Güncel Yazılar

Faşizme Karşı Omuz Omuza Adalet Yürüyüşü…

  15 Temmuz 2016 darbesinin ardından AKP, faşizmi kurumsallaştırma yönünde önemli adımlar attı. Faşizm, baskıdan çok kurumsallaşma demektir. Polis, ordu ve yargı faşist bir diktatörlük için ele geçirilip düzen altına alınmadan faşizm kurulmuş sayılamaz. AKP, son bir yılda bu yolda epey ilerleme kat etti. Özellikle, ele geçirdiği yargı organları ve …

Devamını Oku

Yargının Bugün “Altın Devrini Yaşadığını” Söylemeye AKP Bile Cüret Edememişti

Doğu Perinçek, dün gece (20 Haziran 2017) Ulusal Kanal’da Rafet Ballı ile söyleşisinde “bir zirveye (veya rezalete) daha imza atmış” ve “Cumhuriyet yargısının bugün altın devrini” yaşadığını, bugün içeride Fetullahçılarla PKK’lilerden başka kimsenin olmadığını belirttikten sonra CHP’nin başlattığı “Adalet Yürüyüşü”nün, ABD destekli, Fetullahçı ve PKK yanlısı  olduğunu ileri sürmüştür. Doğrusu, …

Devamını Oku

“Ernesto’nun Dağları”nda da çiçekler açar mı?

“Ernesto’nun Dağları”nda da çiçekler açar mı? | Gün Zileli Edebiyat Haber Sitesi’nden alınmıştır Aytekin Yılmaz’la, doğrudan doğruya olmasa da Labirentin Sonu (İletişim Yayınları, 2003) kitabı aracılığıyla 2003’ten beri tanışırım. Şimdiye kadar çıkan kitaplarının hepsini okudum ve üzerlerine bir şeyler yazdım. Türkiye’ye geldiğim 2009 yılında yüz yüze tanıştık. O zamandan beri …

Devamını Oku

Toplumsal Bloklaşmalar…

    Toplumsal mücadele kaçınılmaz olarak farklı toplumsal katmanların, sınıfların, güçlerin bir araya gelip bloklaşmasıyla yürür. Toplumsal mücadelede saflık arayışı saflıktır. Tarihteki bütün büyük mücadeleler toplumsal bloklaşmalarla yürütülmüştür. Fransız Devrimi’nde de böyledir bu, Rus Devrimi’nde de, İspanya Devrimi’nde de. Çok pirüpak, çok steril olduğu sanılan Bolşevikler bile iktidara geldiklerinde bir …

Devamını Oku

“Turuncu Devrim” Palavrası!

    Dünyanın neresinde olursa olsun bir gazeteciye, haber yaptığı ya da haberi birilerine sızdırdı diye 25 yıl ceza verildiğinde, orada artık totaliter bir rejimin hüküm sürdüğüne ya da oraya doğru hızla gidildiğine hüküm verilmesi kaçınılmazdır. Hele hele “vatana ihanet” ya da devletin sırlarını satmak” gibi suçlamalar tipiktir. Böyle şeyler …

Devamını Oku

Gezi’nin 4. Yılında…

Sanırım kısa bir yazı olacak bu. Kişisel dertlerimle sizleri meşgul etmek istemem ama üçü adada olmak üzere dört kedimiz öldüğü için kolum kanadım kırık. Bu yüzden şu sıralar içimden pek yazı yazmak gelmiyor. Öte yandan sitedeki arıza da henüz düzelmiş değil. Bu yüzden “Sitede Arıza Var” yazısını da bir türlü …

Devamını Oku

Hileli Referandum, Dikta Rejiminin Yıkılışa Gittiğinin İlanıdır!

Öncelikle “referandum”un gösterdikleri üzerine birkaç şey söyleyeyim. İlk saptanması gereken şey, diğer faulleri bir yana bırakıyorum, rejimin elde ettiği %51.4’lük küçük farkın bile seçim hileleri yoluyla elde edildiğidir. YSK, ülke dışında kullanılmış mühürsüz zarfları geçersiz sayarken, ani bir karar değişikliğiyle, hem de oylama başladıktan sonra, bu zarfların geçerli olduğu kararına …

Devamını Oku

Boykotçulara ve Oy Vermiyorumcu Bir Kısım Anarşiste Son Sesleniş!

Kitaplarımın başlıkları genellikle tek kelimeliktir. Makalelerime de mümkün olduğunca kısa başlıklar koymaya çalışırım. Yukarıdaki uzun başlık bir istisnadır ve belki de uzunluğuyla rekor kırmıştır! Neden böyle uzun bir başlık attım? İlgili arkadaşların dikkatini çekmek, onlara sesimi duyurabilmek, oy kullanmaya ve #HAYIR’a omuz vermeye ikna edebilmek için elbette. Hatasız “kul” olmadığı …

Devamını Oku

İş İşten Geçmeden!

Geçtiğimiz Aralık ayının ortasından bu yana, otobiyografik kitaplarımın 6.’sını yazıyorum. 5.’sini (Sığınmacılar, 1990-2000) tam milenyumda bırakmıştım. Son otobiyografik kitabım ise 2000 başında başlıyor ve – yazım planımda bir değişiklik olmazsa – özgürlükçü güçlerin Gezi’ye girdikleri 1 Haziran 2013 doruk noktasında bitiyor. Şu anda bilgisayar A4 sayfasıyla 140 sayfa kadar yazarak …

Devamını Oku

Galatasaray!

Elbette Galatasaray Kulübü’nün tarihiyle ilgili çok değerli kitaplar yazılmıştır bugüne kadar. Ben sadece kendi özel tarihimdeki izleriyle ilgili birkaç anımdan söz edeceğim. Ağabeyim Can önceleri koyu Galatasaraylıydı. Ben Vefalı olduğum halde, sırf dayanışma olsun diye Galatasaray maçlarına onunla birlikte gidip Galatasaray’ı desteklerdim. Sebebini bugün bile tam bilmem, nedense ortak düşmanımız …

Devamını Oku