Güncel Yazılar

Cevahir kitabı: Elli Yıl Öncesine Yeniden Bakmak

Hüseyin Solgun, Cevahir, Ayrıntı, 2020 Hüseyin Solgun’un Cevahir kitabı, özellikle o zamanki dergilerden ve gazetelerden geniş alıntılar getirerek belleğimizi canlandırıyor ve yaşanmış olaylara bir kere daha bakmamızı, değerlendirmemizi sağlıyor. Kitabı okumaya başladığımda önce, “bu kadar uzun alıntıya ne gerek vardı, sentezci olmak gerekmez mi?” diye düşünmüştüm ama kitap ilerledikçe bu …

Devamını Oku

“Liboş” diye bir şey var mı?

Siyasi literatüre sık sık uydurma kavramlar girer. Sözcükler, belli rakip düşünceler karalanmak üzere çarpıtılır. Son zamanlarda sık sık duyduğumuz ve önü arkası hiç düşünülmeden kullanılan bu çarpıtılmış sözcüklerden biri de “liboş”tur. Bu uydurma sözcüğü ileri sürenler ya da kullananlar “liboş” diyerek “liberalleri” kastetmektedir. “Liberaller”i tırnak içine aldım, çünkü hedef alınan …

Devamını Oku

Artık Sokağa Çıkmak İstemiyorum…

Koronadan falan değil, Yel değirmeni semtinin sokaklarında neredeyse her gün arabalar tarafından ezilmiş kedilerin etrafa saçılmış kanlarıyla karşılaşmamak için. Ölümcül araba uygarlığının insanı ruhen darmadağın eden vahşetine tanık olmamak, ruhsal bakımdan ızdırap çekmemek, görmemek, duymamak, tanık olmamak, aynı küstah fütursuzlukla üstüme üstüme gelen arabalarla muhatap olmamak, “yolların krallarına” bir küfür …

Devamını Oku

Gün Zileli’nin Son Kitapları Üzerine…

İbrahim Özkurt Reel sosyalizmin yaklaşık 30 yıl önce çökmesine karşın, Marksist sol olarak çöküş değil “yenilgi” demeyi seçtik. Bu nedenle yeniden toparlanmak için bir dizi uğraş verdik, SBP-BSP ve ÖDP gibi birlikler inşa ettik. “Yenilgi” dendiği için geçmişin devlet ve devrim stratejisi ve buna uygun örgütlenme sistematiği ( ufak tefek …

Devamını Oku

Devrim, Lenin ve Stalinistler…Bilgehan Uçak

“1917-1918 Rusya’da Devrimden Tek Parti Diktatörlüğüne” kitabı üzerine bir değerlendirme yazısı Bilgehan UçakEylül 06 2020 11:15 Gmt+3 Flaubert, Madam Bovary’de -Sâmih Tiryakioğlu’nun çevirisi- şöyle diyordu: “Putlara dokunma, yaldızı elinde kalır sonra.” Onu o kadar değerli ve yüce gösteren yaldız eline bulaştığında dokunduğun şey de gökten yeryüzüne iniyor ve artık ulaşılabilir …

Devamını Oku

Gün Zileli’nin “Rusya’da Devrimden Tek Parti Diktatörlüğüne” Kitabı Üzerine – Ramazan Güngör

“1917-1918 Rusya’da Devrimden Tek Parti Diktatörlüğüne” kitabı üzerine bir değerlendirme yazısı Devrimleri niçin terör ve baskıcı süreçlerin takip ettiği haklı ve yerinde bir sorudur. Fransız Devrimi, Rus Devrimi, Çin Devrimi… Üstelik de hemen hepsinde, özgürlüğün en başta gelen taleplerden biri olmasına rağmen. Bunun yanıtlarından biri de devrimlerin, sürekli kitlelerden çalınıp …

Devamını Oku

“Elhamdülillah Marksist-Leninistiz”

Bu ülkede insanlara “Müslüman mısın?” diye sorun, yüzde doksan beşi “Elhamdülillah Müslümanım” diye cevap verecektir. Oysa çoğu, Müslümanlığın ne olduğu konusunda muğlak fikirlere sahiptir; “nedir Müslümanlık?” diye sorsanız doğru dürüst cevap veremez; atadan duyduğu birkaç efsanenin dışında İslamiyet hakkında hiçbir şey anlatamaz; İslamın “beş şartını” bile yarım yamalak bilir. Birkaç …

Devamını Oku

Okurlara Önemli Not

Kategori kodlarındaki bazı teknik karışıklıklar nedeniyle henüz yerli yerine oturtamadıysak da siteyi İnanç Özgürlüğü: Ayasofya Meselesi yazısıyla açıyoruz. Bir eve eşyalar taşınmış, fakat henüz yerleştirilememiş. Öyle düşünün. Bunun için özür dileriz. Admin

Devamını Oku

İnanç Özgürlüğü: Ayasofya meselesi

İnanç ve ibadet özgürlüğü düşünme ve davranma özgürlüğünün önemli bir parçasıdır.  İnanç özgürlüğünün devletler ya da bazen halklar tarafından ihlal edilmesi çoğunlukla ırkçılıkla ve fetihçilikle el ele gider.  Bazen, İspanya’da olduğu gibi, devrimci halklar ya da anarşizm gibi özgürlükçü düşünce sahipleri bile inanç özgürlüğünü ihlal edebilir. İspanya Devrimi ve İç …

Devamını Oku

22 Yıl Öncesinden Bir belge: IP, GENELKURMAY’IN EMRİNDEKİ FAŞİST BİR PARTİYE DÖNÜŞMÜŞTÜR

Benim de, 1969 yılındaki beş kurucusundan biri olduğum, o zamanki adıyla Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi (TİİKP), adının kısalması oranında sağa kaymış ve bugünkü İşçi Partisi (İP), sonuçta, Genel Kurmaya bağlı, eli bayraklı, faşist bir parti haline dönüşmüştür. Bu partinin bugün vardığı yer, benim gibi kıdemli devrimcilere, “geçmişte güzel, devrimci …

Devamını Oku