılaşmasından ve hayatın bekasını sağlayan doğal ortamlar ile ekosistemlerin …