Rejimler

Başka Bir Yol…

  Bu yoldan her seferinde Ankara’ya gidiliyorsa siz İstanbul’a gidiliyormuş gibi yapamazsınız. Yapsanız da kimse inanmaz. İnansa bile, otobüs Ankara terminalinde durduğu zaman foyanız meydana çıkar. XIX. ve XX. Yüzyıl, büyük ayaklanmalar ve devrimler çağıydı. Ayaklanma ve devrimlerin hepsi genelde aynı sonucu verdi: Yeni diktatörlükler ve yeni diktatörler; eskimiş devlet …

Devamını Oku

AKP faşist mi, post-faşist mi?

(Troçkist bir arkadaşın yazısını buraya koyuyorum. İmzası saklıdır.) Kelimeler, sıfatlar o şeye nasıl davranacağımıza ilişkin üstünkörü de olsa bir fikir verebildikleri için tartışılır. AKP’ye faşist denir mi denmez mi ya da post-faşizm tartışması da böyle bir tartışma. Aslında “tartışılır” iddialı bir söz. “tartışılmalı” deseydik daha iyi olabilirdi. Eğer AKP’ye küfür …

Devamını Oku

İktidarın Adı Hüsran!

İster darbe yoluyla olsun ister seçim yoluyla, ömrü hayatımda birçok iktidar değişimine tanık oldum. 1950 yılında CHP’nin tek parti diktatörlüğüne son veren ve DP’yi iktidara getiren seçimlerde henüz 4 yaşındaydım ama o yaşımda bile bizim aile çevresi de dahil insanların sevinçlerini hatırlıyorum. Bu sevincin ardından, çok uzun olmayan bir süre …

Devamını Oku

Post-Faşizm!

Yazıya, bu deyimi, Ayça Söylemez ve Süleyman Arıoğlu arkadaşlarımdan ödünç aldığımı belirterek başlayayım. Kapitalist sistemler faşizmi her zaman içerir (eski dille mündemiçtir). Yani faşizm, kapitalist sistemlere yabancı, dışsal bir şey değildir. Sistem burjuva liberal kurallara göre işliyor da olsa, faşizm sopasını yine sistemin teşvikiyle arada bir gösterir. Bunalım dönemlerinde bununla …

Devamını Oku

Faşizm Konusu…

  Faşizm konusundaki teorik çözümlemeler tarih boyunca pek tatmin edici olamamıştır. Komintern’in çözümlemeleri de başarısızdır. Dimitrov’un Faşizme Karşı Birleşik Cephe adlı, makalelerden ve Komintern raporlarından oluşan kitabı yıllar yılı elimizden düşmemiştir ama bugün açın okuyun, bu kitabın faşizm konusunda tam bir kafa karışıklığını yansıttığını, makale ve raporların yazıldığı dönemdeki günlük …

Devamını Oku

Toplum Kürtaja Yatırılırken…

Toplum Kürtaja Yatırılırken…   Başbakanın açıkladığı son kürtaj kararıyla birlikte AKP iktidarının ikinci döneminin başladığını söyleyebiliriz. Birinci dönem, AKP’nin muhtemel iktidar rakiplerini “yargı” yoluyla tasfiye ettiği on yıllık dönemdi. Açılan sahte Ergenekon, Balyoz, Andıç, OdaTV, Devrimci Karargâh, BÇG davalarının, KCK tutuklamalarının, Anayasa referandumunun anlamı budur. Böylece AKP, geçtiğimiz bu on …

Devamını Oku

Karşıdevrim!

  Devrim gibi karşıdevrim de aslında bir an değil, uzunca bir süreçtir. Devrimin aşamaları olduğu gibi (elbette MDD gibi aşamalardan söz etmiyorum; söz konusu olan, devrimin bazen bir üst aşamaya çıkması, bazen de bir alt aşamaya inmesidir) karşıdevrimin de aşamaları vardır ve devrimle karşıdevrim iç içedir. Bazen biri atağa geçer, …

Devamını Oku

Zirve, Düşüşün Başlangıcıdır…

  Yazının başlığı, tarihte defalarca ispatlanmış bir gerçeğin tekrarından ibarettir. Zirveye tırmanan, düşüşün de başlangıcında demektir. Hatta zirveyle birlikte düşüş başlamıştır bile. Zirveye tırmanan diktatörler, ne tür davranışlar sergilerler? En başta, zirve onların iyice yalnızlaştığı noktadır da. Artık eski arkadaşları yoktur çevrelerinde. Onlar artık ona aşağılardan bir yerlerden bakmaktadırlar; doğal …

Devamını Oku

Faşizm Gerçekleşirken…

  Burjuva demokrasileriyle faşizm arasındaki temel fark parlamentonun varlığı değildir. Evet, parlamento veya buna benzer bir organ (örneğin ABD’de Kongre) burjuva demokrasisinin temel yasama ve yönetim kurumudur ama parlamentolu tek parti rejimleri ve faşizmler de vardır. Burada kritik nokta, ekonomik iktidarın (yani burjuvazinin doğrudan iktidarının) politik iktidarı mı denetlediği, yoksa …

Devamını Oku

Mehmet Ağar Nasıl Kurtarıldı!

1960 yılına kadar Türkiye ligi yoktu, İstanbul ligi vardı. Ben bu ligin takımlarından olan Vefa’lıydım. Ağabeyim Can, Galatasaray’lıydı, sonra Beşiktaş’a döndü. Ligde, Kasımpaşa, Beykoz, Rumların ağırlıkta olduğu Beyoğluspor gibi semt takımlarının yanı sıra, Emniyet teşkilatının takımı olan Emniyet ve Adliyenin takımı, Adalet gibi takımlar da bulunuyordu. İstanbulspor, İstanbul Lisesi’nin takımıydı. …

Devamını Oku

Fikret Başkaya/Eğitim Reformu: Neden ve Kimin İçin?

Eğitim sistemi her zaman egemen sınıfların ihtiyacına cevap verir. Tarihsel süreç içinde eğitimin işlevleri değişebilir, ama değişmeyen şey eğitim sisteminin mutlaka mülk sahibi egemenlerin ihtiyaçlarına cevap vermesidir. Kapitalizm öncesinin sosyal formasyonlarında eğitimin amacı, egemen ideolojiyi üretmek ve yaymak ve devlet aygıtının yönetici-bürokratik kadrolarını yetiştirmekti. Kapitalizmin egemen üretim tarzı haline geldiği …

Devamını Oku

“12 Eylül Yargılanıyor”!!!

Stalin Yargılanıyor (Kibele, 2010) adlı tiyatro oyunumda anlatmaya çalıştığım bir şey vardı. Stalin bir sabah uyanıp bütün yapılmakta olanların, bütün tutuklama ve öldürmelerin yanlış olduğunu düşünseydi ne olurdu? Oyunda da anlatılmaya çalışıldığı gibi, o devasa çark, aynı Büyük Temizliğin kurbanlarına yapıldığı gibi, Stalin’i tutuklar, esaslı bir sorgudan geçirir, “suçunu itiraf” …

Devamını Oku

Yettin Ama Doğan Tarkan…

Doğan Tarkan’la kırk yılı aşkın bir zamandır tanışırız, arkadaşımdır. Yollarımız zaman zaman kesişti de. İkimiz de TİP’liydik. Sonra biz TİP içinde MDD’ci muhalefeti oluşturduk. Doğan, “sosyalist devrimci” saflarda kaldı. Yarılma’da da yazmıştım. Bence bize göre daha doğru bir yerdeydi o zaman. Doğan, 1970’li yıllarda “Kurtuluşçu” oldu. Belki bugünkü gençler bilmiyor …

Devamını Oku

Köylüler ve Yahudiler

Sovyetler Birliği’ndeki nasyonalist devletçi-sosyalist sistemle Almanya’daki nasyonal-sosyalist sistem arasında belli benzerlikler olduğu gibi, ülkelerin yapısından gelen farklılıklar da vardır. 1930’lu yıllarda henüz bir tarım ülkesi olan Sovyetler Birliği’nde sistemin başındaki Parti, ekonomiye hakim olabilmek ve sanayi toplumu haline gelebilmek için, o zamanki ekonominin can damarı olan köylülüğü yok etmek zorunda …

Devamını Oku

Bir Gece Ansızın…

Şu meşhur, “bir gece ansızın gelebilirim” şarkısının bestesini ve güftesini yapan rahmetli Rüştü Şardağ,  hısmım olurdu. Amcam rahmetli Hüsnü İnal’ın eşi rahmetli Lütfiye İnal yengemin erkek kardeşiydi. 1960’lı yıllarda, Ankara Dedeman otelinde katıldığım bir akraba düğününde, otelin terasından, o güzel yaz gecesinde parlayan Ankara’nın ışıklarına bakarak bir şiir okurken hatırlıyorum …

Devamını Oku

Faşist Diktatörlüğe Doğru…

  Bir başka açıdan baktığımızda politik iktidar ve toplumsal iktidar olarak iki iktidar biçimi ve bu iki iktidar biçimine bağlı dört rejim türü saptayabiliriz: 1. Politik iktidarın toplumsal iktidara hakim olduğu tek parti diktatörlükleri; 2. Politik iktidarın toplumsal iktidarı kendine tabi kıldığı vesayet rejimleri; 3. Toplumsal iktidarın politik iktidarı kendine …

Devamını Oku

Fikret Başkaya/Netekim… bugünkü dersimizin konusu: “Hukuk Devleti”

Netekim… bugünkü dersimizin konusu: “Hukuk Devleti”                                                “Şeyleri değiştirmek mümkün olmadığında, kelimeler değiştirilir”.*                                                                                               Yüksek devlet ricâlinin adamları [kadınlar pek yoktur], siyasetçiler, akademisyenler, köşe yazarları ve televizyon yorumcuları, “konunun uzmanları” ve  ne demekse “terör uzmanları”… söze: “ Türkiye bir hukuk devletidir”le başlıyorlar. Sanırsınız ki, bu dünyada hukuku olmayan bir devlet …

Devamını Oku

Tek Yol Devrim!

  1970’li yıllarda Dev-Yol’cuların attığı, duvarları dolduran, meydanları inleten bir slogan vardı: “Tek yol devrim”. Bu slogan, nihai hedefin en önemli kilometre taşına işaret etmesi bakımından (o zaman henüz, “devrim, bugün, şimdi” ya da “devrim olmak” anlayışları ufukta gözükmüyordu) önemli ve yerindeydi ama somut pratikte çok fazla bir şey ifade …

Devamını Oku

Ceza Sömürgesi ya da Uzun Bıçaklar Gecesi…

  Kafka’nın Ceza Sömürgesi adlı uzun öyküsü zamanında beni çok etkileyen bir öyküydü. Ne var ki, insanın sırtına iğnelerle suçunu yazan o korkunç aletin dışında pek bir şey kalmamış aklımda. Hayalimde bu korkunç işkence ve ceza aletiyle devlet hep bir arada yer almıştır yıllarca. Ama hatırlamam gerekiyordu. Vikipedi’de Ceza Sömürgesi …

Devamını Oku

Devletin İki İllegal Aygıtı: Kontrgerilla ve Paramiliter

Devletler, kendilerini tehdit altında hissettiklerinde iki illegal aygıt örgütlerler: Kontrgerilla ve paramilitar cinayet örgütleri. Bu iki örgütlenme iç içedir ve aynı zamanda devletin resmi istihbarat, polis ve ordu kurumlarıyla da bağlantılıdır. Esas olarak da devletin gizli istihbarat örgütünün denetimindedirler. Bu tür örgütlenmeler, devletin yasallıkla sınırlanmış kurumlarının tersine hiçbir yasallıkla sınırlı …

Devamını Oku