Ukrayna, Tutumlar ve Önyargılar

Artıgerçek

Böyle önemli tarihi anlarda alınan tutumlar son derece hayatidir. Bu yazıda, Rusya’nın Ukrayna işgali girişimi karşısında, özellikle solda alınan çeşitli tutumlara ve kafalardaki önyargılara kısaca değinmek istiyorum.

Genelde Türkiye solu, Rusya’nın işgal girişimi başlar başlamaz kendini ortaya atan ve “Rus silahlarının barış ve huzur getirdiğini” söyleyen, o kadar kızdığı ve ateş püskürdüğü Doğu Perinçek’in (fazla acele eden Perinçek, bir iki gün sonra Çin’in soğukkanlı, hatta Rusya’ya karşı eleştirel tutumunu görünce biraz “hizaya” gelme ihtiyacını duymuş olabilir) arkasında sıralandı. Bunların başında “Grup Yorum” geliyor. “Grup yorum”, 23 Şubat günü, “sosyalizmin anavatanı” diye kutsadığı Rusya’da verdiği konserde Rusya’ya desteğini Perinçek kadar net ifade etti. “Ulusalcılığı” ile tanınmış Merdan Yanardağ, “Rusya aslında bir savaşı başlatmıyor, 8 yıldır süren savaşı bitiriyor” diyerek, Perinçek’i yankıladı ve onun hemen yanı başında yerini aldı. TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Rusya’dan çekinen Nato’nun, Ukrayna’ya “elini uzatmaya” hiç de niyetli olmadığı alenen ortada olmasına rağmen, “Nato’nun Ukrayna’dan elini çekmesi” talebiyle Rusya’nın Ukrayna’ya uzanan elini (ya da süngüsünü) görmezden geldi ve Perinçek’in bir adım gerisinde konuşlandı. Tam da işgalin başladığı gün Putin’le “müttefiklik antlaşması” imzalayan, Tayyip Erdoğan’ın “can kardeşi”, Azerbeycan Başkanı İlham Aliyev de, Türkiye, Azerbeycan ve Rusya arasında ittifak kurulmasını önererek Aydınlık gazetesinden büyük alkış aldı. İlginç bir cephe!

Bunlar bilinen şeyler ama örneğin Facebook’ta dolaşan bağımsız kişilerin yukardakinden farklı olmayan tutumları yeterince bilinmiyor olabilir. Bu arkadaşlar, elbette yukarıdaki betonlaşmış siyasiler kadar katı ve değişmez tutumlara sahip olmayabilirler. Çünkü yukarıdakiler, Merdan Yanardağ hariç, birer örgüt ya da devlettir ve ne yaparsanız yapın, hangi gerçeklere işaret ederseniz edin tutumlarını değiştirmezler. Örgütler, beyinleriyle ya da olmayan vicdanlarıyla değil, siyasi angajmanlarıyla hareket ederler. Bireyler ise önyargılarıyla. Bu önyargıları yıkmak da bir hayli zor olmakla birlikte, siyasi angajmana girmiş örgütler kadar umutsuz vaka değildirler. Tartışmaya çalışalım.

Bu arkadaşlar, Ukrayna’nın Rusya tarafından işgalini haklı gösterebilmek için Ukrayna’daki neo-nazilere ve işledikleri cinayetlere dikkat çekiyorlar. Diyelim ki (abartmalar bir yana) söylediklerinin hepsi doğru olsun. Bir ülkenin, cinayetler işleniyor diye işgal edilmesi haklı görülebilir mi? Ya da bu gerekçeyle işgale karşı çıkmamak nasıl bir akıl tutulmasıdır. Geçmişte defalarca yaşadık. Saddam da bir katildi. Özellikle Kürtlere karşı kitle katliamları yapmıştı. Ama bunu ve başka şeyleri bahane ederek Irak’ı işgal eden ABD ve müttefiklerine bütün gücümüzle karşı çıkmadık mı? ABD yapınca kötü, Rusya yapınca iyi… mi? Batı’nın ve Türkiye’nin Suriye topraklarına girmesine, Suriye Hükümeti’ni zorla devirmeye kalkışmasına karşı çıkıyoruz da benzerini Rusya bir başka ülkeye karşı yaptığı zaman neden sesimiz çıkmıyor? Grup Yorum’un paylaşımının altına yorum yazan biri, “belki de SSCB’nin dağıldığından haberleri yok” diye yazmış. Keşke öyle olsaydı. Habersizliklerini hayretle karşılardık ama kınamazdık. Oysa onlar Putin Rusya’sını hâlâ “sosyalist anavatan” olarak görüyorlar, vehamet burada (gerçi bu “sosyalist anavatan” zırvalığı da sorgulanmalı ama burada konu o değil).

Ukrayna’da, aldıkları oy oranı o kadar fazla olmasa da militan eylemleriyle ve saldırganlığıyla etkili olan, “Pravi Sektör” denen (bir de Svoboda var), aşırı sağcı, neo-nazi bir hareketin olduğu bir gerçek. Fakat bazı arkadaşlar buradan hareketle Zelensky başta olmak üzere bütün Ukrayna Hükümeti’ni neo-nazi ilan edecekler neredeyse. Eh, hükümet neo-naziyse işgali de hak etmiş oluyor onların mantığına göre. Bence, hükümet dedikleri gibi olsaydı da (Saddam örneğini verdim) işgale girişmek yanlıştır ama ayrıca Ukrayna’daki hükümet neo-nazi falan değil, sadece AB yanlısıdır. Gerçi bugünlerde AB’den hayal kırıklığı yaşıyorlar, o başka. Fakat önemli olan nokta şu ki, Odesa’da, aynı Sivas katliamına benzer bir şekilde sendika binasını yakarak 43 kişiyi öldüren neo-nazileri en çok güçlendirecek olan şey, Rusya’nın işgalidir, bu fazlasıyla “anti-nazi” arkadaşlar bunu hiç düşündüler mi acaba? Çünkü “Pravi sektör”, propagandasının bütün demagojik argümanlarını Rus karşıtı aşırı milliyetçilikten üretiyor. Emin olun, şimdi onlar işgal karşısında “yeme de yanında yat” diyorlar!

Bir de “tarafsızlık”larını ilan eden “barış taraftarı” arkadaşlar var. Onlara ilişkin de birkaç şey söylemek istiyorum. Elbette bu arkadaşları, Putin yanlılarından ayırıyor ve daha olumlu görüyorum ama aynı zamanda bir yanılgı içinde olduklarını düşünüyorum. “Barışçılık” her zaman savaştan kaçınmakla olmaz. Bazen barış için savaşmak da gerekebilir. Örneğin, Naziler Avrupa’ya ve ardından Sovyetler Birliği’ne saldırdığında onlarla savaşılmasaydı barış asla kazanılamazdı. Bugün de benzer bir durum var. Ukrayna halkı ve dünya halkları barışı her türlü hegemonyacı ve emperyalist saldırganlığa ve işgale karşı savaşarak kazanacaklardır.

Önyargıları yenmek düşmanı bile yenmekten zordur!

Gün Zileli

26 Şubat 2022

www.gunzileli.net

gunzileli@hotmail.com

Hakkında Gün Zileli

Okunası

Yerelden Yenmek!

Artıgerçek YEREL MÜCADELELER Merkeziyet-âdemimerkeziyet tartışması son 200 yılın en önemli tartışmalarından biridir. Marksist sol, her …

25 Yorumlar

  1. Belki Rusya da barış için savaşıyordur. Olamaz mı?

    Neonaziler temizlenecek, hesap hak ettikleri biçimde, en ufak taviz verilmeden, ödetilecek.

    ABD, NATO ve AB de küstahlıklarına hak ettikleri karşılığı eksiksiz alacaklar.

    Adaletin ve hukukun ne olduğunu haydutların belirlediği günler geçti. Haydutlar ve uşakları adaletle tartılacaklar, kaçamazlar.

    Sizi de adaletin yanına davet ediyorum.

    Yaşasın Rusya!

  2. Azov çetesinden Neo-naziler bu akşam Rusya ordusuna bağlı birlikler tarafından imha edildiler. 200 kadarı da zoru görünce teslim oldular, şimdi yargılanacaklar ve cezaları infaz edilecek. Umarım bu çetelere bağlı diğer haydut grupları üzerinde yıkıcı bir etkiye sahip olur ve süreç faşist yapılanmalardan başlayarak eline keleş tutuşturulan tüm paramiliterlerin ezilmesine kadar gider. Not: zaten Ukrayna ordusunun er meydanında savaşmaya cesareti yok. 🙂

  3. Pek adil olduğun söylenemez.

  4. Sadece Batı devletleri değil, Batı toplumları da Ukrayna konusunda son derece ikiyüzlü. Batı kamuoyu, hatta Dünya kamuoyu, Ukrayna’nın işgaline verdiği tepkinin binde birini Irak ve Afganistan işgallerine ya da Suriye savaşına vermedi. Ama şimdi Ukrayna sözkonusu olunca uluslararası düzen Rusya’yı yutmak için ayağa kalkıyor.
    Eğer Rusya’ya karşı olunacaksa, aynı anda bunun on veya yüz katı bir şiddetle Batı’ya karşı olunmalı.

  5. AKP yine NATO ekseninde!

    Gerçek

    4 Mart 2022, Cuma

    AKP’nin dış politikada NATO ve Batı ekseninden çıktığına dair çok tartışmalar yapıldı. CHP ve İyi Parti’nin merkezinde olduğu Amerikan muhalefeti AKP’yi eleştirmek ve yermek için bu iddiayı öne sürdü. AKP’yi ABD ve AB emperyalizmine şikâyet etti. AKP iktidarı ise “denge politikası” izlediğini öne sürerek, zaman zaman Batı karşıtı pozlara girerek halka şirin gözükmeye çalıştı. Biz ise atılan hamasi nutuklara kanmamak gerektiğini AKP’nin başında olduğu istibdad rejiminin NATO ekseninden hiç çıkmadığını, ABD ve genel olarak Batı emperyalizminin stratejik çıkarlarıyla uyumlu hareket ettiğini, bilhassa İngiliz emperyalizmiyle özel ilişkiler geliştirdiğini vurguladık.

    Ukrayna savaşı ile birlikte bizim ortaya koyduğumuz gerçek tüm çıplaklığı ile bir kez daha ortaya çıktı. Bir süre boyunca tarafsızmış gibi gözükmeye çalışan Erdoğan ve AKP iş ciddiye binince derhal NATO ekseninde hizaya girdi. Tabii ki bu hizaya girişte yarı-askeri rejimin Amerikan liyakat madalyalı Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın ve NATO subaylarının rolünü de unutmamalıyız.

    Lafa gelince arabuluculuktan bahseden Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi’nde, sözlü kınamalarla yetinilmemesini somut eyleme geçilmesini istedi. Zaten ekonomik yaptırımlarla ve silah yardımlarıyla savaşın aktif tarafı olan NATO’yu daha aktif olmaya çağırmanın nükleer savaşa kadar uzanan bir kumar olacağı açıkken bunları söyledi. İktidarının Batı emperyalizmine sadık olduğunu kanıtlamak için yapılan sakil bir gösteriydi bu. Ukrayna’nın kullandığı Bayraktar SİHA’larının reklam kampanyası bunu izledi. Nihayet ardından Montrö’nün tam olarak NATO’nun istediği (sipariş ettiği) gibi yorumlanması ve savaş gerekçesiyle boğazların Rus savaş gemilerine kapatılması kararı geldi. Tüm bunlar olurken iktidar medyası bir anda tek ses NATO borazanlığına başladı. Daha önce ekranlarda sıkça boy gösteren Avrasyacı uzmanlar boykot yedi!

    Siyasal İslamcılık ve din istismarı da bu emperyalist yanlısı propagandanın hizmetine sunuldu. Ne ironik ki İslamcıların dua ettiği Ukrayna’nın “gönüllü” adı altında cepheye sürülmüş neo-Nazi milisleri kalaşnikof mermilerini domuz yağına batırıp Rus ordusuyla birlikte gelen Çeçen askerleri nasıl öldüreceklerini anlatan videolar çekiyordu. Gerçek niyetler zor zamanlarda belli olur. ABD, İngiliz ve AB emperyalizmi de Ukrayna’da zora düştüğünde yanında AKP’yi yine sadık bir nefer olarak bulmuştur. Savaş başlamadan hemen önce 18 Şubat 2022’de Türkiye’nin NATO’ya girişinin 70. yılıydı. Biz buna 70 yıllık zillet diyoruz. Ve bu zillet AKP’yle devam ediyor.

    Biz ise Dolmabahçe’de haykırdığımız gibi olabilecek en zor anda darağacında “kahrolsun emperyalizm” diye izzetle haykıran Denizlerin yolunda yürümeye, emperyalizme ve istibdada karşı mücadele etmeye devam ediyoruz.

    Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2022 tarihli 150. sayısında yayınlanmıştır.

    https://gercekgazetesi1.net/politika/akp-yine-nato-ekseninde

  6. Bazı olasılıklar

    – Önümüzdeki günlerde savaşın seyri değişir. NATO Rusya’ya saldırır, Ukrayna ordusu da NATO’yla beraber Rusya’yı işgal etmeye başlar.
    Zileli bunun üzerine Rusya ve Putin’i savunup işgalci NATO ve Ukrayna’yı lanetleyen bir yazı yazar.

    – Bu yazısından bir süre sonra Rusya işgali püskürtmekle kalmayıp tekrar Ukrayna topraklarına girer ve saldırgan konuma düşer.
    Zileli de Ukrayna yanlısı / Rus karşıtı pozisyonuna geri dönerek yine bu minvalde bir yazı yazar.

    – Daha sonra ise savaşın seyri bir kez daha Rusya aleyhine değişir.
    Zileli’nin yazılarının yönü de bir kez daha 180 derece değişir.

    vb.

    Kısaca – bazı yoldaşları gibi – “saldırganlara her zaman her yerde karşı olmak” adına tarihin bir öznesi değil nesnesi olma yolunda durmaksızın ilerlemeye devam eder.

  7. iyi bildin. Evet, tutumum budur aşağı yukarı.

  8. Kukla devlet Ukrayna
    Ukrayna deveti A.B.D. önderliğindeki batı-Nato emperyalizminin Rusyayı çevreleme ve teslim alma siyasetinin son kalesidir.
    Putin ve Rusyanın hayranı değilim fakat Ukrayna devleti ve rejiminin de savunulacak bir tarafı yok.

  9. ABD ve NATO’nun Irak’ı işgaline karşı çıkarken Saddam rejimini mi savunuyorduk?

  10. Sayın Zileli,
    benim açımdan politika yapmak demek, futbol takımı tutar gibi tarafgirlik yapmak değildir.
    Siz her zaman her yerde saldırıya uğrayan tarafı tutarak ahlaki bir duruş sergilediğinizi ve bundan dolayı da takdir edilecek bir pozisyon aldığınızı düşünüyorsunuz belli ki.
    Bu bana göre öz ile ilgilenmeyen, özü anlamaya çalışmayan yüzeysel bir yaklaşımdır.
    Siyasi-toplumsal meselelerde taraf tutmadan önce arka planda olan biteni analiz edip anlamak ve bunu başkalarına da anlatmaya çalışmak daha anlamlı ve gerekli bir çabadır kanımca.
    1. Ukrayna devleti ve toplumu ortak bir kimlik ve kültüre sahip değildir.
    Toplum çok farklı ve karşıt toplumsal çıkar gruplarından oluşmaktadır.
    2. Rusya uzun yıllardır yıkılmış ve can çekişen “Ukrayna” adlı enkaza bir neşter operasyonu başlatmıştir.
    Bu ameliyat yaşamak ile ölmek arasında gidip gelen bu devlet ve toplumu baştan sona değiştirecektir.
    3. Ukraynanın doğu ve güney kesimlerinde yaşayan halk zaten rus dili ve kültürünü benimsemiş olduğu için bu bölgeler Rusya’nın desteğine sahip otonom yada tam bağımsız bir statü kazanacaklar.
    4. A.B.D ve Nato emperyalizminin körüklediği Rus karşıtı akımların çoğunluğu oluşturduğu batı Ukraynada Rusya rejim değişikliği yapacak, milliyetçi-faşist-neonazi gruplarının toplandığı iç işlerine bağlı ulusal muhafız, sınır koruma birlikleri ve polis gücünü dağıtacak, canını kurtaranlar Ukrayna’ya komşu Nato devletlerine sığınıp Nato’nun desteği ile rus karşıtı faaliyetlerine devam edecekler.
    5. Nato ve A.B.D. askeri uzmanlarının birkaç yıldan beridir Nato standartlarına göre şekillendirmeye ve rus etkilerinden arındırmaya çalıştığı Ukrayna ordusunu Rusya da kendine göre yeniden şekillendirecek.
    6. Ukrayna halkı bu savaş ve krizi fırsat olarak görüp zaten bir gelecek perspektifi görmediği Ukrayna’dan göç ederek AB ve Amerikaya iltica edip oraya yerleşmeye çalışacak.
    7. A.B.D. ve Nato Rusya-Putin karşıtı Ukrayna milliyetçilerini ve faşistlerini desteklemeye devam etmek suretiyle Rusyayı ve Putin rejimini zayıflatma ve kanatma faaliyetlerine devam edecekler.
    8. Ukrayna başbakanı “iktidarsız” Zelenski içinde bulunduģu ümitsiz durumdan çıkmak ve A.B.D.-Nato cephesinden daha fazla destek almak için Rusyayı kışkırtmak suretiyle bu savaşı başlatan kişilerden biridir.
    İktidarsız Zelenski ve çevresindekilerin savaş başladıktan sonra kullandıkları aşırı ajite dil Akp ve Erdoğan’ın 15 Şubat darbe girişiminden sonrakine çok benziyor.
    Zelenski’nin bu savaştan iktidar sahibi ulusal bir kahraman olarak çıkmayı amaçladığı belli oluyor.
    Zelenski bu savaşı AB ve Nato’ya girme, Nato’yu Rusya ile karşı karşıya getirmeye çalışmak için bir fırsat olarak kullanmaya çalıştığı açık.
    Bu durum da Suriyede rus savaş uçağını düşürerek Nato’yu Suriye’ye doğrudan müdahaleye zorlamaya çalışan başka bir politikacıyı bana hatırlattı nedense.
    9. Bu savaş ve krizden en karlı çıkan A.B..D. olacak, en zararlı çikan da AB devletleri ve Ukrayna devleti.
    Kısa bir süre sonra A.B.D.’den yediği kazığı fark edecek olan AB devletleri, başta da Minsk antlaşmasının garantör devletleri Fransa ve Almanya Rusya ile bozuşma sonucu uğradıkları ekonomik zarar ve milyonlarca ukraynalı ilticacı ile nasıl baş edeceklerini düşünecek, A.B.D.’nin gazına gelip içine düştükleri rus ve Putin düşmanı nefret dilini sorgulamaya başlayacaklar.

  11. Yayılmacı emperyal Rus devletinin tezlerini iyi özetlemişsiniz. Ben uğraşsam bu kadarını yapamazdım.

  12. Sayın Zileli,
    birkaç hafta içinde hep beraber yaşayıp göreceğiz.
    Yukardaki öngörülerim rus tezleri değildir, taraf tutmadan, tarafgirlik yapmadan, herhangi bir ahlaki-moral kaygı taşımadan olan biteni belgeli, sağlam kaynaklardan okuyup analiz ettim.
    Ruyanın-Putinin derdi sadece Ukrayna da değil.
    Onun ötesinde bu askeri operasyonla Nato’nun doğuya doğru yayılmasına kesin bir set çekme; Nato ve A.B.D. hegemonyasını çin’in de desteği ile adım adım geriletmek.
    Putin’nin bu hamlesi başta Almanya ve Fransa olmak üzere AB ülkelerini de tercih yapmaya zorlayacak
    Bu şu anlama gelir: A.B.D.’nin askeri gücüne güvenerek Rusyaya kafa tutanlara ve A.B.D.’ye Putin: kaçak güreşmeye son, bıçak kemiğe dayandı, bedelini ödemeye hazırsanız buyrun savaşalım demek istiyor.
    Ukrayna toplumu ve ordusu hakkında yazdıklarım da gerçek bilgilerdir.
    Ukrayna ordusunu Nato standartlarına göre şekillendirmeye çalışan A.B.D. askeri uzmanlarının değerlendirmelerini okudum.
    Şöyle diyorlar: bu Ukrayna ordusu, kamutanları da dahil, hepsi tembel ve alkolik. Nato Eğitim programlarını sabote ediyorlar.
    Hırsızlığa da çok meyilliler. İngilizce bilmiyorlar, öğrenmek de istemiyorlar. Bizimle iletişim kurmaları orda kalsın kendi aralarında bile anlaşamıyorlar. Hepsi farklı dil konuşuyorlar ve birbirlerini anlamıyorlar. vs.
    Bana inanmıyorsanız size belgesini yazayım.

  13. Bugünkü basında rus kaynaklı bir haber vardı: amerikalıların Ukraynadaki biyolojik silah (öldürücü virüsler vs.) programı.
    Evet, Ukrayna ile A.B.D. arasında 1993 yılından başlayan biyolojik silah üretme işbirliği mevcut.
    A.B.D. şu anda Ukraynada tamamıyla amarikan personeli ile donatılmış tam 15 tane biyolojik silah laboravurlarına sahip.
    Rusya’nın neşter operasyonu ukraynalı neo-nazi faşolarını temizlediği gibi bunu da temizleyecek.
    Putin’e kolay gelsin, eline sağlık demek düşer bize de.

  14. Bu tür Putinci saldırgan yorumlar beni haklı çıkarıyor, haber vermiş olayım.

  15. inanırım, neden inanmayayım. İyi ya, bu da Ukraynalıların nato için değil, istilacıya karşı savaştıklarını kanıtlıyor.

  16. Rusya’nın son hamlesi ve nefsi müdafa hakkı

    Rusya son askeri hamlesini nefsi müdafaa olarak görüyor, neden?
    Bilindiği gibi Nato iki kutuplu dünya düzeninin bir ürünüdür. Sovyet blokunun ve varşova paktının kendi feshetmesinden sonra Nato’nun da işlevsiz kalarak kendini feshetmesi beklenirdi doğal olarak. Fakat öyle olmadığı gibi Nato yeni üyelerle doğuya doğru yayılmaya devam etti. Kime, neye karşı? Kendi güvenlik stratejilerinde açıkça yazdıkları gibi Rusya federasyonuna karşı.
    Putin acemilik zamanlarında demiş “biz de Rusya federasyonu olarak Nato’ya üye olmak istiyoruz” demiş, Nato üyeleri hepsi hepsi alaycı bir şekilde gülmüşler.
    Şu anda önümüze bir harita koyup baltık ülkelerinden balkanlar ve karadenize kadar Rusyaya yakın yada komşu ülkelere konuşlanmış yüzlerce Nato ve A.B.D. askeri üslerini, Rusyaya yönlendirilmiş radar istasyonlarını, balistik füzelerine ve hatta atom silahlarına; Rusya sınılarında yıldan yıla artan ve büyüyen Nato tatbikatlarına bakarsak Rusya ve Putin’nn neden bu derece tedirgin oldukları, Ukrayna operasyonu gibi rizikolu ve bedeli ağır bir hamleye neden ihtiyaç duyduğunu anlarız.
    Peki Nato ve A.B.D. Rusyadan ne istiyolar, amaçları nedir?
    Bildiğim kadarıyla Rusyayı coğrafi olarak parçalama gibi bir hedefleri yok. Amaç Putin’i göndermek, Rusyayı teslim-esir almak, Rusyanın başına Yeltsin gibi alkolik sarhoş-ayyaş yada kukla birini geçirmek; Rusya piyasasını ve yeraltı yerüstü zenginliklerini (aynen Yeltsin döneminde olduğu gibi) kapitalist-emperyalist yağmaya açık hale getirmek.
    Başka bir ifadeyle rus ayısının (yada Putinin) burnuna halkayı takıp götürüp çarşıda dümbelek çalarak oynatmak istiyorlar.
    Benim burnuma halka geçirmeye çalışsalar ben de direnirdim.
    Amerika rus ayısının (yada Putinin) burnuna halka geçirmeye çalışırken rus ayısının elini kolunu tutarak A.B.D.’ye yardım yataklık yapan Ukrayna ve diğer doğu avrupa ülkelerinin rus ayısının intikamından korkmaları da anlaşılır bir durum.

  17. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali konusunda da bir iki şey söyleseydin keşke…

  18. Rusyanın Ukraynayı işgali konusunda şunu diyebilirim.
    Ben de birçok insan gibi Rusyanın tüm Ukraynaya değil de sadece Donbass bölgesine yöneik bir operasyon bekliyordum.
    Rusyanın “Elimizi bulaştırmışken çevremizdeki askeri kuşatma çemberini daraltıkça daraltan Nato’nun doğuya doğru yayılması meselesini de aradan çıkaralım, ya herro ya merro” hesabıyla hareket ettiği belli oluyor.
    Rusyanın Ukraynaya girme gerekçelerinden biri de Ukraynanın garantörleri Fransa ve Almanya olan Minsk antlaşmasının 13 maddesinden tek birini bile uymaması, Donbass bölgesinde siviller de dahil olmak üzere, 2014 yılından beri yaptığı askeri saldırıları solandırmamasıydı.
    İki sebebten dolayı:
    birincisi kendi çıkarı için Ukrayna-Rusya gerginligini tirmandırma siyaseti izleyen A.B.D.’nin Minsk antlaşmasını dikkate almaması ve Ukraynanın sırtını sıvazlaması.
    İkincisi Zelenski’nin iktidarsız bir başbakan olması.
    Minsk antlaşmasını “vatana ihanet” olarak gören Ukraynanın Mehmet Ağar’ı Arsen Avakov’un asıl devlet gücünü elinde bulundurması ve Minsk antlaşmasını hiçe saymasıydı.

  19. Putinci yaftası

    Ukrayna konusunda farklı düşünen herkese “Putinci” ve “Rusyacı” demenin, Kürt sorununda kendisine karşı olan herkese “terörist”, “PKK’lı” diyen devlet ağzından ne farkı var?
    Nasıl ki PKK’ya muhalif Kürt ulusalcıları varsa, Rus devletine ve Putin’e muhalif olan fakat Ukrayna’daki vekalet savaşında Rusya’yı ABD ve NATO yayılmacılığı karşısında savunanlar da vardır.
    Onları “Putinci” adını takmadan eleştirmek de mümkündür.
    Aksi takdirde onlar da size “NATOcu” diye kesip atar, yaftalar çoğalır gider.

  20. haklısınız. Bu, aklı selimin sesi. Dikkat edeceğim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir