Devrim ve Sosyalizm Sorunları

Modernite ve Marksizm

Eleştirmen Semih Gümüş, 2 Eylül 2011 tarihli Radikal Kitap’ta, “Marksizm ve Modernizm” başlıklı bir yazı kaleme almış. Sondaki paragraf, yazının temel fikrini şöyle özetliyor: “Modernitenin yaralarını daha nitelikli bir moderniteyle sarabilirdi Marksizm, ama bu amaçtan uzaklaşmıştı…”

Devamını Oku

Katyn Ormanı katliamı…

Dün İstanbul Özgür Üniversite’de, Arif Arslan’la benim sunuşunu yaptığımız, “Politik Filmler” görsel-seminerleri çerçevesinde, Andre Wajda’nın 2007 yapımı Katyn filmini seyrettik. Filmin sonunda seyredenlerin üzerine öylesine ağır bir hava çökmüştü ki, konuşmakta gerçekten zorlandığımı hissettim. Filmde, 1940 yılının Nisan ayında, Hitler-Stalin paktı henüz devam ederken ve Polonya, bu paktın gizli bir …

Devamını Oku

Bolşevikler Sert Menşeviktir!

Zamanımızda Bolşeviklerden ve Menşeviklerden söz etmek birçok kişiye artık anlamsız gelmektedir. Radikal-devrimci akımın içinde yer alan anarşistlerin çoğu da buna dahildir. Stalinistler, bir yandan “Bolşevik” teriminin gölgesine sığınmaya devam ederken, bir yandan da tarihin küllerini karıştırmaya pek istekli değillerdir. Çünkü küller karıştırıldıkça Stalinistlerin gözüne epey kül kaçmaktadır. Tarihi sözünü ettiğim …

Devamını Oku

Devrimleri Bitirmenin Yolları…

Dünya yüzünde, bugüne kadar bilinen üç karşıdevrimci odak vardır: Birincisi, emperyalist-kapitalist bloktur; ikincisi, yerel oligarşiler ve iktidarlardır; üçüncüsü, devrim adına devrime el koyan ve bastıran bürokrasilerdir. Devrimler, ya yerel oligarşi ve iktidarların polis ve ordu güçleriyle; ya emperyalist-kapitalist güçlerin ambargo ve fiili müdahaleleriyle; ya da devrimi içerden ele geçiren bürokrasilerin tek parti yönetimleriyle …

Devamını Oku

Devrim Devrim Dedikleri…

Devrimler yalnız ortalığı karıştırmaz, kafaları da karıştırır. Bugün de bunu yaşıyoruz. Özgür Üniversite’de ayaküstü sohbet ettiğim bir arkadaş, “acaba aniden böyle bir kalkışmanın arkasında bazı güçler olamaz mı? Mesela Amerika. Ortadoğu batı ajanlarıyla kaynıyor.” dedi. Ona göre, bu hareketlenme ABD’nin Büyk Ordadoğu Projesini hayata geçirmek için planladığı bir şey olabilirdi …

Devamını Oku

Sokak Kendini Örgütlediğinde…

Devrim yalnız iktidarları değil, alışılmış düşünce kalıplarını da yıkar, parçalar. Birinci kalıp: “Bu devrimin öncüsü yok. Başıboş kalabalıklar ne yapabilir ki?” O başıboş denilen kalabalıklar ne yapabileceklerini gösterdiler. Daha da gösterecekler. Kerameti kendinden menkul “öncü”lerin, program sahiplerinin, yeni efendi adaylarının yapabileceklerinden, yaptıklarından, yapamadıklarından ve bir çuval inciri berbat ettiklerinden çok …

Devamını Oku

Şimdi Sıra Kadetlerin Devrilmesinde!

Bolşevikler, Sovyet devrimi sırasında Fransız Devrimi ile analoji yaparlardı. Şimdi bizim de Sovyet devrimiyle analoji yapmamız doğaldır. 1917 Şubat’ındaki halk ayaklanmasıyla devrilen Çarlığın yerine “geçici hükümet” adı altında Kadetlerin ağırlıkta olduğu bir hükümet kurulmuştu. O zamanki Bolşevik Parti Merkez Komitesi de dahil olmak üzere bütün sol partiler, ülkeye demokrasi geldiğini düşünerek geçici hükümeti desteklemişlerdi.

Devamını Oku

Nil Devrimi!

Bugünkü Radikal’de geçen “Nil Devrimi” nitelemesi hoşuma gitti. Bu niteleme, sadece mekân olarak değil, devrimin uzun süreliliğini belirtmek açısından da anlamlı. Nil nehri gibi uzun bir devrim olacak gibi görünüyor Mısır Devrimi. Nil Devrimi uzun süreceğinden sitede Nil Devrimi başlıklı bir bölüm açıyoruz. Bu konuya ilişkin yazıları bundan böyle bu başlık altında toplayacağız.

Devamını Oku

Patlamış Mısır Sever misiniz!

Televizyon programlarındaki yorumcuların ve “Mısır uzmanları”nın yorumlarını biraz hayret, biraz da gülerek izliyorum. Bu yorumcu ve uzmanların büyük çoğunluğu, Mısır’da patlak veren devrimin toplumsal nedenlerinden ve sonuçlarından çok, politik nedenleriyle ve sonuçlarıyla ilgililer. Efendim, Mübarek’ten sonra iktidara kim gelecekmiş. Adlarını bile öğrenemediğim, daha doğrusu beynimin öğrenmek konusunda tuhaf bir direnç …

Devamını Oku

Devrimden Önce Sendikaların Gündemi ve İşçi Sınıfının Entelektüel Talepleri! (Ali Kar, Aralık 2010)

Egemen sınıfların yoksullar üzerindeki çok yönlü diktatörlüğü yazılı tarihin başlangıcından günümüze kadar sürüp gelmektedir. Zorla, zorbalıkla, hile ve entrikayla önce üretim araçlarına ve artı ürüne el koydular. Daha sonra, kapitalizm çağındaysa gene üretim araçlarıyla birlikte artı değeri gasp ederek işçi sınıfını modern ücretli kölelere dönüştürdüler. Devlet denilen modern diktatörlük aracıyla, …

Devamını Oku

Şu Lenin ve Troçki Mirası Meselesi…

Simon Sebag Montefiore’nin Genç Stalin (Çev: Yavuz Alogan, İthaki, Ekim 2010) kitabını bu gece bitirdim. Biraz uyudum, sonra uykum kaçtı. Arka bahçede bir kedi yavrulamıştı. İkisi öldü. Kalan üç taneden ikisini anneleri alıp başka bir tarafa götürdü. İçlerinde en zayıfı olan üçüncüsü tek başına kaldı. Annesi gelir onu da götürür ya da emzirir diye ilgilenmedim. Bu sabah baktığımda ölmüştü. Kafama dank etti. Anne, onu zayıf olduğu için ölüme terk etmişti.

Devamını Oku

İşçi Sınıfının Uvriyerizmi Bürokrasinin Vesayeti Sendikaların Bürokratlaşması (Ali Kar)

Uvriyerizm, nitelik itibariyle sosyalizm dışı sağ ya da sol sapmanın kapsamına girmez. Onun, işçi sınıfının henüz kendisi için sınıf olma aşamasına gelememiş ve kendiliğinden sınıf olma özelliğine sahip, proleterleşme sürecindeki kır yoksullarının, kendi dışındaki küçük burjuva bürokrat katmanlara karşı GÜVENSİZLİK duygusunun, düşüncesinin ismi olduğunu belirtmek herhalde yanlış sayılmaz. İşçi sınıfının …

Devamını Oku

İlyas Aydın’a Devrimci Onuru İade Edilmelidir…

Mao zedung’un, “insanların başı pırasa başı değildir, kestiğiniz zaman yeniden yetişmez” dediği söylenir. Maocu olduğum dönemden bildiğim birçok sözünü unuttuğum halde, unutmadığım sayılı sözlerinden biridir Mao’nun bu sözü. Buna rağmen, kendi iktidarı döneminde, Stalin dönemiyle kıyaslanamasa bile, epeyce insan başı gittiği bilinmektedir. Mao’nun bu sözü, daha fazla kelle götürmeye meraklı …

Devamını Oku

İhtiyat Kuvvet “Sol”

Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın İhtiyat Kuvvet: Milliyet (Şark) adlı, 1930′larda Kürt sorununu ele alan bir kitabı vardır. Bu kitabı bana, toprağı bol olsun Şirin Cemgil (Yazıcıoğlu) göndermişti, okumam için. TKP’nin Kemalist kuyrukçusu tutumundan oldukça farklı, sorunu radikal bir biçimde ele alan, güzel bir kitaptı. Bu yazıda Kıvılcımlı’nın sözü geçen kitabı üzerinde duracak değilim. …

Devamını Oku

Devamlılık ve Farklılık!

Toplumsal kurumlarda olsun, örgütlerde olsun, ideolojik ve siyasi çizgilerde olsun, devamlılık ve farklılık sorunu her zaman tartışma konusudur. Konuyu daha basitinden kavramak için kendimden örnek vereyim. 1960 yılındaki Gün Zileli ile 2010 yılındaki Gün Zileli acaba ne ölçüde birbirinin devamıdır ve ne ölçüde farklıdır. Ya da  2010’daki Gün Zileli ile …

Devamını Oku

Sovyet Sistemi 70 Yıl Sonra Neden Yıkıldı? (Ali Kar)

Çarlık Rusya’sında kapitalizm henüz yeterince gelişip, son aşamasına ulaşamadığı için işçi sınıfı objektif olarak sosyalizmi kurmaya hazır değil miydi? Peki, devrim kapitalizmin anayurdu İngiltere’de gerçekleşmiş olsaydı, üretim araçlarının devlet mülkiyetinde olması, demokratik sosyalist bir toplumu ve böyle bir toplumun demokratik iktidarını hangi ölçülerde geliştirebilirdi? Demokrasinin maddi zemini demokratik mülkiyettir? Mülkiyetin …

Devamını Oku

Düşünmeyi Unutmak!

Noel Field’ın adını duydunuz mu? Ben duymamıştım. Geçen akşam arkadaşlarla birlikte, Werner Schweizer’in İnvented Spy (Uydurma Casus) adlı, 1994 yapımı belgeselini izlediğimde öğrendim kim olduğunu. Noel Field, Amerikan kökenli bir komünist. Amerika Birleşik Devletleri’nde üst düzeylerde devlet görevlisi olarak bulunmuş; İspanya İç Savaşında, Cumhuriyetçi savaş mağdurlarına yardımcı olmuş; oradayken karısıyla birlikte …

Devamını Oku

Yasa ve Yasallık…

Dün Zürih’in Kasama adlı, tüm devrimci gruplara açık ortak mekânında yapılan “Ekim Devrimi” toplantısında, benim dışımdaki iki konuşmacı, Mehmet Yımazer ve Mete Gönültaş arkadaşlar, Ekim Devrimi’den sonraki sürece fazla değinmeyip, bugünün sorunları üzerinde yoğunlaşmayı tercih ettiler. Ben ise, Şubat 1917 ile başlayıp Ekim 1917’de zirvesine varan büyük 1917 devriminin ve bu zirveden sonra, 1939’a …

Devamını Oku