“Bitmeyen Kavga” Romanına yazdığım, Sel Yayınları’nın Basmayı Reddettiği Önsöz

Sel Yayınları’na Bitmeyen Kavga romanının yeni çevirisi için bana fırsat verdiğinden dolayı burada teşekkür etmek isterim. Romanı büyük bir zevkle çevirdim. Arkadaşım Melih Dalbudak’la birlikte Türkçesini yine büyük keyif alarak düzelttik ve son halini verdik. Aşağıda okuyacağınız gibi romanın adının Türkçe yerleşmiş şekli tartışmalıydı. Hem buna açıklık getirmek, hem de romanın dünya dillerindeki çevirisinin ilginç öyküsüne kısaca değinmek gereği duyduk ve bunun için bir önsöz yazdım. Fakat Sel Yayınları, bilmediğim bir nedenle (herhalde kendileri açıklar) bu önsözü yayınlamayı reddetti. Reddedilen önsözü burada yayınlıyorum.Kitap sanırım bu günlerde raflarda olacak.

G.Z.

Romanın İsmi ve Kaderi Üzerine

Bizim kuşağın kült romanlarından olan John Steinbeck’in Bitmeyen Kavga romanını 1965 yılında, on dokuz yaşımda okuduğumda çok etkilenmiştim. Sanırım bunun en önemli nedeni, romanı okuyan dönemin bütün devrimci gençleri gibi benim de, devrimci mücadeleye yeni adım atan bir militan olan romandaki genç Jim’le kendimi özdeşleştirmemdi. Bu romanı elli yıl sonra, benzer devrimci duygularla ama o zaman okuduğumda hiç dikkatimi çekmeyen, belleğimde bile yer etmeyen Doktor Burton’ın “septik” görüşlerine gereken önemi vererek çevireceğimi nereden bilebilirdim.

Sonu Belirsiz mi, Bitmeyen mi?

John Steinbeck’in romanının adı, belki de dünya çapında farklı yorumlara yol açan ve farklı biçimlerde anlaşılıp farklı biçimlerde çevrilen romanların en başında geliyordur. Çünkü romanın adı, gerçekten de farklı yorumlara oldukça açık. Steinbeck romana “In Dubious Battle” adını, romanın başına da koyduğu John Milton’ın Paradise Lost (Kayıp Cennet) adlı uzun şiirindeki bir dizeden almıştır. En yakın anlamı, “sonu belirsiz muharebede”dir. Muhtemelen Steinbeck, Torgas Vadisi’ndeki mevsimlik gezici işçilerin giriştiği grevi ve benzeri mücadeleleri, sonu belirsiz bir muharebe (Dubious Battle) olarak görmekteydi ve özel olarak bu mücadelede olup bitenlere vurgu yapmak, aynı zamanda “muharebe”nin içinde bulunma durumuna dikkat çekmek amacıyla “da” ekini koymayı uygun görmüştü.

Arkadaşlarımın katılımıyla romanın çeşitli dillerde hangi adla çevrildiği konusunda yaptığımız araştırma, romanın bazen aslına fazlasıyla uygun bir şekilde, bazen de tamamen yoruma bağlı olarak farklı isimlerle basıldığını ortaya koydu. Burada kısaca birkaç dilden ve ülkeden örnek verecek olursam, roman: Almanya’da, Fırtınalı Hasat; Fransa’da, Belirsiz Mücadele; İspanya’da, Belirsiz Mücadele; İtalya’da, Mücadele!; İran’da, Meşkuk Muharebede; Norveç’te, Boyun Eğdirilemeyen Akıl; Sovyetler Birliği’nde, 1989 yılındaki ilk baskısında, Ve Kaybettiler Savaşı; 2004 yılındaki bir diğer baskısında ise, Şüpheli Bir Mücadelede, adlarıyla basılmış.

Bu açıdan baktığımız zaman, Rasih Güran’ın koyduğu Bitmeyen Kavga adının, aslına o kadar uygun olmasa da, iyi bir seçim olduğunu düşünebiliriz. Bu yüzden ben de aynı adı benimsemeye karar verdim.

ABD, Türkiye ve Sovyetler Birliği’nde Bitmeyen Kavga…

Önce romanın anavatanı ABD’den başlayalım. Rasih Güran, Bitmeyen Kavga’nın, 1949 yılında, derhal toplatılan ilk baskısına yazdığı önsözde romanın ABD’deki basılış öyküsüne değinerek şöyle demektedir:

“… kitabı neşrinden evvel okuyan editörlükteki bir yardımcı, kitaptaki fikirlerin resmî parti prensiplerinden birçok noktalarda ayrılmış olduğunu uzun bir mektupla Steinbeck’e bildirmişti. Steinbeck bunu kitabın reddi mânasına aldı ve kitabını geri istedi. Bunun üzerine editör hemen Steinbeck’e eserin neşre hazır olduğunu bildirdi.”

Romanın orijinal baskısındaki önsözünde Warren French, aynı olayın biraz daha farklı bir versiyonunu şöyle anlatmaktadır:

“Ne yazık ki, In Dubious Battle’ın elyazmaları, Covici’nin yayınevine geldiğinde kendisi, Steinbeck’in Yukarı Mahalle romanının tanıtımı için şehir dışında bulunuyordu. Romanın elyazma nüshası, grevin örgütleyicilerinin yaklaşımının Marksist ideolojiye aykırı olduğunu düşünen komünist sempatizanı bir editöre geldi ve editör romanı reddetti. Bu editör, Steinbeck’in, romanda ele aldığı konuyu bilmediğini ve vardığı politik sonuçların insanları rahatsız edeceğini düşünmüştü.” (s. ix)

Warren French’in devamla anlattığına göre, bu cevap üzerine J. Steinbeck yayıncısıyla bağlarını koparmadan önce ona, romanla ilgili bilgileri nereden topladığı konusunda şunları yazdı:

“Bu kitapla ilgili bilgileri çoğunlukla, salonlarda değil doğrudan mücadele alanlarında yetişmiş İrlandalı ve İtalyan komünistlerinden topladım.” (s. x)

Durumdan haberdar olan yayıncı Covici, romanı reddeden editörü işinden atmış ve romanı derhal basmıştır.

Bu olay bir yana, Komintern’in (Komünist Enternasyonal) Steinbeck’in romanından hoşlanmamış olduğunu tahmin etmek zor değildir. Çünkü birincisi, J. Steinbeck, sol eğilimli bir yazar olmasına rağmen, Komintern’in “komünist ölçütlerine” göre roman yazacak biri değildir; ikincisi, romanda, komünist baş kahramanları dengeleyecek, Doktor Burton gibi, Komintern’in kıstasları açısından komünist olmayan, “septik” bir karşı kahraman da yer almaktadır; üçüncüsü, örneğin romanın baş kahramanlarından Mac’in, fırsatçılığı ve hatta kimi zaman acımasızlığı ile, bir anlamda Komintern’in komünist tariflerine uysa da, zaman zaman duygusal tepkiler veren ve örgütün çıkarlarından çok, eylemin çıkarlarını gözeten bir eylem “reelpolitiker”i olarak aslında Komintern’in aparatçıklarından epeyce farklı bir karakter olduğu dikkat çekmektedir; dördüncüsü, Komintern’in idealize ettiği işçi sınıfı ile Steinbeck’in romanda anlattığı işçilerin davranış tarzı arasında önemli farklılıklar vardır. Sonuç olarak, Komintern ve Sovyetler Birliği’nin romanı benimsememesi, hatta katı ölçütlere vurarak dışlaması için bir hayli neden olduğu görülmektedir.

Nitekim, şu ironiye bakın ki, Rasih Güran’ın Bitmeyen Kavga çevirisi Türkiye’de 1949 yılında basılır basılmaz (Rasih Güran toplatılma gerekçesini belirtmiyor ama muhtemelen komünizm propagandasından) toplatılır ve ancak yeniden 1965 yılında basılabilirken, Sovyetler Birliği’nde ilk kez, ancak Gorbaçov döneminin sonlarına doğru, 1989 yılında basılabilmiştir.

Gün Zileli
21 Ekim 2015

Hakkında Gün Zileli

Okunası

1937 – Moskova Duruşmaları ve Kızıl Ordu Generallerinin Tasfiyesi

Artıgerçek Sovyetler Birliği’ndeki 1930’lu yılların “Büyük Temizlikleri” konusuyla ilgilenenlerin ne zamandır beklediği, Sovyetler Birliği’nin akademisyenlerinden …

25 Yorumlar

  1. Sayın Zlileli,
    ‘Komitern ölçütlerine septik’ yaklaş…
    Türkiye’de anlatılan tarihe ‘septik’ yaklaş…
    ‘Romanın adına septik yaklaş…
    Tanrı bilir ya daha nelere septik yaklaşıyorsunuzdur…
    Aşık’ın dediği gibi ‘ Şu dünyada yerim yokmuş Keşke bir yalan olsaydım!’
    İyi ki septikler var. Sizin ve Sayın Dalbudak’ın eline emeğine sağlık.

  2. Türkiye’de böyle kitapları genelde stalinist solcular okuyorlar. Sizin yazdığınız şu önsöz onlara hakaret gibi gelir.

  3. belki de yayıncı bunu düşündü.

  4. Geriye tek bir soru kalıyor: Niye yayınevine gidip bunun sebebini sormuyorsunuz da burada sitem ediyorsunuz?

  5. Yayınevleriyle asla samimiyet kurmam.

  6. Yanlış yapıyorsunuz. Siz sıradan biri değilsiniz. Size yayın camiasında herkes saygı duyar.

  7. yöneticilerle konuşmayı pek sevmem de…

  8. Yine kafadan herseyi “kaka” sosyalizme vle komunterne baglamissin. Sanki komunternin baska isi yokda, oturmus steinbeck napti diye ugrasiyor! . Anladigim kadari ile Steinbeck basindan beri SSCB de yakindan takip edilen ve kitaplari cevrilen bir yazar.

  9. Bu arada sovyet ansiklopedisinde Steinbeck maddesi, onun kitaplarinin 1930 larin sonunda itibaren cevrildigi acikca goruluyor

  10. birincisi komuntern değil, komintern olacak. iki yerde de hatalı yazmışsın, o yüzden düzelteyim dedim.
    ikincisi, yolladığın linki açtım ve okudum. orada In Dubious Battle’ın SB’de basıldığına ilişkin bir kayıda rastlamadım. Ben, Steinbeck’in romanları SB’de basılmadı demedim ki, sadece In Dubious Battle’ın, yani Bitmeyen Kavga’nın 1989′a kadar basılmadığını söyledim. Yani yolladığın link seni değil, beni doğruluyor. Böyle ucuz ayak oyunlarına girişme ahmet.

  11. Bu arada Sel Yayınları düzeltme servisinin örneğin rüzgâr sözcüğündeki inceltmeyi kaldırıp rüzgar yaptığını belirteyim. Bu tür başka inceltme hataları varsa (henüz inceliyorum) bana ait değildir, burada belirtmiş olayım.

  12. Tabii kapağı beğenmediğimi de. Romanın ruhuna uygun bir kapak değil bence.

  13. Ucuz ayak oyunlari yapan sensin, yukaridaki yazinda cikan anlam Komintern’in Steinbeck’e tavir aldigini, bu yuzden kitabinin yayinlanamadigini iddia ediyorsun. Halbuki Steinbeck’in kitaplari gerek Stalin zamaninda gerek daha sonra hatta Steinbeck sagcilasip Vietnam savasini desteklemeye basladiktan sonrada devam etmis. Komintern’in yazarlara tavir alip kitaplarini yayinlatmama durumu hic bir zaman olmamistir.

  14. Yahu Ahmet, gittikçe komikleşiyorsun. Yazı yukarda. Ben sadece Bitmeyen Kavga romanından söz ediyorum. Herkes okusun karar versin. Sen bana, “komintern, Stainbeck’ten hoşlanmaz ya da onun kitapları SB’de basılmaz” mealinde bir cümlemi göster, söz sana ben bu konularda yazmayı bırakacağım. Bu arada, “ucuz ayak oyunları” derken neyi kastettiğimi de çok iyi biliyorsun. Sen bana Bitmeyen Kavga’nın SB’de 1989’dan önce basıldığına ilişkin (Sovyet ansiklopedisi de dahil) bir tek kanıt göster, yine bırakırım bu konularda yazmayı.

  15. Steinbeck’i sadece stalinist solcular okumuyor hemen hemen bütün solcular Stenbeck’i okur.

  16. Çok doğru. Çekirdek Stalinistlerse J.Steinbeck’in özellikle bu romanını sevmezler. Bu romanın 1989 yılına kadar SB’de basılmaması bunun en açık kanıtı.

  17. bizdeki çekirdek stalinistler sen şu önsözü yazana kadar steinbeck’İn kominternle ters düşmüş bir solcu olduğunu bile bilmezlerdi. velhasıl sosyalist sol partilerin eğitim çalışmalarında falan okunuyor bu kitap. ama senin yazından sonra eski iştahla okurlar mı bilmem.

  18. Fareler ve insanlar en güzel Steinbeck romanıdır kanımca ama senden bu kitabı okumak bir başka olur gün abi bu arada mesele dergisini daha bulamadığım için vatansız gazeteci hakkında yazdıklarını okuyamadım…

  19. hayat bir bitmeyen kavgadir…..
    galiba yayinevi baska bir hayat yasiyor!
    bir yayinevi birileri kirilir veya bozlur diye yayinlamiyorsa buda
    size yakimaz gün bey 🙂
    herkes birbirle kavga ediyor veyada kavgasina inanmis onun
    mücadeleseni veriyor cok yanlis bir karar yayinevinden ve utanc verici.stalinistler kizarmis zaten ömürleri kizmakla geciyor biraz daha kizinlar 🙂

  20. metin adanali

    gun abi, sevgiler. oncelikle emegine saglik, cok guzel bir blog yonetiyorsun.
    ahmet hocama bir mesajim olacak: kendisine ulasabilecegimiz bir email adresi var mi acaba?

  21. Maalesef yok. Sakıncası yoksa buradan ulaştırabilirsin

  22. kadıköy Mephisto’da bulabilirsin. Beyoğlu Mephisto da olabilir.

  23. Yahu, “Bitmeyen Kavga adının, aslına o kadar uygun olmasa da” da ne demek?!

    Asliyla alakasi yok.

    ‘Bitmeyen’in Ingilizce karsiligi ‘unending’dir (ya da ‘never-ending’).

    ‘Kavga’nin karsiligi ‘fight’tir.

    Kitabin orjinal adi neymis?

    ‘Dubious Battle’..

    Peki, baslayalim:

    ‘Dubious’in Turkce karsiligi ne olabilir?

    ‘Icinde suphe barindiran’, ‘suphe uyandiran’, ‘itimat telkin etmeyen’ vs..

    Ya da, tek kelime ile karsilayacak olursak: ‘Kaypak’ (veya, eski dille ‘muphem’).

    Peki, ‘Battle’in Turkcesi nedir?

    ‘Savas’ yahu ‘savas’! (ya da, eski dille ‘muharebe’).

    Simdi..

    Dogru karsiligi ‘Kaypak Savas’ [veya, ‘Muphem Muharebe’ –bak, aliterasyon da yakaladik, iyi mi?..] olmasi gereken bir terimi tutup ‘Bitmeyen Kavga’ diyerek Turkceye cevirebilen birisinin yaptigi tercumenin geri kalan kismini okumaga deger bulur muyum?

    Hayir.