Gün Zileli

Fincancı Katırları ve Karpuz Kabukları !..

Artıgerçek Ben, Şebnem Korur Fincancı’nın açıklaması üzerine koparılan gürültüye, MHP Başkanı Bahçeli’nin “ihanet-i vataniye” açıklamasına, hatta Fincancı’nın alelacele gözaltına alınmasına değil de, CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun Fincancı’yı destekleyen açıklaması üzerine onu “kınayan” açıklamalar yapan CHP sözcü ve yetkililerinin tutumuna şaşırdım daha çok. Bir kere, Fincancı, TSK’nın “kimyasal silah” kullandığını söylemiş …

Devamını Oku

Tek Çare: İşçi Yönetimi…

Artıgerçek Rusya’daki 1917 Devrimi’nin en anlamlı adımlarından biri İşçi Yönetimi’ydi. 1917 Şubat Devrimi’nin, kitlelerin ayakta olduğu o günlerinde, işçiler fabrika ve madenlerde işçi yönetimini fiilen başlatmışlardı. Bazı işyeri sahipleri işyerlerini bırakıp kaçmışlardı, bazıları ise işçilerin yarattığı fiili duruma teslim olmuş ve onlarla uzlaşmanın yollarını aramaya başlamışlardı. Bu durumda işçi yönetimi …

Devamını Oku

Son Adım!..

Artıgerçek      Tahkikat Komisyonu, Demokrat Parti tarafından 18 Nisan 1960’ta kurulan 15 üyeli Meclis komisyonudur. 7 Nisan’da DP Meclis Grubunun bir bildiri yayımlamasından sonra, muhalefet ve basının faaliyetlerinin tahkik edilmesi için kurulmuştur. Komisyon sadece Demokrat Partili milletvekillerinden oluşmaktadır. … Muhalefetten bir temsilci bile alınmayan bu komisyon, İstiklal Mahkemeleri gibi olağanüstü …

Devamını Oku

Şahin Alpay / Gün Zileli’nin anıları üzerine

P24’ten alındı Benim kuşağımın Marxist – Leninist ideali de; özgürlükçü bir demokrasi getirme çabasına sarılması da bugüne kadar bir yere varamadı. Gün Zileli ile Ağustos 1968’de yayımlanmaya başlayan Aydınlık dergisi yazı kurulunda tanıştık. SBF’den mezun olduktan sonra, o sıra yakın arkadaşım olan Doğu Perinçek’in aracılığıyla o zamanların tanınmış anayasa profesörü Bülent Nuri …

Devamını Oku

Yunanistan Meselesi… Tuhaf…

Yakın zamanlara kadar Tuhaf adlı bir dergi çıkardı. Herhalde ülkedeki tuhaflıklara dikkat çekmek için bu adı benimsediklerini düşünmüştüm o zaman. Şimdi çıkıyor mu bilmiyorum ama çıksaydı herhalde bugün yaşamakta olduğumuz tuhaflıklar sayesinde epey malzemeye sahip olurdu. Örneğin, AKP iktidarının dış politikası, tuhaf kelimesini fazlasıyla hak etmektedir. Bu yazıda, iktidarın Ukrayna …

Devamını Oku

Şahin Alpay / 68 Kuşağı Üzerine Bir Deneme

Toplum ve Bilim, 41, Bahar 1988                                                               Şahin Alpay’ın günümüzden yaklaşık 34 yıl önce yazılmış bu değerli yazısı, ’68’in eşsiz bir özeti ve tahlili olduğu için, kendisinin izniyle burada yeniden yayınlıyorum. Yazının sonuna doğru yaptığı “devrimcilik-demokratlık” ayrımı ise yazıda katılmadığım neredeyse tek görüştür. Kanımca, devrim ile demokrasi arasında değil, devrim ve …

Devamını Oku

Atatürk, Lenin, Humeyni…

Artıgerçek Diyanet İşleri, Atatürk tarafından 3 Mart 1924’te kuruldu. Amaç, Diyanet aracılığıyla din adamları sınıfını yeni kurulmuş seküler cumhuriyet devletinin denetimine almak, onları maaşlı devlet memuru haline getirerek devletten bağımsız bir güç olmalarını engellemekti. Atatürk, kurumsal ve dinsel özerkliğe olanak sağlayan Batı’nın tersine, devlete rakip bir güce asla izin vermeyen …

Devamını Oku

Devrim Kara / Devletler ve Sürgünler

“Devletler ve onların bir avuç memuru kolayca yalan söylerler. Milyonlarca dili ve gözü olan halklar ise yapıları gereği isteseler de yalan söyleyemezler.” Devlet Halkı Dersim’de hayvan vagonlarına dolduranlar ne kadar katil ise Kırım’da ve Ahıska’da  dolduranlar da o kadar katildir. Sadece din ya da ulus sermaye devletleri değil sol iktidarlar …

Devamını Oku

Homofobi, LGBT+’e Saldırıda!

Artıgerçek‘te ilk versiyonu yayınlanmıştır. Birbirlerinden nefret edenler nefret söyleminde birleşti! Otuz yaşlarında gösteren genç bir adam. Omuzlarına, 6-7 yaşlarındaki oğlunu oturtmuş. Uzatılan mikrofona konuşuyor. Kendinden çok emin. “Bu homoseksüel kişiler eğitilmeli, eğer eğitilemezlerse idam edilirler” diyor. “Eğitilmek” (sanırım buna “ilaç tedavisi” de dahildir), olmadı idam! Bu fikri bir kişi ileri …

Devamını Oku

Ansızın Geldikleri Gibi Aniden Gidebilirler…

Artıgerçek İnsanın başına gelebilecek en büyük felaket milliyetçiliktir. Hangi topluluk adına, hangi türden olursa olsun… Daha çocukluğumdan milliyetçilik denilen illetle karşılaşmış, maruz kalmış, hatta o çocuk aklımla mahallede (8-10 yaşlarımda) Rum çocuklarına karşı milliyetçi aşağılamalara ve böbürlenmelere önayak bile olmuştum. Arnavutköy’le Bebek arasında yer alan bizim mahallenin yukarısındaki, ta Bizans’tan …

Devamını Oku

Stalin, Mao, Polpot: Benzerlikler ve Farklılıklar…

Artıgerçek Türkiye’nin, sosyal konulara kafa yoran kesimlerinde birbiriyle bağlantılı iki önemli hata göze çarpar: Birincisi, toptancılık; ikincisi, toptancılığın sonucu olarak farklılıkları göz ardı etmek ve farklı güçleri ya da kişileri kısa yoldan aynı sepete doldurmaktır. Bu, olayları basitleştirip kısa yoldan sonuçlara varmayı, yani kolaycılığın rahatlığını sağlar ama aslında doğada da, …

Devamını Oku

Mihail Gorbaçov

Artıgerçek Mihail Gorbaçov, Sovyetler Birliği’nin son başkanıydı. Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra 32 yıl daha yaşayıp 91 yaşında öldü. Demek 1985 yılında parti genel sekreterliğine gelip Glasnost ve Perestroyka siyasetlerini başlattığında henüz 54 yaşında, kendisinden önceki “bir ayağı çukurda” Sovyet liderleriyle karşılaştırıldığında oldukça genç bir lidermiş. “Akıl yaşta değil, baştadır” denir. …

Devamını Oku

Reha Yünlüel / – hayvan pazarı –

Georg Less’e ve Saeed Fayaz’a… peşimdesingözlerin faltaşıkürkümün peşindesin etimin sütümün yağımındölümün peşindesin tırnaklarımın deriminkıllarımın peşindesin boynuzlarımındişlerimin canımınne pahasına olursa olsunbeni yakalayacak yüzecek yolup ütecekkesip pişirip kızartıp yiyeceksin kanımı içecek çorbamıyatağına yorgan yapacak üstüne kılık kıyâfetdişlerimden kolye bilezik halhal ayıklayıpayıklayıp teleklerimden yelpâzekellemden tablo ya da gece lambası korkuluk ya dadolduracaksın içimi …

Devamını Oku

Yılmaz Turan / Metin Çulhaoğlu ve Bingöl Erdumlu’nun Bendeki İzleri…

1968-69 yıllarında “Bilmem şu feleğin bende nesi var” halk türküsünü Ruhi Su’nun sesinden dinlemeyenimiz yok gibidir. 2022’lerde gerçekten de “feleğin bize ettiklerini” görmeye başladık. Aynı haftada iki ODTÜ’lüyü kaybettik. Metin Çulhaoğlu ve Bingöl Erdumlu. Biri son nefesine kadar yazdı. Diğeri metal işkolunda ilk işçi sınıfı örgütlenmelerinde yer aldı. Metin Çulhaoğlu’nu TİP içerisindeki MDD-Sosyalist devrim tartışmalarından tanırım. Nihat Akseymen …

Devamını Oku

Hoca da Haklı !

Artıgerçek Nasrettin Hoca’nın “sen de haklısın” fıkrası bizleri her zaman güldürmüştür ama bu fıkranın derin anlamı üzerinde pek de fazla düşünmemişizdir. Aslında Nasrettin Hoca, düşüncelerini ironik fıkralarla aktaran büyük bir filozoftur. O fıkrada da Hoca, gerçeğin bölünmüşlüğünü ve gerçeğin bütününü kimsenin tek başına elinde tutamayacağını anlatmak istemiştir. Evet, gerçek, çelişkilidir. …

Devamını Oku

Fikret Başkaya / Bilim ve teknoloji fetişizmine dair kısa not…

“ Bilim, sadece bilimcilerin ellerine bırakılmayacak kadar çok önemli bir şeydir”                                                                                    Carl E. Sagan “Düşünür öldü. Yaşasın araştırmacı…”                         Mehdi K. Benslimane Fetişizm, putçuluk, tapınmacılık anlamındadır. Toplumda teknolojinin her sorunu çözeceğine dair tuhaf bir saplantı var… Aynı şey bilim için de geçerli… Bilimsel ve teknolojik gelişmeler sayesinde bu dünyanın …

Devamını Oku

“Kırmızı Çizgi”!!!

Artıgerçek Dinler tartışmadan hoşlanmaz. Dini literatürün cahiliyimdir ama bildiğim kadarıyla din âlimleri, tartışmak yerine tefsirde bulunmayı tercih ederler. İdeolojiler ve onların kapı bekçileri de öyledir. Lafzen çok tartışma lafı ederler, örneğin örgüt içinde bir sorun çıktığında, “bu meseleyi bir dahaki toplantıda tartışalım” derler ama tartışma ideolojiye gelip dayandığında aniden suratları …

Devamını Oku

Tek Parti İktidarı!

Artıgerçek Tarihte tek parti iktidarı dönemini açan, faşizm değil, sosyalizm olmuştur. Başlangıçta böyle bir iktidar biçimi öngörülmemişti. Marx ve Engels belli belirsiz “proletarya diktatörlüğü”nden söz etmişlerdi ama onlarda “tek parti iktidarı” fikri yoktu. Lenin tarafından oluşturulan bu fikir, 1917 Ekim’inde Bolşeviklerin iktidarı ele geçirmelerinden sonra Sovyetler Birliği’nde uygulamaya konmuş, 70 …

Devamını Oku

Detant !

Artıgerçek Detant (Yumuşama), ‘60’lar ve ‘70’ler Maocularının tepesini attıran bir kavramdır. O zamanki Sovyetler Birliği yöneticileri tarafından ortaya atılmıştı. Bu kavram karşısında “tepesi atan” eski bir Maocu olarak, 50-60 yıl sonra, bu kavramı ortaya atan Sovyet yöneticilerinin haklı olduğunu söylemek durumundayım. Neden haklılardı? Ya da Çin yöneticileri ve o zamanın …

Devamını Oku