Sol

Stalin, Mao, Polpot: Benzerlikler ve Farklılıklar…

Artıgerçek Türkiye’nin, sosyal konulara kafa yoran kesimlerinde birbiriyle bağlantılı iki önemli hata göze çarpar: Birincisi, toptancılık; ikincisi, toptancılığın sonucu olarak farklılıkları göz ardı etmek ve farklı güçleri ya da kişileri kısa yoldan aynı sepete doldurmaktır. Bu, olayları basitleştirip kısa yoldan sonuçlara varmayı, yani kolaycılığın rahatlığını sağlar ama aslında doğada da, …

Devamını Oku

Mihail Gorbaçov

Artıgerçek Mihail Gorbaçov, Sovyetler Birliği’nin son başkanıydı. Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra 32 yıl daha yaşayıp 91 yaşında öldü. Demek 1985 yılında parti genel sekreterliğine gelip Glasnost ve Perestroyka siyasetlerini başlattığında henüz 54 yaşında, kendisinden önceki “bir ayağı çukurda” Sovyet liderleriyle karşılaştırıldığında oldukça genç bir lidermiş. “Akıl yaşta değil, baştadır” denir. …

Devamını Oku

Yılmaz Turan / Metin Çulhaoğlu ve Bingöl Erdumlu’nun Bendeki İzleri…

1968-69 yıllarında “Bilmem şu feleğin bende nesi var” halk türküsünü Ruhi Su’nun sesinden dinlemeyenimiz yok gibidir. 2022’lerde gerçekten de “feleğin bize ettiklerini” görmeye başladık. Aynı haftada iki ODTÜ’lüyü kaybettik. Metin Çulhaoğlu ve Bingöl Erdumlu. Biri son nefesine kadar yazdı. Diğeri metal işkolunda ilk işçi sınıfı örgütlenmelerinde yer aldı. Metin Çulhaoğlu’nu TİP içerisindeki MDD-Sosyalist devrim tartışmalarından tanırım. Nihat Akseymen …

Devamını Oku

“Kırmızı Çizgi”!!!

Artıgerçek Dinler tartışmadan hoşlanmaz. Dini literatürün cahiliyimdir ama bildiğim kadarıyla din âlimleri, tartışmak yerine tefsirde bulunmayı tercih ederler. İdeolojiler ve onların kapı bekçileri de öyledir. Lafzen çok tartışma lafı ederler, örneğin örgüt içinde bir sorun çıktığında, “bu meseleyi bir dahaki toplantıda tartışalım” derler ama tartışma ideolojiye gelip dayandığında aniden suratları …

Devamını Oku

Çağatay Anadol’dan TSİP Tarihi (1974-1994)

Çağatay Anadol, Şu Bizim Sosyalist İşçi Partisi, İletişim, 2022 Osman Sercan, Ahmet Kaçmaz, Yalçın Yusufoğlu, Tektaş Ağaoğlu, Veli Gürcan, Halil Çelimli, Gültekin Gazioğlu, Hüseyin Hasançebi ve diğerlerinin anısına… Örgüt Adamı Olarak Çağatay Anadol Çağatay Anadol’u 1960’lardan beri tanırım. Sessiz sedasız çalışan ama “iş bitiren” tipik bir örgüt adamı olduğu o …

Devamını Oku

Mistifikasyon!

Artıgerçek Artıgerçek’te çıkan 13 Şubat 2022 tarihli “Fetiş” başlıklı yazımdakine benzer bir konuyu ele alacağım bu yazımda. Mistifikasyon, bir bakıma fetişleştirme öncesi çarpıtmadır. Mistifike edilen olay, bir adım sonrasında rahatlıkla fetişize edilmeye açık hale getirilmiştir. Örnek verecek olursam, “millet”, herhangi bir yerdeki insan topluluğunun mistifike edilmiş halidir. Gerçeğe doğrudan doğruya …

Devamını Oku

Dev Aynası…

Artıgerçek Devlet, muhalif toplumsal güçlere, özellikle sola dev aynası tutma eğilimindedir. Öyle ki, sola karşı bir teyakkuz durumu yaratmak için dev aynasından medet uman devletin, bazen dev aynasındaki solun görüntüsüne kendisinin de inanıp ürktüğü olur. Türkiye Cumhuriyeti, yeni kurulduğu 1920’lerde, Türkiye soluna dev aynası tuttu ve bu görüntüye kendisi de …

Devamını Oku

Haluk Gerger’in Son Kitabı…

Haluk Gerger’in Son kitabı… Haluk Gerger, Anti-Marksist Devrimcilik-Marksizm Öncesi İsyancı Gelenek ve Günümüze Yansımaları, Yordam, 2022 Haluk Gerger, 1980’lerden beri izlediğim bir yazar. Bütün yazdıklarını okumasam da fikirlerinden ve izlediği yoldan haberim var. 1980’lerde eski TKP’ye yakın bir yazar olarak biliniyordu. 1990’larda Kürt hareketine dost bir tutum izledi. 2000’li yılların …

Devamını Oku

Devrim Uzun Sürer ve Tüm Yanlışları Ortaya çıkarır –Süleyman Kırteke’nin Anıları

Süleyman Kırteke, Devrim Uzun Sürer, (Hazırlayan: Oktay Duman), İzan Yayıncılık, 2022 Süleyman Kırteke, yaklaşık 60 yıldır sol saflarda mücadele etmiş ve etmekte olan, Malatya köylerinden yetişmiş, solda yer alan herkesin büyük saygısını kazanmış, bugün 84 yaşında, kitabının adının da çağrıştırdığı gibi, uzun erimli bir devrimcidir. Oktay Duman, Kırteke’yle yaptığı, 60 …

Devamını Oku

ODTÜ, Babacan, İfade Özgürlüğü…

Artıgerçek Olay, basına ve medya organlarına “Babacan’ın ODTÜ’de konuşması engellendi” şeklinde yansıdı. Bence bu yanlış. ODTÜ’lü gençler, Babacan’ın ODTÜ’de konuşma yapmasını fiilen engellemiş değiller, en azından o aşamada fiilen bir engelleme yapılmamış. Sadece Babacan, “olay çıkması” ihtimaline binaen ODTÜ’de konuşma yapmaktan vazgeçmiş. Hemen belirteyim ki, protestoda bulunmak da bir ifade …

Devamını Oku

“Renkli Devrim” mi, Baskıya Karşı Başkaldırı mı?

Sol ve artık solun kendine “ideolojik rehber” kabul ettiği Putin, 2000’lerin başından beri icat ettikleri “renkli devrim” kavramını, Ukrayna’nın işgaliyle birlikte daha da hararetli bir şekilde tekrarlamaya başladılar. Ne var ki, onların “renkli devrim” adını taktıkları olgu, aslında 20. Yüzyılın ortalarından beri, baskı altındaki halkların diktatörlüklere başkaldırısından başka bir şey …

Devamını Oku

Tarihin İroni ve Paradoksları

Artıgerçek Tarih, ters sonuçlara yol açan ironi ve paradokslarla doludur. Yaşananlara yakından baktığımızda neredeyse adım başı rastlarız bunlara. 1960-70 döneminde sol harekete ilişkin verdiğim haftalık seminerlerimin ilkini sunarken de rastladım böyle bir tarihi paradoks ve ironiye. Hem de birbirine taban tabana zıt sonuçlarıyla iki defa. Türkiye solunu uzun yıllar baskı …

Devamını Oku

Latife Fegan’ın Anıları: Yaşanan Geçip Gider, Hatırat Kalır…

Artıgerçek Latife Fegan’ın aşağı yukarı bir buçuk yıl önce yazdığı kitabı (“Yazmasaydım Olmazdı!”, Belge, Ekim 2020) yeni elime geçti ve iki günde okudum. Fegan’ın, 1940’lardan günümüze uzanan, neredeyse 80, yoğun olarak da, devrimci uyanış dönemi olan 1960’lardan günümüze kadarki 60 yılı kapsayan ve çeşitli örgütsel ve fraksiyonel mücadele ve karmaşıklıklarla …

Devamını Oku

‘68 Geri Çekilirken…

Artıgerçek Tarihte belli isimler belli dönemleri sembolize ederler. Örneğin, Voltaire adı, Aydınlanma’yı, Robespierre adı, Fransız Devrimi’nin terör dönemini, Gandi adı, Hindistan halkının İngiliz sömürgeciliğine karşı mücadelesini akla getirir. Can Yücel’in; En uzun koşuysa elbet Türkiye’de de devrim; O, onun en güzel Yüz metresini koştu En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak En …

Devamını Oku

“Sıcak Külleri Kaldı”!

Artıgerçek Oya Baydar’ın büyük romanının başlığını, hem tutkulu bir aşktan hem de 30 yıllık çetin bir toplumsal mücadeleden geriye kalan sıcak küller olarak okuyabilirsiniz (Oya Baydar, Sıcak Külleri Kaldı, Can, 2000). Marx’ın, toplumların gelişmesinin temelinde sınıf mücadelesinin yattığı saptaması, çağların en büyük düşünsel devrimidir. O zamandan beri, yalnız Marksistler değil, …

Devamını Oku

50 Yıl Sonra Bir 12 Mart Değerlendirmesi

12 Mart darbesinin gerçek tarihi, muhtıranın verildiği 12 Mart günü değil, İsrail Büyükelçisi Efraim Elrom’un kaçırıldığı 17 Mayıs 1971’dir. 12 Mart muhtırasından sonra sol, silahlı mücadele yolunu değil de daha akılcı bir toplumsal mücadele yolunu izlemiş olsaydı, 12 Mart’tan sonra olayların daha başka bir seyir izlemesi olanağı vardı. Önce 12 …

Devamını Oku

TİKB Hatıratları

Görüş Sitesinde yayınlanmıştır. Yaşar Ayaşlı, Yeraltında Beş Yıl, Yordam Kitap, 2011 H. Selim Açan, “Bitmedi Daha…”, Sel, 2019 H. Selim Açan, “Sürüyor O Kavga”, Sel, 2019 Başlarken hemen söyleyeyim, elimdeki notlara bakarak bu yazının biraz uzunca tutacağını tahmin ediyorum. Yazının bütününü okumak istemeyenler, ara başlıklara bakarak konu seçimi yapıp okuyabilirler. …

Devamını Oku

Çarkçıbaşı!!!

Doğu Perinçek, kısmen yanlış hatırladığı, kısmen de, kendi zamanından böbürlenmelerine karşı çıkacak az insan kaldığı için savaş ve gençlik yıllarıyla ilgili bol palavra sıkan ihtiyarlara benzemektedir giderek. Yaşanan gerçeklik ona artık ufukta yok olan bir gemi gibi uzak göründüğünden, o geminin ne gövdesini ne yelkenlerini tarif edebilmekte, belleğinde kalmış tortularla …

Devamını Oku

Cevahir kitabı: Elli Yıl Öncesine Yeniden Bakmak

Hüseyin Solgun, Cevahir, Ayrıntı, 2020 Hüseyin Solgun’un Cevahir kitabı, özellikle o zamanki dergilerden ve gazetelerden geniş alıntılar getirerek belleğimizi canlandırıyor ve yaşanmış olaylara bir kere daha bakmamızı, değerlendirmemizi sağlıyor. Kitabı okumaya başladığımda önce, “bu kadar uzun alıntıya ne gerek vardı, sentezci olmak gerekmez mi?” diye düşünmüştüm ama kitap ilerledikçe bu …

Devamını Oku

Sonlarını İlan Ettiler!

    Meclis Başkanı’nın laiklikle ve din devleti kurma niyetleriyle ilgili açıklaması her şeyi apaçık ortaya koydu. İslamcı diktatörler, yeni anayasa derken, aslında bir din devleti rejimi kurmayı planlıyorlar. Böylece, “yeni anayasalarıyla” bu ülke insanlarının hayat tarzına devlet gücüyle doğrudan doğruya saldıracaklar akılları sıra. Eğer bunu başarırlarsa olacakları tahayyül etmek  …

Devamını Oku