Güncel Yazılar

Tek Çare: İşçi Yönetimi…

Artıgerçek Rusya’daki 1917 Devrimi’nin en anlamlı adımlarından biri İşçi Yönetimi’ydi. 1917 Şubat Devrimi’nin, kitlelerin ayakta olduğu o günlerinde, işçiler fabrika ve madenlerde işçi yönetimini fiilen başlatmışlardı. Bazı işyeri sahipleri işyerlerini bırakıp kaçmışlardı, bazıları ise işçilerin yarattığı fiili duruma teslim olmuş ve onlarla uzlaşmanın yollarını aramaya başlamışlardı. Bu durumda işçi yönetimi …

Devamını Oku

Son Adım!..

Artıgerçek      Tahkikat Komisyonu, Demokrat Parti tarafından 18 Nisan 1960’ta kurulan 15 üyeli Meclis komisyonudur. 7 Nisan’da DP Meclis Grubunun bir bildiri yayımlamasından sonra, muhalefet ve basının faaliyetlerinin tahkik edilmesi için kurulmuştur. Komisyon sadece Demokrat Partili milletvekillerinden oluşmaktadır. … Muhalefetten bir temsilci bile alınmayan bu komisyon, İstiklal Mahkemeleri gibi olağanüstü …

Devamını Oku

Yunanistan Meselesi… Tuhaf…

Yakın zamanlara kadar Tuhaf adlı bir dergi çıkardı. Herhalde ülkedeki tuhaflıklara dikkat çekmek için bu adı benimsediklerini düşünmüştüm o zaman. Şimdi çıkıyor mu bilmiyorum ama çıksaydı herhalde bugün yaşamakta olduğumuz tuhaflıklar sayesinde epey malzemeye sahip olurdu. Örneğin, AKP iktidarının dış politikası, tuhaf kelimesini fazlasıyla hak etmektedir. Bu yazıda, iktidarın Ukrayna …

Devamını Oku

Atatürk, Lenin, Humeyni…

Artıgerçek Diyanet İşleri, Atatürk tarafından 3 Mart 1924’te kuruldu. Amaç, Diyanet aracılığıyla din adamları sınıfını yeni kurulmuş seküler cumhuriyet devletinin denetimine almak, onları maaşlı devlet memuru haline getirerek devletten bağımsız bir güç olmalarını engellemekti. Atatürk, kurumsal ve dinsel özerkliğe olanak sağlayan Batı’nın tersine, devlete rakip bir güce asla izin vermeyen …

Devamını Oku

Homofobi, LGBT+’e Saldırıda!

Artıgerçek‘te ilk versiyonu yayınlanmıştır. Birbirlerinden nefret edenler nefret söyleminde birleşti! Otuz yaşlarında gösteren genç bir adam. Omuzlarına, 6-7 yaşlarındaki oğlunu oturtmuş. Uzatılan mikrofona konuşuyor. Kendinden çok emin. “Bu homoseksüel kişiler eğitilmeli, eğer eğitilemezlerse idam edilirler” diyor. “Eğitilmek” (sanırım buna “ilaç tedavisi” de dahildir), olmadı idam! Bu fikri bir kişi ileri …

Devamını Oku

Ansızın Geldikleri Gibi Aniden Gidebilirler…

Artıgerçek İnsanın başına gelebilecek en büyük felaket milliyetçiliktir. Hangi topluluk adına, hangi türden olursa olsun… Daha çocukluğumdan milliyetçilik denilen illetle karşılaşmış, maruz kalmış, hatta o çocuk aklımla mahallede (8-10 yaşlarımda) Rum çocuklarına karşı milliyetçi aşağılamalara ve böbürlenmelere önayak bile olmuştum. Arnavutköy’le Bebek arasında yer alan bizim mahallenin yukarısındaki, ta Bizans’tan …

Devamını Oku

Stalin, Mao, Polpot: Benzerlikler ve Farklılıklar…

Artıgerçek Türkiye’nin, sosyal konulara kafa yoran kesimlerinde birbiriyle bağlantılı iki önemli hata göze çarpar: Birincisi, toptancılık; ikincisi, toptancılığın sonucu olarak farklılıkları göz ardı etmek ve farklı güçleri ya da kişileri kısa yoldan aynı sepete doldurmaktır. Bu, olayları basitleştirip kısa yoldan sonuçlara varmayı, yani kolaycılığın rahatlığını sağlar ama aslında doğada da, …

Devamını Oku

Mihail Gorbaçov

Artıgerçek Mihail Gorbaçov, Sovyetler Birliği’nin son başkanıydı. Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra 32 yıl daha yaşayıp 91 yaşında öldü. Demek 1985 yılında parti genel sekreterliğine gelip Glasnost ve Perestroyka siyasetlerini başlattığında henüz 54 yaşında, kendisinden önceki “bir ayağı çukurda” Sovyet liderleriyle karşılaştırıldığında oldukça genç bir lidermiş. “Akıl yaşta değil, baştadır” denir. …

Devamını Oku

Hoca da Haklı !

Artıgerçek Nasrettin Hoca’nın “sen de haklısın” fıkrası bizleri her zaman güldürmüştür ama bu fıkranın derin anlamı üzerinde pek de fazla düşünmemişizdir. Aslında Nasrettin Hoca, düşüncelerini ironik fıkralarla aktaran büyük bir filozoftur. O fıkrada da Hoca, gerçeğin bölünmüşlüğünü ve gerçeğin bütününü kimsenin tek başına elinde tutamayacağını anlatmak istemiştir. Evet, gerçek, çelişkilidir. …

Devamını Oku

“Kırmızı Çizgi”!!!

Artıgerçek Dinler tartışmadan hoşlanmaz. Dini literatürün cahiliyimdir ama bildiğim kadarıyla din âlimleri, tartışmak yerine tefsirde bulunmayı tercih ederler. İdeolojiler ve onların kapı bekçileri de öyledir. Lafzen çok tartışma lafı ederler, örneğin örgüt içinde bir sorun çıktığında, “bu meseleyi bir dahaki toplantıda tartışalım” derler ama tartışma ideolojiye gelip dayandığında aniden suratları …

Devamını Oku