Abartma (eski dilde mübalağa) ile uydurma arasında önemli bir fark vardır. Uydurmanın gerçekle hiçbir bağlantısı yokken, abartma, var olan bir gerçekliğin şu ya da bu ölçüde, olduğundan büyük gösterilmesine dayanır. Abartma, bir yandan gerçek bir korkunun, bir yandan da bilinçli bir savunma ya da saldırı refleksinin yol açtığı çarpıtmacılığın …
Devamını OkuTarihte ve Günümüzde İmalat Davalar…
Siyasi davaların hepsi, halihazır iktidarların bekçi köpeği polis örgütlerinin imalatıdır. Yani ortada bir “suç” varsa, o da o anki iktidarın çizgisinden çıkmak, ona muhalefet etmek ya da bir nedenle iktidarın o “suçluları” bertaraf etme isteğinin hedefi olmaktır. Mesela tek parti dönemindeki “İzmir davası” esasen Atatürk’ün ve CHF’nin muhaliflerinin sindirilmesini …
Devamını OkuPolis Muhabirliği…Muhbir Gazetecilik
Zamanında polis muhabirliği yapanlar kusura bakmasın ama 1960’lardaki gençlik hareketi döneminde polis muhabirlerine biraz kuşkuyla bakardık. Polis muhabirlerinin, haber alabilmek için polisle fazla içli dışlı oldukları, onlara “küçük” çapta muhbirlik yaptıkları, yarı yarıya polisleştikleri söylenirdi. Kuşkusuz büyük ölçüde paranoyaydı bu ama hiç mi gerçeklik payı yoktu? 1970 sonlarının o …
Devamını OkuBalyoz ve Restorasyon…
Yargının tarafsızlığına inanmam. Hele siyasi davalardan adil bir karar çıkmasını beklemek iyice safdillik olur. Dolayısıyla Balyoz davasındaki kararlar karşısında hiç şaşırmadığımı söyleyebilirim. Bu siyasi bir davaydı ve hükümler önceden kesilmişti. Kararlar, her siyasi davada olduğu gibi, kanuna uygun olduğu ölçüde adaletsizdir. Hitler’in ya da Stalin’in mahkemelerinde verilen mahkûmiyet kararları …
Devamını OkuUlusalcılığın Rezilce Halleri…
Sol literatürde “lumpen” diye bir kavram vardır, hiç sevmem. Başlangıçta sınıfsal bir tahlil amacıyla ortaya konmuş olsa da gerçeklikte toplumun ötelenmiş, işçi sınıfının da altında yer alan bir kesimine biraz yukardan ve dışlayan bir bakışı yansıtır ya da zaman içinde öyle bir hal almıştır. Oysa bu ötelenen kesimin kendine …
Devamını OkuMehmet Ağar Nasıl Kurtarıldı!
1960 yılına kadar Türkiye ligi yoktu, İstanbul ligi vardı. Ben bu ligin takımlarından olan Vefa’lıydım. Ağabeyim Can, Galatasaray’lıydı, sonra Beşiktaş’a döndü. Ligde, Kasımpaşa, Beykoz, Rumların ağırlıkta olduğu Beyoğluspor gibi semt takımlarının yanı sıra, Emniyet teşkilatının takımı olan Emniyet ve Adliyenin takımı, Adalet gibi takımlar da bulunuyordu. İstanbulspor, İstanbul Lisesi’nin takımıydı. …
Devamını OkuTürköne Yıldızlara Bakar mı?
Mümtazer Türköne, 28 Şubat tutuklamaları üzerine intikam çığlıkları atmaya başlamış. İntikam duygusu da sonuçta insani bir duygudur, anlaşılabilir ama bu duygu yalakalıkla birleştiği zaman, insanda turşuyla pekmezi karıştırıp yemiş gibi mide bulandırıcı bir tat bırakır. On beş yıl önceki olaylar üzerine uzun uzun ahkâm kesecek değilim. Bunları herkes biliyor. …
Devamını OkuMüdahil Olmak ve Dahil Olmak…
Bugünlerde ortalık davalara müdahil olanlardan geçilmiyor. BDP, geçmişte kendisinin de zarar gördüğünü ileri sürerek Andıç davasına müdahil başvurusu yapmış; CHP, MHP ve AKP Hükümeti de 12 Eylül’ün “mağduru” olarak Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya davasına müdahil olma kararı almış. Böylece belli başlı siyasal partilerin 12 Eylül darbesinin mağduru olduğunu otuz …
Devamını OkuYettin Ama Doğan Tarkan…
Doğan Tarkan’la kırk yılı aşkın bir zamandır tanışırız, arkadaşımdır. Yollarımız zaman zaman kesişti de. İkimiz de TİP’liydik. Sonra biz TİP içinde MDD’ci muhalefeti oluşturduk. Doğan, “sosyalist devrimci” saflarda kaldı. Yarılma’da da yazmıştım. Bence bize göre daha doğru bir yerdeydi o zaman. Doğan, 1970’li yıllarda “Kurtuluşçu” oldu. Belki bugünkü gençler bilmiyor …
Devamını OkuTek Yol Devrim!
1970’li yıllarda Dev-Yol’cuların attığı, duvarları dolduran, meydanları inleten bir slogan vardı: “Tek yol devrim”. Bu slogan, nihai hedefin en önemli kilometre taşına işaret etmesi bakımından (o zaman henüz, “devrim, bugün, şimdi” ya da “devrim olmak” anlayışları ufukta gözükmüyordu) önemli ve yerindeydi ama somut pratikte çok fazla bir şey ifade …
Devamını OkuCeza Sömürgesi ya da Uzun Bıçaklar Gecesi…
Kafka’nın Ceza Sömürgesi adlı uzun öyküsü zamanında beni çok etkileyen bir öyküydü. Ne var ki, insanın sırtına iğnelerle suçunu yazan o korkunç aletin dışında pek bir şey kalmamış aklımda. Hayalimde bu korkunç işkence ve ceza aletiyle devlet hep bir arada yer almıştır yıllarca. Ama hatırlamam gerekiyordu. Vikipedi’de Ceza Sömürgesi …
Devamını OkuÇanlar Kimin İçin Çalıyor, deme…
… Çanlar senin için çalıyor. Eğer bir ülkede tutuklu gazetecilerin sayısı 100’ü aşmışsa ve bu durum artık ülke dışında da konuşulmaya başlamışsa o rejim için ölüm çanları usuldan usula çalmaya başlamış demektir. Nazlı Ilıcak’ların, Nagehan Alçı’ların telaşı, kızgınlıkları, hatta saldırganlıkları bundandır. Bundandır Kanal 24’teki “körler sağırlar birbirini ağırlar” programında …
Devamını OkuTUTUKLU GAZETECİLERİN LİSTESİ KONUSUNDA ÖNEMLİ DUYURU
NECATİ ABAY’LA YAPTIĞIM MAİLLEŞME SONUCUNDA, TUTUKLU GAZETECİLER PLATFORMU LİSTESİNİN BAZI İDEOLOJİK AYRIMLARA DAYANILARAK HAZIRLANDIĞINI VE BAZI İSİMLERİN BİLEREK DIŞARIDA TUTULDUĞUNU ÖĞRENMİŞ BULUNUYORUM. BU DURUMDA BGDP DENEN PLATFORMUN LİSTESİNİN EKSİK OLMANIN ÖTESİNDE GÜVENİLMEZ OLDUĞUNU DA BURADAN İLAN ETMİŞ OLAYIM. TUTUKLU GAZETECİLER LİSTESİ, HİÇBİR İDEOLOJİK AYRILIĞA YER VERİLMEDEN HAZIRLANMALIDIR. BÜTÜN GAZETECİ …
Devamını OkuDevletin İki İllegal Aygıtı: Kontrgerilla ve Paramiliter
Devletler, kendilerini tehdit altında hissettiklerinde iki illegal aygıt örgütlerler: Kontrgerilla ve paramilitar cinayet örgütleri. Bu iki örgütlenme iç içedir ve aynı zamanda devletin resmi istihbarat, polis ve ordu kurumlarıyla da bağlantılıdır. Esas olarak da devletin gizli istihbarat örgütünün denetimindedirler. Bu tür örgütlenmeler, devletin yasallıkla sınırlanmış kurumlarının tersine hiçbir yasallıkla sınırlı …
Devamını OkuOral Çalışlar Neden Böyle Yapıyor?
Günlük siyaset sevmediğim bir şeydir. Ne var ki, gelişmelerin beni her geçen gün günlük siyasetin içine çektiğini fark ediyorum ama bunu engellemem şimdilik pek mümkün görünmüyor. Bir arkadaşım, köşe yazarlarıyla çok uğraşıyorsun diye eleştirdi beni geçen gün. Bu da doğru aslında. Hiçbir köşe yazarıyla alıp veremediğim yok, buna rağmen özellikle …
Devamını OkuDoğrular Yanlışlardan Doğar…
Hrant Dink kararından sonra Taraf ve Radikal’in bazı yazarları arasında hem bir şaşkınlık yaşanıyor, hem de bu yazar arkadaşlarımız durumu izah etmek için büyük bir çaba içine girmiş bulunuyorlar. Elbette böylesi zihni çabalar olumludur ama şu ana kadar izleyebildiğim kadarıyla eski zihin yapılarını pek değiştirmiş gibi görünmüyorlar. Hatta tersine, olaya …
Devamını OkuHrant Dink Cinayeti : Gözlerimin İçine Bakın, Ne Demek İstediğimi Anlarsınız…
Sergey Kirov, Bolşevik Partisi’nin Leningrad şefiydi. Popüler bir liderdi. Muhaliflere karşı mücadelesinde Stalin’in yanında yer almasına rağmen, onun muhalefete karşı sertlik politikasından rahatsızdı. Büyük Temizlikler sırasında intihar eden Parti şeflerinden Orjonikidze’nin yakın arkadaşıydı. 1934 yılında yapılan ünlü “Muzafferler Kongresi”nde Stalin 292 aleyhte oy alırken, Kirov’a sadece 3 aleyhte oy çıkmıştı. …
Devamını OkuSavunmaya Saldırı!
O zamanlar çocuktum ama Demokrat Parti devrinin son beş yılının atmosferini (1955-1960) çok iyi hatırlıyorum. DP iktidarı, kendisini yıkacak muhalefet cephesini adeta kendi elleriyle yaratmıştı. Siyasal baskının yoğunlaştırdığı karanlık öylesine koyulaşır, buna bağlı olarak toplumsal ve siyasal mücadele öyle bir kaynama noktasına gelir ki, tüm toplumun ruh hali değişir; politikaya …
Devamını OkuParti-Devlet Rejimi
Modern çağda birçok parti-devlet rejimi türü ortaya çıkmıştır. Parti-devlet rejiminin en önemli özelliği, parti ile devletin giderek kaynaşması, parti politikalarının doğrudan devlet politikaları olarak yürürlüğe girmesidir. 1917 Devriminden sonra Bolşeviklerin iktidara gelmesiyle birlikte parti-devlet rejimi yolunda ilerlendi. Başlangıçta Sol-Sosyalist Devrimci Parti legaldi ve hatta ilk devrim hükümetinin ortağıydı. Menşevik Parti’nin …
Devamını OkuGüncelleme/Mehmet Ağar Neden Tutuklanmayacak?
Konunun güncelliği ve önemi dolayısıyla iki yıl önce yayımlanmış bu yazıyı buraya yeniden alıyorum. G.Z. Bir arkadaşımla dün gece sohbet ederken, bana bilgisayarını açıp Taraf gazetesinden Neşe Düzel’in Radikal‘in liberal yazarlarından Avni Özgürel’le (Zaman yazarı ve Fetullahçı liberal Mümtaz Er Türköne ve Ergenekon davasının hazırlayıcılarından, Star gazetesi yazarı Şamil …
Devamını Oku