Devrim ve Sosyalizm Sorunları

Mülksüzlerin Mülksüzleştirilmesi?!..

Artıgerçek Biz ’68 gençliği, işçileri olduğu kadar köylüleri de çok severdik. Bir devrim romantizmimiz vardı ve bu romantizmde işçiler kadar köylüler de büyük yer tutuyordu. Gençlerin köylere gidip sol propaganda yapmaya başlamaları, bu gençler henüz Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi ya da sempatizanıyken, ta 1965’e, hatta daha öncesine uzanır. Rusya’da …

Devamını Oku

İşçi Sınıfı Derken?!

Artıgerçek Tarihte, gerçek öncü müfrezesinin başını çektiği işçi sınıfıyla, bu sınıf adına hareket ettiğini ileri süren siyasi grupların ya da örgütlerin veya partilerin (“işçi sınıfı partileri”nin) toplumsal mücadele alanında buluştukları örnekler sayılıdır. Bu sayılı örneklerde de, hemen belirteyim ki, kurmaca değil, ama gerçek işçi sınıfı, sonuçta hiç de kârlı çıkmamıştır. …

Devamını Oku

Şahin Alpay / 68 Kuşağı Üzerine Bir Deneme

Toplum ve Bilim, 41, Bahar 1988                                                               Şahin Alpay’ın günümüzden yaklaşık 34 yıl önce yazılmış bu değerli yazısı, ’68’in eşsiz bir özeti ve tahlili olduğu için, kendisinin izniyle burada yeniden yayınlıyorum. Yazının sonuna doğru yaptığı “devrimcilik-demokratlık” ayrımı ise yazıda katılmadığım neredeyse tek görüştür. Kanımca, devrim ile demokrasi arasında değil, devrim ve …

Devamını Oku

Devrim Kara / Devletler ve Sürgünler

“Devletler ve onların bir avuç memuru kolayca yalan söylerler. Milyonlarca dili ve gözü olan halklar ise yapıları gereği isteseler de yalan söyleyemezler.” Devlet Halkı Dersim’de hayvan vagonlarına dolduranlar ne kadar katil ise Kırım’da ve Ahıska’da  dolduranlar da o kadar katildir. Sadece din ya da ulus sermaye devletleri değil sol iktidarlar …

Devamını Oku

Stalin, Mao, Polpot: Benzerlikler ve Farklılıklar…

Artıgerçek Türkiye’nin, sosyal konulara kafa yoran kesimlerinde birbiriyle bağlantılı iki önemli hata göze çarpar: Birincisi, toptancılık; ikincisi, toptancılığın sonucu olarak farklılıkları göz ardı etmek ve farklı güçleri ya da kişileri kısa yoldan aynı sepete doldurmaktır. Bu, olayları basitleştirip kısa yoldan sonuçlara varmayı, yani kolaycılığın rahatlığını sağlar ama aslında doğada da, …

Devamını Oku

Mihail Gorbaçov

Artıgerçek Mihail Gorbaçov, Sovyetler Birliği’nin son başkanıydı. Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra 32 yıl daha yaşayıp 91 yaşında öldü. Demek 1985 yılında parti genel sekreterliğine gelip Glasnost ve Perestroyka siyasetlerini başlattığında henüz 54 yaşında, kendisinden önceki “bir ayağı çukurda” Sovyet liderleriyle karşılaştırıldığında oldukça genç bir lidermiş. “Akıl yaşta değil, baştadır” denir. …

Devamını Oku

Hoca da Haklı !

Artıgerçek Nasrettin Hoca’nın “sen de haklısın” fıkrası bizleri her zaman güldürmüştür ama bu fıkranın derin anlamı üzerinde pek de fazla düşünmemişizdir. Aslında Nasrettin Hoca, düşüncelerini ironik fıkralarla aktaran büyük bir filozoftur. O fıkrada da Hoca, gerçeğin bölünmüşlüğünü ve gerçeğin bütününü kimsenin tek başına elinde tutamayacağını anlatmak istemiştir. Evet, gerçek, çelişkilidir. …

Devamını Oku

Tek Parti İktidarı!

Artıgerçek Tarihte tek parti iktidarı dönemini açan, faşizm değil, sosyalizm olmuştur. Başlangıçta böyle bir iktidar biçimi öngörülmemişti. Marx ve Engels belli belirsiz “proletarya diktatörlüğü”nden söz etmişlerdi ama onlarda “tek parti iktidarı” fikri yoktu. Lenin tarafından oluşturulan bu fikir, 1917 Ekim’inde Bolşeviklerin iktidarı ele geçirmelerinden sonra Sovyetler Birliği’nde uygulamaya konmuş, 70 …

Devamını Oku

Detant !

Artıgerçek Detant (Yumuşama), ‘60’lar ve ‘70’ler Maocularının tepesini attıran bir kavramdır. O zamanki Sovyetler Birliği yöneticileri tarafından ortaya atılmıştı. Bu kavram karşısında “tepesi atan” eski bir Maocu olarak, 50-60 yıl sonra, bu kavramı ortaya atan Sovyet yöneticilerinin haklı olduğunu söylemek durumundayım. Neden haklılardı? Ya da Çin yöneticileri ve o zamanın …

Devamını Oku

Değer var, Özgürlük Yok! Özgürlük var, Değer yok!

Artıgerçek Kapitalizm, piyasa ilişkilerinin uzun yıllar içinde aşağıdan topluma egemen olmasına dayanır. Kapitalist ilişkiler toplumu sardıktan sonra devlet ve diğer üst yapı kurumları sisteme sadece olağanüstü durumlarda düzenleyici olarak müdahil olurlar. “Normal” zamanlarda ise “görevleri”, kapitalizmin işleyen çarklarına göz kulak olmaktır. Bu olağan işleyiş dışında, kültür alanı, piyasa ilişkilerinin kendiliğinden …

Devamını Oku

Dev Aynası…

Artıgerçek Devlet, muhalif toplumsal güçlere, özellikle sola dev aynası tutma eğilimindedir. Öyle ki, sola karşı bir teyakkuz durumu yaratmak için dev aynasından medet uman devletin, bazen dev aynasındaki solun görüntüsüne kendisinin de inanıp ürktüğü olur. Türkiye Cumhuriyeti, yeni kurulduğu 1920’lerde, Türkiye soluna dev aynası tuttu ve bu görüntüye kendisi de …

Devamını Oku

Haluk Gerger’in Son Kitabı…

Haluk Gerger’in Son kitabı… Haluk Gerger, Anti-Marksist Devrimcilik-Marksizm Öncesi İsyancı Gelenek ve Günümüze Yansımaları, Yordam, 2022 Haluk Gerger, 1980’lerden beri izlediğim bir yazar. Bütün yazdıklarını okumasam da fikirlerinden ve izlediği yoldan haberim var. 1980’lerde eski TKP’ye yakın bir yazar olarak biliniyordu. 1990’larda Kürt hareketine dost bir tutum izledi. 2000’li yılların …

Devamını Oku

Nicholaus Wachsmann, Margarete Buber Neumann’a İlişkin Çarpıtmaları Yanıtlıyor

Margarete Buber-Numan’ın İki Diktatörlük Altında (Çev: Gün Zileli, İmge, 2012) kitabının Nicholaus Wachsmann tarafından yazılmış “Giriş” yazısını, Sendika.Org’da çıkan Ahmet Kaplan tarafından yazılmış “İki Diktatörlük Altında”: Bir Soğuk Savaş propaganda klasiği” başlıklı yazıdaki (ilgilenenler yazıyı şu bağlantıdan okuyabilirler: https://sendika.org/2013/03/iki-diktatorluk-altinda-bir-soguk-savas-propaganda-klasigi-ahmet-kaplan-94895/) iftira niteliğindeki çarpıtmalara (ki, yazar bizzat Wachsmann’ı ve Gulagların bir diğer …

Devamını Oku

Halil Berktay / Dmitri Şostakoviç ve Halim Spatar

Halim Spatar kitabından çıkırılan Halil Berktay’ın yazısını merak eden arkadaşlar oldu. Burada yayınlıyorum. Aynı yazı, Serbestiyet’te Halil Berktay’ın kendi köşesinde de yayınlanmıştır. GZ Karşılaştırmak değil, derdim. Öyle olsa, orantısız kaçar kuşkusuz. Biri zamanında çok meşhurdu ve hâlâ da 20. yüzyılın en büyük bestecileri arasında sayılıyor. Diğeri ise, tabii bizlerin sevgili …

Devamını Oku

Lağımlara Girmeye Cesaret Etmek!

Ömer Faruk, Bir Aşağılama Aracı Olarak Çöp, Yeni İnsan, 2022 Ömer Faruk’u, 1990’lardan, Ayrıntı Yayınları’nın baş editörü olduğu dönemden bilirim. Doğrudan hiç karşılaşmadık ama onu ve izlediği çizgiyi hiç gözümden uzak tutmadım. Ayrıntı Yayınları, Türkiye’nin 1970 sonlarından itibaren girdiği yeni düşünsel patikanın temsilcisiydi. Klasik sol, komintern çizgisindeki ömrünü tamamlamış ve …

Devamını Oku

“Renkli Devrim” mi, Baskıya Karşı Başkaldırı mı?

Sol ve artık solun kendine “ideolojik rehber” kabul ettiği Putin, 2000’lerin başından beri icat ettikleri “renkli devrim” kavramını, Ukrayna’nın işgaliyle birlikte daha da hararetli bir şekilde tekrarlamaya başladılar. Ne var ki, onların “renkli devrim” adını taktıkları olgu, aslında 20. Yüzyılın ortalarından beri, baskı altındaki halkların diktatörlüklere başkaldırısından başka bir şey …

Devamını Oku

Tarihin İroni ve Paradoksları

Artıgerçek Tarih, ters sonuçlara yol açan ironi ve paradokslarla doludur. Yaşananlara yakından baktığımızda neredeyse adım başı rastlarız bunlara. 1960-70 döneminde sol harekete ilişkin verdiğim haftalık seminerlerimin ilkini sunarken de rastladım böyle bir tarihi paradoks ve ironiye. Hem de birbirine taban tabana zıt sonuçlarıyla iki defa. Türkiye solunu uzun yıllar baskı …

Devamını Oku

Latife Fegan’ın Anıları: Yaşanan Geçip Gider, Hatırat Kalır…

Artıgerçek Latife Fegan’ın aşağı yukarı bir buçuk yıl önce yazdığı kitabı (“Yazmasaydım Olmazdı!”, Belge, Ekim 2020) yeni elime geçti ve iki günde okudum. Fegan’ın, 1940’lardan günümüze uzanan, neredeyse 80, yoğun olarak da, devrimci uyanış dönemi olan 1960’lardan günümüze kadarki 60 yılı kapsayan ve çeşitli örgütsel ve fraksiyonel mücadele ve karmaşıklıklarla …

Devamını Oku

“Proletarya Partisi” Sorunu…

Artıgerçek Yazıya başlamadan önce, yazılarıma gelen bazı eleştirileri ele alayım kısaca. “Güncel sorunları hiç ele almıyorsun.” Saptama doğru ama eleştiri olarak o kadar isabetli olduğu söylenemez. “Unpopüler” bir yazar olduğumu, bundan 11 yıl kadar önce ‘Unpopüler Yazar Olmak” başlıklı yazımda (www.gunzileli.net) söylemiştim. Güncel sorunları ele alan, hem de esaslı bir …

Devamını Oku

“Devrimci Şiddet” Diye Bir Şey…

Artıgerçek Artıgerçek’te, daha önceki makalelerimden birinde (“Küçük Burjuva Aydını!” 1.10.21) yanlış kavramların büyük bir yaşama enerjisine sahip olduğunu söylemiştim. Bu yanlış kavramlardan en fazla yaşama enerjisi gösteren ve hatta giderek yayılanı ve sanki tartışılmaz bir gerçekmiş gibi ortalıkta gururla dolaşanı da “devrimci şiddet”tir. Galiba bir kavram ne kadar oksimoronsa ömrü …

Devamını Oku