Siyasi Tahlil

Ağaçlar ve Ormanlar!

    İsme bakıp yanılmayasınız diye baştan söyleyeyim. Bu, ekoloji üzerine bir yazı olmayacak. AKP ve Gökçek’in son ODTÜ orman katliamını da konu almayacak. “Ağaçları görüp ormanı görmemek” genel bir bakış zaafını anlatan yerleşmiş bir kalıptır. Anarşistlerin zaafı bunun tersidir. Anarşistler, ormanı görüp ağaçlara dikkat etmezler. Bu, anarşistler açısından bir …

Devamını Oku

Fikret Başkaya/“Nice paketler gördüm boştular!” –

 Ekim 07, 2013  Toplumsal Devrim sitesinden alınmıştır. “Çoğunluğun onayı yanlışı doğru yapmaz”.                                                            Mohandas Karamchand Gandhi AKP iktidarı on yıldır “demokrasi paketleri” üretiyor. Üretim fazlasının bir kısmını da Libya’ya, Suriye’ye ve başka ülkelere ihraç ediyor. Elbette ihtiyaç fazlasının ihraç edilmesi, demokrasisinin “küreselleşmesinin” de bir gereğidir. Fakat son bir kaç aydan beri …

Devamını Oku

Toplumsal Devrim Hareketinin Son Durumu

    Eylül martirlerimiz, Ahmet Atakan ve Serdar Kadakal’ın anısına…   Dünkü yazımda, “Bundan sonraki yazıda, bugünkü durum itibariyle, toplumsal direniş ruhunun güçlü ve zayıf yanları üzerinde duracağım” demiştim. Fazla gecikmeden yazmakta fayda var. Dün bir “hastalık” metaforundan yola çıkmıştım. Hatta bazı arkadaşlar bu metafordan pek hoşlanmadılar. “İktidar da bizi …

Devamını Oku

Yakalandığı Amansız Hastalıktan kurtulamayarak…

    Bu tür ölüm ilanlarına sık sık rastlarız: “Yakalandığı amansız bir hastalıktan kurtulamayarak…” Gerisini okumaya bile gerek duymayız. Kaçınılmaz son gelip çatmıştır o hasta için. Bugünkü otoriter diktatörlüğün temsilcisi AKP’nin de böyle bir amansız hastalıktan rahatsız olduğunu saptayabiliriz. Bu hastalığın adı iktidar hastalığıdır. Duruma acilen müdahale edilmezse hastayı ölüme …

Devamını Oku

Tayyip Erdoğan Neden Ağlıyor?!

AKP önemli bileşenlerini kaybediyor ve bu, kaçınılmaz olarak aldığı oy oranına yansıyacak. Birincisi, AKP, Gezi isyanının ve Suriye müdahalesinin başarısızlığının sonucunda, merkez sağın önemli bir unsuru olan şehirli, mülk sahibi orta sınıfı büyük ölçüde kaybetmiş bulunuyor. Bu orta sınıf, daha önce ANAP ve DYP iktidarlarının dayanağıydı ve süreç içinde AKP …

Devamını Oku

BİZ’in “Suriye ve Ortadoğu Savaşı” Üzerine Duyurusu

   1. BİZ, batılı emperyalistlerin Suriye’ye yönelik müdahalesine ve bu müdahaleye alet olan Suriye muhalefet hareketine bütünüyle karşı çıkar ve teşhir eder; Suriye emekçilerinin, her türlü emperyalist müdahaleye, halkı bölen ve birbirine kırdıran Baas diktatörlüğüne ve yalnızca yeni bir kapitalist diktatörlük isteyen, emperyalist işbirlikçisi Suriye muhalefet hareketine karşı topyekûn vereceği özgürlük …

Devamını Oku

İhtimaller…

  Her katliam ya da suikasttan sonra kafamızı patlatır, bu işi kimin yapmış olabileceği konusunda spekülasyonlar üretiriz. Bu spekülasyonlar, her ne kadar iyi niyetliyse de çoğunlukla ideolojik tercihlerimizin etkisinden kurtulamazlar. Politik liderler nasıl, olayın hemen ertesinde politik tercihlerine göre açıklamalarda bulunup politik rakiplerine veryansın ederlerse, bizimki de benzer bir şeydir …

Devamını Oku

“Akil Adamlar” Meselesi…

    Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanında çok hoşuma giden bir bölüm vardır. Yazılarımda zaman zaman bu bölüme atıfta bulunurum. Burada bu bölümü hatırımda kaldığı kadarıyla aktarayım: Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün Müdürü birgün gelip saatleri ayarlama görevlilerini de denetleyecek ayrı görevliler olması gerektiğini ileri sürer. Biri itiraz eder: “Ama …

Devamını Oku

Bence İyi oldu…

    Bir fabl ile başlayayım. Kurbağa nehirde yüzerken kıyıdan akrep ona seslenmiş: “Kurbağa kardeş, sırtına binsem beni karşıya geçirir misin?” Kurbağa kuşkuyla bakmış: “Yaaa” demiş, “seni sırtıma alayım da tam yarı yolda beni sok, değil mi?” Akrep: “Hiç olur mu öyle şey” demiş, “seni sokarsam ölürsün, ben de boğulur …

Devamını Oku

Tam Bağımsız, Gerçekten Demokratik…

Bu yazı, Birgün gazetesinin 24 Mart 2013 Pazar eki için, gazete sorumlularından gelen yazı talebi üzerine yazılmış, fakat gazetenin bugünkü Pazar ekinde, herhangi bir gerekçe gösterilmeden yayımlanmamıştır. Birgün Gazetesi sorumlusu Barış İnce’den yazıyı siteye eklememden ve yukarıdaki nottan sonra gelen açıklama şöyledir: “Hocam selamlar haftalardır sizinle herhangi bir problem yaşamadık biliyorsunuz, …

Devamını Oku

BİZ Bildirgesi

  1. BİZ, bölgesel hegemonyacı diktatörlüğe karşı mücadele eder; iktidar destekçisi liberalizmle arasına kalın bir çizgi çeker; 2. BİZ, siyasal ve toplumsal muhalefeti destekler; Kürtlere karşı düşmanlık körükleyen devlet yanlısı ulusalcılıkla arasına kalın bir çizgi çeker; 3. BİZ, Kürtlerin özgürlük mücadelesini destekler; her türlü milliyetçiliğe karşı çıkar. 4. BİZ, köylülerin, gençlerin, kadınların, taşeron işçiden …

Devamını Oku

“Muhafazakâr Demokrat” Diye Bir Şey Var mı?

Birgün gazetesinin, 24 Şubat 2013 tarihli Pazar Eki’nde yayımlanmıştır.    Birikim dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ömer Laçiner, Zeynep Miraç’ın, 18 Şubat 2013 günlü Milliyet gazetesinde kendisiyle yaptığı röportajda, AKP”nin “muhafazakâr demokrat” bir parti olduğunu ileri sürmüş. Öksürük şurubunu çocuklar için yutulur hale getirmek için içine renkli ve tatlı bir madde …

Devamını Oku

Devletlerin ve Rejimlerin Sürekliliği…

  Birgün gazetesinin 17 Şubat 2013 tarihli, Pazar Eki’nde yayımlanmıştır.   İsaac Deutscher, Troçki adlı üç ciltlik dev eserinin I. Cildinde, 1917 Ekim Devrimi’nde Dışişleri Komiseri olan Troçki’nin, Dışişleri Bakanlığının memurlarınca boykot edilmesine ilişkin çok ilginç bir olay anlatır. “İlk olarak bakanlığa gittiğinde yanında Markin vardı (Markin, Kronstadt’tan gelme bir …

Devamını Oku

Gerçek ve Abartma!

  Abartma (eski dilde mübalağa) ile uydurma arasında önemli bir fark vardır. Uydurmanın gerçekle hiçbir bağlantısı yokken, abartma, var olan bir gerçekliğin şu ya da bu ölçüde, olduğundan büyük gösterilmesine dayanır. Abartma, bir yandan gerçek bir korkunun, bir yandan da bilinçli bir savunma ya da saldırı refleksinin yol açtığı çarpıtmacılığın …

Devamını Oku

İktidar ve “Muhalefet”in Korku ve Sefaleti!

  Londra’da yaşadığım dönemde, 2001 yılında, gençlik hareketinden, 1965 yılından arkadaşım Nihat Akseymen (R. Yörükoğlu) ölmüştü. Bir arkadaşımla birlikte cenazesine gittik. Sol göçmen örgütlerinden hiçbiri gelmemişti cenaze törenine. Bunun üzerine yerel Londra Toplum Postası’nda “Vefa Diye Bir şey” başlıklı bir yazı yazmıştım. Bir insanı eleştirmenin onu son yolculuğuna uğurlamayı engellememesi …

Devamını Oku

Bir İhtimal Daha Var…

  Bu tür olaylarda elde kesin delil olmadan yapılacak her tahmin ya da yorum bir spekülasyondan öteye gitmez. Bu spekülasyonlardan bir kısmı objektif ve masum olabilir. Polisiye bir kafaya sahip olan kimileri, hem siyasi hem de konjönktürel durumları dikkate alarak bir senaryo yazarlar. Bazıları da, ortalığı daha da bulandırmak, kafaları …

Devamını Oku

“Vatan Haini”

  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk’teki Enver Aysever’in “Aykırı Sorular” programında, dün gece, “Mustafa Kemal’e karşı çıkmak vatan hainliğidir” diye kelamda bulunmuş. Ben programı izlemedim. CNN-Türk’ün sabah haberlerinde dinledim. Siyasi alanda birbirine karşıtmış gibi çekişen güçlerin en kritik anlarda, bilmeden de olsa birbirlerinin yardımına koştuklarına çok tanık olmuşumdur. …

Devamını Oku

Yaklaşan Tek Kişi Diktatörlüğüne Karşı Direniş Komiteleri…

   Bundan iki yıl önce Özgür Üniversite’deki “Demokrasi ve Sol” konulu seminer dizisinde yaptığım ve bir hayli tartışmalı cereyan eden, geçenlerde kendi sitemde (aşk ve devrim: www.gunzileli.com) “Reel Demokrasinin Üç Temeli” başlığıyla yayımladığım konuşmamda “reeldemokrasinin” (reelsosyalizmle bir anıştırma yaparak halihazır burjuva demokrasilerine bu adı takmıştım) üç temelinden söz etmiştim: Birincisi, …

Devamını Oku

Joker

Abdullah Öcalan, hükümetle ve devletle ne zamandır anlaşma ve uzlaşma içinde. Bu anlaşma ve uzlaşmanın en net sözcüsü Leyla Zana. Başbakan Tayyip Erdoğan ise Abdullah Öcalan kartını, adeta bir joker gibi elinde tutmak ve oyunun son bitirici hamlesinde kullanmak istiyor. Hatta diyebilirim ki, bu kartı ne zamandır böyle bir bitirici …

Devamını Oku

Kolektif Açlık Grevi…

  İnsan bazen o anda tam olarak benimsemediği eylemlere de katılmak zorunda kalabilir. Geçmişte bunun örneklerini yaşadım. 12 Mart döneminde, 1971 yılının yazında, Yıldırım Bölge Cezaevi’nde yatıyorduk. Koşullar gittikçe kötüye gidiyor, hapishane rejimi adım adım sıkılaştırılıyordu. Yine de, bir yıl sonraki koşullarla karşılaştırılacak olsa, o anda otelde kaldığımız söylenebilirdi. Dev-Genç’li …

Devamını Oku